Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 298 Hak Kullanımını Ve Beslenmeyi Engelleme Suçu ve Cezası

TCK m 298 Hak Kullanımını Ve Beslenmeyi Engelleme Suçu ve Cezası

MADDE 298.- (1) Ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklulann haberleşmelerini, ziyaretçileriyle görüşmelerini, iyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek kazandırma ve işyurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmalarını, kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, müdafi veya avukat tayin etmelerini, bunlarla görüşmelerini, mahkemelere veya Cumhuriyet Başsavcılıklarına gitmelerini, kurum görevlileri ile görüşmelerini, salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını her ne suretle olursa olsun engelleyenler, hükümlü ve tutukluları bu fiillere teş­vik edenler, bu yolda talimat verenler, mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanı­dığı sair her türlü görüşme ve temas olanağını engelleyenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

  • Hükümlü ve tutuklulann beslenmesini engelleyenler hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir. Hükümlü ve tutuklulann açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır.
  • Beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden biri veya ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca kas­ten yaralama veya kasten öldürme suçlarına ilişkin hükümlere göre cezaya hük- molunur.

Madde hükmü, 765 sayılı ETCK’nun 307/b maddesinin ilk iki fıkrasının karşılığı olup, suçun unsurlarında değişiklik yapılmamıştır. Maddenin 3.fıkra-sında ise özel bir içtima hükmü öngörülmüştür.

Suçla Korunan Hukuksal Değer

Maddede tanımlanan suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, ceza infaz sis­teminin bu konudaki temel ilke (CGTİK 2.md.) ve amaç (CGTİK 3.md.) doğrultu­sunda düzen ve disiplin içinde etkinliğini sağlamanın yanı sıra ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklunun sahip oldukları hakları kullan­malarının ve beslenmelerinin engellenmesi ve dolayısıyla vücut bütünlüklerini, hak ve özgürlüklerini korumaktır.

Suçun Faili

Bu suçların faili, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü veya tutuklular olabileceği gibi bu kurumlardaki görevli (infaz koruma görevlileri ile diğer görevliler) bir kişi ya da cezaevi dışında olmakla birlikte bu fiilleri gerçekleştiren bir kimse de olabilir.

Suçun Mağduru

Suçtan zarar gören bu fiillerle infaz sistemi bozulan veya bozulma tehlikesine maruz kalan adliye ve dolayısıyla Devlettir. Suçun mağduru ise infaz mevzuatına göre sahip oldukları hakları kullanmaları veya beslenmeleri engellenen hükümlü veya tutuklulardır.

Hükümlü ve tutukluların hak kullanımını engelleme suçunun maddi unsu­ru (298/1.fıkra)

Seçimlik ve serbest hareketli bir suç olarak tanımlanan “hak kulla­nımını engelleme” suçunun maddi unsuru, ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutukluların; a) Haberleşmelerini, b) Ziyaretçileriyle görüşme­lerini, c) İyileştirme ve eğitim programları çerçevesinde eğitim ve spor, meslek ka­zandırma ve iş yurdu çalışmaları ile diğer sosyal ve kültürel faaliyetlere katılmala­rını, d) Kurum tabibince muayene ve tedavi edilmelerini, f) Mahkemelere veya Cumhuriyet başsavcılıklarına gitmelerini, g) Kurum görevlileri ile görüşmelerini, h) Salıverilenlerin kurum dışına çıkmalarını, her ne suretle olursa olsun engellemek veya hükümlü ve tutukluları bu fillere teşvik etmek veya bu yolda talimat vermek yahut mevzuatın hükümlü ve tutuklulara tanıdığı sair her türlü görüşme ve temas olanağım engellemektir.

