Görevi Kötüye Kullanma Suçu
T.C YARGITAY
5.Ceza Dairesi
Esas: 2017/ 2144
Karar: 2017 / 4710
Karar Tarihi: 02.11.2017
ÖZET: Mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiilinin ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği, hükmün kanuna uygun şekilde gerekçe içermemesinin kesin hukuka aykırılık hali olarak düzenlendiğinin gözetilmesi gerekir.
(2709 S. K. m. 141) (5237 S. K. m. 53, 257) (5271 S. K. m. 34, 223, 230, 231, 289) (1412 S. K. m. 308) (ANY. MAH. 08.10.2015 T. 2014/140 E. 2015/85 K.)
Hükmün Kanuna Uygun Şekilde Gerekçe İçermemesinin Kesin Hukuka Aykırılık Hali Olarak Düzenlendiğinin Gözetilmesi Gereği
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
16/04/2008 gün, 2008/16 Esas ve 2008/262 sayılı sanığın mahkumiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk karar sonrası sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle dosyanın tekrar ele alındığı, mahkemenin verdiği yeni hükmün Yargıtay incelemesine tabi ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hüküm olacağı gözetilerek kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, gerekçeli kararda sadece önceki kararın ortadan kaldırılma ve yeni hüküm kurma nedenleri ile hüküm kısmına yer verilmek suretiyle Anayasanın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34, 223, 230 ve 289/1-g maddelerine aykırı davranılması,
CMK’nın 231/11. maddesi uyarınca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi durumunda önceki hükmün aynen açıklanmasıyla yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, bu kez kurulan hükümde 6086 sayılı Yasa değişikliği nazara alınarak farklı uygulamalara yer verilmesi,
Kabule göre de;
Yüklenen suçu TCK’nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği kabul edilmesine rağmen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin TCK’nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının değerlendirilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 02.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.