TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu ve Cezası
MADDE 134.- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Açıklama
Yeni bir düzenleme olan 134.madde de Anayasa’nın 20.maddesinde güvence altına alman özel hayatın gizliliğine yönelik eylemler suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçların 765 sayılı ETCK’da karşılıkları bulunmamaktadır.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suçla Korunan Hukuksal Yarar
Maddede tanımlanan suçlarla korunmak istenilen hukuksal yarar, kişilerin özel hayatının gizliliğinin sağlanmasıdır.
Özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı; bireyin kişiliğini geliştirmek ve manevi değerlerine güvence sağlamak için başkaları tarafından bilinmesini istemediği hususların oluşturduğu ve korunması hukuken gerekli görülen hayat alanı üzerindeki temel bir şahsiyet hakkıdır. Anayasanın 20,21 ve 22 maddeleri, özel hayatın gizliliğinin gerçekleşmesi için, gerekli olan dokunulmazlıkları düzenlemiştir. Uluslararası alanda ise, İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 12. Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesinin 17. ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 8.maddelerinde özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı uluslararası düzeyde esaslı bir güvence altına alınmıştır. Ses ve görüntü kaydeden ve informatik ve telekomünikasyon gibi iletişim araçları karşısında kişinin özel hayatını koruyan çağın gereklerine uygun düzenlemeler getiren YTCK.nun 132,133 ve 134.maddelerinde kural olarak gizli görüntüleme ve dinleme fiillerinin suç olduğu kabul edilmiş, ancak bur suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada delil elde edilmesi amacıyla sınırlı şekilde yetkili adli makamlara tanınan hukuka uygunluk nedeni 5271 sayılı CMK’nun 135- 140.maddelerinde gösterilmiştir. Bu tür hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller, CMK’nun 217/2. uyarınca ispat aracı sayılmaz ve karara dayanak yapılamaz.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suçun Faili Ve Mağduru
Bu suçların faili herhangi bir kimse olabilir. Nitelikli haller başlıklı 137.madde uyarınca, bir suçtan;
- Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,
- Belli bir meslek sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi, cezayı ağırlatıcı neden sayılmıştır.
Bu suçların mağduru herhangi bir kimse olabilir.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suçun Maddi Unsuru
l.fıkradaki suçun maddi unsuru
134.maddenin 1.fıkrasındaki suçun maddi unsuru kişilerin özel hayatının gizliliğinin ihlal edilmesidir.
Maddede nelerin özel hayat kapsamında olduğu ve hangi tür eylemlerin özel hayatın gizliliği ihlal edeceği açıklanmamıştır. “Özel Hayat”, kişinin kendine özgü yaşayışı, yaşam tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışıdır. İnsan olmanın ortaya koyduğu faaliyetleri kapsayan ve hukuk saltasında sadece gerçek kişilerin sahip olabileceği bir hayat alanı olan “özel hayat alanı”; kişinin üzerinde tasarruf hakkına sahip olması nedeniyle başkaları tarafından bilinmesini istemediği ve hukuk tarafından gizliliği ve korunması temel bir şahsiyet hakkı olarak kabul edilmiş faaliyetlerinin oluşturduğu alan” dır. Bireyin özel hayatına ilişkin faaliyetlerinin rızası dışında başkaları tarafından öğrenilmesi ve üçüncü kişilere aktarılması kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaktadır.
Anayasanın “özel hayatın gizliliği” başlıklı 2O.maddesinin gerekçesinde “Bu madde ile kişinin özel hayatı korunmaktadır. Kişinin özel hayatı ferdi, özel hayat ve ayrı bir kavram ve bir “bütün” teşkil eden aile hayatından oluştuğu için her ikisi birlikte ifade edilmiştir. Bu anlamda özel hayatın korunması her şeyden önce bu hayatın gizliliğinin korunması, başkalarının gözleri önüne serilmemesi demektir. Bu cümleden olarak mesela basın hürriyeti, sınırlanabilecek yani kişinin özel hayatı gazete sayfalarında hikaye edilemeyecektir. (…) Özel hayatın korunmasının diğer bir yönü de resmi makamların (ikinci fıkradaki istismar dışında) özel hayata müdahale edememesi; yani kişinin ferdi ve aile hayatını kendi anladığı gibi yaşayıp düzenleyebilmesidir. Maddenin birinci fıkrasında “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini istemek hakkına sahiptir” denmek suretiyle bu husus da sağlanmıştır” ifadelerine yer verilerek özel hayat alanı ilke olarak koruma altına alınmış ve kişilerin özel hayatının gizliliğine yapılacak müdahalelerinin hukuka aykırı olacağı kabul edilmiştir.
