Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Uzlaştırmacıların Uyması Gereken Etik İlkeler

Uzlaştırmacıların Uyması Gereken Etik İlkeler

Uzlaştırmacıların belli etik kurallara riayet etmesi, uzlaştırma sürecinin başarılı olması için zorunludur. Onarıcı adalette uzlaştırmacıların uyması gereken etik ilkeler şu şekilde tasnif edilmektedir:

Tarafların Menfaatleriyle İlgili Olan Etik İlkeler (İhtiyaçlar ve Haklar)

Tüm Taraflarla İlgili Etik İlkeler:

  1. Gönüllü katılım ve aydınlanmış iradeye dayalı rıza sağlanmalıdır.
  2. Davanın özelliklerinden bağımsız olarak ayrımcılık yapılmalıdır.
  3. Destek almak üzere gerektiğinde ilgili yardımcı kuramlara ulaşılabilmelidir (onarıcı adalet yöntemlerinin uygulanması hizmet veren kurumlar bunlara dâhildir).
  4. Süreç içindeki kırılgan (küçükler, kadınlar, yoksullar gibi dezavantajlı) taraflar korunmalıdır.
  5. Ceza davalarının görülmesine ilişkin geleneksel yöntemlere (mahkemelere) başvuru hakkı saklı olmalıdır.
  6. Yargılama öncesi açıklanan bilgilere gizlilik imtiyazı tanınmalıdır (kamu yararının korunması amacıyla getirilebilecek istisnalar hariçtir).
  7. Kişilerin medenî hakları ve onuruna saygı gösterilmelidir.
  8. Kişi güvenliği korunmalıdır.

Zarar Gören Taraflarla İlgili Etik İlkeler:

  1. Zarar gören tarafın ihtiyaçları ve duyguları küçümsenmeyerek ciddiye alınmalıdır.
  2. Zarar gören tarafın kayıpları kabullenilmelidir (inkâr edilmemelidir).
  3. Zarar gören tarafın tazminat talep etme hakkı korunmalıdır.

Başkalarının Zararlarından Sorumlu Olan Taraflarla İlgili Etik İlkeler (Ceza Yaptırımlarıyla Karşılaşanlar Dâhil):

  1. Mahkeme kararıyla mecbur tutulmadan önce zararın giderilmesi teklif edilmelidir.
  2. Ceza yargılamasında adil yargılanma hakkından doğan usulî güvencelere (kovuşturma evresinde suçsuzluk karinesi dâhil) sahip olma hakkı korunmalıdır.
  3. Zorunlu olduğu takdirde başvurulması gereken onarıcı yükümlülükler ölçülülük ilkesine uygun olmalı, öncelikle failin kapasitesine uygun olmalı ve ikinci olarak da verilen zararın ağırlıyla orantılı şekilde uygulanmalıdır.
  4. Onarıcı yükümlülükler, onarımı gerçekleştirecek kişinin insanlık onuruna saygılı olmalıdır.

Toplumun Menfaatleriyle İlgili Etik İlkeler

  • Toplum güvenliği, suçun tekrarını önleyen, zararı azaltan ve toplumdaki uyumu koruyan tedbirlerle desteklenmelidir.
  • Toplumdaki dayanışma, kültürel farklılıklara saygı gösterilerek geliştirilmelidir.
  • Toplumdaki dayanışma, toplum ahlâkı desteklenerek ve hukuk kurallarına saygı duyulması özendirilerek güçlendirilmelidir.

Yargı Sistemiyle Birlikte Çalışan Kurumlarla İlgili Etik İlkeler

1- Verilen zararın ağırlığın, daha fazla zarar verme tehlikesi, kamu düzeni mülahazları, vakıalar veya uygun sonuçla ilgili mevcut anlaşmazlığın mahkemece alenî yargılama yapılmasını gerektirdiği durumlar müstesna olmak üzere, davanın kovuşturma olmaksızın çözülmesine öncelik verilmelidir.

  • Takdir yetkisinin bireysel veya sistematik olarak kullanılması, kanunun tanıdığı haklardan ödün verilmesi veya ayrımcılık yapılmasına yol açmamalıdır.
  • Onarıcı adalet tedbirleri, ceza adaleti sistemi dışına yönlendirme (diversion) veya rehabilitasyon(tedavi) gibi diğer ceza adaleti hedeflerinin gerisinde kalmamalıdır.

