Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Takibin İptali İstemi

TAKİBİN İPTALİ İSTEMİ

TAKİP TARİHİNDEN ÖDEME EMRİNİN TEBLİĞİNE KADAR 3 YILI AŞKIN SÜRE BOYUNCA ZAMANAŞIMINI KESEN İŞLEM YAPILMADIĞI – ZAMANAŞIMI İTİRAZININ KABULÜNE İLİŞKİN İLK DERECE MAHKEMESİ HÜKMÜ HUKUKA UYGUN OLDUĞU – İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİ

Antalya BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 277
Karar: 2017 / 281
Karar Tarihi: 28.02.2017

ÖZET: Alacaklı taralından yapılan icra takip işlemlerinin zamanaşımını kesmesi için icra takibinin devamını sağlayıcı nitelikte bulunmaları ve İİK.nun … maddesi uyarınca alacaklının sapılmasını gereken masrafı da peşinen yarması zorunludur İtiraza konu icra dosyasında davalı alacaklı vekili … tarihinde ödeme emri tebliğ talebinde bulunmuş olsa da masrafını vermemiş olduğundan bu talep ve bu talebin kabulü zamanaşımını kesmez. Takip tarihinden ödeme emrinin tebliğine kadar 3 yılı aşkın süre boyunca zamanaşımını kesen işlem yapılmadığından zamanaşımı itirazının kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi hükmü hukuka uygundur. Bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.

(6762 S. K. m. 661, 662, 663, 688, 690) (2004 S. K. m. 59, 168)

TARAFLARIN İSTEM VE CEVAPLARININ ÖZETİ:

Davacı vekili dilekçesinde, icra takibine konu bonoda düzenlemeyen bulunmadığını, takibe dayanak belgenin kendilerine tebliğ edilmediğini, bononun ödeme tarihi olan 25/08/2012 tarihinden itibaren 3 yılı aşkın zaman geçtiğini, bono borcunun zamanaşımına uğradığını, yetkili icra dairesinin Antalya icra dairesi olduğunu belirterek takibin iptaline ve aksi halde yetki itirazının kabulüne hükmedilmesini istemiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; senette keşide yen bulunduğunu, icra dosyasında adres araştırması ve tebligat gönderme talepleri dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine hükmedilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:

İlk derece mahkemesince verilen zamanaşımı itirazının kabulü hükmünün gerekçesinde şu açıklamalarda bulunulmuştur: “Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2016/8273 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklının davalı, borçlunun davacı ve D. T., S. O., V. O. olduğu, takibin 06/06/2012 tanzim tarihli, 25/08/2012 vade tarihli senede dayalı kambiyo senetlerine mahsus takip olduğu, ödeme emrinin davacıya 23/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür Takip dayanağı senedin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken 6762 Sayılı TTK’nun 688/6. maddesine göre bononun, kambiyo senedi vasfını taşıyabilmesi için, tanzim yeri unsurunu ihtiva etmesi gereklidir. Aynı Kanun’un 689/son maddesine göre ise, tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun, tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Dayanak bonoda tanzim edenin ismi yanında “Antalya” ibaresinin yazılı olduğu anlaşıldığından tanzim yerinin olmadığı iddiasına itibar edilmemiştir TTK.nun 663. maddesine göre müruruzamanı kesen muamele her kim hakkında vaki olmuşsa ancak ona karşı hüküm ifade eder. Takip dayanağı bononun, 6762 sayılı TTK’nun 688. maddesindeki unsurları tam olarak taşıması nedeniyle kambiyo senedi niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, takip konusu bono yönünden, 6762 sayılı TTK’nun 690. maddesi göndermesiyle aynı Kanun’un 661. 662 ve 663 maddelerinin uygulanması gerekir. TTK’nun 661/1. maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. 6762 sayılı TTK.nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun’un 662. maddesinde, zamanaşımını kesen sebepler; “dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Aynı Kanun’un 663/2.maddesine göre ise zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Dava İİK 168/5 maddesi gereği açılmış zamanaşımına itiraz davası, senedin kambiyo senedi olmadığına ilişkin şikayet ve terditli olarak yetki itirazına ilişkindir. Ödeme emrinin tebliğ tarihine göre dava süresindedir. Takibe dayanak senet bono olduğundan 3 yıllık zamanaşımına tabidir. Senedin vade tarihine göre(25.08.2012) takip tarihinde (03.10.2012)zamanaşımı henüz dolmamıştır. Ancak takipten sonra davacı hakkındaki takip kesinleşmeden (ödeme emri 23.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.) 3 yıldan fazla süre geçmiştir. Arada TTK.’nun 662. maddesi kapsamında yapılmış bir işlem yoktur. Bu durumda takip tarihi ile ödeme emri tebliği arasında zamanaşımı gerçekleştiğinden zamanaşımı itirazının kabulüne karar verilmiştir. Zamanaşımı itirazı kabul edildiğinden ve terditli olarak yetki itirazında bulunulduğundan yetki itirazı değerlendirilmemiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:

