Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Uzlaştırma Raporu veya Belgesi Nasıl Hazırlanır?

Uzlaştırma Raporu veya Belgesi Nasıl Hazırlanır?

Uzlaştırma işlemleri sonuçlandırıldığında uzlaştırmacı tarafından düzenlenen rapora uzlaştırma raporu denir (CMUY m. 4, 1/m). Uzlaştırma müzakereleri olumlu veya olumsuz olarak sonuçlandığında, uzlaştırmacı bir uzlaştırma raporu (uzlaştırma tutanağı) hazırlamalı ve raporu taraflara imzalatmalıdır (CMUY m. 31/5). Uzlaştırma raporunun istinabe suretiyle imzalatılması gereken hâllerde, rapor tarafın bulunduğu yer Cumhuriyet başsavcılığı istinabe bürosu aracılığıyla imzalatılır (CMUY m. 31/ 6).

Uzlaştırma müzakeresi, tarafların suç nedeniyle ortaya çıkan zararın telâfisi konusunda anlaşmasıyla sona erer. Uzlaştırmacı, ortak veya özel toplantıda anlaşılan hususları rapor hâline getirmeden önce taraflara;

  • Süreci topluca gözden geçirmeleri,
  • Cevapsız soru kalıp kalmadığını düşünmeleri,
  • Unuttukları bir konu olup olmadığının düşünmeleri,
  • Varılan sonucun isteklerinin karşılanıp karşılanmadığını değerlendirmeleri için fırsat vermeli, gerektiğinde avukatlarına danışmak üzere zaman

tanımalıdır. Özellikle zorlu geçen müzakereden sonra tanınan bu soğuma (cooling) süresi tarafların, uzlaştırmacının hazırlayacağı raporu tereddütsüz imzalamalarına yardımcı olur. Uzlaştırma raporu imzalandıktan sonra, tarafları ulaştıkları sonuç nedeniyle tebrik etmek önemlidir. Müzakerenin soğutma ve tebrik ile tamamlanması, tarafların varılan anlaşmaya uyma eğilimini kuvvetlendirir.

Uzlaştırma müzakereleri sonunda uzlaştırmacı, uzlaştırma işlemlerinin sonuçlandırıldığı tarihten itibaren, Yönetmeliğin 3 no’lu ekinde yer alan Uzlaştırma Raporu Örneğine uygun bir rapor hazırlamalıdır. Raporda, tarafların edimleri ayrı ayrı, şüphe ve tehdide yer vermeyecek ve mümkünse sıra numarası içerecek şekilde yazılmalı, zorunlu olmadıkça karmaşık hukukî Terimlerin kullanılmasından kaçınılmalıdır. Taraflar, ek açıklamalar olmadan Uzlaştırma Raporunun içeriğini anlayabilmelidir. Uzlaştırma Raporu, adlî makamlarca da doğru anlaşılabilmelidir. Tarafların kendilerini ifade ediş biçimleri metne yansıtılmalıdır.

Uzlaştırma Raporunda bilhassa şu hususlara dikkat edilmelidir:

  • Suça konu eylemin yarattığı zarar ile edim arasında orantı olmalıdır.
  • Edim failin, sosyal, kültürel, ekonomik ve fizikî özellikleri dikkate alınarak belirlenmelidir.
  • Edimin amacı, suç nedeniyle ortaya çıkan zararın telafisine yönelik olmalıdır.
  • Uzlaştırmaya konu edim, mümkün olan en kısa sürede yerine getirilmelidir.
  • Uzlaştırmacı tüm süreç boyunca tarafsızlığını korumalı ve tarafları uzlaşmaya varmaya teşvik edip cesaretlendirmeli ancak buna zorlamamalıdır.

Tüm bunlara dikkat edilmemesi, tarafların süreci ve alman kararları veya verilen taahhütleri sahiplenmemeleri edimin ifasını olanaksız hâle getirebilir.