Yargı Sistemiyle İlgili Etik İlkeler

  • Ceza yargılamasının öncelikli amacı, tarafların topluma yeniden kazandırılması olmalıdır.
  • Zararın giderilmesi, davanın çözülmesindeki temel amaç olmalıdır.
  • Yukarıda belirtildiği gibi, üstlenilen onarıcı yükümlülükler dava ile orantılı olmalıdır.
  • Kararlaştırılan bir onarıcı yükümlülük ifası mümkün ve orantılı ise, ceza davasında tarafların isteğine bakılmaksızın uygulanmalıdır. Mağdur onarıcı yükümlülüğün ifasına katılmayı kabul etmezse, onun yerine geçecek bir alternatif bulunmalıdır.
  • Failin, zararın giderimine yönelik samimi iradesi, dosyanın işlemden kaldırılmasında dikkate alınmalıdır.
  • Arabuluculuk ve diğer onarıcı adalet yöntemlerinde yapılan görüşmelerin içeriği, kamu düzenine ilişkin istisnalar dışında gizli tutulmalıdır.

Onarıcı Adalet Yöntemlerini Uygulayan Kurumlarla İlgili Etik İlkeler

  • Onarıcı adalet kurumlan, tarafların sahip oldukları haklarıyla ilgili olarak bilgilendirilmesinin zorunlu olması ve arabuluculuk sonucunda yapılan anlaşmayı kabul etmeden önce hukukî danışmanlık almaya teşvik edilmelerini de içerecek şekilde hak temelli uygulamaya bağlı kalmalıdırlar.
  • Arabulucular tarafsız olmalıdır.
  • Arabulucular önyargısız olmalıdır.
  • Taraflar arasında ve diğer kurumlarla olan ilişkilerde mutlak gizlilik ilkesi korunmalıdır. Gizlilik, aynı onarıcı adalet kurumunun ceza dava dosyasıyla ilgili farklı görevler yapan diğer birimlerine karşı da geçerli olmalı; onarıcı adalet kurumunun bünyesinde bulunan farklı birimler arasında adeta “Çin Şeddi” bulunmalıdır. Bu sayede, sistem bütünleşmesine yönelik saiklerle onarıcı uygulamaların tahrip edilmesi önlenir.
  • Diğerine nazaran daha zayıf olan tarafın müzakerelere katılması kolaylaştırılmasıdır.
  • Arabuluculuk ve diğer onarıcı adalet yöntemlerindeki davranışlarda ve önerilen uzlaşma seçeneklerinde toplumun ahlak standartları yüksek tutulmalıdır.
  • Arabulucuların soruşturma veya kovuşturma sürecinde arabuluculuk konusu ceza dosyasıyla ilgili başka görevleri bulunmamalıdır.
  • Onarıcı adalet anlayışındaki en iyi uygulama kurallarına bağlı kalınmalıdır.
  • Başlangıç ve devam eden akreditasyon eğitimine bağlı kalınmalıdır.
  • İşyerinde yapıcı çatışma çözümü ruhuna bağlı kalınmalıdır. Bu, içsel bütünlüğü sağlayacaktır.
  • Gözlemleme, denetleme ve araştırmaya katılmak suretiyle uygulamanın geliştirilmesine sadık kalınmalıdır.
  • Uygulamalar üzerinde istişare etmek ve arabulucuların şahsî gelişimini sürdürmek yoluyla uygulamanın düzeltilmesine bağlı kalınmalıdır.

Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinde Düzenlenen Etik Kurallar

Onarıcı adalete hâkim olan etik ilkeler dikkate alınarak, Uzlaştırma Yönetmeliğinin 6. maddesinde uzlaştırmacıların uymakla yükümlü oldukları etik kurallar belirlenmiştir.

Uzlaştırma Yönetmeliğinin 6. maddesinde sayılan etik kurallar, Avrupa Komisyonunun desteğiyle hazırlanan ve 2 Temmuz 2004 tarihinde Brüksel’de yapılan bir konferansla uygulamaya koyulan Arabuluculara Yönelik Avrupa Etik Kuralları esas alınarak belirlenmiştir. Yönetmeliğe göre uzlaştırmacının uyması gereken etik ilkeler şunlardır:

Bağımsızlık

Uzlaştırma, ceza yargılamasına ait olan kamu davasına konu olan veya olabilecek bir uyuşmazlığı uzlaştırmacı vasıtasıyla çözülmesidir. Devletin cezalandırma yetkisinden vazgeçerek uyuşmazlığı çözmek üzere üçüncü bir kişiyi görevlendirmesi bu kişinin taraflardan ve kendisini görevlendiren makamlardan da tarafsız ve bağımsız olarak uzlaştırmanın kurallarına uygun davranmasını gerekli kılar.

Uzlaştırmacı, uzlaştırma sürecinde görevini dürüstlük kuralları çerçevesinde taraflardan bağımsız olarak yerine getirir. Uzlaştırmacı, bağımsızlığını veya taraflarla arasındaki menfaat çatışmasını etkileyebilecek veya bu izlenimi verebilecek durumlar varsa, bunları taraflara açıklamadan görev yapmamalı yahut göreve başlamışsa görevine devam etmemelidir. Açıklama ödevi, uzlaştırma süreci boyunca devam eden bir yükümlülüktür.