Doktrinde “özel hayaf’m gizliliği ve korunması kavramını tanımlamak amacıyla yazarlar tarafından değişik görüşler ileri sürülmüştür. Bu tanımlara göre özel hayat; “herkes tarafından bilinmeyen, özel araştırma ve bilgi edinmeyle sağlanan kişiye ait hususlar”; “Kişinin sadece kendisi için saklı tuttuğu ve başkalarının bilgisinden uzak kalmasını istediği yaşam görünümleri” “Kişilerin gizli hayat alanlarında yapmış oldukları faaliyetlerin başkaları tarafından bilinmemesini istedikleri taraflar”dır. Araslı, özel hayatın gizliliği ve korunması esasını “Özel yaşamın düzenini ve bu yaşama kimlerin, ne ölçüde, nasıl ve ne şekilde müdahale edebileceklerini veya bu yaşamı algılayabileceklerini bireyin kendi kendisine saptaması “yada “başkalarının bireyin özel yaşamını onun koyduğu ölçüler içerisinde algılayabilmesi veya bu yaşama müdahale edebilmesi” şeklinde hem kavram ve hem de hak olarak tanımlamaktadır. Bu tanımlarda ortak olan husus, “insanın toplumsal bir varlık olduğu ve yaşamını ancak diğer insanlarla birlikte sürdürebileceği gerçeğinden hareketle, yaşamın (kamuya açık (ortak) ve özel olmak üzere) iki yönünün bulunduğunun kabul edilmesi”dir. Kişinin yaşam alanlarını, gizli, özel ve ortak (kamuya açık) alanlar biçiminde bir ayırıma tabi tutan Karabasan, kişinin gizli tuttuğu ve gizli tutmakta meşru çıkarının bulunduğu olaylardan meydana gelen alanı “Kişinin gizli alanı” olarak tanımlamış ve kişiliğin gelişmesi amacıyla kişinin kendisine özgü bu alana, onun rızası olmadan girilemeyeceğini ifade etmiştir. Yazar, bireyin yalnız kendisine saklı kalmasını istediği yaşam olaylarını üzerinde konuşma nedenleriyle kendisine yakın kişilerle ortak olan ve yalnız bu kişilerle paylaşmak istediği alanı “özel alan” ve insanın herkes gibi kamuya açık yerlerde, toplantılarda ve törenlerdeki yaşam görünümlerini(ki, bu görünümler başkalarınca izlenile- bilir ve öğrenilebilir) kapsayan alanı ise “ortak alan” olarak tanımlanmaktadır.
YTCK.nun 134/1 .fıkrasındaki suçun oluşması için, failin, başka bir kişinin yaşam alanına girerek veya başka suretle başkaları tarafından görülmesi mümkün olmayan bir özel yaşam olayını saptaması ve kaydetmesi gerekir. Özel yaşamın gizliliğine müdahale oluşturan her türlü davranış bu suçu oluşturur. Failin eylemi, başkasının özel yaşamını izleme, dinleme, okuma ya da gözleme şeklinde ise 134/1 fıkranın birinci cümlesinde tanımlanan suçun basit şekli oluşur. Örneğin bir kimsenin evinde gizlice gözetlenmesi bu suçu oluşturur. Buna karşılık özel hayata ilişkin gizliliğin “görüntü veya seslerin kayda alınması” suretiyle ihlal edilmesi halinde 134/1.fıkranın ikinci cümlesine uyan nitelikli hal nedeniyle fail daha ağır şekilde cezalandırılır. Bu hükmün uygulanması bakımından yalnızca ses veya yalnızca görüntünün kayıt cihazı ile kayda alınması yeterlidir. Her ikisinin birlikte kayda alınması gerekmez.
2.fıkradaki suçun maddi unsuru
134.maddenin 2.fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, kişinin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin ifşa edilmesi ile oluşmaktadır. İfşa, açık veya örtülü, yazılı veya sözlü olabilir. Ancak, özel hayatın gizliliğini ihlal eden görüntü veya seslerin ifşa edildiğinden söz edilebilmesi için, yalnızca ses veya görüntülerin değil bunun ilgili olduğu kişi veya kişilerin de açıklanması gerekir. Ses veya görüntülerin bir kişiye açıklanması dahi yeterlidir. Suçun oluşması için, ses veya görüntülerin tümünün açıklanması veya ifşanın “aleni” olması aranmamıştır. Bu suç, elde edilmiş olan bu ses veya görüntü kayıtlarının ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur.
