Zina Sebebiyle Boşanma Davaları Nasıl Açılır?
Zina sebebiyle boşanma davaları açacaklar için faydalı olan bu makaleyi detaylı olarak inceleyebilirsiniz.
T.M.K. m. 185/son gereğince eşler birbirine sadakat göstermekle yükümlüdür. Zina sadakat yükümlülüğünün en ağır ihlalidir. T.M.K. m. 161 e göre zina kesin boşanma sebebidir. Yargıç zina olayını saptadıktan sonra başka bir araştırma yapmaksızın boşanmaya karar vermelidir. Zina, evli bir kadının kocasını başka bir erkekle, evli bir kocanın da karısından başka bir kadınla cinsel ilişki kurması olarak tarif edilebilir.
T.M.K. açısından zina fiilinin tamamlanmasıyla zinaya eksik kalkışma arasında bir fark yoktur. Bu itibarla zina için gerekli ortama girilmiş ancak elde olmayan nedenlerle eylem tamamlanmamış olsa bile bu durum zina sebebiyle boşanma için yeterli kabul edilmektedir.
Zina Sebebiyle Boşanma Davaları
T.M.K. nun 161. maddesinin birinci fıkrası eşlerden her birinin diğerinin zina etmesi sebebiyle boşanma davası açabileceğini öngörmektedir. Zinadan söz edebilmek için;
a- Tarafların resmen evli olmaları gerekir. Tarafların resmen evlenmelerinden önce başka kişilerle cinsel ilişki kurmaları zina sayılmaz. Bu durum evlenmeden sonra öğrenilmişse ve bu durum şiddetli geçimsizliğe sebebiyet vermişse diğer eşin şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açma hakkı vardır. Ancak zina sebebiyle boşanma davası açma hakkı yoktur. Resmi memur önünde evlenme akdi yapılmış ancak evlenme kocanın nüfus hanesine işlenmemiş olsa bile ortada hukuken geçerli bir evlenme olduğundan bu aşamada bile eşlerin karşı cinsten başka kişiyle cinsel ilişkisi zina sayılır. Eşlerin ister mahkeme kararıyla isterse fiilen ayrı yaşadıkları dönemlerde karşı cinsten üçüncü kişilerle cinsel ilişkisi de zinadır. Evlilik, ölüm, butlan ve boşanmayla sona ermektedir. İptali gerektiren bir evlilik de iptale dair mahkeme kararı kesinleşinceye kadar geçerli bir evlilik gibidir. Bu dönem içinde de eşlerin üçüncü kişilerle cinsel ilişkisi zina kabul edilmektedir. Boşanma davasında boşanma kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmemişse yine üçüncü kişilerle cinsel ilişki zina sayılmaktadır. Boşanma kararının hüküm ifade edebilmesi için kesinleşmesi zorunludur.
b- Zina için evlilik içinde başkasıyla cinsel ilişki kurulması gerekir. Kadının başka bir kadınla sevicilik olarak adlandırılan kadın kadına seks ilişkisi ile erkeğin eşcinsel seks ilişkisi zina sayılmaz. Bu hallerde zina sebebiyle boşanma davası açılamazsa da diğer eşin evlilik birliğinin temelden sarsılması ya da başka bir deyişle şiddetli geçimsizlik veya haysiyetsiz hayat sürdürülmesi sebebiyle boşanma davası açma hakkı vardır. Evli bir kadının kocasından alınan spermle tıbbi bir ortamda döllenmesi zina sayılmayacağı gibi genel boşanma sebebi de olamaz. Ancak kadının başka bir erkeğe ait spermle tıbbi bir yöntemle döllenmesi diğer eş yönünden T.M.K. m. 166/1 e göre evlilik birliğinin temelden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma sebebi oluşturabilmektedir.
Eşlerin herkesin görebileceği yerlerde eşinden başka birisiyle cinsel ilişki dışında yakın bedeni temas halinde bulunması örneğin sarmaş dolaş gezmesi, sokakta öpüşmesi zina sayılmazsa da bu hal şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açılmasına sebebiyet verir.
c- İradi olmayan cinsel ilişki zina sayılmaz. Kişinin iradesinin sakatlandığı durumlarda da cinsel ilişki zina sayılmamaktadır. İlaç verilmesi, afyon, esrar gibi uyuşturucu maddeler kullandırılarak kişinin iradesiz hale getirilmesi, uyku hapı verilerek cinsel ilişki kurulması zina suçunu oluşturmaz. Kişinin yaptığı şeylerden sorumlu olabilmesi için öncelikle iyiyi kötüden ayırt etme yeteneğinin bulunması gerekir. Zorla cinsel ilişki zina sayılmaz. Evli bir kadının zorla kaçırılıp ırzına geçilmişse, kadının bunda hiçbir kusuru olmadığından kadının iradesi dışında gerçekleşen bu durumdan kadını sorumlu tutmak olanağı yoktur.