Uzlaştırmacı sadece taraflardan veya görevlendiren makamlardan bağımsız değil aynı zamanda, yakın ve uzak çevreden hatta kendi eğilimlerinden ve psikolojik durumundan da uzak kalarak tarafsız davranmalıdır.

Ceza muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 14. fıkrasında ” Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya talimat verebilir” hükmü yer almaktadır. Yönetmelikte ise, “Uzlaştırman, müzakereler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir; Cumhuriyet savcısı, uzlaştırmacıya uzlaştırma müzakerelerinin kanuna uygun yürütülmesi amacıyla talimat verebilir” denilerek bu hükmün uygulanma şekli gösterilmiştir (CMUY m. 31/2). Uzlaştırmacının, usul ile ilgili hususlarda Cumhuriyet savcısı ile iletişim içinde olması ve onun tavsiyelerine uyması gerekir. Her ne kadar kanunda talimat ifadesi kullanılmış ise de, bunun uzlaştırmacının bağımsızlığını ihlâl etmeyecek şekilde uygulanması ve emir şeklinde olmaması gerekir. Uzlaştırmacının bağımsızlığı, mevzuat, etik ilkeler çerçevesinde hareket etmesini de gerektirir. Uzlaştırmacı, bağımsızlık gerekçesiyle bunlardan ayrı hareket edemez. Uzlaştırmacı, Cumhuriyet savcısının usule ilişkin olarak verdiği bilgi ve taleplere uygun davranmalıdır.

Tarafsızlık

Uzlaştırmacı, uzlaştırma sürecinde görevini tamamen tarafsız olarak yerine getirir ve tüm süreç boyunca tarafların ortak yararlarını gözetir. Uzlaştırmacı, taraflara karşı her zaman tarafsız davranacak ve tarafsız görünmeye gayret edecektir. Örneğin uzlaştırmacı, uzlaştırmanın yapılacağı yer ve zamanı belirlerken tarafsız bir yer tercih etmelidir.

Uzlaştırmacı, taraflardan hiçbirinin etkisi altında kalmaksızın onları uzlaştırmaya özen göstermelidir. Uzlaştırma müzakerelerinde taraflar, uzlaştırmacıyı kendi yanlarına çekmeye çalışabilirler. Uzlaştırmacı bu tür taktiklerden etkilenmemeli ve tarafsızlığını bozmamalıdır.

Hâkimin davaya bakamayacağı hâller ile reddi sebepleri incelendiğinde, bu düzenleme ile de uzlaştırmacının tarafsızlığının güvence altına alınmak istendiği anlaşılmaktadır. CMK’da belirlenen hâkimin davaya bakamayacağı hâller (CMK m. 22) ile reddi sebeplerinin (CMK m. 24), uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak dikkate alınmasının (CMK m. 253/10; CMUY m. 28) sebebi de, tarafsızlığını korumaktır. Hâkimlerin tarafsız olması gerekliliği, CMK’nın 22 ilâ 32. maddeleri arasında, hâkimin davaya bakamayacağı hâller ve hâkimin tarafsızlığını tehlikeye düşüren hâller şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeler, hâkimin, muhakemenin taraflarından ve muhakeme sürecinin farklı aşamalarından etkilenebileceği öngörülerek düzenlenmiştir. Tarafsızlık, iddia ve savunma makamları bakımından objektif davranmayı, bunlardan birini kayırmamayı, hâkimin şahsî değer yargılarından sıyrılmasını, herhangi bir menfaat elde etmeyi amaçlamamasını, dürüst davranmasını, karar verirken önyargılarından uzak durmasını, herkesin muhakeme sırasında eşit muameleye tâbi tutulmasını gerekli kılmaktadır. Uzlaştırma kurumunda tarafsızlık ilkesinin gereklerinden birisi de,uzlaştırmanın tarafsız bir mekanda, her iki tarafın da kendisini huzurlu ve güvende hissedevekleri bir ortamda gerçekleşmesidir.

Örneğin uzlaştırmacı, suçtan kendisi zarar görmüşse, sonradan kalksa bile şüpheli, sanık veya mağdur ile aralarında evlilik, vesayet veya kayyımlık ilişkisi bulunmuşsa, şüpheli, sanık veya mağdurun kan veya kayın hısımlığından üstsoy veya altsoyundan biri ise tarafsız olamayacağından, uzlaştırma görevinden çekinmek (görevden alınmayı talep etmek) zorundadır. Bunun gibi uzlaştırmacı, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebepler varsa, gene görevinden çekilmelidir.