Engellemenin şekli önemli değildir. Hak kullanımım engellemeye yönelik hare­ket yapma veya yapmama biçiminde olabilir. Suçun oluşumu bakımından eylemin maddede sayılan hakların kullanımını engellemeye elverişli olması yeterlidir. Ayrı­ca sözü edilen hakların zarara uğratılması sonucunun gerçekleşmesi gerekmez. Hakkın geçici bir süre için engellenmiş olması suçun oluşumu bakımından önem taşımaz. Bu seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesi ile suç tamamlanır.

Ceza İnfaz Kuram unda hükümlünün hakları 5275 sayılı CGTİK’da ayrıntılı bi­çimde düzenlenmiştir. Bu Kanunun 59.maddesinde “avukat ve noterle görüşme hakkı”, 6O.maddesinde “kültür ve sanat etkinliklerine katılma, ifade özgürlüğü”, 61.maddesinde “kütüphaneden yararlanma”, 62.maddesinde “süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı”nın kullanılmasına ilişkin usul ve esaslar belirlen­miştir. Hükümlülerin haberleşme hakları ise, aynı Kanunun 66.maddesinde “hü­kümlünün telefon ile haberleşme hakkı”, 67.maddesinde “hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı” ve 68.maddesinde “hükümlünün mektup, faks ve telgrafları alma ve gönderme hak­kı” başlıkları altında düzenlenmiştir. Kanunun 71.maddesine göre, hükümlü, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için “muayene ve tedavi” ola­naklarından, tıbbi araçlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması halinde Devlet veya üniversite has­tanelerinin mahkum koğuşlarında tedavi ettirilir. Hükümlünün muayene ve tedavi­si 78., hastaneye sevk işlemleri ise 80.maddede düzenlenmiştir. İyileştirme ve Eği­tim bakımından hükümlülerin haklarına ilişkin hükümlülerin hakları ise 73- 77.maddelerde gösterilmiştir. Keza hükümlünün dışarıyla ilişkileri (görüşme ve temas olanakları) aynı Kanunun 83-86.maddelerinde, beden eğitimi ve boş zaman etkinlikleri ise 87-88.maddelerinde düzenlenmiştir. Kanunun 116/1.maddesi uyarın­ca hükümlülerin hak kullanımını düzenleyen bu hükümlerin tutukluluk haliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabilecektir. YTCK’nun 298/1.fıkrasında tanımlanan hak kullanımını engelleme suçu bakımından yapılacak değerlendirmede 5275 sayılı Kanunun anılan hükümleri ile Tüzüğün bu konularda­ki hükümlerinin gözetilmesi gerekir.

Hükümlü ve tutuklulann beslenmesini engelleme suçunun maddi unsuru (298/2.fıkra)

Maddenin ikinci fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, hüküm­lü ve tutukluların beslenmesini engellemektir. Hükümlü ve tutuklulann açlık gre­vine veya ölüm orucuna ikna veya teşvik edilmeleri veya bu yolda kendilerine tali­mat verilmesi de beslenmenin engellenmesi sayılır. Suçun oluşumu bakımından, beslenmesi engellenen hükümlü ve tutuklularda bedensel ve ruhsal bir hasarın açlık grevi veya ölüm orucunda bulunan hükümlü ve tutuklularda hayati tehlike veya bilincin bozulması gibi sonuçların meydana gelmiş olup olmamasının önemi yok­tur. Ancak, beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi itibariyle ağırlaşmış hallerinden (YTCK 87.md.) biri veya ölüm meydana gelmiş ise, ayrıca kasten yaralama veya kasten öldürme suçlarına ilişkin hükümlere göre ceza­ya hükmolunacaktır (298/3.fıkra).