Uzlaştırmacı, taraf sayısından bir fazla olarak hazırladığı uzlaştırma raporunu, kendisine verilen belge örnekleri ve varsa yapmış olduğu masrafları gösteren belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyanı UYAP’ta düzenlenecek tutanak ile uzlaştırma bürosuna teslim etmelidir (CMK m. 253/15, 253/24, CMUY m. 18/1, 25/1).

Uzlaşmanın gerçekleşmesi hâlinde, tarafların imzalarını da içeren raporda, ne suretle uzlaşıldığı ayrıntılı biçimde açıklanır. Edimin konusu para ise, yurt parası veya yabancı para cinsinden kararlaştırılabilir. Ayrıca edimin vadesinde ifa edilmemi halinde cezai şart öngörülebilir.

Ancak uzlaştırma müzakereleri sırasında suçun işlenmesine ilişkin olarak yapılan açıklamalara raporda yer verilmez (CMK m. 253/15, CMUY m. 18/2, 25/ 2). Rapor, icra edilebilecek bir eda emri içermesi hâlinde, kararlaştırılan edim gönüllü olarak yerine getirilmezse daha sonra ilâmlı icraya konu olabileceğinden, uzlaştırma sürecini doğru ve eksiksiz bir şekilde belgelemelidir. Rapor ile birlikte, uzlaştırmacıya önceden verilmiş olan soruşturma dosyasındaki belge örnekleri uzlaştırma bürosuna teslim edilir.

Uzlaştırma sonunda taraflar anlaşmaya varırsa, uzlaşma konusu, yeri, tarihi, karşılıklı yerine getirilmesi gereken hususlar tereddüde yer vermeyecek şekilde raporda belirtilmeli ve rapor fail, mağdur, varsa avukatları, kanunî temsilcileri ve uzlaştırmacı tarafından imzalanmalıdır. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyeceklerinden (TMK m. 16/ 1), uzlaştırma raporunda küçüğün ve kısıtlının değil, kanunî temsilcinin imzası olmalıdır. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların elde etliği karşılıksız kazanma ve kişiye sıkı sıkıya bağlı hakları kullanmada kanuni temsilcinin rızası gerekli olmadığından uzlaşma sonucunda karşılıksız kazanma sağlayan küçük ve kısıtlı, uzlaştırma raporunu bizzat imzalayabilir.

Taraflar uzlaştırma müzakerelerinde avukatla temsil ediliyorsa, avukatın uzlaştırma raporunu müvekkili ile birlikte imzalaması mümkün olduğu gibi, uzlaştırma raporunun ilâm niteliğinde belge gücünü kazanabilmesi için (Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından onaylanması koşuluyla) asilin tek başına imzalaması da yeterlidir. Ancak asil uzlaştırma raporunu imzalamamışsa, vekâletnamesinde özel yetkisi olmak kaydıyla avukatın raporu imzalaması yeterlidir. Uzlaştırma müzakerelerine tarafın bizzat katılması onarıcı adalet felsefesi bakımından gerekli ve tavsiye edilen bir durum olmakla birlikte, yasal bir zorunluluk değildir. Uzlaştırma müzakerelerine tarafların yerine vekil veya müdafi katılabilir ve vekâletnamesinde özel yetkisi (HMK m. 74) varsa uzlaştırma raporunu imzalayabilir.

Uzlaştırmanın başarısız olması hâlinde, bunun nedenleri raporda kısaca belirtilmelidir. Ancak gizlilik ilkesi gereği uzlaştırmacının raporunda, müzakerelerin içeriği, müzakerelerde yapılan beyan ve açıklamalar ve tarafların davranışları hakkında kesinlikle bilgi verilmemelidir (CMUY m. 18/2, 25/ 2).

Uzlaştırma raporunun, mümkün olduğunca yeknesak biçimde düzenlenmesi için Yönetmeliğin 25. maddesindeki unsurları taşıması ve Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 sayılı Uzlaştırma Raporu Örneğine uygun olması gerekir.