d- Zina sebebiyle açılan boşanma davasında eşlerin eşit olması asıldır. T.M.K. zina sebebiyle açılacak boşanma davasında eşler arasında tam bir eşitlik esasını benimsemiştir. Kadın veya erkeğin bir defa bile zina yapması karşı tarafın zina sebebiyle boşanma davası açması için yeterlidir.
e- Hak düşürücü süre 6 aydır. Zina sebebiyle açılacak boşanma davasının zinanın olduğunun öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde açılması gerekir. Zinanın olduğu tarihten itibaren 5 yıl geçmişse artık zina o tarihteki zinaya dayanılarak zina sebebiyle boşanma davası açılamaz. Başka bir anlatımla eşlerden biri zina yapmış ve bunu dört yıl dokuz ay sonra karşı taraf öğrenmişse zina sebebiyle boşanma davasını 5 yıl dolmadan açması gerekmektedir. Birden fazla zina yapılmışsa dava açma süresi en son zina fiilinden itibaren hesap edilir. Süresinde açılmayan dava reddedilir.
f- Zina sebebiyle boşanma davasından feragat halinde dava açma hakkı. T.M.K. m. 161/son maddesine göre zina olayını affeden eşin zina sebebiyle boşanma isteme hakkı olmadığı gibi genel boşanma sebebi olan T.M.K. m. 166/1 e göre de boşanma isteme hakkı yoktur. Affın iradi olması gerekir. Zina sebebiyle boşanma davası açılmış ve davadan feragat edilmiş yani vazgeçilmişse aynı zinaya dayanarak ikinci bir kez zina ve şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açılamaz.
g- Zina yapan eş aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası da açılabilir. Aynı dava dilekçesinde her iki sebebe de dayanılabilir. Fakat sadece zina sebebiyle boşanma davası açılmışsa şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmaya karar verilemez. Ancak önceden zina sebebiyle boşanma davası açılmış ve bu dava reddedilmişse sonradan şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açılabilir. Zina başlı başına şiddetli geçimsizlik sayılmaktadır. Zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay geçtikten sonra zina ve şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanma davası açılmışsa hakim altı aylık hak düşürücü süre geçtiği için zina sebebine dayalı boşanma davasını reddetmek zorundadır. Şiddetli geçimsizlik sebebiyle açılan boşanma davasında ise zina yapan eşle uzun süre birlikte yaşamak suretiyle onun bu davranışının affedilmiş sayıldığı kabul edilerek şiddetli geçimsizlik sebebiyle açılan boşanma davası da reddedilmektedir.
h- Koşulları varsa zina yapan eş lehine yargılama süresi içinde tedbir nafakası verilebilmektedir. Zina yapan eş yanında bulunan ergin olmayan çocuklar lehine de tedbir ve velayet verildiği takdirde iştirak nafakası verilebilmektedir.
Uygulamada en çok sorulan sorulardan biri de zina yapan eşe velayet verilip verilemeyeceğidir. Bilindiği gibi velayet verilirken temel kriter çocuğun yararıdır. Özellikle anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayeti takdir edilirken velayet verildiğinde çocuk açısından en çok hangi taraf yararlı olacaksa ona göre takdir edilmesi gerekir. Zina yapan kadının yaşantısı itibariyle yanında bulundurduğu çocuğun ruhsal, psikolojik ve sosyal gelişimine olumsuz etki edecekse çocuğun velayetinin babaya verilmesi daha uygun olacaktır. Ancak sadece zina yapılması velayetin verilmesine engel teşkil etmemektedir.
Zina Sebebiyle Boşanma Davalarında İspat
Zina sadakat yükümlülüğünün en ağır ihlalidir. Eşlerin 3. kişilerle cinsel ilişki kurması kişilik haklarına saldırı teşkil etmektedir. T.M.K. m. 174 te öngörülen şekilde diğer koşulların varlığı halinde zina yapan eşin maddi ve manevi tazminat isteme hakkı elbette mümkündür.
ı- Zina her türlü delille kanıtlanabilir. Hukuk davalarında herkes iddiasını kanıtlamak zorundadır. Zina sebebiyle açılan boşanma davalarında davacı zina olayını kanıtlamak zorundadır. Ancak zinanın özelliği gizliliktir. zinanın tam ve açık bir şekilde kanıtlanması oldukça zordur. Tanık ifadeleri, zinaya ait belirtiler, çocuğun babasının tıbben şüphe doğurmayacak şekilde koca olmadığının anlaşılması, evli bir kadının geceyi başka bir erkeğin evinde baş başa geçirmesi gibi durumlarda zina olayının varlığını kabul etmek gerekmektedir.
i- Zina sebebiyle boşanma davalarında zina yapan eşin zina sebebine dayalı boşanma isteme hakkı yoksa da her iki eş de zina yapıyorsa iki eşin de zina sebebine dayalı boşanma davası açma hakkı bulunmaktadır. Zina davalarında davalı taraf zina yapan eştir.