Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Rücuan Tazminat Davası

Rücuan Tazminat Davası

T.C YARGITAY

11.Hukuk Dairesi

Esas: 2008 / 8603

Karar: 2010 / 152

Karar Tarihi: 11.01.2010

ÖZET: Dava, sigorta ettirenin halefi sıfatıyla sigortacının zarar sorumlusuna karşı haksız eylem hukuki nedenine dayalı olarak rücuan tazminat istemine ilişkindir. Bu tür davalarda zamanaşımının, selefin zarar sorumlusuna karşı açacağı davanın zamanaşımına tabi olmasına, davacının halefi zarar gören, olay tarihinde zararı ve davalının zarardan sorumlu olduğunu öğrendiğine göre, zamanaşımı süresinin bu tarihte başlamasına, halef konumundaki davacı sigortacı, selefi için olay tarihinden itibaren işlemeye başlayan zamanaşımı süresinden varsa geri kalan süreyi kullanmak durumunda olup, kendisi için zamanaşımı süresinin yeniden işleyip, başlamasının mümkün bulunmamasına, halefin, devir aldığı haktan fazlasına sahip olmasının mümkün olmamasına, davacının selefine yaptığı ödemeyle halefiyet doğmakta ise de ödeme tarihinin zamanaşımına başlangıç tarihi olmasının mümkün bulunmamasına, olayı ve faili öğrenmenin yeterli olup, olay günü kapsamı ortaya çıkan zararın miktarını olay tarihinde zarar gören sigortalının tespit etmesi ya da ettirmesinin mümkün bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.(818 S. K. m. 60) (YİBK 17.01.1972 T. 1970/2 E. 1972/1 K.)

Sigorta Ettirenin Halefi Sıfatıyla Sigortacının Zarar Sorumlusuna Karşı Rücuan Tazminat İstemi

Dava: Taraflar arasında görülen davada Ankara 6.  Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05.02.2007 tarih ve 2006/1567 – 2008/212 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S. G. B. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşüldü düşünüldü:

Karar: Davacı vekili, müvekkili nezdinde <Evim Sigorta Poliçesi> ile sigortalı dairede davalıya ait üst katta bulunan 8 nolu dairede yapılan tadilat neticesi 2005 yılı Temmuz ayında su sızması sonucu hasar meydana geldiğini, hasar ihbarının 08.07.2005 tarihinde yapıldığını, oluşan zarar bedelinin müvekkilince sigortalısına 13.09.2005 tarihinde ödendiğini ileri sürerek, 2.709,00 YTL’nın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın BK’nun 60 ncı maddesine dayalı 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, hasarın müvekkilinden kaynaklanmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu hasarın 2005 yılı Temmuz ayında meydana geldiği, sigortalının 08.07.2005 tarihinde davacı sigorta şirketine ihbarda bulunduğu, sigorta şirketinin de hasarın bedelini 13.09.2005 tarihinde ödediği, dava sebebinin haksız fiil olması nedeniyle BK’nun 60. maddesi uyarınca davanın zarara ve failine ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerektiği, dava tarihi itibariyle bu sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Zamanaşımının Selefin Zarar Sorumlusuna Karşı Açacağı Davanın Zamanaşımına Tabi Olması

Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, uyuşmazlığın sigorta ettirenle sigortacı arasında kurulan sigorta sözleşmesine ilişkin olmayıp, sigorta ettirenin halefi sıfatıyla sigortacının zarar sorumlusuna karşı haksız eylem hukuki nedenine dayalı olarak rücuan tazminat istemine ilişkin bulunmasına, 17.01.1972 tarih ve 1970/2 Esas, 1972/1 Karar sayılı İBDK uyarınca, bu tür davalarda zamanaşımının, selefin zarar sorumlusuna karşı açacağı davanın zamanaşımına tabi olmasına, davacının halefi zarar gören,olay tarihinde zararı ve davalının zarardan sorumlu olduğunu öğrendiğine göre, zamanaşımı süresinin bu tarihte başlamasına, halef konumundaki davacı sigortacı, selefi için olay tarihinden itibaren işlemeye başlayan zamanaşımı süresinden varsa geri kalan süreyi kullanmak durumunda olup, kendisi için zamanaşımı süresinin yeniden işleyip, başlamasının mümkün bulunmamasına, halefin, devir aldığı haktan fazlasına sahip olmasının mümkün olmamasına, davacının selefine yaptığı ödemeyle halefiyet doğmakta ise de ödeme tarihinin zamanaşımına başlangıç tarihi olmasının mümkün bulunmamasına, olayı ve faili öğrenmenin yeterli olup, olay günü kapsamı ortaya çıkan zararın miktarını olay tarihinde zarar gören sigortalının tespit etmesi ya da ettirmesinin mümkün bulunmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

Hükmün Bozulduğu

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 03,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11.01.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.