Uzlaştırma müzakerelerinde görev alan kişinin her iki tarafa eşit mesafede durması gerekmektedir. Bu ise tek başına yeterli olmayıp, tarafların, uzlaştırmacının tarafsız ve bağımsız olduğu konusunda herhangi bir tereddütleri bulunmamalıdır. Bu durum CMK m. 253/10’un gerekçesinde de, uzlaştırmacı veya uzlaşmanın taraflarının, bu uzlaştırmacının tarafsız ve bağımsız olmadığına ilişkin endişelerinin dikkate alınması gerektiği şeklinde ifade edilmiştir. Uzlaştırmacı müzakerelere başlamadan önce taraflara; uzlaştırmanın temel ilkelerini, kendisinin tarafsızlığını, uzlaştırma süreci ve sonuçlarını, uzlaştırmacı ile tarafların uzlaştırmadaki işlevlerini, gizlilik yükümlülüğünü açıklar ve onların süreci anlamalarını sağlar (CMUY m. 5/8).

Tarafsızlık ilkesinin bir gereği olarak, taraflar üzerinde yönlendirici bir etkisi bulunmayan uzlaştırmacı, uzlaştırma sürecini kolaylaştırıcı bir rol üstlenmelidir. Bu nedenle uzlaştırmacı, kendisi bir çözüm yolu bulup bu çözüm yolunu benimsemeleri hususunda taraflara baskı yapmamalı, aksine tarafların çözüm önerisi getirmeleri için uygun ortamı hazırlamalı, tarafları dinledikten sonra durumu değerlendirmelidir. Örneğin, failin ceza alması gerektiğini düşünerek verimli müzakere ortamı sağlama görevini yerine getirmeyen uzlaştırmacı, tarafsızlık ilkesini ihlâl etmiş olacaktır.

Uzlaştırmacı; uzlaştırma süreci başlamadan önce veya uzlaştırma sürecinde taraflarla yapmış olduğu görüşmeler sonucunda edindiği intibaın etkisi altında kalarak, kazanmaya yakın veya uzak olmaya bağlı olarak taraflar hakkında peşin hüküm vermemelidir.

Uzlaştırmacı, uzlaştırmanın tarafı değildir. Tarafların taleplerini ve hislerini anlamak üzere empati kurmalı; ancak kendisini onlarla özdeşleştirmemelidir. Her iki tarafa eşit mesafede olmalı, tarafsızlığı hakkında şüphe uyandıracak hareketlerden dahi kaçınmalıdır. Uzlaştırma görüşmelerinin gerçekleştirileceği mekândan, uzlaştırma süreci boyunca söz ve hareketlerine dikkat etmelidir. Uzlaştırmacı, uzlaştırmanın tarafı olmadığından, kendi çözüm üretip tarafları bu çözümü kabul etme konusunda ikna etmeye çabalamaktan kaçınmalıdır. Zira uzlaştırmacının görevi, tarafları bilgilendirip taraflar arasında sağlıklı bir iletişim tesis etmekten ibarettir.

Uzlaştırmacılar hakkında Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili veya Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacak denetim ve performans değerlendirmeleri ile sonuçlan, denetim ve performans kaydında tutulur. Bu kayıt; dosyanın uzlaştırmamda kaldığı süre, uzlaşma teklifi ve uzlaştırma raporunun sonucu, etik ve temel ilkelere uyma, uzlaştırma raporunun eksiksiz düzenlenmesi, müzakerelerin gizliliğine riayet edilmesi, raporun süresi içinde verilmesi ile düşünceler sütunundan oluşur (CMUY m. 45).

Uzlaştırma sürecinde tarafsızlığa riayet edilmemesi Yönetmelikte, uzlaştırmacının denetimini düzenleyen 67. maddede de ele alınmıştır. Buna göre uzlaştırmacılar; Yönetmelikte belirtilen temel ve etik ilkelere uygun hareket edilmesi, uzlaştırma müzakerelerinin gizliliğine riayet edilmesi, tarafsızlık da dâhil olmak üzere, Kanun ve Yönetmeliğin öngördüğü yükümlülüklere uygun hareket edilmesi yönlerinden denetlenir (CMUY m. 67/2). Suç işlediği tespit edilen uzlaştırmacı veya eğitim kuruluşları hakkında, Yönetmeliğin 49 ve 54. maddeleri uyarınca işlem yapılır (CMUY m. 68/4).

Görevini Özenle Yerine Getirme Yükümlülüğü

Uzlaştırmacı, adalete hizmet etme bilinçiyle, görevini özenle yerine getirmelidir. Görevini özenle yerine getirme yükümlülüğü kapsamında uzlaştırmacı, görevini etkin, zamanında ve verimli biçimde yerine getirmeyi, sunduğu hizmetin kalitesini yükseltmeyi hedefler.

