TAKSİRLE ÖLÜME VE YARALANMAYA NEDEN OLMA SUÇU
SANIĞIN ÇOK HIZLI BİR ŞEKİLDE SEYRETTİĞİ KENDİSİNE UYARILARIN YAPILMASINA RAĞMEN HIZLI GİTMEYE DEVAM ETTİĞİ – BİLİNÇLİ TAKSİR – SANIĞA AİT SÜRÜCÜ BELGESİNİN EN ÜST SINIR OLAN ÜÇ YIL GERİ ALMASININ OLAYA UYGUN OLMADIĞI – SÜRE İKİ YILA ÇEKİLEREK HÜKÜM KURULDUĞU
İzmir BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. Ceza Dairesi
Esas: 2016 / 30
Karar: 2017 / 254
Karar Tarihi: 27.02.2017
ÖZET: Sanık hakkında iddianame ile taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçlarından kamu davası açıldığı mahkemece yargılamanın yapılarak delillerin toplandığı ve sonuç olarak yukarıda belirtilen hükmün kurulduğu daha sonara söz konusu kararın katılanlar tarafından istinaf edildiği dairemize gelen dosyanın incelenmesinde özellikle ceza miktarının olayın oluş şekline uygun olmaması nedeni ile ceza adaletinin sağlanması için duruşma açılmasına karar verildiği, duruşmada sanığın talimatla ifadesinin alındığı dosyada toplanan deliller, alınan kusura yönelik bilirkişi raporları ve özellikle sanığın 1.15 promil alkollü olduğu daha sonra aracına otostop yapan kişileri almasına müteakip çok hızlı bir şekilde seyrettiği kendisine uyarıların yapılmasına rağmen hızlı gitmeye devam ettiği ve daha sonrada aracın hakimiyetini kaybettiği ve akabinde bu kazanın meydana geldiği S. G. ve R. R. F. S.’un vefat ettiği dolayısıyla sanığın olay anında kusurunun ağırlığı olayda bilinçli taksirin mevcudiyeti dikkate alınarak yerel mahkemenin sanık M. F. T. hakkında vermiş olduğu karar kaldırılarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle yedi yıl üzerinden bilinçli taksirde uygulanmak suretiyle hüküm kurulmuş ayrıca sanığın mahkemece duruşmada gözlenen kişiliği dikkate alınarak 62. maddenin uygulanması nedeni ile dairece de bu madde uygulanmış yerel mahkemenin sanığa ait sürücü belgesinin en üst sınır olan üç yıl geri almasının da olaya uygun olmadığı değerlendirilerek bu süre iki yıla çekilerek hüküm kurmak gerekmiştir.
(5237 S. K. m. 22, 50, 53, 62, 63, 85, 270) (5271 S. K. m. 231)
Yerel Mahkemece verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulmakla, başvurunun ve kararın niteliği ile suç tarihine ve istinaf başvurusunda bulunan sanık müdafii ve katılan vekilinin istinaf dilekçeleri içeriğine göre dosya görüşüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
16/03/2016 havale tarihli iddianame ile olay öncesinde arkadaşlarıyla alkol alan ve l.15 promil alkollü olduğu belirlenen sanığın kullandığı araçla D. market önündeyken sola doğru manevra yapmasıyla süratinden dolayı direksiyon hakimiyetini kaybederek önce yolun sağındaki kaldırıma çarptıktan sonra kendi etrafında dönmeye başladığı ve 2 farklı aydınlatma direğine de çarparak 9 tur atan araçta bulunan 2 kişinin ölümü ile, 1 kişinin ağır şekilde yaralanmasına neden olduğundan TCK’nın 85/2, 22/3 maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/83 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonunda; Sanık M. F. T.’nin üzerine yüklenen “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçunu işlediği sabit görülmekle, TCK’nın 85/2 maddesi uyarınca sanığın asli kusurlu oluşu, ölen ve yaralıların sayısı nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak takdiren ve teşdiden 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nın 22/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırılarak 6 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilerek 5 yıl 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığında, TCK’nın 51. maddesindeki hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına,
Sanığa ait sürücü belgesinin 5237 sayılı TCK’nun 53/6.maddesi gereğince 3 yıl süre ile geri alınmasına, geri almanın cezanın infazından sonra yürürlüğe girmesine,
Sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi gereğince mahsubuna,
671 sayılı KHK ile 5275 sayılı Yasada yapılan değişiklik ve sanığın tutuklu kaldığı süre nazara alınarak TAHLİYESİNE,
Sanık H. E.’nun üzerine yüklenen “suç üstlenme” suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 270/1-1.cümle maddesi uyarınca suçun işleniş biçimi ve ağırlığı nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak takdiren ve teşdiden 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, TCK’nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilerek 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığın 5237 sayılı TCK’nın 53/1-a, c, d, e madde ve fıkrasındaki hakları kullanmaktan cezası tamamen infaz oluncaya kadar 53/1-c madde ve fıkrasındaki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından ise şartla tahliye oluncaya kadar yoksun bırakılmasına,
5271 sayılı CMK’nın 231/6-(a)-(c) maddelerinde belirtilen şartların oluştuğu ve CMK’nın 231/6-(b) maddesi gereğince sanığın kişilik özelliği ile duruşmadaki tutum ve davranışı göz önünde bulundurulduğunda yeniden suç işlemeyeceği hususunda mahkememizce olumlu kanaate varıldığı anlaşılmakla, sanık hakkında bu suçtan kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına,
5271 sayılı CMK’nun 231(8) maddesi uyarınca sanığın beş yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına, takdiren sanığa herhangi bir yükümlülük yüklenmesine gerek olmadığına,
5271 sayılı CMK’nun 231(10) maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmediği ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere uygun davranıldığı takdirde, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilmesine,
5271 sayılı CMK’nun 231(11) maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasten yeni bir suç işlemeleri halinde, dosya re’sen ele alınarak, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, bu hususlarda sanığa ayrıntılı ihtarat yapılmasına, (ihtarat yapıldı)
Sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi gereğince mahsubuna,
Katılanlar V. L. K. ve S. A. kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiklerinden 3.600’er TL vekalet ücretinin sanıklardan alınarak ayrı ayrı katılanlar V. L. K. ve S. A.’e verilmesine,
Yargılama sırasında yapılan otopsi, bilirkişi, keşif, posta ve tebligat giderinden ibaret toplam 949,88 TL yargılama giderinin sanık M. F. T.’den tahsiline,
Yargılama sırasında yapılan müdafii ücreti, posta ve tebligat giderinden ibaret toplam 605,90 TL yargılama giderinin sanık H. E.’ndan tahsiline, şeklinde karar verilmiştir.
Katılan vekili ve sanık müdafii tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizce yapılan inceleme neticesinde duruşma açılmasına karar verilmiştir.
Sanıklar, sanık müdafii katılan vekili adına duruşma gününü bildirir tebligat çıkartılmış, duruşmaya katılan olmamıştır.
CUMHURİYET SAVCISI ESAS HARKINDAKİ MÜTALAASINDA: Yapılan yargılamaya elde edilen delilere incelenen tüm dosya kapsamına göre sanığın alkollü vaziyette sevk ve idare ettiği aracını otostop yaparak durduran maktuller ve diğer mağdurlarla birlikte Güllük başı istikametine doğru seyir halinde iken alkolün ve hızın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybederek aydınlatma direğine çarpması neticesinde meydana gelen kazada maktullerin hayatını kaybettiği bir mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek, mağdur E.’nin ise nitelikli biçimde yaralandığı olayda; kazanın gerçekleşme biçimi ve meydana gelen neticenin ağırlığı da göz önüne alınarak sanığın eylemine uyan TCK 85/2, 22/3, 52 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur, demiştir.