Davalı alacaklı vekili istinaf yoluna başvurma dilekçesinde; adres araştırma talepleri ve borçlunun değişik adreslerine ödeme emri gönderme talepleri dolayısıyla zamanaşımının gerçekleşmediğini belirterek ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir

UYUŞMAZLIK KONUSUOLAN HUSUS: Zamanaşımı itirazının haklı olup olmadığı

DELİLLER: İcra dosyası

İCRA DOSYASI: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2016/8273 esas sayılı dosyasında davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu Masan Keklik ile diğer borçlular D. T., S. O. ve V. O. aleyhine 50.848.63 TL toplam alacak için 06/06/2012 düzenleme tarihli. 25/08/2012 ödeme tarihli bonoya dayalı olarak 24/09/2012 tarihinde kambiyo senetlerine özgü takip yapılmıştır. Davacıya ilk çıkarılan ödeme emri tebligatı 16/10/2012 tarihinde iade edilmiştir. Davacı vekili 21/10/2013 tarihli dilekçesiyle davacının farklı bir adresine ödeme emrinin tebliğe çıkartılmasını talep etmiştir. Bu talep icra müdürlüğünce kabul edilmiştir. Bu talep sonrasında icra dosyasında davacı için düzenlenmiş 2 ayrı tebligat mazbatası mevcut olduğu, tebligatların üstünün el yazısıyla doldurulduğu, ancak bu tebligatların mühürlenmeden ve imzalanmadan dosyaya takıldığı ve dolayısıyla tebliğe çıkarma işlemi yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin 29/01/2016 tarihli talebi gereğince ödeme emri davacı borçluya 23/05/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:

Davacının zamanaşımı itirazı ilk derece mahkemesince kabul edilmiş ve bu yönden davalı vekili istinaf yoluna başvurmuş olup diğer itiraz ve şikayetler hakkında istinaf yoluna başvurulmamıştır.

Poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyene) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. Yasada zamanaşımını kesen sebepler dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. Diğer taraftan, alacaklı tarafından yapılan icra takip işlemleri de zamanaşımını keser. Ancak alacaklı taralından yapılan icra takip işlemlerinin zamanaşımını kesmesi için icra takibinin devamını sağlayıcı nitelikte bulunmaları ve İİK.nun 59. maddesi uyarınca alacaklının sapılmasını gereken masrafı da peşinen yarması zorunludur (Yargıtay 12 H.D. 2016/3469 esas, 17798 karar) İtiraza konu icra dosyasında davalı alacaklı vekili 21/10/2013 tarihinde ödeme emri tebliğ talebinde bulunmuş olsa da masrafını vermemiş olduğundan bu talep ve bu talebin kabulü zamanaşımını kesmez. Takip tarihinden ödeme emrinin tebliğine kadar 3 yılı aşkın süre boyunca zamanaşımını kesen işlem yapılmadığından zamanaşımı itirazının kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi hükmü hukuka uygundur. Bu nedenle istinaf başvurusunun esastan reddine hükmedilmiştir.

HÜKÜM: 1- İlk derece mahkemesi hükmü hukuka uygun olduğundan istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-l maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,

2- İstinaf harcı peşin alındığından harç alınmasına yer olmadığına,

3- İstinaf yoluna başvuranın yaptığı istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,

4- İstinaf gider avansının kullanılmayan kısmının istinaf yoluna başvuruna iadesine,

HMK 361. madde gereğince hükmün tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde Dairemize veya ilgilinin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe vermek yada sözlü beyanda bulunup tutanağa kaydettirmek yoluyla Yargıtay’a temyiz yoluna başvurma hakkı açık olarak dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile 28.02.2017 tarihinde karar verildi.