Klasik kamu hizmetlerinin görünüm biçimlerinden bir olan adalet hizmetlerinde görev alan, Daire Başkanlığı tarafından belirlenen listede kayıtlı olan ve ilgili Cumhuriyet savcısının onayıyla görevlendirilen uzlaştırmacı, kamu görevlisi olarak uzlaştırma görevini ihmal etmemeli, bu göreve gereken zamanı ve emeği harcamak, uzlaştırmayı sürüncemede bırakmadan verimli şekilde yürütmelidir. Örneğin işlerinin yoğunluğu sebebiyle uzlaştırma sürecine yeterli vakit ayıramayacak olan uzlaştırmacı, görevini etkin, zamanında ve verimli biçimde yerine getiremeyecekse, bu görevi kabul etmemelidir.

Görevini etkin, zamanında ve verimli biçimde yerine getirme yükümlüğü kapsamında uzlaştırmacı, taraflara yönelik bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirirken gereken özeni göstermeli ve tarafları yeterli ölçüde aydınlatmalıdır. Uzlaştırmacı, tarafların, uzlaştırma sürecinin mahiyetini, hukukî sonuçlarını (örneğin uzlaştırma raporunun icra kabiliyetini) ve uzlaştırmacı ile kendilerinin uzlaştırmadaki işlevini anladığından emin olmalıdır.

Uzlaştırmacı, uzlaştırmanın başlamasından önce tarafların, uzlaştırmanın gönüllüğe dayandığı, kendisinin tarafsız olduğu, gizliliğin bulunduğu ve ücretsiz olduğu gibi sürecin temel güvencelerini öğrenmesini sağlamalıdır. Tarafların varsa uzlaştırmayla ilgili tüm sorularını yanıtlayarak endişe ve korkularının giderilmesini ve tarafların kendilerini rahat hissetmesini sağlamalıdır.

Uzlaşma konusunda taraflara hiçbir şekilde baskı yapmamalı, uzlaştırmacılık dışındaki şahsî mesleği veya varsa kamu görevinden kaynaklanan konumunu bir baskı vasıtası olarak kullanmamalı, tarafları etki altına almamalı, tarafların tüm süreçte özgür iradeyle hareket etmesini zedeleyecek tutum, davranış ve söylemlerden özellikle kaçınmalıdır.

Uzlaştırma sürecine katılmakta veya müzakerelerde kendini ifade etmekte zorluk çeken bir taraf varsa, fiziki koşullarda yahut iletişim kurmaya yönelik mevcut engellerin aşılması için uzlaştırma sürecinde gerekli tedbirleri almalı, ayarlamaları yapmalıdır. Örneğin mağdurun sağlık sorunları yüzünden uzlaştırma toplantılarına katılamaması durumunda, uzlaştırmacı mağdurun bulunduğu yere giderek müzakereleri yürütmelidir.

Uzlaştırmacı, taraflar arasındaki olası güç dengesizliğini, tarafların açıklamak isteyebileceği arzuları ve sürecin uzamaması ihtiyacı da dâhil olmak üzere, somut olayın özellikleri ve tarafların taleplerini dikkate alarak, uzlaştırmayı uygun bir şekilde yönetmelidir. Uzlaştırmacı, faydalı görürse, taraflarla ayrı toplantılar yapabilir.

Uzlaştırmacı, kararlaştırılabilecek hukuka ve ahlâka uygun edim konusu hakkında taraflara bilgi ve örnekler vermeli,uzlaştırma işlemleri sonuçlandırıldığında uzlaştırma raporunun doğru şekilde hazırlanmasını, kararların taraflarca bilerek ve sahih iradeyle alınmasını, tarafların tamamının anlaşmanın hükümlerini anlamasını sağlayacak uygun tedbirleri almalı, taraf iradelerinin rapora eksiksiz yansımasına dikkat etmelidir.

Uzlaştırma sürecinde taraf olan suça sürüklenen çocuk veya suç mağduru çocuk için özel mevzuatında yer alan ve süreçte ihtiyaç duyulan tüm tedbirlerin alınmasında hassas olmalı, çocuklarla çalışacaksa bu konuda gerekli uzmanlık eğitimlerini almalı veya ihtiyaç olduğunda gerekli uzmanları sürece dâhil edecek şekilde, birden fazla uzlaştırmacı görevlendirilmesini uzlaştırma bürosundan isteyerek takım uzlaştırması yapılmasını istemelidir.

Taraflara Nazik ve Saygılı Davranma Yükümlülüğü

Ceza muhakemesi hukukunda uzlaştırma hassas bir süreç olup, uzlaştırmanın tarafları ceza alma tehdidi altında olan şüpheli ve işlenmiş bir suçtan zarar görmüş ve incinmiş olan mağdurdur. Uzlaştırmacı. uzlaştırmadaki bu hassasiyetler daima göz önünde tutarak, görevini yerine getirirken taraflara nazik ve saygılı davranmalıdır.

Uzlaştırmacı, uzlaştırma için güvenli ve rahat bir ortam oluşturmalı, tarafların zarar görme ve incinme olasılıklarına karşı hassas olmalı ve birbirlerine karşı da saygılı davranmalarına azami özen göstermelidir.

