Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası

MADDE 280.- (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir be­lirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Açıklama

28.maddedeki suç, 765 sayılı ETCK’nun 53O.maddesindeki “cürmü haber ver­mede zühul” başlığı altında yer alan kaballat türünden suçun unsurları farklılaştırı­larak, cürüm kaballat ayrımının kaldırılmasının sonucunda yeniden düzenlenmiş halidir.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Suçla Korunan Hukuksal Değer

Bu suç tanımıyla, sağlık mesleği mensuplarının görevlerini yaptıkları sırada öğ­rendikleri suçlar karşısında tepkisiz kalmamaları, bunları gecikme göstermeksizin yetkili makamlara bildirmeleri kamusal bir görev olarak öngörülmüştür. Fiilin suç olarak kabulüyle korunmak istenilen hukuksal yarar, kamu düzeninin korunması ve devletin adli fonksiyonlarını eksiksiz yerine getirmesinin sağlanmasıdır.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Suçun Faili

Suçun faili sağlık mesleği mensuplarıdır.maddenin 2.fıkrasma göre, sağlık mes­leği mensubu deyiminden, tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır. Maddede örnekseme yoluyla bazı sağlık mesleği men­supları sayılmış ve “sağlık hizmeti veren diğer kişiler” denilmek suretiyle söz konu­su ihbar yükümlülüğünün madde metninde sayılan sağlık mesleği mensupları ile sınırlı olmadığı vurgulanmıştır. Buna göre örneğin, bir tıbbi tahlil laboratuarında, kan merkezinde görev yapan kişiler de bu ihbar yükümlüklerini yerine getirmedik­leri takdirde bu suçun faili olabileceklerdir.

Bu suçun faili, özel statüde bulunan sağlık mesleği mensuplarıdır. Devlet eliyle işletilen sağlık kuruluşlarında görev yapan sağlık mesleği mensupları, kamu görev­lisi sıfatını taşıdıklarından, bu kişilerin suçu bildirme yükümlülüğüne aykırı dav­ranmaları halinde eylemleri 28O.maddeye değil, 279.maddeye uyan suçu oluştura­caktır.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Suçun Maddi Unsuru

Suçun maddi unsuru, özel statüdeki sağlık mesleği mensubunun, görevi sırasında bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmemesi veya bu hususta gecikme göstermesi ile oluşmaktadır.

İhbar yükümlülüğü kapsamına giren suç bakımından herhangi bir sınırlama ve ayırım yapılmamıştır. 765 sayılı ETCK’nun 53O.maddesinde, ihbar yükümlülüğü “kişiler aleyhine işlenen” suçlarla sınırlı iken, 28O.maddede böyle bir ayırım yapıl­madan, failin, işlendiği yönünde bir belirtisi ile karşılaştığı suçun, herhangi bir suç (TCK’da veya özel yasalarda yer alan herhangi bir suç) olması yeterli sayılmıştır.

Sağlık mesleği mensubun bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile “görevini yaptığı sırada” karşılaşmış olması hainde ihbar yükümlülüğü söz konusudur. Öğ­renilen suçun, failin yerine getirdiği sağlık hizmeti ile bağlantısının olup olmaması önemli değildir. Sağlık mesleği mensuplarının sadece yaptıkları tıbbi müdahale veya yardımla sınırlı olmayarak, hastasının öyküsünü dinleyen bir tabibin, hastanın yaptığı açıklamalarla veya muayene ya da tedavi sırasında bir suçun işlendiğini gösteren bir belirti ile karşılaşması mümkündür. Örneğin, bir tabibin muayene ettiği gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürdüğünü (YTCK 100/l.md.) veya cinsel saldırı fiiline (YTCK 102.md.) maruz kaldığını, hasta­nın ateşli silahla yaralanmış olduğunu (YTCK 86.md.), örgüt mensubu olduğunu görevi sırasında öğrenmesi ve ihbar yükümlülüğüne aykırı davranması halinde 28O.maddede tanımlanan suç oluşur.

Maddede sözü edilen “belirti” kavramı ile ifade edilmek istenilen husus, sağlık mesleği mensubunun görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde kanaat uyandırmaya elverişli maddi izlerle (emarelerle) karşılaşılmış olmasıdır. Doktrinde, ispat edilecek olayı dolaylı olarak gösteren belirtilere “dolayısı ile delil” denmekte­dir. Zira belirti de olayı en iyi şekilde temsil eden, olaya yakın, güvenilir ve ilk elden delil durumunda olabilir. Belirtinin suçun işlenildiği yönünde yeterli şüphe oluştu­racak (CMK 170/2.md.) mahiyette olması yeterli ve gereklidir. Her şeyin delil ola­bildiği ve delillerin serbestçe takdir edilebildiği vicdani delil sistemini kabul eden ceza muhakemesi hukukumuzda doğrudan deliller (örneğin tanık açıklamaları, belgeler) gibi belirtiler de birer ispat aracıdır. Nitekim CMK’nun 217/2.maddesinde “yüklenen suç, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebi­lir” denilerek bu husus vurgulanmıştır.

