Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Toplu İş Sözleşmesinin Geçersizliğinin Tespiti İstemi

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİNİN TESPİTİ İSTEMİ

YARGILAMA SIRASINDA ORTAK GİRİŞİMİ OLUŞTURAN DİĞER ŞİRKETE AYRI BİR TEBLİGAT ÇIKARILMADIĞI – TARAF TEŞKİLİNİN SAĞLANMASI GEREKTİĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

T.C YARGITAY
9.Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 19110
Karar: 2017 / 4689
Karar Tarihi: 23.03.2017

ÖZET: Yargılama sırasında yalnızca …. tebligat yapılmış, ortak girişimi oluşturan diğer şirkete ayrı bir tebligat çıkarılmadığı gibi karar başlığında ayrıca davalı olarak da gösterilmemiştir. Öncelikle taraf teşkili sağlanmalıdır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi dosya içeriğine de uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

(AİHS. m. 6) (2709 S. K. m. 138, 141) (6100 S. K. m. 27, 114, 297)
Dava ve Karar: Davacı; davalı şirket ile davalı Belediye arasında Yüksek Hakem Kurulu kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince davacı …’nin toplu iş sözleşmesinin taraf olmadığı, HMK. nın 114/1-d maddesinde taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olarak kabul edildiği, davacının toplu iş sözleşmesinin taraf olmadığından dava açma ehliyetine sahip olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine davacı avukatı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nce davacı avukatının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi’nin kararı süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; davalı ortak girişim ile 2015 yılında işçi çalıştırmak üzere sözleşme imzaladıklarını, davalılar arasında yapılan toplu iş sözleşmesi müzakereleri sürecinde Yüksek Hakem Kurulu’nun 31.12.2015 tarih 2015/186 esas 2015/231 karar sayılı kararıyla taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan toplu iş sözleşmesi maddelerinin bağıtlandığını, taraf olmadıkları toplu iş sözleşmesi hükümlerinin asıl işveren olarak kendilerine de uygulanmak istendiğini, sözleşmenin yetkilendirilmiş bir kamu işveren sendikası ile sonuçlandırılmadığını iddia ederek anılan Yüksek Hakem Kurulu kararının geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı …vekili toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihte müvekkili şirketin iş akdi sona erdiğinden müvekkili şirketin bu dava ile bir ilgisinin olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Belediye – İş Sendikası vekili davacı Belediye Başkanlığı’nın bu davada hukuki yararı bulunmadığını, toplu iş sözleşmesinin iptalini isteyen davacının toplu iş sözleşmesinin tarafı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk derece mahkemesince dava şartı eksikliğinden davanın reddine karar verilmiştir.
D) İstinaf:
İlk derece mahkemesinin kararına karşı davacı istinaf yoluna başvurmuştur.
E) Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince davalılar arasındaki toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması üzerine davalı Belediye İş Sendikasının başvurusu üzerine uyuşmazlığı sona erdiren Yüksek Hakem Kurulu’nun 16.01.2016 tarih 128/156 sayılı kararının geçersizliğinin tespitine ilişkin davada, davacı Belediye’nin tarafı olmadığı toplu iş sözleşmesiyle ilgili Yüksek Hakem Kurulu kararının iptal veya geçersizliğinin tespitine yönelik dava açması mümkün olmadığından husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin yerin olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
F) Temyiz:
Bölge adliye mahkemesi kararını davacı temyiz etmiştir.
G) Gerekçe
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
İlk derece mahkemesinin karar gerekçesinde aynen “davalı … tarafından 04/12/2014 tarihinde 2005 yılında personel çalıştırmak üzere sözleşme imzalandığı, belediye ile şirket arasında alt işveren ilişkisinin bulunduğu, davalılar ….. ile Belediye İş Sendikası arasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin yapıldığı, görüşmelerde uyuşmazlık çıkması üzerine yüksek hakem kurulu’na belediye-iş sendikası tarafından başvuruda bulunulduğu, yüksek hakem kurulunun 09/11/2015 tarih 2015/ 129 esas-2015/ 147 Sayılı kararı ile uyuşmazlığın sona erdirildiği, her ne kadar davacı vekilince Yüksek Hakem Kurulu Başkanlığı’nın 09/11/2015 tarih 2015/129 esas 2015/147 Sayılı kararının geçersiz olduğunun tespitini istemiş ise de; HMK’nun toplu iş sözleşmesinin davalı Belediye İş Sendikası ile diğer davalı …. arasında yapıldığı, davacı …’nin toplu iş sözleşmesinin taraf olmadığı, HMK. nın 114/1-d maddesinde taraf ve dava ehliyetine sahip olmalarının dava şartı olarak kabul edildiği, davacı … Belediyesinin toplu iş sözleşmesinin taraf olmadığından dava açma ehliyetine sahip olmadığı anlaşılmakla davacının davasının usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde gerekçe oluşturulmuştur.
Ancak davacı Belediye Başkanlığı bu dava ile; ….i ile Belediye … arasındaki toplu iş sözleşmesinin değil, …. …oluşturduğu ortak girişim ile Belediye İş Sendikası arasında Yüksek Hakem Kurulu’nun 31.12.2015 tarih, 2015/186 Esas, 2015/231 Karar sayılı kararıyla bağıtlanan toplu iş sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini istemektedir.
Bu davada davalı Beray Turizm Tem…. oluşturduğu ortak girişimdir. Nitekim dava dilekçesinde ortak girişim davalı olarak gösterilmiştir, ancak yargılama sırasında yalnızca …. tebligat yapılmış, ortak girişimi oluşturan diğer şirkete ayrı bir tebligat çıkarılmadığı gibi karar başlığında ayrıca davalı olarak da gösterilmemiştir. Öncelikle taraf teşkili sağlanmalıdır.
Ayrıca geçersizliğinin tespiti istenen Yüksek Hakem Kurulu’nun 09/11/2015 tarih 2015/129 esas 2015/147 sayılı kararı değil, 31.12.2015 tarih, 2015/186 esas, 2015/231 karar sayılı kararıdır. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi dosya içeriğine de uygun olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
H) SONUÇ:
Davacının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yaptığı temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/1. Maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1 vd. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren Antalya 3. İş Mahkemesi’ne, kararın bir örneğinin BAM.’ne gönderilmesine, 23.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.