Zamanaşımı Sürelerinin Hesabı
T.C YARGITAY
Büyük Genel Kurul
Esas: 1927 / 2
Karar: 1927 / 2
Karar Tarihi: 05.01.1927
ÖZET: Yasada yazılı dava zamanaşımı sürelerinin, terk ve kesilme tarihleri arasında geçen zamanaşımı sürelerine eklenmesi ile 105 inci madde hükmünün yorumlanması ve uygulanmasının mümkün olmadığına karar verilmiştir..
(765 S. K. m. 102, 105) (YİBK 10.1.1940 T 1939/6 E 1940/64 K)
Dava ve Karar: Mahkemei Temyiz Birinci Ceza Dairesince müruruzamana ait ve yekdiğerinin ayni meselelerde ittihaz olunan iki karar arasında tezat ve mübayenet olduğu yani mukarrer içtihadın hilafında ekseriyet husule geldiği ve bu bapta iki kıta ilam sudur ettiği Daire-i mezküre riyasetinden iş’ar edilmesi üzerine Mahkemei Temyiz Teşkilatının tevsiine dair olan kanunun üçüncü maddesi mucibince mezkur ilam suretleri celp ve telhis ve nüshaları teksir olunarak Heyeti Umumiyeye tevzi ve içtima için 927 senesi kanunusanisinin beşinci çarşamba günü tayin kılınmakla yevmi mezkurda Başmüddeiumumi Nihat Beyefendi dahi dahil olduğu halde Heyeti Umumiye biliçtima; müzakereye otuzüç zatın iştirak ettiği anlaşıldıktan ve nisabı müzakere tahakkuk ettikten ve dairei mezküreden sadır olup ihtilafı içtihadı tazammun eden 15 eylül 926 ve 2 teşrinievvel 926 tarihli iki kıta ilam kıraat olunduktan sonra Birinci Ceza Dairesi azasından Mecdi Beyefendi söze başlayarak, Kanunu Cezanın 102 inci maddesinde cürüm ve kabahatlar için ayrı ayrı müruruzaman müddetleri tayin edilmiş olmakla beraber Vazu kanun maznunualeyhi evvelce olduğu gibi ilanihaye takibi dava tehdidi altında bırakmak istememiş ve 105. madde dahi davanın terk ve takibi arasında geçen müddetlerin mecmuu 102 inci maddede muayyen müddetin yarısından fazla olduğu halde müruruzamanın vuku ve tahakkukunu kabul etmiş olduğuna ve mevaddı mezküreden istinbat olunan manaya göre cürümlere ait davalarda kablettakibat geçen ve 102 inci maddede gösterilen müddetin takibattan sonra vaki olacak her terk tarihi ile kat’ı tarihleri beyninde mürur eden ve mecmuu 102 inci maddede muayyen müddetin nısfını tecavüz eyleyen müddete zammedilmek suretiyle müruruzamanın tahakkuk edeceğini yani müruruzaman için 105 inci maddedeki müddetler hesap edilirken 102 inci maddede muayyen müddetlerin de nazarı itibare alınması ve zammı muktazi idüğünü ve eğer bu şekil kabul edilmeyip te badeddava her terk ve kat’ı arasında geçen müddetlerin hesabında yanlız 105 inci madde nazarı dikkate alınacak olursa dava mürüruzamanının takarrüb ettiği esnada ele geçen ve hakkında takibat başlayan maznun ile hiç ele geçmeyen ve binaenaleyh hakkında takibat icra olunamayan maznun hakkındaki müruruzaman müddetlerinde adaletsizlik ve cürüm ile kabahatlere müteallik müruruzaman müddetlerinde de nisbetsizlik zahir ve aşikar bulunduğunu velhasıl badettakibat 105 inci maddede gösterilen her terk ve kat’ı tarihleri arasında geçen ve mecmuu 102 inci maddede muayyen müddetin nısfından fazla olan müddetin salifüzzikir 102 nci maddede muayyen müddete zam ve ilave edilmesi icap edeceğini;
Dava Zamanaşımı
Ve Birinci Ceza Dairesi Reisi Semih Beyefendi dahi Mecdi Beyefendinin buyurdukları, Vazu kanun olanlar için şayanı kabul ise de Heyeti Temyiziye vazı olmadığı cihetle gayet sarih ve kati olan 105 nci madde hükmü tağyir ve sarahata muhalif tefsir olunamayacağını; vazu kanunun 102 inci maddede tayin ettiği müruruzaman müddetlerinden başka 105 inci maddede badettakibat her terk ve kat’ı tarihleri arasında geçen müddet 102 nci maddede gösterilen müddetin nısfından fazla olduğu takdirde müruruzamanın tahakkuk edeceğini sureti kat’iye ve mutlakada kabul ettiğini ve kabahat ef’alinde müruruzaman için muayyen müddetlere kıyasen cürümlere ait müruruzamanın tahakkuk edemeyeceğini ve eğer cürümler hakkında da kabahatlere kıyasen muamele ifa edilecek olursa vazu kanunun cürüm ve kabahatlar için tefrikan vazettiği ahkam ve kavait tevhit edilmiş olacağını hülasa kanun tadil edilmedikçe gayet sarih ve kati olan 105 inci maddenin tağyir ve tefsirine ve maddeye kelime ilavesiyle mana verilmesine imkan ve binnetice bu bapta içtihada mesağ olmadığını;
Ve Başmüddeiumumi Nihat Beyefendi dahi: 102 nci maddede muayyen müddetlerin 105 inci maddede gösterilen müddetlere zammı lazım geleceğini ve aksi halde takibata maruz kalmayan bir maznun hakkındaki müruruzaman müddetinin takibata uğrayan maznun hakkındaki müruruzaman müddetinden efzun olması icabedeceğini bu ise esasat ve nazariyatı cezaiyyeye muhalif ve maznunlar hakkında müsavatsızlığı mucip olmakla bu bapta içtihada lüzumu kati mevcut olduğunu ve Birinci Ceza Dairesinden yekdiğerine mübayin iki kararın suduru da buna delalet eylediği cihetle zammı müddet hakkındaki içtihada tevfiki hareket edilmesi mezkur madde hükmünü tağyir ve tefsir mahiyetinde olamayacağını;
Ve azadan İbrahim Ethem Beyefendi dahi: Mevzuu müzakere olan madde mahalli içtihat idüğünü ve içtihadı vaki tefsir mahiyetinde olmayıp bilakis kanunun müruruzamana ait mevaddının sarahatından istinbat olunan ahkama ve esasata muvafık olduğunu ve binaenaleyh hukuku amme davasının müruruzamanı yalnız 105 inci maddenin mütalaasiyle değil bu baptaki maddeleri tetkik ve mukayese ve ahkamı umumiyesini nazarı itibare almak suretiyle halledilmesi icabedeceğini ve binnetice Nihat Beyefendinin mütalaasına iştirak eder olduğunu;
Terk Ve Kesilme Tarihleri Arasında Geçen Sürelerin Eklenmesi İle Hesabın Yapılamayacak Olması
Ve azadan Kazım Beyefendi dahi: 102 nci maddei kanuniyede dava müruruzamanı izah kılınmış ve mevaddı müteakıbede müruruzamanı kaatı olan ahval mevzubahis olarak bir defa kat’ı kabul edildikten sonra kaidei kadime hilafında müddetler taksir edilmiş ve kat’ı ve terk tarihleri arasında geçen müddetlerin mecmuu müruruzaman için tayin olunan müddetlerin nısfından fazla geçmek ve 102 inci maddedeki müddetler de zammedilmek şartiyle müruruzamanın tahakkuku kabul edilmiş olduğunu;
Ve Birinci Reis ihsan Beyefendi dahi: 102 nci maddei kanuniyede mutlak olarak hukuku amme davasına ait müruruzaman müddetleri tayin ve tasrih olunduğundan ve 103 üncü maddede müruruzamanın başlangıcı ve 104 üncü maddede dahi müruruzamanın sebep ve sureti inkıtaı ve inkıtaın ertesi gününden itibaren müruruzaman müddetinin tekrar başlayacağı beyan edildikten sonra eski Kanunu Cezanın kabul ettiği esasa muhalif olarak 105 inci maddesinde müruruzaman birçok defa kesilmiş olsa bile müruruzaman yeniden başlamayıp ancak takibattan sonra vaki olacak her terk tarihi ile kat’ı tarihleri arasında geçen müddetlerin mecmuu 102 nci maddede muayyen müddetlerin yarısından fazla olduğu takdirde müruruzaman tahakkuk edeceği gösterilmesine nazaran yeni Kanunu Cezada müruruzamanın mükerreren kat’ı ve yeniden cereyanı kabul edilmeyip ancak müruruzaman bir defa kat’ olunduktan sonra bir çok defa terk ve takip edildiği surette müruruzamanı kaatı olan ilk takibat ve muameleden sonra vaki olacak her terk tarihiyle kat’ı tarihleri arasında geçen müddetlerin hesap edilerek mecmuu 102 nci maddede muayyen müddetlerin yarısından fazla olduğu halde müruruzamanın tahakkuk edeceği gösterilmekle hukuku amme davası için badettakip başkaca bir müruruzaman kabul edilmiş olduğunu hülasa 105 inci maddei kanuniye sarahati katiye ve ahkamı mahsusayı havi olup 102 nci maddeyi takyit etmediği cihetle 102 inci maddede gösterilen müddetin de 105 inci madde hükmünün hini takibinde dahili hesap edilmesi lazım gelmeyeceğini beyan etmeleri üzerine bu bapta müzakerenin kifayeti takarrür ettikten sonra 105 inci maddenin 102 inci maddeyi takyit edip etmediği yani hukuku umumiye davası bir defa kat’ olunduktan sonra mükerreren terk ve takip olunan cürümlere ait davalar için 105 inci maddede tayin ve tasrih olunan müruruzaman müddetine başkaca 102 inci maddedeki müddetlerin zammı lazım gelip gelmiyeceği reye konularak neticede;
Sonuç: Vazu kanunun bir defa kat’ı kabul ettiği hukuku amme davası müruruzamanının badettakibat her terk ile katı arasında tekrar cereyan ve tahakkuku hususunda ahkamı mahsusa ve sarahati katiyyeyi muhtevi olan yeni Kanunu Cezanın 105 inci maddesinde müruruzamanın tahakkuku için başkaca tayin olunan müddetle 102 inci maddede muayyen müruruzaman müddetleri arasında mücerret nisbet ve müsavat olmadığından bahisle mezkur maddede muharrer müddetlerin ayrıca takibattan sonra her terk ve kat’ı tarihleri beyninde geçen müruruzaman müddetlerine zammı suretiyle 195 inci madde hükmünün tefsir ve tatbikine imkanı kanuni olmadığı onbir reyi muhalife karşı yirmiiki reyle ve mevcudun üçte ikisinin ittifakiyle karargir olmuştur.