Nezaket ve saygı konusunda taraflar için de örnek tutum sergilemesi gereken uzlaştırmacı, uzlaştırma sürecinde tarafların birbirlerine saygılı davranmaları ve müzakerelere iyi niyetle katılmaları konusunda tarafları bilgilendirmeli ve tüm süreç boyunca nezaket ve saygıyı korumalıdır.

Şüpheli veya Sanığa Karşı Ön Yargılı Olmama Yükümlülüğü

Masumiyet karinesi gereğince uzlaştırmacı, şüpheli veya sanığın suçluluğu hakkında ön yargılı olamaz, şüpheli yahut sanığa karşı bir tavır takınamaz. Ancak tarafsızlık ilkesi, uzlaştırmacının suçun işlenmiş olduğu ve şüpheli veya sanığın bir kanun hükmünü ihlal etmiş olduğu gerçeğine kayıtsız kalmasını gerektirmez. Bu sebeple uzlaştırmacı, süreçte mağdurun haklarının da korunmasına dikkat etmeli, ihtiyacı varsa uzman desteği almasına yardım etmelidir.

Eşitliği Gözetme Yükümlülüğü

Uzlaştırmacı, uzlaştırma süreci hakkında tarafların tümüne eşit muamele etmeli, tarafların müzakerelerde yeterli ve eşit fırsatlara sahip olmasına özen göstermelidir. Örneğin taraflara söz hakkı tanırken eşit süre vermeli, işlenen suç ile ilgili olarak şüpheli veya mağdurun anlatımlarını dinlerken veya soru sorarken eşitliği bozmamalıdır.

Uzlaştırmacı, görevini yerine getirirken taraflar arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yapamaz, itibar ve güveni sarsıcı davranışlarda bulunamaz.

Taraflarla Menfaat Çatışması Olmaması Yükümlülüğü

Uzlaştırmacının, taraflarla menfaat çatışması olmamalıdır. Uzlaştırmacı, taraflardan biriyle herhangi bir şahsî veya iş ilişkisinin bulunması, uzlaştırmanın sonucuna yönelik doğrudan veya dolaylı, malî veya diğer menfaatinin bulunması yahut taraflardan biri için uzlaştırma dışında bir yetkiyle görev yapması gibi bağımsızlığı veya taraflarla arasındaki menfaat çatışmasını etkileyebilecek yahut bu izlenimi verebilecek durumları açıklamadan görev yapamaz veya göreve devam edemez.

Bu bağlamda uzlaştırmacı, aşağıdaki durumlar varsa taraflara bilgi vermelidir:

  • Uzlaştırmacının, taraflardan biriyle herhangi bir kişisel veya iş ilişkisinin bulunması,
  • Uzlaştırmacının, uzlaştırmanın sonucuna yönelik, doğrudan veya dolaylı, herhangi bir ekonomik yahut diğer menfaatinin bulunması,
  • Uzlaştırmacının, taraflardan biri için uzlaştırma dışında herhangi bir sıfatla bir görev yapması.

Bu gibi hâllerde uzlaştırmacı, tamamen tarafsız olacağını garanti etmesi için, ancak uzlaştırmayı tam bir bağımsızlık ve tarafsızlıkla sürdürebileceğine emin olması ve tarafların açıkça rıza göstermesi koşuluyla, uzlaştırmayı kabul edebilir veya sürdürebilir.

Uzlaştırmacının Aynı Olayda Vekil veya Müdafii Olarak Görev Üstlenmeme Yükümlülüğü

Bu etik kural, aynı zamanda avukat unvanı olan uzlaştırmacılar için önem taşır. Uzlaştırmacı, görev yaptığı olayla ilgili olarak daha sonra vekil veya müdafii olarak görev üstlenemez. Uzlaşma sağlanamasa bile, taraflar arasında sürmekte olan soruşturma veya kovuşturma evresinde sonradan taraflardan birinin avukatlığını yapamaz. Uzlaştırmacı, menfaat çatışması doğmaması için, uzlaştırma süreci devam ederken, taraflardan birinin başka birisiyle olan davasında da avukatlık görevi üstlenmemelidir.

Uzlaştırma bürosunca görevlendirilen uzlaştırmacı; şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunmuşsa, bu teklif reddedilmiş dahi olsa, artık soruşturma veya kovuşturma evresinde bu kişilerden hiçbirinin avukatı olarak görev üstlenemez.

