Rücuan Tazminat Davası
T.C YARGITAY
11.Hukuk Dairesi
Esas: 1999 / 9076
Karar: 2000 / 38
Karar Tarihi: 17.01.2000
ÖZET: Davacıya ait aracın, üçüncü şahıslara çarparak ölümlerine neden olması sonucu, davacı tarafça hak sahiplerine yapılan tazminat ödemelerinin, davacının trafik sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir davalı vekili süresi içinde usulüne uygun olarak iş bölümü itirazında bulunmuş ve davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini savunmuştur. TTK. nın ilgili maddesi gereğince bu kanunda düzenlenen hususlar ticari işlerdendir. Yine TTK. ya göre o yerde ticaret mahkemesi varsa ticari davalara ticaret mahkemelerinde bakılır. Aynı madde gereğince bu hususun ilk itiraz olarak dermayan edilmesi gerekir. O halde mahkemece, sigorta hukukuna ilişkin bu davada davalının süresinde yaptığı işbölümü ile itirazı yerinde olmakla, mahkemece, itirazın kabulüne ve dosyanın Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekir.(6762 S. K. m. 3, 5) (2918 S. K. m. 98, 99)
Dava: Taraflar arasındaki davanın Ankara 11.Asliye Hukuk Mahkemesince görülerek verilen 29.9.1999 tarih ve 1998/644-1999/571 sayılı kararınca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi …………. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Üçüncü Şahıslara Çarparak Ölümlerine Neden Olması Sonucu
Karar: Davacı vekili, müvekkile ait aracın davalı şirketçe trafik sigortasının yapıldığını, aracın karıştığı kazara iki kişinin öldüğünü, ölen şahısların hak sahiplerine müvekkilce tazminat ödendiğini, davalı şirketçe poliçe limiti olan kişi başına 1.5 milyar liradan 3 milyar liranın müvekkile ödenmediğini ileri sürerek 3 milyar liranın olay tarihinden itibaren reeskont oranı üzerinden faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın ticaret mahkemesinin iş alanına girdiğini, davacının aracının sigorta süresinin 5.8.1997 günü saat 12.00 da dolduğunu, aynı tarihli 2. poliçenin ise kayıp poliçelerden olup geçersiz olduğunu, davacının ölenlerin mirasçılarının ödediği miktardan ancak poliçe limiti 1.5. milyar liradan müvekkilinin sorumlu tutulabileceğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, işbölümü itirazının reddi ile, davalının acentası tarafından kaybedilen poliçelerden dolayı davacıya karşı olan yükümlülüklerinin ortadan kalkmayacağı, poliçe ile davalı şirketin sorumluluğunun kişi başına 1.5 milyar lira kaza başına 7.5 milyar lira olarak belirlendiği, davacının kaza nedeniyle …………….. mirasçılarına 3.200.000.000 lira demede bulunduğu gibi, …………………….. mirasçılarının da destekten yoksunluk tazminatı açısından davacıyı ibra edildiği, kazada iki kişinin ölmüş olması nedeniyle sigorta şirketinin 3 milyar lira teminat ile sorumlu bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, bu miktarın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı Vekilinin Süresi İçinde Usulüne Uygun Olarak İş Bölümü İtirazında Bulunduğu
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, davacıya ait aracın, 3.şahıslara çarparak ölümlerine neden olması sonucu, davacı tarafça hak sahiplerine yapılan tazminat ödemelerinin, davacının trafik sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, hükmedilen tazminat miktarına, kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Trafik kazaları, haksız eylem sayılan hallerdendir. Haksız eylemlerde temerrüt, haksız eylem tarihinde oluşur. Anca, zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapan sigortacı bakımından temerrüdün haksız eylem tarihinde oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira Karayolları Trafik Kanununun sigortacının zarar giderim yükümlülüğünü düzenleyen 98/1 ve 99/1.maddeleri hükümlerinde, sigortacının gerek bedensel, gerese şeye gelen zararları ödeme yükümlülüğü, durumun sigortacıya ihbarından itibaren şekiz iş gününde ödemesi gerektiği hükme bağlanmıştır. O halde mahkemece, davacının, sigortacı davacıya zarar ihbarı yapıp yapmadığının araştırılması, ihbar yapılmış ise yukarıda açıklandığı üzere temerrüt tarihinin saptanması, ihbar yapılmamış ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir iken, yazılı şekilde olay tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Süresinde Yaptığı İşbölümü İle İtirazı Yerinde Olduğu
2- Öte yandan, davalı vekili süresi içinde usulüne uygun olarak iş bölümü itirazında bulunmuş ve davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini savunmuştur. TTK.nun 3.maddesi gereğince bu kanunda düzenlenen hususlar ticari işlerdendir. Yine TTK.nun 5.maddesinin 2.fıkrası gereğince o yerde ticaret mahkemesi varsa ticari davalara ticaret mahkemelerinde bakılır. Aynı maddenin 3.fıkrası gereğince bu hususun ilk itiraz olarak dermayan edilmesi gerekir. O halde mahkemece, sigorta hukukuna ilişkin bu davada davalının süresinde yaptığı işbölümü ile itirazı yerinde olmakla, mahkemece, itirazın kabulüne ve dosyanın Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekir iken, yazılı gerekçeyle iş bölümü itirazının reddi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda 1 ve 2 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.1.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildi.