Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Özel Usulsüzlük Cezasının Kaldırılması İstemi

ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASININ KALDIRILMASI İSTEMİ

İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNUNDA GÖREV VE YETKİ DIŞINDA BİR İŞE BAKILMIŞ OLMASI HUKUKA AYKIRI KARAR VERİLMESİ VE USUL HÜKÜMLERİNE UYULMAMIŞ OLMASININ BOZMA NEDENLERİ OLARAK BELİRLENDİĞİ – HÜKMÜN ONANMASI

İstanbul BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
İdari Dava Dairesi
Esas: 2013 / 12114
Karar: 2013 / 13084
Karar Tarihi: 03.10.2013

ÖZET: İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun maddesinde; “Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerine uyulmamış olması” bozma nedenleri olarak belirlenmiştir. Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; itiraza konu kararda Yasa’nın maddesinde sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı ve itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialarında kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, itirazın reddine, itiraza konu kararın onanmasına karar verilmiştir.

(2577 S. K. m. 49) (213 S. K. Mük. m. 355)

İSTEMİN ÖZETİ: Davacı adına, 2007 yılına ait kurumlar vergisi beyannamesini elektronik ortamda vermediğinden bahisle 213 sayılı Kanunun mükerrer 3 55/1.maddesi uyarınca anılan yıl için kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın; davacı hakkında düzenlenen 24.08.2010 gün ve VDENR-2010-2201/33 sayılı vergi tekniği raporunda; davacının sadece ortaklarla iş yapma şartı ana sözleşmesinde bulunduğu halde fiilen bu kurala uyulmadığı gerekçesiyle 01.01.2005 tarihinden itibaren, arsa satışı nedeniyle 31.10.2007 tarihinden ve 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 yıllarında satılan araçlar nedeniyle ilk araç satış tarihinden itibaren kurumlar vergisi muafiyet şartlarını kaybettiği ve bu tarihlerden itibaren kurumlar vergisi mükellefi olması gerektiği, davacının ana sözleşmesi 5520 sayılı Kanun’un 4/k maddesinde belirtilen şartları taşıdığından, sadece bu şartlara fiilen uyulmaması durumunda muafiyeti kaybedeceği, söz konusu vergi tekniği raporunda 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında yaptığı işlemler nedeniyle muafiyet şartlarının kaybedildiği belirtilmiş ise de, bu satışlar sonrası kazancın “fon hesabı”na aktarıldığı ve bu gelirlerle kooperatifin amacı doğrultusunda yeni alımların gerçekleştirildiği, diğer bir deyişle; kazancın ortaklara dağıtımı ya da buna benzer başka bir amaçla kullanımının söz konusu olmadığı dolayısıyla, davacının hukuken kurumlar vergisi muafiyet şartlarını kaybettiğinin söylenemeyeceği, aksinin kabulünün, kooperatif bünyesinde tutulmaması gereken araç ya da taşınmazların zararına da olsa uhdesinde kalmasını ya da bir şekilde ortaklara devrini netice vereceği bu durumun, hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı, davacının kurumlar vergisi muafiyet şartlarının ihlali yönünde tereddüte meydan vermeyecek şekilde somut bir tespit bulunmadığından, beyanname verme yükümlülüğü de söz konusu olmadığı, bu durumda, dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabulüne karar veren İstanbul 8. Vergi Mahkemesi Hakimliği’nin 26/03/2013 tarih ve E:2012/2647, K:2013/913 sayılı kararma davalı idarece itiraz edilerek; kararın hukuka uygun olmadığı, dava konusu işlemde ise hukuka aykırılık bulunmadığı, vergi mükellefi olan davacının beyanname verme mecburiyetinin olduğu, 213 sayılı yasanın mükerrer 355. maddesi uyarınca kesilen usulsüzlük cezalarının yasal olduğu iddia olunarak bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Savunma verilmemiştir.

TÜRKMİLLETİADINA

Karar veren İstanbul Bölge İdare Mahkemesi İkinci Kurulunca dosyadaki belgeler incelenip davalı idare tarafından yapılan itiraz hakkında gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde; “Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, hukuka aykırı karar verilmesi ve usul hükümlerine uyulmamış olması” bozma nedenleri olarak belirlenmiştir.

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; itiraza konu kararda 2577 sayılı Yasa’nın 49.maddesinde sayılan bozma nedenlerinin bulunmadığı ve itiraz dilekçesinde ileri sürülen iddialarında kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte olmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, itirazın reddine, itiraza konu kararın onanmasına, itiraz aşamasında yapılan 24,00-TL yargılama giderinin itiraz eden üzerinde bırakılmasına, tebligat gideri için alman avanstan kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine, kararın taraflara tebliği için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’ne karar düzeltme yolu açık olmak üzere 03.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.