Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Ödeme Emrinin İptali İstemi

ÖDEME EMRİNİN İPTALİ İSTEMİ

TAHAKKUK EDEN BORCUN VADESİNDE ÖDENMEMESİ NEDENİYLE SÖZ KONUSU DEVLET HAKKI TUTARININ TAHSİLİ AMACIYLA DÜZENLENEN DAVA KONUSU ÖDEME EMRİNDE HUKUKA AYKIRILIK BULUNMADIĞI – HÜKMÜN BOZULMASI

Samsun BÖLGE İDARE MAHKEMESİ
İdari Dava Dairesi
Esas: 2016 / 245
Karar: 2017 / 14
Karar Tarihi: 12.01.2017

ÖZET: Dava konusu ödeme emrine esas Devlet hakkının, davacının davalı idareye verdiği satış bilgi formu üzerinden tahakkuk ettirilmesi nedeniyle ödeme emri ile tahsili aşamasına geçilmeden önce ihbarname ya da benzeri bir yazı tebliğine de gerek bulunmadığı gibi, ruhsatlı sahada maden üretimi yapılmaması Devlet hakkının alınmasına da engel teşkil etmediğinden, beyana göre tahakkuk eden borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle söz konusu Devlet hakkı tutarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin itirazının kabulüne, Ç. İdare Mahkemesi’nin kararının bozulmasına karar verilmiştir.

(2577 S. K. m. 45) (6183 S. K. m. 55) (3213 S. K. m. 13)

İSTEMİN ÖZETİ: Dava; Çorum İli, Merkez İlçesi, Tarhan Köyü’nde bulunan ve davacının uhdesinde olan 73182 ruhsat nolu I-b grubu tuğla-kiremit kili maden sahası için 01-12/2009 dönemine ilişkin maden Devlet hakkının İl Özel İdare Payına ilişkin 150,00 TL’lik kısmının davacıdan tahsili amacıyla davalı idarece düzenlenen 15/12/2014 günlü, 20141215665030000002 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

Çorum İdare Mahkemesi’nin 20/05/2016 günlü, E:2015/795, K:2016/440 sayılı kararıyla; davacıya ait işyerinde üretim ve sevkiyat faaliyetlerinin 2009 yılında durdurulduğu, mezkur sahada 2006 yılından beri faaliyette bulunulmadığı gerekçesiyle davacıya ait işletmenin işletme izin ve ruhsatının 15/07/2014 tarihi itibariyle iptal edildiği, Çorum İl Özel İdaresi görevlilerince davacıya ait ocak sahasında üretim ve sevkiyat yapıldığına ilişkin tespitin sadece 2015 yılı itibariyle yapıldığı, başka bir ifadeyle dava konusu ödeme emrinin 01/12/2009 dönemine ait olduğu ve söz konusu dönemde davacıya ait işletmede üretim ve sevkiyat faaliyetinde bulunulduğuna dair idarece somut bir tespit de yapılmadığı göz önüne alındığında, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davalı tarafından; faaliyeti durdurulan davacıdan eksik devlet hakkı tutarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın itirazen incelenerek bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davalı idarenin itirazına cevap verilmemiştir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Samsun Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi’nce, dava dosyası 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na 6545 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen Geçici 8. maddesinde yer alan düzenleme gereği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi (6545 sayılı Yasanın 19. maddesi ile değiştirilmeden önceki) hükümleri doğrultusunda incelenerek işin gereği görüşüldü:

Dava; Çorum İli, Merkez İlçesi, Tarhan Köyü’nde bulunan ve davacının uhdesinde olan 73182 ruhsat nolu I-b grubu tuğla-kiremit kili maden sahası için 01-12/2009 dönemine ilişkin maden Devlet hakkının İl Özel İdare Payına ilişkin 150,00 TL’lik kısmının davacıdan tahsili amacıyla davalı idarece düzenlenen 15/12/2014 günlü, 20141215665030000002 takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, aynı Kanunun 58. maddesinde ise kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava açabileceği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 37. maddesinde ise amme alacaklarının hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödeneceği, hususi kanunlarında ödeme zamanı tespit edilmemiş amme alacaklarının Maliye Bakanlığınca belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödeneceği belirtilmiştir.

6183 sayılı Yasanın yukarıda anılan maddesinde yer alan böyle bir borcu olmadığı yolundaki iddianın; borcun tamamen ödendiği, adlarına tarh ve tebliğ edilerek kesinleşmiş ve ödenecek aşamaya gelmiş bir borç bulunmadığı veya amme borcunun henüz vadesinin gelmediği gibi halleri kapsadığının kabulü gerekmektedir.

Kural olarak kamu alacaklarının kesinleşmesi ve bu suretle tahsil edilebilir duruma gelmeleri için öncelikle tesis edilecek bir işlemle ilgilisine duyurulması (tarh ve tebliğ), böylece gerek idari gerekse yargısal başvuru yollarını kullanma hakkının tanınması ve özel kanunlarında belirtilen vadelerinde veya özel kanunlarında vade belirtilmemişse yapılacak tebliğden itibaren 1 ay içinde ödenmemiş olması yeterli ve gereklidir.