Uzlaştırma bürosu soruşturma dosyasını, uzlaştırma raporu ve varsa yazılı anlaşmayı uzlaştırma bürosundan sorumlu Cumhuriyet savcısına gecikmeksizin sunar. Çünkü uzlaştırma süreci sonunda soruşturma dosyaları, uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcıları tarafından sonuçlandırılır (CMK m. 253/15, 253/24; ( MUY m. 18/3).

Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi (ECOSOC) tarafından kabul edilen Onarıcı Adalet Programlarının Ceza Konularında Kullanılmasına İlişkin Temel İlkelerin 7. maddesine göre onarıcı süreçlerde anlaşmaya gönüllü olarak maddesine göre anlaşmalar, taraflarca gönüllü olarak yapılmalıdır. Anlaşmalar, sadece makul ve orantılı yükümlülükler içermelidir.

Buna göre Cumhuriyet savcısı, kendisine sunulan uzlaştırma raporunu, gerekli unsurların bulunup bulunmadığı hususunda incelemelidir. Uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını, edimin makul, hukuka, ahlâka ve ölçülülük ilkesine uygun olduğunu ve ifasının imkânsız olmadığını belirlerse (bu yönde kanaat sahibi olursa), raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak onaylar, ardından soruşturma dosyasında muhafaza eder (CMK m. 253/17; CMUY m. 18/4).

Görüldüğü gibi mevzuatta Cumhuriyet savcısı veya hâkime, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlemesi hâlinde raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza etmek görevi verilmiştir (CMK m. 253/ 17, CMUY m. 18/4, 24/4). Böylece Cumhuriyet savcısı ve hâkime, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığı ve edimin hukuka uygun olduğunu denetleme görevi verilmiştir. Bu denetim sonucu uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı veya kovuşturma evresinde hâkim, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayanmadığı yahut edimin hukuka ve ahlaka uygun olmadığını tespit ederse, uzlaştırma raporu veya belgesini onaylamaz ve onaylamama gerekçesini rapora yazar.

Edimin özgür iradeye dayanmaması nedeniyle hâkim veya Cumhuriyet savcısının raporu onaylamaması durumunda, noksanlığın tamamlanması için tekrar süre vererek raporun uzlaştırmacıya iade edilmesi mümkün değildir. Buna karşılık uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı uzlaştırma raporunu onaylamayı, tarafların özgür iradesine dayanmaması sebebiyle değil de, edimin hukuka ve ahlaka uygun olmaması veya raporun ilâmlı icraya dayanak belge niteliğinde olduğunu göz önüne alarak, raporda düzeltilmesi mümkün olan şekle ilişkin bir eksiklik (örneğin basit yazı veya hesap hataları, maddî hatalar gibi) yahut edimin ölçülü olmaması gibi bir sebeple reddetmesi hâlinde uzlaşma gerçekleşmemiş sayılmamalı ve taraflara bu şekil eksikliğinin giderilmesi için kısa bir süre verilmelidir. Böylece, şeklî bir eksiklik yüzünden uzlaşmanın gerçekleşmemiş sayılması tehlikesi ortadan kalkacaktır. Uzlaştırma raporunda açık olmayan, edimin ifası konusunda belirsizlik ve şüphe içeren hususların taraflarca düzeltilmesi ve eksikliklerin giderilmesinden sonra, raporun uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından onaylanmasına bir engel kalmayacaktır. Nitekim Yönetmelikte, edimin hukuku ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısının uzlaştırma raporunu onaylamaması durumunda. Yönetmeliğin  maddesindeki süreye uyulması koşuluyla edimin değiştirilmesini uzlaştırmacıdan isteyebileceği belirtilmiştir. (CMUY m. 18/5).

Uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı (veya kovuşturma aşamasında mahkeme) her şeyden önce, uzlaştırma sürecinin usulüne uygun ve tarafların özgür iradesiyle gerçekleştiğinden emin olmalıdır. Uzlaştırma sürecinde tarafların iradesi cebir veya tehdit ile sakatlanmışsa, taraflar özgür iradeleriyle hareket edememişse veya zarar uzlaşmaya uygun olarak giderilmemişse kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmemeli ve kamu davası açılması için iddianame düzenlenmelidir. Örneğin şüpheli veya sanığın küçük yahut akıl hastası olması hâlinde “özgür irade” koşulu daha da önem kazanır. İsnad yeteneği olmayan kişilerin özgür iradesinden söz edilemeyeceğinden uzlaştırmaya başvurulmaması gerekir. Bu bağlamda oniki yaşını doldurmamış çocukların ceza sorumluğu olmadığından (TCK m. 31/1) veya tam akıl hastalarının isnad yeteneği bulunmadığından uzlaştırmaya katılması mümkün değildir. Nitekim Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin R (99) 19 sayılı tavsiye kararma göre, arabuluculuğun taraflarından biri, yaş küçüklüğü veya akıl hastalığı gibi bir nedenle isnad yeteneğine sahip değilse veya benzer bir sebeple arabuluculuğun etki ve sonucunu anlama yeteneği yoksa, özgür irade beyan edemeyecek olan bu taraf arabuluculuğa katılmamalıdır.

Bundan sonra uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı, uzlaşma sonunda kararlaştırılan edimin hukuka ve ahlâka uygun, makul ve suçun ağırlığıyla orantılı olmasını gözetmelidir. Ancak uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısının (veya kovuşturma aşamasında mahkemenin) uzlaştırma süreci ve sonucu hakkındaki bu denetimi, sayılan hususlarla sınırlı olup, söz konusu denetiminin kapsamını, kararlaştırılan edimin miktar veya türünü de içerecek şekilde teşmil etmeye imkân yoktur. Uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısının (veya kovuşturma aşamasında mahkemenin), kendisine ibraz edilen uzlaştırma raporunu onaylaması, sadece uzlaştırma raporunun kesinleştiğini tespit eden bir şerh niteliğinde olmayıp, aynı zamanda uzlaştırma raporunun usule, şekle ve kamu düzenine uygunluğu bakımından rapora geçerlilik veren ve uzlaştırma raporunu “icra kabiliyetini haiz ilâm niteliğinde bir belge” hâline getiren adlî bir işlemdir. Uzlaştırma raporu, ancak Cumhuriyet savcısının (veya kovuşturma aşamasında mahkemenin) bu onayından sonra, İcra ve İflâs Kanunu’nun 38. maddesi anlamında ilâm niteliğindeki belge vasfını kazanabilir (CMK m. 253/19).

Uzlaştırma raporunun Cumhuriyet savcısı tarafından onaylanması veya onaylanmaması işlemine karşı gidilebilecek bir kanun yolu yoktur. Uzlaştırma raporunun onaylanması hâlinde, soruşturma veya kovuşturma evresinde verilecek nihaî kararın türüne göre, bu karara karşı kanun yoluna gidilebilecektir. Uzlaştırma raporunun onaylanmaması hâlinde ise, soruşturmaya veya kovuşturmaya devam edileceğinden, soruşturma veya kovuşturma sonunda verilecek kararlara karşı ilgili kanun yollarına başvurulabilecektir.

Kovuşturma evresinde uzlaştırmacı, hazırladığı uzlaştırma raporunu, kendisine verilen belge örneklerini ve varsa yapmış olduğu masrafları gösteren belge, gider pusulası veya rayice uygun yazılı beyanı UYAP’ta düzenlenecek tutanak ile uzlaştırma bürosuna teslim eder (CMUY m. 25/1).

Uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka ve ahlaka uygun olduğunu denetleme görevi kovuşturma evresinde (uzlaştırma bürosunda görevli Cumhuriyet savcısına değil) mahkemeye aittir. Bu koşullar varsa mahkeme, raporu mühür ve imza altına alarak kovuşturma dosyasında muhafaza eder (CMUY m. 25/4).

Kovuşturma evresindeki dava dosyalarında, suçun uzlaştırma kapsamına girdiğini ve uzlaştırma hükümlerinin hangi sanık ile mağdur arasında uygulanması gerektiğini değerlendiren, bu kapsamda uzlaştırma hükümlerinin uygulanması amacıyla kovuşturma dosyasını CMK m. 254 uyarınca uzlaştırma bürosuna gönderen mahkeme, uzlaştırma süreci sonunda hazırlanan uzlaştırma raporuna göre hüküm tesis eden mahkemedir. Bu noktada, uzlaştırma süreci sonunda tanzim edilen uzlaştırma raporu, mahkeme hükmünün dayanağını oluşturmaktadır.

Mahkeme, uzlaştırma raporu veya belgesini, uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayanmaması, edimin hukuka ve ahlaka uygun olmaması nedeniyle onaylamadığı takdirde gerekçesini rapora yazar. Mahkeme, edimin hukuka ve ahlâka uygun olmaması nedeniyle raporu onaylamazsa, Yönetmeliğin 24. maddesindeki uzlaştırma süresine (30 gün ve uzatıldığı takdirde 20 gün) uyulması koşuluyla, edimin değiştirilmesi için dosyayı uzlaştırma bürosuna geri gönderebilir (CMUY m. 25/5).

Uzlaşma Belgesinin Hazırlanması

Şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenin, uzlaştırmacı görevlendirilmeden önce veya uzlaşma teklifinin reddedilmesinden sonra, uzlaştırmacının yardımı olmadan kendilerinin müzakere ederek anlaşmaya varmaları (harici uzlaşma) durumunda, müzakereler sonunda aralarında düzenledikleri anlaşma belgesine Ceza Muhakemesi Kanununda “uzlaşma belgesi” denilmiştir (CMK m. 253/19  CMUY m. 4,1/n). Uzlaşan taraflar, niteliğine uygun düştüğü ölçüde, Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-3 sayılı Uzlaştırma Raporu Örneğine uygun bir uzlaşma belgesi düzenlemelidirler. Cumhuriyet savcısı, bu belgeyi 18. maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında belirtilen kıstaslara göre inceler ve değerlendirir (CMUY m 19). Takibi şikâyete bağlı suçlarda, mağdur veya suçlan zarar görenin şüpheli ıh anlaşarak şikâyetinden vazgeçmesi hâlinde bu belgenin düzenlenmesi gerekmez.

Uzlaşma gerçekleştirilen ve uzlaştırma raporu veya uzlaşma belgesi imzalandıktan sonra tarafların uzlaşmadan vazgeçmesi (cayması) mümkün değildir. Bu nedenle, Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma raporu onaylayıp mühürlendikten sonra mağdurun uzlaşma konusu edimin yerine getirilmesini kabul etmemesi hâlinde dahi şüpheli, kendisine yüklenen edimi, uzlaştırma raporunda belirtildiği şekilde yerine getirerek sorumluluktan kurtulur. Ancak edim, bizzat mağdura tazminat ödenmesi şeklindeyse ve mağdur ifayı kabulden imtina ederse, alacaklı temerrüdüne düşmüş olacağından şüpheli, hasar ve gideri mağdura ait olmak üzere sulh hukuk mahkemesinden (HMK m. 382, 2/d-3; 383) tevdi yeri tayinini isteyebilir, belirlenen tevdi mahalline yapılan ödeme geçerli kabul edilir ve şüpheli borcundan kurtulur (TBK m. 107). Bu şekilde yapılmış bir ödemeyle de uzlaşma sağlanmış ve edim yerine getirilmiş sayılacağından, Cumhuriyet savcısı “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı vermelidir.