Örneğin, iki insanın arasındaki cinsel ilişkilerin veya fantezilerin tarafların rızası olmaksızın gizli bir kamera veya çağdaş teknolojinin insan hizmetine sunduğu ve fark edilmeyecek derecede küçük boyutta üretilen ve konuta, iş yerine ve ya bir otel odasına ya da saunaya gizlice yerleştirilen video kameralar ve gizli ses dinleme cihazları ile tespit edilip, çeşitli nedenlerle ve menfaatlerle kamuya ifşa edilmesi halinde 134/2.fıkradaki suç oluşur
Bu görüntü veya sesler, örneğin soruşturma kapsamında hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış olabileceği gibi 134/1.fıkrada tanımlanan suçun işlenmesi suretiyle de elde edilmiş olabilir. CMK’nun 14O.maddesinde, belirli suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması ve başka suretle delil elde edilememesi halinde, şüpheli veya sanığın yalnızca kamuya açık yerlerdeki faaliyetleri ve iş yerinin teknik araçlarla izlenebilmesine, ses veya görüntü kaydı alınabilmesine hâkim ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından karar verilebileceği, bu madde hükümlerinin kişinin konutunda uygulanamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu itibarla, adli bir kovuşturma ve soruşturmada delil elde etmek amacıyla da olsa kişinin kamuya açık olmayan yerlerdeki ve konutundaki özel yaşamına ilişkin ses veya görüntülerin kaydedilmesi ve bunun ifşa edilmesi halinde 134/2.fıkradaki suç oluşur.
İfşanın, basın ve yayın yoluyla yapılması, söz konusu suçun nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Görüntü veya ses dışındaki bir hususun ifşa edilmesi halinde bu suç oluşmaz.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suçun Manevi Unsuru
134.maddede tanımlanan suçun manevi unsuru bakımından doğrudan veya olası kast yeterlidir. Failin suçu hangi saikle işlediği önem taşımaz. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru
Özel hayatın gizliliğim ihlal eden fiillerin, mağdurun rızasına dayalı olarak, (YTCK. 26/2. md.) gerçekleştirilmesi veya kanunun verdiği bir yetkinin kullanılması (YTCK. 24/1 md.) suretiyle, örneğin CMK’nun 14O.maddesi çerçevesinde adli kavuşturma ve soruşturma bakımından teknik izleme ile şüpheli veya sanığın özel yaşamına müdahale oluşturan ses veya görüntülerin kaydedilmesi halinde eylem hukuka uygun sayılır. Keza, özel hayata ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi, duruşmada bilirkişi aracılığıyla veya mahkemece gösterilmesi ve dinlenmesi halinde, söz konusu suç oluşmayacaktır.
Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya seslerin ifşası fiilinin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, basın ve yayın organlarının kişinin özel hayatına giren hususları, kamunun öğrenmesi bakımından kamuyu ilgilendiren meselelerin bulunması, kişiler hakkında bilgi vermesi ve eleştirmesinin üstün nitelikteki kamu yararı esasına dayanması ve yapılan yayınların doğru, dengeli ve meşru bir amaca yönelik olması koşuluyla, kişilerin özel hayatına ilişkin olsa dahi hukuka aykırı sayılmayabilir. Örneğin kamuya mal olmuş kişilerin özel hayatlarına ilişkin hususlar kitle iletişim araçları tarafından kamuya aktarılabilmektedir. Basın kamuya mal olmuş kişilerin (kamu için önemli olan ve tanınan kamu görevlileri ile ses ve sinema sanatçıları ve sporcular gibi ünlü kişilerin) özel hayat alanlarına ilişkin faaliyetlerini kamuya naklederken kamuoyunun öğrenme hakkını yerine getiren anayasal bir ödev ifa etmektedir. Ancak, kamuya mal olmuş kişilerin özel hayatlarına yapılacak her müdahale hukuka uygun kabul edilemez. Bu müdahalelerin hukuka uygun kabul edilebilmesi için, somut bir kamu yararının bulunması ve kamuya mal olmuş kişinin toplumun dikkatini çekmesine yol açan yönleriyle ilgili olması gerekir. Örneğin ünlü bir sporcunun cinsel yaşamındaki faaliyetleri kamu yararını doğrudan doğruya ilgilendirmiyorsa, basın ve yayın organlarının bu hususu topluma nakletmemesi gerekir. Buna karşılık, örneğin, evli bir başbakanın veya bakanın görevini hiçe sayarak ve toplumu zarara uğratarak metres hayatı yaşaması, kumarbaz veya ayyaş olması veya ünlü bir sporcunun spor hayatını tehlikeye atarak eşini başka kadınlarla aldatması gibi kişinin özel hayatına giren