Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 275 Yalan Yere Yemin Suçu ve Cezası

TCK m 275 Yalan Yere Yemin Suçu ve Cezası

MADDE 275.- (1) Hukuk davalarında yalan yere yemin eden davacı veya da­valıya bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.

  • Dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, ce­zaya hükmolunmaz.
  • Hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söy­lenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilir.

275.maddede, ETCK’nun 287.maddesinde yer alan suç tipi, yeni terim ve tanım­lamalarla düzenlenmiştir. Eski madde metninde bir indirim sebebi olarak öngörü­len “dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi” hali yeni düzen­lemede (275/2.fıkrada) cezasızlık nedeni sayılmıştır. Maddenin 3.fıkrasında ise eski madde metninde yer almayan bir indirim sebebi getirilmiş; hükmün icraya konul­masından veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde verilecek ceza­da belli oranda indirim yapılması öngörülmüştür.

Suçla Korunan Hukuksal Değer

Bu suçla korunmak istenilen hukuksal yarar, adaletin gerçekleşeceğine ilişkin güvenin sarsılmasının önlenmesi ve adliyenin korunmasıdır. Yeminin hukuk dava­larında delil olarak kabul edilmesi nedeniyle, davacı veya davalının “yalan yere yemin” suçu adaletin gerçekleşmesini genellemesi ve hak kayıplarına yol açması nedeniyle “Adliyeye Karşı Suçlar” arasında düzenlenmiştir.

Suçun Konusu

Bu suçun maddi konusu, hukuk davalarında yalan yere edilen “yeminedir. Hu­kuk davalarında tarafların birbirine teklif edebileceği “kesin yemin” ile hakimin re’sen taraflardan birine teklif edeceği “tamamlayıcı yemin” bu suçun konusunu oluşturabilir.

Ceza davalarında taraflara (sanığa, mağdura) yemin verilemez. Hukuk davala­rında ise senet veya tanık bulunmayan veya tanık dinletilmesi mümkün olmayan hallerde kanuna uygun olarak son bir delil olarak sübut vasıtası oluşturmak üzere taraf yemini ileri sürülebilir. Kati (kesin) yemin ise, bir kimsenin esas davasının hal­line etkili olan bir fiilin kanıtlanması için diğerine teklif ettiği yemindir (HUMK. 344.md.). Bir muamelenin sıhhat ve tamamiyeti için iki tarafın muvafakatlan kanu­nen yeterli görülmeyen durumlarda yemin teklif olunamaz (HUMK 346.md.). Ye­min, ancak icra eden ve teklif edilen kimsenin ve mirasçılarının leh ve aleyhlerinde delil teşkil eder, diğerleri için delil teşkil edemez (HUMK 351.md.). Mahkeme vere­ceği karar veya hükmü iki taraftan birinin yemin etmesine talik edebilir (HUMK 355.md.). Re’sen yemin ancak muhakemenin hitamında teklif olunabilir (HUMK 359.md.). Mahkeme kanaatini teyit (doğrulamak) içtin iki taraftan birine yemin teklif etmiş ise yemin icra veya ret olunmadıkça hüküm verilemez (HUMK 362.md.).

Mahkeme, ancak aşağıdaki iki şartın gerçekleşmesi halinde re’sen (kendiliğin­den) yemin teklif edebilir; bunlar; iddia olunan konunun kesin (kat’i) deliller ile ispat edilmemiş olması ve iddia olunan hususu ispat için ileriye sürülen delillerin hüküm verilecek derecede kanaat oluşturmamasıdır (HUMK 356.md.).

275.maddedeki suçun oluşabilmesi için, teklifin kanuni şekil ve koşullara uygun olması ve yemin önerilmesinin kanunen olanaksız bir konuya ilişkin bulunmaması gerekir. Yeminin kanuni şekli, HUMK.nun 339.maddesinde gösterilmiştir. Buna göre, gerek iki taraftan birinin talebiyle ve gerek re’sen teklif olunan yemin mahke­me huzurunda alenen icra olunur. Tahkikat hakimi sorulacak soruyu okuyup hal ve vaziyetin önemi ve yalan yere yeminin neticeleri hakkında yemini edecek kimsenin nazarı dikkatine celbeder. Sonra “size sorulacak sualler hakkında hakikate muvafık cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza Allahınız ve namusunuz üzeri­ne yemin eder misiniz” der ve o kimse de “Allah’ım ve namusun üzerine yemin ediyorum” der. Hakim, tamam ve açık olmayan noktaları tamamlamak ve izah için gerekli gördüğü soruları yemin eden kimseye sorabilir. Bunun dışında yeni bir soru soramaz (HUMK 341.md.).

Yemin önerilmesinin kanunen olanaksız olduğu bir konuya Medeni Kanunun 184.maddesinde yer verilmiştir. Bu madde hükmü uyarınca, hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bun­ları ispatlanmış sayamaz. Hakim, bu olgular hakkında gerek re’sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. Keza, HUMK’nun 357.maddesi uyarınca iddia olunan şeyin kıymetini tayin ve ispat mümkün oldukça kıymet hakkında yemin teklif olunamaz.

Suçun Faili

Bu suçun faili hukuk davasında davacı veya davalı sıfatını taşıyan ve yalcın yere yemin eden herhangi bir kimsedir. Taraf vekili veya davada taraf sıfatı olmayan tanıklar bu suçun faili olamaz. İki taraftan birinin kısıtlı veya onsekiz yaşından kü­çük olması halinde veli veya kanuni temsilcisi teklif edilmesi üzerine (HUMK. 353.md.) yalan yere yemin ettiği takdirde suçun faili olabilir.

Suçun Maddi Unsuru

Bu suçun maddi unsuru, hukuk davasında yalan yere yemin etmektir. Suç, hu­kuk davasında taraf olan faile kanuna uygun olarak ve sübut vasıtası oluşturmak üzere yöneltilen yeminin yalan yere icra edilmesi ile tamamlanmaktadır. Suçun oluşması, teklifin kanuni şekil ve koşullara uygun olmasına ve yemin önerilmesinin kanunen olanaksız bir konuya ilişkin bulunmamasına bağlıdır. Suçun oluşması için ayrıca hukuk davasının sonuçlanmış olması veya yalan yere yemin sonucunda bir zararın (hak kaybının) meydana gelmesi gerekmez.

2.4.1941 tarih ve 19/12 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre, yazılı belge ile kanıtlanması gereken işlerde hukuk mahkemelerinde yalan yere yemin etmekten sanık olan kimselerin ceza muhakemesinde duruşmalarında ceza hakimlerinin HUMK.’nun 287., 288., 289. ve 290.madde hükümlerinde belirtildiği şekilde yazılı delil arayıp ona göre hüküm vermeleri gerekir.

Suçun Manevi Unsuru

Yalan yere yemin suçunun manevi unsuru bakımından yemin eden failde gerçe­ği inkar etme hususunda genel ve doğrudan kast bulunması gerekir. Suçun olası kastla veya taksirle işlenmesi mümkün değildir. Failin cehalet, unutma, yemin teklif edilen konuyu anlamamış olması nedeniyle yalan yeminin yalan yere icrası halinde manevi unsurun gerçekleştiğinden söz edilmesi mümkün değildir.

Ağırlatıcı Nedenler

Bu suça özgü cezanın artırılmasını gerektiren özel bir se­bep öngörülmemiştir.

Hafifletici Neden ve Cezasızlık Hali

Maddenin 2.fıkrasında bir cezasızlık hali öngörülmüştür. Buna göre, dava hakkında hüküm verilmeden önce gerçeğin söylenmesi (yeminden dönülmesi) halinde, fail hakkında cezaya hükmolunmaya- caktır. Hükümden maksat, hukuk mahkemesindeki davaya ilişkin son karardır.

Maddenin 3.fıkrasında ise, hükmün icraya konulmasından veya kesinleşmesin­den önce gerçeğin söylenmesi halinde verilecek cezanın yansının indirileceği hük­me bağlanmıştır.

Teşebbüs

Ani hareketli bir suç olması nedeniyle bu suça teşebbüs mümkün değildir. Zira, suç yöneltilen yeminin yalan yere icrası ile tamamlanmaktadır.

İştirak

Bu suça azmettiren (38.md.) düzeyinde iştirak mümkündür.

İçtima

Özel bir içtima kuralı getirilmediğinden suçların içtimai konusundaki sorunların genel hükümler (42-44.md.) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.

Kovuşturma

Suçun soruşturma ve kovuşturması C.savcılığınca genel hü­kümlere göre re’sen yapılır.

Görevli Mahkeme

5235 sayılı Kanunun 11.maddesi uyarınca bu suç dolayı­sıyla açılan davaya bakma görevi asliye ceza mahkemesine aittir.

Suçun Yaptırımı

Bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. Hükmün icraya verilmesinden veya kesinleşmesinden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilecektir.

Dava Zamanaşımı

YTCK’nun 66/1-e bendi uyarınca, bu suçun dava zamana­şımı süresi sekiz yıldır.