Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Menfi Tespit Davası Nedir?

Menfi Tespit Davası Nedir?

Borçlu, menfi tespit davasını, alacaklı tarafından takip yapılmadan önce açabileceği gibi, takipten sonra da açabilir. Ancak menfi tespit davasının takipten önce açılması ile takipten sonra açılmasının sonuçları birbirinden farklıdır. Şöyle ki:
• Borçlunun takipten önce menfi tespit davası açması, bu davadan sonra alacaklının başvuracağı takibi kendiliğinden önlemez veya durdurmaz. Fakat, borçlu davaya bakan mahkemeden, teminat karşılığında icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı vermesini isteyebilir. Mahkeme borçlunun talebini ciddî görürse, alacağın % 15’inden aşağı olmayan bir teminat karşılığında, icra takibinin durdurulmasına karar verebilir (İİK m. 72/II). Bu karar, alacaklının takip yapmasına engel olmaz, ancak başlatılan takibin olduğu yerde durmasına yol açar ve ilerlemesini önler.

• Borçlunun icra takibinden sonra da menfi tespit davası açması mümkündür. Bu davanın açılmasıyla da takip kendiliğinden durmaz. Hatta, mahkeme yukarıda belirtilen şekilde, talep üzerine ihtiyati tedbir kararı vererek dahi takibin durmasını sağlayamaz. Ancak, takip sonunda para tahsil edilmişse, bu paranın ödenmemesi için, mahkemeden ihtiyati tedbir talep edilebilir, mahkeme de alacağın % 15’inden az olmayan bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verebilir (İİK m. 72/III). Uygulamada borçlu, bu hükümden hareketle, henüz haciz yapılmamış veya haciz yapılıp satış yapılmamışsa, borç miktarını (faizi ve giderlerle birlikte) depo edip ayrıca % 15’ten az olmayan bir teminat yatırarak mahkemeden ihtiyati tedbir talep etmektedir. Böylece mahkemenin ihtiyati tedbir kararı vermesi durumunda haciz yapılmasına engel olunmakta, teminat karşılığı da, davanın sonuna kadar para alacaklıya ödenmemektedir.

Menfi tespit davası, borçlu tarafından alacaklıya karşı açılır. Bu davanın borcun alacaklıya ödenmesine kadar açılması gerekir. Şayet menfi tespit davası görülürken, ihtiyati tedbir kararı alınmamış ve bu nedenle takibe devam edilip alacaklıya ödeme yapılmışsa, mahkeme herhangi bir talebe gerek kalmadan, davaya istirdat davası olarak devam eder (İİK m. 72/VI).

Dava dilekçesi genel hükümlere göre düzenlenir. Ancak, lehine tazminata hükmedilmesini isteyen davacı-borçlu bu talebini de dilekçesinde belirtmelidir. Bunun yanında ihtiyati tedbir isteniyorsa, bu konuda da gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Harçlar, davacının borçlu olmadığını ileri sürdüğü miktar üzerinden hesap edilir. Davanın sonunda davanın kabulü, yani borçlu lehine sonuçlanması ile takip derhal durur ve hükmün kesinleşmesi ile de iptal edilir. Davanın sonuçlanmasından önce borçlunun malları haczedilmişse bu haciz kalkar; mallar satılmışsa, satış bedeli, borçluya ödenir.

Bu dava ile borçlunun borcu olmadığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Daha önce borçlu aleyhine itirazın kaldırılması aşamasında hükmedilen tazminat ve para cezaları da kalkar (İİK m. 68/VII, 68a/VIII). Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibinde haksız ve kötüniyetli görülen alacaklı, borçlunun talebi ile, % 20’sinden aşağı olmayan bir tazminata mahkûm edilir.

Davanın reddi, yani alacaklı lehine sonuçlanması durumunda, borcun varlığı kesin hükümle tespit edilmiş olur. Daha önce, borçlu lehine ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise, bu kararla ihtiyati tedbir kalkar ve alacaklı takibe devam eder. Daha önce itirazın kaldırılması aşamasında borçlu aleyhine hükmedilip, menfi tespit davası sonuna ertelenen tazminat ve para cezaları da tahsil edilebilir (İİK m. 68/VII, 68a/VIII). Davanın, alacaklının lehine sonuçlanması ile alacaklının ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış olmasından dolayı, alacaklının talebine gerek kalmadan, re’sen borçlu % 20’sinden az olmayan bir tazminata mahkûm edilir.