hususlar basın tarafından kamuoyunu aydınlatmak maksadıyla kamuya yansıtabilir. Zira kamusal hayata karışmış kamu görevlilerinin kendisine yöneltilen kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi açısından gerekli yeteneklerinin bulunmadığı hususunda ve kamu tarafından tanınan ünlü kişilerin kamunun dikkatini çeken tarafları ile ilgili olarak basın tarafından yapılan gerçeğe uygun yayınlar özel hayatın gizliliği ve korunması hakkına saldırı teşkil etmez. Ancak, bunun için, kamuya mal olmuş kişinin anılan faaliyetlerinin iş yaşamını etkilemesi ve dolayısıyla bunun toplumun tümünü veya bir kısmını ilgilendirmesi, ayrıca haberin veriliş biçiminin de kötü niyetli olmaması, yani kamuyu bilgilendirmenin dışına çıkmaması gerekir. Ancak basının bu hakkı kullanması mutlak ve sınırsız olmayıp, basının kamuya mal olmuş kişilerin özel hayatlarına ilişkin faaliyetlerinin açıklanmasında (ifşasında) objektif esaslara bağlı kalarak gerçek haber olmasına ve kişilik haklarına saldırı oluşturacak biçimde olmamasına özen göstermesi gerekir. Burada her somut olayda kamunun öğrenme hakkı ile kişinin özel hayatının gizliliği ve korunması hakkı arasında uygun bir dengenin kurulması hususunun araştırılması ve gözetilmesi gerekir. Kamuya mal olmamış sıradan kişilerin özel hayatlarına ilişkin hususların basın ve yayın organları tarafından topluma yansıtılması, ancak kamu yararını yakından ilgilendirmesi ve güncel olması koşuluyla haber olarak aktarılabilir. Kişilerin rızası olmaksızın özel hayatlarına ilişkin hususların topluma aktarılması ve yayınlanması özel hayatın gizliliğini ihlal eder ve suçun hukuka aykırılık unsuru oluşur.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Teşebbüs
134.maddede tanımlanan suçlar salt hareket suçu niteliğinde olduğundan ancak icra hareketlerinin bölünebildiği durumlarda bu suçlara teşebbüs söz konusu olabilir.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu İştirak
Bu suçlara iştirakin her hali (37-39.md.) mümkündür.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu İçtima
Suçların içtima konusunda 134.maddede özel bir hüküm bulunmadığından, bu sorunun genel hükümler (42-44.md.) çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Ses veya görüntülerin ifşa edilmesi, bunların zorunlu olarak kaydedilmesini de gerektirdiğinden faile sadece 134/2.fıkra uyarınca ceza tayin edilir. Ancak bu ifşa fiili aynı zamanda hakaret suçunu da oluşturuyorsa fikri içtima kuralları uygulanmalıdır. Fail, ses veya görüntüleri ifşa edeceğinden bahisle mağduru, tehdit ederek haksız bir çıkar da sağlamış ise, eylemin işleniş biçimine göre ayrıca yağma ( 148,149 md.) veya şantaj (107.md.) suçlarından dolayı gerçek içtima kurallarına göre ceza verilmesi gerekir. Maddede tanımlanan suçların zincirleme suç şeklinde işlenmesi de mümkündür, bu durumda 43.madde hükmü uygulanır.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suça Etki Eden Nedenler
Bu suçların; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde, 137.madde hükmü uyarınca faile bu suçlardan dolayı verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Bu suçlar için özel bir hafifletici neden öngörülmemiştir.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Kovuşturma
139.madde hükmü uyarınca, bu suçların soruşturması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır ve bu nedenle uzlaşma kapsamındadır.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Görevli Mahkeme
Maddenin 1.fıkrasındaki suça bakma görevi sulh ceza mahkemesine aittir. 2.fıkradaki suçtan dolayı görevli mahkeme ise asliye ceza mahkemesidir.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Suçun Yaptırımı
134/1.fıkranın birinci cümlesindeki suçun basit halinin yaptırımı altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıdır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde bu cezanın alt sınırı (134/1-2 cümle uyarınca) bir yıldan az olamaz.
Maddenin 2.fıkrasında tanımlanan suçun yaptırımı ise bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılacaktır.
TCK m 134 Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu Dava Zamanaşımı
66/1-e maddesi uyarınca bu suçların dava zamanaşımı süresi sekiz yıldır.