Yapılan duruşma neticesinde tüm dosya kapsamı incelendiğinde; sanık hakkında iddianame ile taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçlarından kamu davası açıldığı mahkemece yargılamanın yapılarak delillerin toplandığı ve sonuç olarak yukarıda belirtilen hükmün kurulduğu daha sonara söz konusu kararın katılanlar tarafından istinaf edildiği dairemize gelen dosyanın incelenmesinde özellikle ceza miktarının olayın oluş şekline uygun olmaması nedeni ile ceza adaletinin sağlanması için duruşma açılmasına karar verildiği, duruşmada sanığın talimatla ifadesinin alındığı dosyada toplanan deliller, alınan kusura yönelik bilirkişi raporları ve özellikle sanığın 1.15 promil alkollü olduğu daha sonra aracına otostop yapan kişileri almasına müteakip çok hızlı bir şekilde seyrettiği kendisine uyarıların yapılmasına rağmen hızlı gitmeye devam ettiği ve daha sonrada aracın hakimiyetini kaybettiği ve akabinde bu kazanın meydana geldiği S. G. ve R. R. F. S.’un vefat ettiği dolayısıyla sanığın olay anında kusurunun ağırlığı olayda bilinçli taksirin mevcudiyeti dikkate alınarak yerel mahkemenin sanık M. F. T. hakkında vermiş olduğu karar kaldırılarak alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle 7 yıl üzerinden bilinçli taksirde uygulanmak suretiyle hüküm kurulmuş ayrıca sanığın mahkemece duruşmada gözlenen kişiliği dikkate alınarak 62. Maddenin uygulanması nedeni ile dairemizce de bu madde uygulanmış yerel mahkemenin sanığa ait sürücü belgesinin en üst sınır olan 3 yıl geri almasının da olaya uygun olmadığı değerlendirilerek bu süre 2 yıla çekilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle,
1-Sanık M. F. T. yönünden Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 18/08/2016 tarih 2016/83 esas, 2016/232 karar sayılı kararının A bendinin KALDIRILMASINA,
2-Sanık M. F. T.’nin üzerine yüklenen “taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma” suçunu işlediği sabit görülmekle, eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 85/2 maddesi uyarınca sanığın asli kusurlu oluşu, ölen ve yaralıların sayısı nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak takdiren ve teşdiden 7 YIL HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçunu bilinçli taksirle işlediği anlaşılmakla, sanığa verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nın 22/3 maddesi uyarınca 1/3 oranında arttırılarak 9 YIL 4 AY HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığın duruşmadaki olumlu davranışları nazara alınarak sanığa verilen cezanın 5237 sayılı TCK’nun 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilerek 7 YIL 9 AY 10 GÜN HAPİS CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA,
Sanığa verilen sonuç hapis cezasının miktarı nazara alınarak yasal şartları oluşmadığından 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına,
Eylemin işleniş şekli, neticesi ve eylemin bilinçli taksirle işlenmiş olması hususları nazara alınarak sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin uygulanmasına yer olmadığında,
Sanığa verilen sonuç hapis cezasının miktarı nazara alınarak yasal şartları oluşmadığından 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesindeki hapis cezasının ertelenmesine yer olmadığına, Sanığa ait sürücü belgesinin 5237 sayılı TCK’nun 53/6.maddesi gereğince 2 yıl süre ile geri alınmasına, geri almanın cezanın infazından sonra yürürlüğe girmesine,
Sanığın gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesi gereğince mahsubuna,
3- Sanık H. E. hakkında suç üstlenme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın CMK’nın 231/12 maddesi gereğince itiraza tabi olup, katılan vekilinin itirazlarının mahallinde değerlendirilmesi mümkün görüldüğünden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Katılanlar V. L. K. ve S. A. kendilerini birer vekil ile temsil ettirdiklerinden 3.600’er TL vekalet ücretinin sanıklardan alınarak ayrı ayrı katılanlar V. L. K. ve S. A.’e verilmesine,
Yargılama sırasında yapılan otopsi, bilirkişi, keşif, posta ve tebligat giderinden ibaret toplam 949,88 TL yargılama giderine ek olarak dairemizce yapılan 3 adet tebligat gideri olan 33 TL ile adet posta gideri olan 5,80 TL olmak üzere 988,68 TL sanık M. F. T.’den tahsiline,
Yargılama sırasında yapılan müdafii ücreti, posta ve tebligat giderinden ibaret toplam 605,90 TL yargılama giderinin sanık H. E.’ndan tahsiline,
Oybirliğiyle mütalaaya uygun olarak verilen karar, tarafların yokluğunda, Cumhuriyet Savcısının huzurunda tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde dairemize veya en yakın başka bölge Adliye Mahkemesine ya da herhangi bir yerel mahkemeye tutanağa başvurabilecekleri ve ilgililerin karardan birer örnek alabilecekleri, TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27.02.2017