TCK m 42 Bileşik Suç
MADDE 42.- (1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.
TCK m 42 Bileşik Suç Açıklama
42.maddede bileşik (mürekkep) suçun tanımı yapılmış ve bu tür suçlarda, suçu oluşturan araç suçtan dolayı ayrıca ceza verilmeyeceği belirtilmiştir.
Kanundaki tanımına göre, biri diğerinin unsurunu veya ağırlatıcı nedenini oluşturması nedeniyle tek fiil sayılan suça, bileşik suç denir. Bu gibi hallerde faile kanundaki bağımsız maddede öngörülen ceza verilir, cezaların içtimaına ilişkin kurallar uygulanmaz.
Örneğin, TCK.nun 148.maddesinde öngörülen yağma suçunda, iki ayrı suç olan tehdit (106.md.) ve hırsızlık (141.md.) suçları bir araya gelmiş ve bağımsız bir suç tipi olan yağma suçunu meydana getirmiştir. Bu suçlar (tehdit ve hırsızlık) ayrı ayrı değil, bağımsız yağma suçu olarak cezalandırılırlar. Bu nedenle yağma suçu bir bileşik suçtur. Keza, bina içinden hırsızlık suçu TCK.nun 142/1-b maddesinde bileşik suç olarak düzenlendiğinden, faile ayrıca konut dokunulmazlığının ihlali (116.md.) suçundan ceza verilemeyecektir.
Ancak, kanundaki bu gibi sınırlı düzenlemeler dışında, bir suçu işlemek için başka bir suçun işlenmesi durumunda, örneğin, cinsel saldırı suçunu işlemek için bir konuta sahibinin rızası olmaksızın girilmesi halinde bileşik suç söz konusu değildir ve failin hem cinsel saldırı ve hem de konut dokunulmazlığının ihlali suçundan dolayı cezalandırılması gerekir. Keza, TCK.nun 82/1-h bendinde kasten öldürme suçunun “bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak” amacıyla işlenmesi kasten öldürmenin nitelikli hali olarak düzenlendiğinden, burada amaç-araç suç ilişkisi söz konusudur, bu itibarla bileşik suç kapsamında değildir. Örneğin, bir banka soygununu gerçekleştirebilmek amacıyla öldürme suçunun işlenmesi halinde, fail hakkında hem nitelikli öldürme suçundan ve banka soygunu da gerçekleştiği takdirde ayrıca bu suçtan dolayı da ceza verilecektir. Diğer bir deyişle, bu gibi durumlarda gerçek içtima kurallarını uygulamak gerekir.