3213 sayılı Maden Kanunu’nun 13.maddesinin 7.fıkrasında, tahakkuk eden ve ödenmeyen Devlet haklarının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilmek üzere ilgili tahsil dairesine bildirileceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan Kanun dayanak alınarak hazırlanan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği’nin “Tanımlar ve kısaltmalar” başlıklı 4.maddesinin (j) bendinde, “Devlet hakkı”, maden istihracından sağlanan gelirden ve/veya üretim yapılmayan ruhsat sahalarından proje beyanı üzerinden alman Devlet payına düşen kısım” olarak tanımlanmış; 85.maddesinde, ruhsat sahibinin, her yıl nisan ayı sonuna kadar bir önceki yıl gerçekleştirdiği işletme faaliyetleri ile ilgili olarak her işletme izni için ayrı ayrı Ek Form-15’teki örnek satış bilgi formunu doldurarak Genel Müdürlüğe vermek zorunda olduğu belirtilmiş; 3213 sayılı Maden Kanununun 3.maddesinde “Satış bilgi formu”, şekli yönetmelikte gösterildiği gibi hazırlanan, yıllık üretim miktarı, satış tutarı, toplam gelir ve tahakkuk eden Devlet hakkı gibi mali durumu gösteren belge” olarak tanımlanmış; 14.maddesinin 15.fıkrasında, Devlet hakkı ve özel idare payının, her yıl haziran ayının son günü mesai bitimine kadar ruhsat sahibi tarafından yatırılacağı kurala bağlanmıştır.

Yukarıda aktarılan hükümlerin değerlendirilmesinden; madencilik faaliyetinde bulunanların, bir önceki yıl gerçekleştirdikleri satışlarla ilgili bilgi formunu doldurarak nisan ayında Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne vermeleri, bu form üzerinden hesap ve beyan ettikleri Devlet hakkı payını Haziran ayının son günü mesai bitimine kadar ödemeleri gerektiği, üretim yapılmamasının da Devlet hakkının alınmasına engel teşkil etmediği anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Çorum ili, Merkez İlçesi, Tarhan Köyünde, tuğla kiremit kili cinsindeki madenin işletilmesi için davacıya 28/10/2005-28/10/2015 döneminde geçerli olmak üzere 73182 sayılı 1-b grubu maden işletme ruhsatının ve 07/11/2015 tarihinde de işletme izninin verildiği, Çorum İli, Merkez Sarimbey, Tarhan ve Kınık Köyleri sınırları içinde bulunan tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılmasına uygun görüş verilmesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle davacı tarafından açılan davalarda Çorum İdare Mahkemesince verilen iptal kararları üzerine, Çorum İl Özel İdaresi’nin 29/06/2009 günlü, 4919 sayılı işlemiyle, davacının da aralarında bulunduğu şahısların faaliyetlerinin durdurulmasına karar verildiği, davacının ruhsat sahasında davalı idarece yapılan denetim sonucunda, beş yıllık sürede üç yıldan fazla üretim yapılmadığının tespit edildiğinden bahisle Maden Kanunu’nun 24.maddesinin 12.fıkrası uyarınca 15/07/2014 tarihi itibarıyla ruhsatının iptal edildiği, bunun üzerine Maden İşleri Genel Müdürlüğünce Çorum Valiliği’ne yazılan 19/11/2014 günlü, 64735-402917 sayılı yazıda; bakılan bu davada ve Dairemizin E:2016/242, 243, 244, 246 sayılı dosyalarında dava konusu edilen 2008, 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarına ilişkin maden-Devlet hakkı tutarlarının son yatırılma tarihleriyle birlikte belirtildiği ekli tablodaki Devlet haklarının (Hazine, Özel İdare, Köylere Hizmet Götürme Birliği payları) davacıdan tahsil edilmesi gerektiğinin bildirildiği, bunun üzerine dava konusu 01/12/2009 dönemine ilişkin maden Devlet hakkının İl Özel İdare Payına ilişkin 150,00 TL’lik kısmına yönelik 09/12/2014 günlü Tahakkuk Fişinin ve ardından da dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Maden mevzuatı uyarınca devlet hakkı ve özel idare payının nisan ayına kadar satış bilgi formu üzerinden hesap ve beyan edilerek her yıl haziran ayının son gününe kadar ödenmesi, bilgi formu verilmemiş olması durumunda da alacaklı Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından devlet hakkına ilişkin hesaplamanın ilgisine bildirilerek gerek idari gerekse yargısal başvuru yollarını kullanma hakkının tanınması ve böylece alacağın kesinleşmesinin sağlanması gerektiği kuşkusuzdur.

Uyuşmazlıkta, Dairemizin aynı konuya ilişkin E:2016/242 ve 246 sayılı dosyalarındaki ara kararlarına cevaben Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca gönderilen bilgi ve belgelerden; davacı tarafından davalı idareye verilen 2009 yılı satış bilgi formu üzerinden Devlet hakkının belirlendiği görülmektedir.

Bu durumda, dava konusu ödeme emrine esas Devlet hakkının, davacının davalı idareye verdiği satış bilgi formu üzerinden tahakkuk ettirilmesi nedeniyle ödeme emri ile tahsili aşamasına geçilmeden önce ihbarname ya da benzeri bir yazı tebliğine de gerek bulunmadığı gibi, ruhsatlı sahada maden üretimi yapılmaması Devlet hakkının alınmasına da engel teşkil etmediğinden, beyana göre tahakkuk eden borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle söz konusu Devlet hakkı tutarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin itirazının KABULÜNE, Çorum İdare Mahkemesi’nin 20/05/2016 günlü, E:2015/795, K: 2016/440 sayılı kararının BOZULMASINA, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü gösterilen dava aşamasına ait 166,80 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı idarece itiraz aşamasında yapılan 54,00 TL yargılama giderini davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, Harçlar KanunuVıl3/j maddesi uyarınca 79,70 TL itiraz başvuru harcının davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, posta gideri avansından artan tutarın davalı idareye iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 15 gün içerisinde Dairemiz nezdinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2017 tarihinde, oybirliğiyle karar verildi.