Failin, işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaştığı suçu yetkili makamlara “bil­dirmemesi” veya bu hususta “gecikme göstermesi” şeklindeki seçimlik hareketle­rinden birinin gerçekleşmesi suçun oluşumu açısından yeterlidir. İhbar yükümlülü­ğü bakımından bir süre öngörülmemiştir. İhbarın karşılaşılan suç belirtisinden son­ra makul bir sürede yapılması gerektiğinden, bu makul süre ve failin gecikme husu­sunda yasal bir mazeret nedeni (mücbir neden) olup olmadığı somut olayda hâkim tarafından takdir edilecektir. İhbarı gereken suçun takibinin şikâyete bağlı olup olmaması suçun oluşumu bakımından önemli değildir.

“Yetkili makam” tabirinin, suça ilişkin ihbar veya şikâyetin yapılacağı makam­lar olarak anlaşılması gerekir. CMK’nun 158/1.maddesine göre suça ilişkin ihbar veya şikâyet Cumhuriyet başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapılabilir. Vali­lik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye yapılan ihbar ve şikâyet, ilgili Cumhuri­yet başsavcılığına gönderilir. İhbar, yazılı veya tutanağa geçirilmek üzere sözlü de yapılabilir.

765 sayılı ETCK’nun 530.maddesinde, sağlık mesleği mensubunun kendisine yardım ettiği kimse hakkında kovuşturma yapılmasını gerektirecek durumlarda ihbar yükümlülüğü bulunmadığı açıkça vurgulanmıştı. YTCK’nun 280.maddesinde bu hususta bir ayırım yapılmamış ve suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşıla­şılması durumunda ihbar yükümlülüğü getirilmiştir. Madde hükmü bu yönüyle, hekimin tedavi ve sır saklama yükümlülüğü ile hasta bu yönüyle, hekimin tedavi ve sır saklama yükümlülüğü ile hasta haklarına ilişkin ilkeler nazara alındığında önemli bir çelişki doğurmaktadır. Nitekim örneğin CMK’nun 46/1.maddesinin (b) bendinde, sağlık mesleği mensuplarına hastaları ve yakınları hakkında öğrendikleri bilgiler bakımından tanıklıktan çekinme hakkı tanınmıştır.

CMK’nun 259.maddesi, şüpheli ölüm olayları ile ilgili olarak sağlık mesleği mensuplarına ihbar yükümlülüğü getirmektedir.madde hükmüne göre, bir ölümün doğal nedenlerden meydana gelmediği kuşkusunu doğuracak bir durumun varlığı veya ölünün kimliğinin belirlenememesi halinde; kolluk görevlisi, köy muhtarı ya da sağlık veya cenaze işleriyle görevli kişiler durumu derhal Cumhuriyet başsavcı­lığına bildirmekle yükümlüdürler.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Suçun Manevi Unsuru

28O.maddede tanımlanan suç, kasten işlenebilen bir suçtur. Bu suç tipinde, fail, kendisine belli bir icrai davranışta bulunma (suçu ihbar etme) yükümlülüğü yük­lendiği halde, bu yükümlülüğe uygun davranmamakta (suçu ihbar etmemekte veya bu hususta gecikme göstermekte), böylece objektif unsurları bilerek, hareketsiz kalmakta, ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeme veya gecikme gösterme husu­sunda karar almaktadır. Diğer bir anlatımla ihmali davranışlarla işlenen bu suç tipinde kastın suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları kapsaması, ihbar yüküm­lülüğü altında bulunan sağlık mesleği mensubunun, bu yükümlülüğe aykırı dav­randığının bilincinde olduğu halde bilerek ve isteyerek suçu yetkili makamlara bildirmemesi veya bu hususta gecikme göstermesi gerekir.

Failin saiki suçun oluşumu bakımından önem taşımaz. Suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Suça Etki Eden Nedenler

Bu suçtan dolayı cezanın artırılmasını veya daha az ceza verilmesini gerektiren herhangi bir özel hükme yer verilmemiştir.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Teşebbüs

İhmal suretiyle işlenen bu suçun, neticesinin harekete bitişik suç niteliğinde olmasından dolayı, bu suça teşebbüs mümkün değildir.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası İştirak

Ekip halinde çalışan sağlık mesleği mensuplarından ihbar yükümlü­lüğünün ihlal edenlerden her biri fail konumundadır. Fail bakımından özgü suç niteliği bulunduğundan, sağlık mesleği mensubu olmayan kişiler bu suça ancak azmettiren veya teşvik suretiyle yardım eden sıfatıyla iştirak edebilirler.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası İçtima

Özel bir içtima kuralı getirilmediğinden, suçların içtimaına ilişkin so­runların genel hükümler (42-44.md.) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Kovuşturma

Suçun soruşturma ve kovuşturması genel hükümlere göre C.savcılığınca re’sen yapılır.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun lO.maddesi uyarınca, bu suç dolayı­sıyla açılan davaya bakma görevi sulh ceza mahkemesine aittir.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Suçun Yaptırımı

Bir aydan (49/1.md.) bir yıla kadar hapis cezasıdır.

TCK m. 280 Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi Suçu ve Cezası Dava Zamanaşımı

YTCK’nun 66/1-e bendi uyarınca, bu suçun dava zamana­şımı süresi sekiz yıldır.