Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Tapu İptali Tescil Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?

Tapu İptali Tescil Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?


Hukuk usulü Muhakemeleri Kanununda mahkemenin görevi 1-8. maddeler arasında düzenlenmiştir. Uygulamada görev olarak yapılan isimlendirme yasada birçok yerde vazife olarak adlandırılmıştır.

Tapu iptali ve tescil davasının konusu olan taşınmaz mülkiyeti ve tapuya tescil işleminde idari yargı değil adli yargı görevlidir.

Ancak işlem idari bir karara dayanıyorsa, bu idari karar idare mahkemesinde dava açılarak iptal ettirilmedikçe Adliye mahkemesinde dava açılamaz. Örneğin 3194 sayılı iar kanununun 18. maddesi uygulanarak belediye encümeni tarafından taşınmaz şuyulandırılmış olursa, İdari işlem olan Encümen kararı iptal ettirilmedikçe Adliye mahkemesinde iptal davası açılamaz. Açılırsa böyle bir dava reddedilir.

Bu sebeple adli yargının görevini önemli ölçüde hükme bağlayan HUMK.nun görev onusundaki hükümlerine yer vermekte yarar görmekteyiz.

Her şeyden önce mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir.

Görevi düzenleyen HUMK.nun temelde mahkemenin görevini müddeabihin değerine göre belirlemiş bulunmaktadır.

Buna göre değeri ………… TL’ye kadar olan davalara sulh hukuk mahkemesi,

Ayrıca sulh hukuk mahkemesi, 8. maddede sayılan öteki davaları da çözümler.

Sulh hukuk mahkemesinin görevi dışında kalan davalara geniş yetkili olan asliye hukuk mahkemesi bakmaktadır.

Görevin belirlenmesinde davanın açıldığı tarihteki değer esas alınır. Eğer bu değer dava dilekçesinde gösterilmiş ve davalı tarafından bu değere itiraz edilmemiş ise, bu durumda dava dilekçesindeki değer esas alınarak görev belirlenir.

Yok davalı, dava dilekçesinde belirtilen miktara itiraz ederse o zaman mahkeme dava değerini keşif yaparak tespit eder ve ona göre görev konusunda kararını verir.

Dava dilekçesinde miktar belirtilmiş ve içeriğinde ise daha fazla olduğu bildirilmiş ya da dava dilekçesinde dava değerinin mahkemece tespiti istenmişse bu iki halde de yine dava değerini mahkeme tespit eder.

Mahkemenin görevi kamu düzeninden sayıldığı için davanın her safhasında ileri sü­rülebileceği gibi hâkim tarafından da re’sen nazara alınır. Hâkimin gözünden kaçması halinde Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınır.

Dava konusu (müddeabihin değeri para ise, mahkemenin görevi para miktarı esas alınır.

Alacağın bir kısmı dava edilmişse eğer son kısım ise mahkemenin görevinin tayi­ninde bu kısma bakılır. Bu kısma göre görevli mahkeme belirlenir.

Dava alacağın son kısmı olmadığı ve alacağın tamamı münazaalı olduğu takdirde alacağın tamamı dikkate alınarak görev tayin edilir.

Cevap layihası ile birlikte açılan mütekabil dava değeri asıl dava değerinden çok ise mütekabil davanın değeri esas alınır.

Bir mülkün diğer bir mülke karşı irtifak hakkı dava olunursa değeri artan mülk ile değer kaybeden mülk arasında hangisi fazla ise o değere göre görev belirlenir.

Birden fazla talep olduğu zaman, örneğin hem meni müdahale ve hem de ecrimisil istenmişse bu iki talebin toplamı üzerinden değer tespit olunarak mahkemenin vazifesi anlaşılır.

Asliye mahkemesi tarafından karara bağlanan davada sulh mahkemesinin görevli olduğu iddiasıyla üst mahkemede itiraz edilemez.

HUMK.nun 561. maddesi uyarınca taksim davaları ile 569. maddesinde yer alan i/.ılei şuyuu davalarında Sulh hukuk mahkemesi görevlidir.

