Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Zimmet Suçu

ZİMMET SUÇU

SANIKLARIN BİR SUÇ İŞLEME KARARININ İCRASI KAPSAMINDA DEĞİŞİK ZAMANLARDA YÜKLENEN SUÇU İŞLEDİKLERİ – ZİNCİRLEME SUÇ HÜKÜMLERİNİN UYGULANMAMASI – HÜKMÜN BOZULMASI

T.C YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas: 2013 / 17140
Karar: 2017 / 864
Karar Tarihi: 13.03.2017

ÖZET: Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda yüklenen suçu işledikleri kabul edilen sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması, bozmayı gerektirmiştir.

(5237 S. K. m. 43, 53, 248) (5271 S. K. m. 231, 237, 260, 264) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Dava ve Karar: Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK’nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 23/05/2013 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki “…… avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır.” düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK’nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin sadece bu suçtan açılan kamu davalarına katılan olarak KABULÜNE, denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan Hazinenin, bu hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşıldığından vekilinin bu suçtan sanıklar …, …, …, … ve … hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, yine …, … ve … hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olmak suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların ise CMK’nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, aynı Kanunun 264. maddesi de gözetilerek temyiz isteğinin itiraz mahiyetinde kabulü ile merciince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden, incelemenin sanıklar … ve … hakkında zimmet suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan … vekili ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Zimmet suçuna konu olabilecek tutarın 19.224,96 TL olması ve bu miktardan fazlasının soruşturma aşamasında tazmin edilmesi karşında sanık …’e verilen cezadan TCK’nın 248 nci maddesi uyarınca 1/2 oranında indirim yapılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Suç tarihlerinde sanıklardan …’ın …İlköğretim, diğer sanık …’un ise … ve Özel İdare İlköğretim okullarının mutemedi olarak görev yaptıkları, sanıkların 2004-2008 yılları arasında okul personeline ait maaş, ek ders ve aile yardımı ödemelerinde mal müdürlüğünden onaylanan banka listelerindeki ödenecek miktarlardan farklı olarak personelin hesabına yatırılacak paranın daha az, kendilerinin hesabına yatacak paranın ise daha fazla olduğu toplam miktarı değişmeyen sahte ödeme listeleri hazırlayıp dikkatsizlikleri sonucu okul müdürlerine de imzalatarak bankalara bildirdikleri, bu şekilde sahte olarak oluşturdukları ödeme listelerinde personel maaşlarından usulsüz kesintiler yaparak, izinli ve raporlu öğretmenlere ek ders ücreti tahakkuk ettirdikleri gibi bazı öğretmenlere ise fazla ek ders ücreti tahakkuk ettirerek ve yine bazı öğretmenlere fazladan aile yardımı tahakkuk ettirip tüm bu kesinti ve fazlalık kısımları kendilerinin hesaplarına aktarılmasını sağlamak şeklinde sübut bulan ve okul müdürünün maaş bordroları ile banka listelerini karşılaştırması sonucu ortaya çıkartılan olayın mahkemece de bu şekilde kabul edilmesi karşısında, suça konu fazladan tahakkuk ettirilen ek ders ve aile yardımı paralarının sanıklara görevleri nedeniyle teslim edilmesi söz konusu olmadığı gibi bu paraların sanıklara görevlerinin normal fonksiyonu gereği de verilmediği, bunlar üzerinde koruma ve gözetim yükümlülüklerinin bulunmadığı, yasal tevdi unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle bu eylemler yönünden zimmet suçunun oluşmayacağı, düzenledikleri sahte belgelerle bankadan kendi hesaplarına ek ders ve aile yardımı şeklinde fazla para ödenmesini sağlamaları şeklinde sabit olan fiillerinin zincirleme biçimde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve kamu kurumu zararına nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturacağı ancak sahtecilikten açılan bir dava olmadığı keza sanıkların sahte olarak oluşturdukları ödeme listelerinde personel maaşlarından usulsüz kesintiler yaparak bu kesintileri kendi hesaplarına aktarılmasını sağlamak şeklindeki eylemlerinin ise sanıkların mutemet olarak bordro ve liste düzenlemeye yetkili olmaları, suça konu maaş ödemelerine ilişkin paranın görevleri gereği zilyetliğinin kendilerine devredilmiş bulunması ve kurumdaki farklı bordroların karşılaştırılması, bordroların iç toplamlarının alınması veya bordrolarla kurumdaki banka kayıtlarının karşılaştırılmasıyla eylemin kolayca ortaya çıkabileceği, salt bordroların farklı olarak düzenlenmesinin zimmet eylemini nitelikli hale getirmeyeceği nazara alındığında eylemlerin zincirleme biçimde basit zimmet suçunu oluşturacağı gözetilmeden sanıkların tüm eylemlerinin basit zimmet suçunu oluşturduğunun kabulüyle yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda yüklenen suçu işledikleri kabul edilen sanıklar hakkında TCK’nın 43. maddesinin uygulanmaması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK’nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmemesi,
Kanuna aykırı O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan … vekili ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.