Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Artırılması Davası

YOKSULLUK VE İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRILMASI DAVASI

TARAFLARIN GERÇEKLEŞEN SOSYO EKONOMİK DURUMLARI NAFAKANIN NİTELİĞİ VE MÜŞTEREK ÇOCUĞUN YAŞI, EĞİTİM DURUMU VE İHTİYAÇLARI GÖZETİLDİĞİNDE İŞTİRAK NAFAKASINDA ARTIŞ YAPILMASI GEREKTİĞİ – İŞTİRAK NAFAKASININ ARTIRILMASI TALEBİNİN KISMEN KABULÜ

ÖZET: Müşterek çocuk C.’nun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının aylık … TL’ ye artırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

(4721 S. K. m. 4, 176, 182) (6100 S. K. m. 353)

Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince verilen yukarıda tarih ve numarası gösterilen davanın reddine ilişkin karara karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmakla, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ:

Davacı dava dilekçesinde, davalı ile boşandıklarını, kendisi için 350 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk C. için 125 TL iştirak nafakasına karar verildiğini, bu nafakaların üfe oranında antiğini, kadının nafakasının 450 TL, çocuğun nafakasının 150 TL olduğunu, nafakaların çok yetersiz kaldığını, aradan 4 yıldan fazla zaman geçtiğini, çocukların büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını. C.’nun geçirdiği rahatsızlık nedeniyle tedavi gördüğünü, her ay 200 TL aşı ücreti ödediğini, kadının nafakasının aylık 650 TL’ye, C.’nun nafakasının 600 TL’ye artırılmasına karar verilmesini istemiştir.

Davalı cevap dilekçesinde, boşanma kararında üfe artışına karar verildiğini, halen Aydın 2. İcra müdürlüğünün 2011/5827 sayılı dosyasına aylık 913 TL nafaka ödediğini, ayrıca kadın yararına hükmedilen tazminatlar nedeniyle aylık 597 TL taksit ödediğini, maaşının 2487 TL olduğunu, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.

Mahkemece, davanın reddine hükmedilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davacı, boşanma kararında hükmedilen üfe artışının yetersiz kaldığını, dava dışı çocuk S. C’ın üniversitede okuduğunu ve 1000 TL. aylık gideri bulunduğunu, C. nun tedavi gördüğünü, aradan geçen zamanda çocuğu büyüdüğünü, ihtiyaçlarının arttığını, çocuğu ilkokul 2’ye gittiğini, çocuğa her ay 200 TL değerinde aşı vurulduğunu, aşının 4 yıl boyunca vurulması gerektiğini, davalının ilave olarak günlük işlerde de çalıştığını, üfe oranında artışın nafaka artışına engel olmadığını, davanın reddine karar verilmesinin hatalı bulunduğunu ileri sürmüştür.

GEREKÇE:

Müşterek çocuklar S. C. 10.11.1997, C. 06.09.2008 doğumludur. S. C., 10.11.2015 tarihinde ergin olmuştur.

Taraflar, Aydın Aile Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve 2011 129 esas 2011/1379 karar sayılı olup 24.04.2013 tarihinde kesinleşen kararı ile boşanmışlar, velayetler anneye verilmiş, kadın için aylık 350 TL yoksulluk nafakasına, S. C. için 200 TL iştirak nafakasına, C. için aylık 125 TL iştirak nafakasına, dava tarihi esas alınarak her yıl üfe oranında artış yapılmasına, kadın yararına 10.000 TL maddi tazminata ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.

Yoksulluk nafakası yönünden,

TMK. nun 176 4. maddesine göre: tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre ıradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.

Boşanma davası sırasında davacı kadın ev hanımı, davalı erkek üniversitede memurdur. Derdest davada da durum aynıdır Davalının düzenli bir ek gelirinin bulunduğu da kanıtlanmamıştır. Ergin olan çocuğun ihtiyaçları da, yoksulluk nafakası miktarının tespitinde dikkate alınamaz.

Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde, yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; boşanma kararında hükmedilen üfe anışı oranında artış nafaka takdirinde sağlanan dengenin korunmasında yeterlidir. Bu nedenle, davacının bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.

İştirak nafakası yönünden,

Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir.

Türk Medeni Kanunu’nun 182/2. Maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür.

İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir.

Önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 4,5 yıldan fazla süre geçmiştir. Bu süre içinde çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. C. bu süre içerisinde, ilkokula başlamış ve eğitim giderleri artmıştır. Yine, dosya içerisindeki belgelerden anlaşılacağı üzere, C. nun sağlık giderlerin de artış meydana gelmiştir. Boşanma davasının açıldığı tarih ile bu davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde, üretici fiyat endeksinde meydana gelen artış dikkate alındığında, iştirak nafakası aylık 174 TL’ye ulaşmıştır. Ancak, bu miktar çocuğun eğitim, sağlık ve diğer giderlerinde meydana gelen artışı telafi etmeye yeterli değildir.

Davacı kadın ev hanımıdır. Davalı ise üniversitede memur olarak çalışmakta olup aylık 2500 TL almaktadır.

Tarafların gerçekleşen sosyo-ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetildiğinde, iştirak nafakasında artış yapılması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi uygun bulunmamıştır.

Bu sebeple, müşterek çocuk C.’nun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının aylık 300 TL’ ye artırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Gösterilen, sebeple, davacının istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda gösterilen sebeplerle,

1- Davacının, yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin istinaf talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2- Davacının, iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulü ile, ilk derece mahkeme, kararının DÜZELTİLEREK AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE.

3- Davacının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin REDDİNE,

4- Davacının müşterek çocuk C. için hükmedilen iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 300 TL’ye artırılmasına, fazlaya ilişkin talebinin reddine.

5- Alınması gerekli 31.40 TL harcın, peşin alınan 266.30 TL harçtan mahsubu ile, 234.90 TL harcın isteği halinde davacıya iadesine.

6- Davalının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,

7- Davacı tarafından yapılan, 93 TL pul gideri, 80 TL tanık ücretinden oluşan toplam 173 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

8- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca daha az olamayacağından 1980 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

9- Tarafların yatırdığı bakiye gider avanslarının talepleri halinde yatıranlara iadesine,

10- Davacı tarafından yatırılan 85.70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının hazineye gelir kaydına,

11- Davacı tarafından yatırılan 31.40 TL istinaf maktu peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,

12- Davacı tarafından yapılan. 85.70 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ve 27.40 TL dosya gönderme masrafından oluşan toplam 113.10 TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

13- Kararın bilgi mahiyetinde mahalinde mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda. 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere OYBİRLİĞİ ile karar verildi. 28.02.2017