Soruşturma veya kovuşturma evresi tamamlandıktan sonra avukat uzlaştırmacının, şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar görenin, tarafları farklı olan başka davalarında avukatlığını üstlenmesine bir engel yoktur; fakat uzlaşma sağlanamaması sebebiyle sonradan aynı taraflar (sanık ve mağdur) arasında, uzlaştırma dosyasına konu suçun özel hukuka ilişkin sonuçlarıyla ilgili olarak hukuk (tazminat) davası açıldığı takdirde uzlaştırmacının, taraflardan birinin vekâletini almaması uygun olur. Bu tür ihtimallerde, uzlaştırmacının kendisine aktarılan veya diğer bir şekilde öğrendiği olguları gizli tutmakla yükümlü olduğu unutulmamalı ve toplumun da uzlaştırma kurumuna olan güveninin korunması gözetilmelidir.

Gizlilik Yükümlülüğü

Uzlaştırma müzakereleri gizli olarak yürütüleceğinden uzlaştırmacı gizlilik yükümlülüğüne uygun davranmalıdır. Uzlaştırmacı, ulaştırma sürecinde yapılan açıklamaları, kendisine aktarılan veya diğer bir şekilde öğrendiği olguları gizli tutmakla yükümlüdür.

Uzlaştırmacı hem soruşturmanın gizliliğine hem de uzlaştırma sürecinin gizliliğine uygun davranmak zorundadır. Uzlaştırmacı, soruşturma dosyasından öğrendiği bilgileri gizli tutmalıdır. Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlâl eden uzlaştırmacı, disiplin sorumluluğu yanında aynı zamanda TCK m. 285 uyarınca da cezalandırılabilir. TCK m. 285’te tanımlanan suçların kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi halinde, ceza yarısına Kadar artırılacağından (TCK m. 285/4), uzlaştırmacının şiddet sebebine maruz kalması mümkündür.

Uzlaştırmacı, kanunen zorunlu olmadıkça, uzlaştırma ile ilgili olarak taraflardan öğrendiği bütün bilgileri de gizli tutmalıdır. Tarafların özel toplantılarda ulaştırmacıya verdiği gizli bilgiler, bilgiyi veren taraftan izin alınmadıkça veya kanunen zorunlu olmadıkça diğer tarafa açıklanmayacaktır. Uzlaştırma görevinin niteliği gereği ortaya çıkan gizlilik yükümlülüğüne aykırı hareket edilmesi, TCK m. 258 uyarınca göreve ilişkin sırrın açıklanması suçuna vücut verebilir. Örneğin, ulaştırma görevi gereği öğrenilen ticarî sırların gizli tutulması gerekir.

Menfaat Temin Etmeme Yükümlülüğü

Uzlaştırmacı  süreç boyunca tarafsızlığını korumak zorunda olduğundan,tarafsızlığından kuşku duyulmasına yol açacak şekilde kendisine veya bir başkasına doğrudan yahut  dolaylı olarak herhangi bir menfaat temin edemez.

Görevinin Saygınlığını ve Kişilerin Adalete Olan Güvenini Koruma Yükümlülüğü

Ceza adaleti hizmetlerinin soruşturma veya kovuşturma evresinde uzlaştırma bürosunda görevlendirilen uzlaştırmacı, üstlendiği kamu görevinin mahiyetine uygun olarak, görevinin saygınlığını ve kişilerin adalete olan güvenini zedeleyen veya şüpheye düşüren her türlü davranıştan kaçınmalıdır.

Uzlaştırmacı görevi gereği, soysal ilişkilerinde de saygınlığını korumalı, kendisinin saygınlığını etkileyecek ve dolayısıyla uzlaştırma kurumuna duyulacak güveni zedeleyecek davranışlardan kaçınmalıdır. Bu bağlamda uzlaştırmacı, reklam sayılabilecek her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır. Ceza adaleti sisteminde görev üstlenen uzlaştırmacının saygınlığının korunabilmesi açısında, reklâm yapmaması gerekir.

Uzlaştırmacıların Etik İlkelere Uygun Hareket Etmesi Bakımından Denetlenmesi

Uzlaştırmacılar; görev yaptıkları yerin Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili veya görevlendirilen Cumhuriyet savcısı tarafından denetlenir (CMUY m. 65/2). Uzlaştırmacı denetimi her yıl yapılırsa da, ihbar veya şikâyet üzerine her zaman da yapılabilir (CMUY m. 65, 3-4)

Uzlaştırmacılar, aşağıdaki hususlarda denetlenir (CMUY m. 67/2):

  • Yönetmelikte belirtilen temel ve etik ilkelere uygun hareket edilmesi,
  • Uzlaşma teklifi ve uzlaştırma raporunun usulüne uygun düzenlenmesi,
  • Uzlaştırma işlemlerinin süresi içinde tamamlanması,
  • Uzlaştırma müzakerelerinin gizliliğine riayet edilmesi,
  • Kanun ve Yönetmeliğin öngördüğü yükümlülüklere uygun hareket edilmesi.

