Resmi Belgenin Düzenlenmesinde Yalan Beyan
Türk Ceza Kanunu Madde 206 – (1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
YARGITAY 11. Ceza Dairesi E:2007/4408 K:2010/87 T:26.01.2010
1- Sanığın; hakkındaki gıyabi tevkif müzekkeresiyle ilgili olarak yapılan kimlik ve parmak izi tespiti sırasında kendisinin “Sinan” olduğunu yalan yere beyan ettiğinin iddia olunması, dosya içerisinde bulunan, Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü’nün 22.12.2003 gün ve 1432 sayılı ihbar yazısı ve eki Üsküdar İlçe Emniyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme ve Kimlik Tespit Şube Müdürlüğü’nün 21.08.2002 tarihli Parmak İzi Sicil Belgesinden sanığın kimlik tespiti sırasında Sinan’ın kimlik bilgilerini beyan ettiğinin anlaşılması, hangi nedenle kimlik tespiti işleminin yapıldığına dair bir açıklığın bulunmaması, sanığın ise aşamalarda hırsızlık suçu şüphesi ile gözaltına alındığında kimlik bilgilerini gizleyip yalan yere beyanda bulunduğunu savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından olay tarihinde sanık hakkında düzenlenen bir soruşturma evrakı bulunup bulunmadığı, hangi nedenle kimlik veya onaylı suretleri getirtilip incelenerek, sanığın işlediği bir suç nedeni ile kendisi hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını engellemek amacı ile başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 268/1. maddesi aracılığıyla anılan Yasa’nın 267/1. maddesi kapsamında iftira suçunu, sanık hakkında bir soruşturma bulunmaması veya aranan kişilerden olmaması nedeni ile beyan ettiği kimlik bilgisi sahibi kişi hakkında bir soruşturma yapılmaması halinde ise eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 206/1. maddesi kapsamında “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturacağı gözetilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehine olan 5395 sayılı ÇKK’nın 5560 sayılı Yasa’yla değişmezden önceki 24. maddesi uyannca uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı da tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre ise;
2- Sanığın bir suç soruşturması nedeniyle hakkında yapılan adli işlemler sırasında yalan beyanda bulunması eyleminin 765 sayılı TCK’nın 343/2. maddesine uyduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
3- 5275 sayılı Yasa’nın 122. maddesiyle 647 sayılı Kanun’un yürürlükten kaldırıldığı, 5275 sayılı Kanun’da da süresinde ödenmeyen para cezasına gecikme zammı uygulanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı halde gedkme zammı uygulanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykın, o yer CSavcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyannca (BOZULMASINA), kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 26.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.