Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Kanun Yararına Bozma İstemi

KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ

HÜKMÜN TAVZİHİNİN VERİLEN HÜKMÜN YETERİNCE AÇIK OLMAMASI İCRASINDA TEREDDÜT UYANDIRMASI YAHUT BİRBİRİNE AYKIRI FIKRALAR İÇERMESİ HALİNDE MÜMKÜN OLUŞU – KANUN YARARINA BOZULMASI GEREĞİ

T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 8967
Karar: 2017 / 2396
Karar Tarihi: 23.02.2017

ÖZET: Somut olay irdelendiğinde; mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir husus, tavzih kararı ile hüküm fıkrasına ilave edilmiştir. Mahkemece, tavzih yoluyla davalı M.’ın anne adının N., baba adının M. olarak değiştirilmesi ile nüfusa kayıt ve tescil edilmesi HMK.nun maddesine uygun düşmemektedir. Zira hükmün tavzihi, verilen hükmün yeterince açık olmaması, icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde mümkündür. Davacıların tavzih talebinin kabulü HMK.nun maddesinin aradığı şartlara uygun değildir. Hükme ilave yapılarak hükmü değiştirecek nitelikte tavzih kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK nun maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir.

(6100 S. K. m. 305) (1086 S. K. m. 455)
Dava: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, tavzih kararının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Karar: Davacılar M. Ş. ve N. Ş. ile davalı M. Ş. arasındaki evlat edinme davasında Karadeniz Ereğli Aile Mahkemesi’nin Yargıtay’ca İncelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 29.02.2016 gün ve 2015/441-2016/61 sayılı tavzih kararının yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08.11.2016 gün ve 2016/380791 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması talep edilmiştir.
Dava dilekçesinde, davacıların, davalı M. Ş.’i evlat edinmelerine karar verilmesini anne adının N., baba adının M. olarak kayıt ve tescil edilmesini istedikleri, Mahkemece, davanın kabulü ile davalı M. Ş.’i davacılar M. Ş. ve N. Ş.’in birlikte evlat edinmelerine karar verildiği, dava dilekçesinde talep edilen anne-baba adıyla ilgili bir hüküm kurulmadığı, kararın kesinleştiği, 26.02.2016 tarihli dilekçe ile davacılar vekili Nüfus Müdürlüğü açısından hükmün icrasında tereddüt oluştuğunu, bu sebeple tavzih yoluyla davalı M.’ın nüfus kaydına anne adı olarak davacı N.’in, baba adı olarak da davacı M.’ın kayıt ve tescil edilmesi cümlesinin hükme eklenmesini istemiştir. Mahkemece tavzih talebi kabul edilmiş, hükme 6. fıkra olarak; “Evlat edinilen ………… T.C. Nolu M. Ş.’in anne adının N., baba adının M. olarak değiştirilmesine, nüfusa kayıt ve tesciline” kararın bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş, iş bu tavzih kararının temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Hükümlerin tavzihi, hükmün müphem olması veya birbirine aykırı (çelişik) fıkralar ihtiva etmesi halinde, hükmün gerçek anlamının meydana çıkarılması için başvurulan bir yoldur.
HMK. m. 305 (HUMK. m. 455)’te; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir.” denilmektedir.
Yukarıda belirtildiği gibi, açık olmayan veya çelişik fıkraları kapsayan hükümlerin açıklanması istenebilir. Yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, verilen hükmün değiştirilmesi mümkün değildir. Hükümlerin tavzihi de bunun bir istisnası olarak kabul edilemez. Hâkim burada hükmün başka türlü anlaşılmasını önlemek için gerçeği ortaya koymakla ödevlidir.
Tavzih, kural olarak sadece hüküm fıkrası hakkında olur. Hükmün gerekçesinin açıklanması için, tavzih yoluna başvurulamaz. Ancak, hüküm fıkrası ile gerekçe arasında bir çelişki varsa, bu çelişkinin giderilmesi için tavzih yoluna başvurulabilir(YHGK.’nun 14.6.1967 gün ve 1967/9-462 E. 300 K.sayılı ilamı).
Hâkim, tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip, bunu hükmüne ekleyemez. Bunun gibi, hüküm verirken unutmuş olduğu vekâlet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dâhil edemez. Aynı şekilde kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişki de tavzih yolu ile giderilemez. Bütün bu anlatımlardan çıkan netice; tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hüküm sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, cilt 5, Altıncı Baskı şehir 2001 cilt 5, s. 5270 vd.)
Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut olay irdelendiğinde; mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmeyen bir husus, tavzih kararı ile hüküm fıkrasına ilave edilmiştir. Mahkemece, tavzih yoluyla davalı M.’ın anne adının N., baba adının M. olarak değiştirilmesi ile nüfusa kayıt ve tescil edilmesi HMK.nun 305. maddesine uygun düşmemektedir. Zira hükmün tavzihi, verilen hükmün yeterince açık olmaması, icrasında tereddüt uyandırması yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde mümkündür. Davacıların tavzih talebinin kabulü HMK.nun 305. maddesinin aradığı şartlara uygun değildir. Hükme ilave yapılarak hükmü değiştirecek nitelikte tavzih kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 23.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.