Denetim sonucunda ilgili Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili veya Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırmacı hakkında bir rapor düzenlenir (CMUY m. 68/1). Düzenlenen raporun bir sureti, ilgili Cumhuriyet başsavcılığının arşivinde muhafaza edilir, diğer sureti de Daire Başkanlığına sunulur (CMUY m. 68/2). Denetim sonucunda Daire Başkanlığınca konusu suç teşkil eden uygulamalar tespit edildiğinde, adlî ve İdarî işlemlere başlanır (CMUY m. 68/3) ve suç işlediği tespit edilen uzlaştırmacı hakkında uzlaştırmacı sicili ve listesinden çıkarılma (CMUY m. 49) yaptırımı uygulanır (CMUY m. 68/4).

Görüldüğü gibi uzlaştırmacının, uyması gereken etik ilkelere aykırı hareket etmesi, hukukî, disiplin ve ceza sorumluluğunun doğmasına yol açabilir. Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olan Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı, etik ilkeleri ihlâl eden uzlaştırmacı hakkında ihlâl teşkil eden fiillin niteliğine göre uyarma, bir yıla kadar geçici süreyle uzlaştırmacı listesinden çıkarma veya uzlaştırmacı sicilinden ve listesinden çıkarma yaptırımı uygulayabilir (CMUY m. 49, 1-2).

Etik ilkelere aykırı hareket etmesi nedeniyle hakkında uyarma yaptırımı uygulanan uzlaştırmacı, ilk önce Alternatif Çözümler Daire Başkanlığınca yazılı olarak uyarılır. Uzlaştırmacı bu yazılı uyarıya uymazsa, yazılı savunması alınır ve ardından yapılan tahkikat neticesinde, uzlaştırmacı hakkında uzlaştırmacı sicil ve listesinden çıkarma yaptırımı uygulanabilir. Bu karar ilgili uzlaştırmacıya tebliğ edilir (CMUY m. 49/4) ve karara karşı İdarî yargı yolu açıktır.

Alternatif Çözümler Daire Başkanlığı, etik ilkeleri ihlâl eden uzlaştırmacı hakkında, uzlaştırmacı sicili ve listesinden çıkarma yaptırımını uygulamadan önce, uzlaştırmacının yazılı savunmasını alır. Uzlaştırmacı, yazılı savunmada bulunması için kendisine yapılan yazılı bildirimin tebliğinden itibaren on günlük süre içinde Daire Başkanlığına savunmasını vermek zorundadır. Tebliğden imtina eden veya bu süre içinde savunmada bulunmayan uzlaştırmacı savunma hakkından vazgeçmiş sayılır (CMUY m. 49/3).

Uzlaştırmacıların Reddi

Ceza Muhakemesi Kanununda belirlenen, hâkimin davaya bakamayacağı hâller ile tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebeplerden dolayı reddini gerektiren hâller (CMK m. 22-31), uzlaştırma sürecinin ve uzlaştırmacının tarafsızlığının korunması maksadıyla, uzlaştırmacı görevlendirilmesi ile ilgili olarak göz önünde bulundurulur (CMK m. 253/10, CMUY m. 28). Uzlaştırmacı, bu hâllerin varlığı hâlinde durumu uzlaştırma bürosuna bildirir ve görev yapamaz.

Uzlaştırmacının çekilme veya reddi usulü mevzuatta düzenlenmemişse de, bu konuda Cumhuriyet başsavcılığı bünyesinde kurulan uzlaştırma bürosunun karar vermesi gerekir. Çünkü uzlaştırma iş ve işlemlerine ilişkin hizmetlerin yürütülmesini sağlamak ve denetlemek uzlaştırma bürosunun görev ve sorumlulukları arasındadır (CMUY m. 40, 1/a) ve büronun iş ve işlemleri de, Cumhuriyet başsavcısı, Cumhuriyet başsavcı vekili veya Cumhuriyet savcısının denetimi altında yazı işleri müdürünün yönetiminde zabıt kâtibi ve diğer görevliler la rafından yürütülür (CMUY m. 39/2).

Buna göre uzlaştırmacının reddi, görevlendirmeyi yapan uzlaştırma bürosuna dilekçe verilerek başvurmak suretiyle yapılmalıdır. Ret isteminde bulunan taraf, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü açıklamalı ve olguları ile birlikte ortaya koymalıdır.

Uzlaştırmacının reddi istemi hakkında, görevlendirmeyi yapan uzlaştırma bürosundaki Cumhuriyet savcısı karar vermelidir. Çünkü uzlaştırma bürosu, bürodaki Cumhuriyet savcısının onayıyla uzlaştırmacı görevlendirmesini sapmaktadır. Ret isteminin kabulü hâlinde uzlaştırma bürosu, Cumhuriyet savcısının onayıyla bir başka uzlaştırmacı görevlendirir. Ret isteminin kabulüne veya reddine ilişkin kararlar kesindir; bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilemez.