Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

TCK m 274 Etkin Pişmanlık Nedir? Nasıl Uygulanır?

TCK m 274 Etkin Pişmanlık Nedir? Nasıl Uygulanır?

MADDE 274.- (1) Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlama­sını veya yoksunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hüküm­den önce gerçeğin söylenmesi halinde, cezaya hükmolunmaz.

  • Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yok­sunluğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisinden yarısına ka­darı indirilebilir.
  • Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı kesin­leşmeden önce gerçeğin söylenmesi halinde, verilecek cezanın yarısından üçte birine kadarı indirilebilir.

765 sayılı ETCK’nun 289/1.madde ve fıkrasının karşılığını oluşturan 274.maddede, yalan tanıklık suçunun tamamlanmasından sonra etkin pişmanlık durumu, cezada indirim yapılmasını veya cezasızlığı gerektiren kişisel bir neden olarak kabul edilmiştir. YTCK’nun 274.maddesinde, eski madde metninden farklı olarak hukuk-ceza davası ayırımı yapılmamış, buna karşılık yargılamanın belirli evrelerinde gerçeği söyleyen faile ceza verilmemesi veya verilecek cezada indirim yapılması öngörülmüş, etkin pişmanlığın gösterildiği ana göre farklı düzenlemeler getirilmiştir. ETCK’dan farklı olarak, YTCK’nun 276.maddesin-de “gerçeğe aykırı bilirkişilik ve tercümanlık” suçu ayrı olarak düzenlenip 274.madde hükmüne ben­zer “etkin pişmanlık” hükmüne yer verilmediğinden, bilirkişi ve tercümanlar açı­sından ancak YTCK’nun 36.maddesi çerçevesinde “gönüllü vazgeçme” hükmünün uygulanması söz konusu olabilecektir.

Yalan Tanıklık Suçunda Etkin Pişmanlık Halleri

274.maddede, yalan tanıklık suçunun tamamlanmasından sonra gerçeğin söy­lenmesinin (etkin pişmanlığın) gösterildiği yargılama evresi ve yalan tanıklığın, aleyhine tanıklık yapılan kişi (mağdur) hakkında hak yoksunluğuna veya kısıtlılı­ğına sebebiyet verip vermediği kriterleri gözetilerek farklı düzenlemeler öngörül­müştür.

Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksun­luğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden önce gerçeğin söylenmesi (274/1.fıkra)

Bu düzenlemeye göre, yalan tanıklık yapan failin cezadan muaf tutu­labilmesi için, aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında (yakalama, gözaltına alma, tutuklama, adli kontrol, arama ve elkoyma gibi) bir hak kısıtlamasını veya yoksun­luğunu sonuçlayacak nitelikte karar verilmeden veya hükümden önce gerçeği söy­lemesi gerekir. CMK’nun 223/1.maddesine göre duruşmanın sona erdiği açıklandık­tan sonra hüküm verilir. Beraat kararı, mahkumiyet kararı, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi kararı, davanın reddi kararı ve davanın düşmesi kararı “hüküm” dür. Buna göre fail sayılan bu kararlardan biri ile duruşmanın sona erdiği açıklanana kadar gerçeği söylediği takdirde, hakkında cezaya hükmolunmayacaktır. Yargıtay’ın bozma kararından sonra yeniden başla­yan duruşmada, eski duruşmalarda meydana gelen tanıklıkla ilgili olarak gerçeğin söylenmesi cezayı kaldırmadığı gibi yalan tanıklıktan dolayı açılan davada da ger­çeğin söylenmesi cezaya etkili değildir. İdari soruşturmalarda, kişi hakkında gö­revden uzaklaştırma gibi geçici bir tedbire ya da ilgili disiplin amiri ya da kurulu tarafından disiplin cezasına karar verilmeden, hukuk davalarında da geçici tedbir veyahut hak kaybına yol açan bir karar verilene kadar, gerçeğe dönen faile ceza verilmeyecektir.

Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında bir hak kısıtlamasını veya yoksun­luğunu sonuçlayacak nitelikte karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeğin söylenmesi (274/2.fıkra)

Bu durumda, verilecek cezanın üçte ikisinden yansına kadannın indirilebilmesi konusunda hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Yalan tanıklık yapan kişinin 274/2.fıkradaki ceza indiriminden yararlanabilmesi için, aleyhine tanıklık yaptığı kişi hakkında örneğin ceza davasında koruma tedbir­leri, idari soruşturmada görevden uzaklaştırma veya disiplin cezası, hukuk dava­sında ihtiyati tedbir uygulanması gibi bir hak kısıtlaması veya hak yoksunluğuna ilişkin karar verildikten sonra ve fakat hükümden önce gerçeği söylemesi gerekir.

Aleyhine tanıklık yapılan kişi hakkında verilen mahkumiyet kararı kesin­leşmeden önce gerçeğin söylenmesi (274/3.fıkra)

Bu durumda, verilecek cezanın yarısından, üçte birine kadarının indirilebilmesi konusunda hakime takdir yetkisi tanınmıştır. Bu hükme göre, temyiz aşamasında ya da temyiz sonucu bozulan kara­rın ilk derece mahkemesi tarafından yeniden ele alınmasında gerçeğe dönen fail 274/3.fıkra hükmünden yararlanabilecektir. Ancak, hükmün kesinleşmesinden son­ra gerçeğin söylenmesi halinde bu hükmün uygulanması mümkün değildir.