5275 sayılı CGTİK’nun 72.maddesinde “hükümlünün beslenmesi” günlük ya­şamdaki hakları arasında düzenlenmiştir. Bu madde hükmüne göre, “hükümlüye Adalet ve Sağlık Bakanlıklarınca birlikte belirlenecek kalori esasına göre, sağlıklı ve güçlü koşullarına uygun, makul çeşitlikte, yaş, sağlık, çalıştığı işin özelliği, dini ve kültürel gerekleri göz önünde tutularak besin verilir ve içme suyu sağlanır. Hüküm­lü, kendisine verilen günlük besin ve ihtiyaç maddeleri dışındaki ihtiyaçlarını ku­rum kantininden sağlayabilir. Kantini bulunmayan kuramlarda, bu maddeler, ida­renin izin ve kontrolü altında dışarıdan sağlanabilir. Hasta hükümlüye, kurum hekiminin belirleyeceği besinler verilir. Kurumda annesiyle birlikte kalan çocuklara ve süt emziren annelere durumlarına uygun gıda verilir.” Hükümlünün, beslenme­yi reddederek açlık grevinde veya ölüm orucunda bulunması hallerinde ceza infaz kurumu görevlilerince alınacak ve uygulanacak tedbirler aynı Kanunun 82. madde­sinde gösterilmiştir. Kanunun bu hükümleri 116/1.madde uyarınca tutuklular hak­kında da uygulanabilecektir.

Suçun Manevi Unsuru

298.maddede tanımlanan suçların manevi unsuru “kast” olup failin bu suçları hangi saikle gerçekleştirdiği önem taşımaz. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Suça Etki Eden Nedenler

Bu suçlarla ilgili olarak cezanın artırılmasını veya daha az ceza verilmesini ge­rektiren özel bir sebep öngörülmemiştir.

Teşebbüs

İcra hareketlerinin kısımlara bölünebildiği durumlarda hak kulla­nımını ve beslenmeyi engelleme suçlarına teşebbüs mümkündür.

İştirak

Bu suçlar iştirak bakımından bir özellik arzetmez. İştirakin her şekli (fail,azmettirme, yardım etme) mümkündür.

İçtima

Suçların kanuni tanımlarında “hükümlü ve tutukluların” hak kulla­nımlarının ve beslenmesinin engellenmesi ifadeleri kullanıldığından eylemin yö­neldiği mağdur (hükümlü veya tutuklu) sayısınca değil tek suç oluşur. Bu suçların zincirleme suç (43.md.) biçiminde işlenmesi mümkündür.

298.maddenin 3.fıkrasında bir özel içtima hükmüne yer verilmiştir. Buna göre beslenmenin engellenmesi nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden biri veya ölüm meydana gelmiş, fail hakkında 298/2.madde uyarınca ve ayrıca kasten yaralama (87.md.) veya kasten öldürme (81., 82.md.) suç­larına ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacaktır.

Kovuşturma

Bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma genel hükümlere göre C.savcıhğınca re’sen yapılır. İnfaz işleri de adliye ile ilgili görev ve işler kapsamı­na girdiğinden, kamu görevlileri hakkında bu suçlardan dolayı soruşturma genel hü­kümlere göre yapılır ve 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz (CMK 161/5. md.)

Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca bu suçlar dola­yısıyla açılan davalara bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir. Ancak maddenin 3.fıkrasında yapılan yollama nedeniyle kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinden biri veya ölüm meydana gelmiş ise görevi mahkeme meydana gelen sonuca ve uygulanacak olan hükümlere (81., 82., 87.md.) göre belirlenecektir.

Suçun Yaptırımı

Maddenin 1.fıkrasındaki suçun yaptırımı bir yıldan üç yıla kadar hapis, 2.fıkradaki suçun yaptırımı ise iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası­dır. 3.fıkradaki ağırlaşmış hallerden biri veya ölüm meydana gelmiş ise faile 298/2.fıkradaki cezanın yanı sıra kasten yaralama veya kasten öldürme suçlarına ilişkin hükümlere göre cezaya hükmolunacaktır.

Dava Zamanaşımı

YTCK’nun 66/1-e bendi uyarınca, 298/1-2.fıkralarında yer alan suçların dava zamanaşımı süreleri sekiz yıldır.