SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMA SUÇU
MAHKEME KARARLARININ DENETİME OLANAK VERECEK BİÇİMDE AÇIK VE GEREKÇELİ OLMASI GEREKTİĞİ – MUTLAK BOZMA NEDENLERİ – İSTİNAF İSTEMLERİNİN KABULÜ İLE HÜKMÜN BOZULMASI – DOSYANIN YENİDEN İNCELENMEK VE HÜKMOLUNMAK ÜZERE İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİ
Antalya BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
2. Ceza Dairesi
Esas: 2017 / 144
Karar: 2017 / 220
Karar Tarihi: 02.02.2017
Sanıklar V. İ., S. E. ve suça sürüklenen n, PKK/KCK Terör örgütünün 4. dönem faaliyette olan demokratik özerklik söylemleri ile 2012 yılını final yılı ilan ederek, başkaldırı eylemleri düzenleyerek nihai hedefe ulaşmak amacı doğrultusunda terör örgütünün ülke genelinde örgüt adına yayın yapan “Bestanuce.info” isimli haber sitesinden 06/12/2015 tarihinde “Sur direnişi Diyarbakır’a yayıldı”, 07/12/2015 tarihli yayınında “KCK ;İşgale karşı mücadele yükseltilmeli” şeklindeki eylem çağrı niteliğindeki talimatları neticesinde suç tarihinde Tarsus ilçesi Gazipaşa Mahallesi, 1908 sokak üzerinde yayın organı tarafından eyleme çağrı talimatlarına uyarak bir grupla birlikte çöp ve konteynırları taşla ve tahta aletlerle birlikte yola dökerek trafiğe kapatmaya çalıştıkları, örgüt adına slogan attıkları, kollukça yapılan ihtara rağmen dağılmadıkları, güvenlik güçlerine taş, silah ve molotof kokteyli attıkları, kolluk güçlerinin müdahalesi sonucunda grubun dağıldığı, yapılan kontroller neticesinde çok sayıda suç eşyası malzemenin bulunduğu, bu malzemeler üzerinde yapılan teknik incelemede, sanıklardan V. İ. ile S. E.’in parmak izlerine rastlanıldığı, yine suç unsuru eşyaların yanında suça sürüklenen C. K.’a ait elbiseler içerisinde bulunan nüfus cüzdanının ele geçirildiği, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun facebook sosyal paylaşım sitesindeki sayfalarında propaganda suçunu oluşturan unsurların olduğu gerekçesiyle, sanıklar V. ve S.’in 3713 sayılı yasanın 7/2, 2911 sayılı yasanın 32/3, TCK 265/1-3-4, TMK 5, TCK 174/1-2, TMK’nın 5, 3713 sayılı yasanın 7/1, TCK 314/2, 53 ve 63 maddeleri uyarınca, suça sürüklenen C.’ın ise 3713 sayılı yasanın 7/2, 2911 sayılı yasanın 32/3, Türk Ceza kanunun 265/1-3-4, TMK’nın 5. maddesi TCK 174/1-2, TMK’nın 5, 3713 sayılı yasanın 7/1 maddesi delaletiyle TCK ‘nın 314/2, 31/3 ve 63 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Tarsus Ağır Ceza Mahkemesine ayrı ayrı kamu davaları açılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; sanıklar V. ile S.’in TCK’nın 314/2, 3713 sayılı yasanın 3-4-5 maddeleri, TCK’nın 174/1, 3713 sayılı yasanın 3, TMK’nın 5. maddesi, 3713 sayılı yasanın 7/2 -2. cümlesi, TCK’nın 43/1, suça sürüklenen C.’ın, TCK’nın 314/2, 31/3, TCK’nın 174/1-2, 31/3, 3713 sayılı yasanın 7/2-2. cümlesi, TCK’nın 43/1, 31/3 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verildiği anlaşılmıştır.
5271 sayılı CMK’nın 230/1 maddesinde mahkumiyet hükmünün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar belirtilerek,
“Madde 230 – (1) Mahkûmiyet hükmünün gerekçesinde aşağıdaki hususlar gösterilir:
a) İddia ve savunmada ileri sürülen görüşler.
b) Delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi.
c) Ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiili ve bunun nitelendirilmesi; bu hususta ileri sürülen istemleri de dikkate alarak, Türk Ceza Kanununun 61 ve 62 nci maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre cezanın belirlenmesi; yine aynı Kanunun 53 ve devamı maddelerine göre, cezaya mahkûmiyet yerine veya cezanın yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi.
d) Cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adlî para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine veya ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususlara ilişkin istemlerin kabul veya reddine ait dayanaklar” ın gösterilmesi gerektiğini açık bir şekilde hükme bağlamıştır.
Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/11/2016 tarih 2016/55 esas 2016/245 karar sayılı gerekçeli kararının incelenmesinde, deliller kısmında PKK/KCK Terör örgütünün ülke genelinde örgüt adına yayın yapan “Bestanuce.info” isimli haber sitesinden yapılan çağrı ve olay mahallinde ele geçirilen eşyalar ve bu eşyalar üzerindeki parmak izleri, ayrıntılı olarak işlenmesine rağmen;
a) CMK 230/1-c maddesine aykırı olarak sanıkların mahkumiyetine karar verilen Terör Örgütü Üyeliği suçunun hangi eylem ya da eylemler ile ne şekilde oluştuğunun, adı geçenlerin, terör örgütü ile bağlantılarının, ne şekilde örgüt adına hareket ettiklerinin, örgüt içindeki hiyerarşik yapı ve konumlarının, mevcut eylemleri dışında örgüt adına başkaca eylemlerinin olup olmadığının tartışılmamış, silahla terör örgüt üyeliği suçu yönünden hukuki niteleme ve açıklama yapılmamıştır.
b) Olay mahallinde yakalanan molotof kokteyllerindeki parmak izleri ve eşyalar nedeniyle suça konu patlayıcı maddelerin sanıklar tarafından bulundurulduğu kabul edilse dahi sanıkların mahkumiyeti yoluna gidilen TCK 174/1 maddesindeki suçun ne şekilde oluştuğu gerekçelendirilmemiştir.
c) Sanıklara yüklenen Terör Örgütü Propagandası suçunda; sanıklara ait facebook sosyal paylaşım sitesindeki herkese açık sayfalarında paylaşımların yapıldığı belirtilerek haklarında propaganda suçundan kamu davası açılarak yapılan yargılamaları sonucunda mahkumiyetlerine gidilmiş ise de, ne sanıklar hakkında kamu davası açan iddianamelerde ne de Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında hangi paylaşım ya da eylemlerin 3713 sayılı yasanın 7/2 maddesinde unsurları ihtiva ederek propaganda suçunu oluşturduğu yönünden hiçbir inceleme, değerlendirme yapılmadığı gibi anılan paylaşım içerikleri de yazılmamış ve açık şekilde CMK 230/b-c maddelerine muhalefet edilmiştir. Yukarıda zikredilen Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 03/10/2011 tarih 2009/1783 esas 2011/27684 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere suça konu yazılardaki hangi söz ve ifadelerin örgüt propagandasını oluşturduğu tartışılıp gösterilmemesi açık şekilde gerekçesizlik olarak değerlendirilip, Yargıtay uygulamasında bozma nedenidir.
Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1 ve 230. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının denetime olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve kararda mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerekip belirtilen hususların yerine getirilmemesi CMK’nın 280/1-b maddesi delaleti ile 289/1-g maddesi uyarnıca mutlak bozma nedenidir, bu nedenle öncelikle Tarsus 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 11/11/2016 tarih 2016/55 esas 2016/245 karar sayılı kararı CMK 289/1-g maddesi uyarınca yeterli gerekçeyi içermediğinden bozulması gerekmektedir.
Kabule Göre de,
1- Sanıklar V. ve S. hakkında 5237 sayılı kanunun 174/1 maddesi ile 3713 sayılı yasanın 3-4-5 maddeleri uyarınca öngörülen hapis cezası dışında uygulanan adli para cezası tayin edilirken, 1.666 gün Adli Para Cezasının bir günü 20 TL kabul edilerek, 33.320,00 TL Adli Para Cezası yerine, 48.600,00 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmalarına karar verilerek, fazla para cezası tayin edilmesi,
2- Sanıklar V. ve S. için öngörülen Adli Para Cezalarının TCK’nın 52/4 maddesi gereğince taksitlere bağlandığı ve taksitlerden birisinin zamanında ödenmemesi halinde geri kalan kısmın tamamının tahsiline ve ödenmeyen Adli Para Cezasının hapse çevrilmesi karar verildiği görülmüş ise de, 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile değişik 106/3. maddesi uyarınca adli para cezalarının ödenmemesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma kararı verileceği de gözetilerek, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde hapisten çevrilen adli para cezasının taksitlerinden birisinin süresinde ödenmemesi halinde geriye kalan kısmın tamamen tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceği şeklinde ihtiratın yapılması;
3- Aynı olay mahallindeki patlayıcı maddelerde parmak izleri bulunan sanıklar V. ve S. hakkında tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçundan TCK 174/1 maddesi uyarınca teşdiden 4 yıl hapis ve 1000 gün adli para cezasının temel ceza olarak tayini yoluna gidilirken, eşyaları bulunan suça sürüklenen çocuk C. hakkında gerekçesi gösterilmeden aynı gerekçelerle TCK 174/1 maddesi uyarınca 4 yıl hapis ve 2000 gün adli para cezası tayin edilmesi;
4-Terör örgütü propagandası suçundan, 3713 sayılı yasanın 7/2-2.cümlesi, TKC’nın 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılan sanık V. İ. hakkındaki 11/01/2016 tarihli internet tespit tutanağına göre şahsın internet sosyal paylaşım sitesi facebooktan PKK/KCK terör örgütü propagandası yapan siteleri beğendiği belirtilmesi karşısında bu suçun nasıl oluştuğunun açıklanmaması;
Usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm anlatılanlar sonucu;
Yukarıda 1. maddede belirtilen, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1 ve 230. maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının denetime olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve kararda mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi, ulaşılan kanaat ve delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği, dolaysıyla kararın. CMK’nın 280/1-b maddesi delaleti ile 289/1-g maddesinde sayılan mutlak bozma nedenleri arasında yer aldığından, sanık ve suça sürüklenen çocuk müdafilerinin istinaf istemlerinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu CMK.nun 286/1. Maddesi uyarınca kesin olarak 02.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.