Bunlardan başka Medeni Kanunda yer alan salt zilyetlik davaları ile miras davala tında sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.

Kadastro Mahkemesi

3402 sayılı Kadastro Kanununa göre; Kadastro yapılan yerlerde taşınmaz mal mülkiyetine ve sınırlı ayni haklara, tapuya tescil veya şerh edilecek veyahut beyanlar hanesinde gösterilecek sair haklara, sınır ve ölçü uyuşmazlıklarına, kadastro ve tapu sicilim ilgilendiren benzeri davalara Kadastro mahkemesi bakmakla görevlidir.(KK.m.25)

Genel mahkemelerde görülen kadastro ile ilgili ve henüz kesinleşmemiş taşınmaz mala ilişkin davalar hakkında o taşınmaz mal için kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte bu mahkemenin görevi sona erer ve davalara ait dosyalar kadastro mahkemesine resen görevsizlik kararı verilerek devrolunur.

Tahkim

3533 sayılı Kanunun 1. maddesinde sayılan kamu kuruluşları arasındaki uyuşmazlıklar o yerdeki en kıdemli asliye hukuk hâkimi tarafından hakem sıfatıyla bakılarak çözümlenir.

Anılan yasanın 4. maddesi 19.7.2003 günü yürürlüğe giren 4916 sayılı yasanın 24. idesi ile değiştirilmiş olup, bu değişiklikle taşınmaza ait uyuşmazlıklarda taşınmazın ına yönelik çekişmeler hakemin görev alanından çıkarılmıştır.

Bu sebeple değişiklikten sonra taşınmazın aynına yönelik davalar genel mahkemelerde çözümlenir. Ancak aidiyet ve ayın davaları dışında kalanlar örneğin el atmanın önlenmesi davaları ise yine hakemde çözümlenir.

Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesine göre Kadastro davaları ha­nde görülemez,

Aile mahkemesi

Aile mahkemeleri kurulduktan sonra, eşler arasında boşanma henüz gerçekleşmemiş ise eşlerin taşınmaz mal edinmelerine katkı payı sebebiyle açılan tapu iptali ve tescil yalarına bakma görevi aile mahkemesine aittir.

Görevsizlik kararı

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında inceleme ve araştırma yapan mahkeme da­mn çözümlenmesinde kendisinin görevli olmadığına ve bir başka mahkemenin görevli olduğuna kanaat getirirse görevsizlik kararı verir.

Görevsizlik kararı veren mahkeme, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir. Dava dosyasını kendiliğinden re’sen görevli mahkemeye gönderilemez.

Görevsizlik kararının temyiz tarafından onanması ya da temyiz süresi geçirilerek kesinleşmiş olması gerekir. Kesinleşme tarihinden itibaren davacı 10 günlük hak düşürücü süre içinde masraf vererek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istemelidir.

Davacının bu başvurusu doğrudan doğruya görevli mahkemeye olacağı gibi görevsiz mahkemenin aracılığı ile de olabilir.

Karar kesinleşmeden masraf ve dilekçenin verilmesini Yargıtay geçerli saymıştır.

HUMK.nun 193. maddesine göre: mahkemenin görevsizlik kararı vermesi üzerine bu kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren 10 gün içinde, davacının masrafını ödeye­rek bir dilekçe ile dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini istemesi ve tebligat yaptırması gerekmektedir. Eğer bu lâzımeye uyulmazsa ya da 10 günlük süre geçiril­dikten sonra başvurulursa o zaman davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekir.

Yasada belirtilen 10 günlük süre hak düşürücü süre olup mahkeme ve Yargıtay’ca her aşamada re’sen dikkate alınır.

  1. maddenin tek istisnası 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27. maddesidir. Bu maddeye göre genel mahkemelerde görülen davalarda kadastro mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararları mahkemece görevli kadastro mahkeme­sine re’sen gönderilir.