BOŞANMA DAVASI SIRASINDA CİNSEL SADAKAT YÜKÜMLÜLÜĞÜNE AYKIRI DAVRANIŞLAR
YARGITAY 2. Hukuk Dairesi
2016/3256 E.
2016/10777 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2- Eşler birbirine sadık kalmak zorundadırlar (TMK m. 185/3). Bir boşanma davasının açılması durumunda eşlerin sadakat yükümlülüğü elbette ortadan kalkmaz. Bunun aksi de düşünülemez. Nitekim boşanma davasının açılmasıyla eşler arasındaki cinsel sadakat yükümlülüğünün “kalktığına” ve dava tarihinden sonra gerçekleşen sonraki cinsel sadakate aykırı davranışların “yeni bir dava” konusu yapılamayacağına ilişkin bugüne kadar alınmış hiç bir Yargıtay kararı bulunmamaktadır. Boşanma davalarında uygulanacak yargılama usulü Türk Medeni Kanununun 184 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile emredici olarak düzenlenmiş olduğundan eşlerin sadakat yükümlülüğünün evlilik süresince geçerli olmasına ilişkin ‘’maddi hukuk kuralı” taraflara ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun şekilde dayanılmayan vakıalara dayanma ve bu vakıalara ilişkin delil sunma hakkını vermez. Somut olayda; mahkemece, davacının sadakatsiz davranıp eşinin eve dönmemesi için kapı kilidini değiştirdiği, buna karşılık kadının da eşine hakaret ettiği için erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek boşanma kararı verilmiştir. Ne var ki; mahkemece davacının kusurlu davranışları arasında sayılan sadakatsizlik eylemi tahkikat aşamasında ileri sürülmüş olup hükme esas alınamaz. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının, davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacının ağır kusurlu kabul edilerek davalı kadın yararına maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümünün ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.06.2016 (Çrş.)