MAL REJİMLERİNDEN KAYNAKLANAN DAVALAR (TMK MADDE 202-281)
Araştırılması Gereken Hususlar ve Deliller
OÜncelikle belirtmek gerekir ki TMK’ nın 202/1.maddesine goüre eşler arasında
geçerli olan yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Eşler isterlerse “mal rejimi
soüzleşmesiyle” kanunda belirtilen digğer mal rejimlerden birini seçebilirler. (TMK
202/2) TMK’nun yuüruürluügğe girmesinden sonraki 1 yıl içinde eşler soüzleşmeyle başka mal
rejimini seçmezlerse 01.01.2002 tarihinden itibaren yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara
katılma rejimini seçmiş sayılırlar. (4722 sayılı Kanunun 10/1) Eski evliler 01.01.2002
tarihinden sonraki bir yıl içinde duüzenleyecekleri mal rejimi soüzleşmesi ile isterlerse yasal
edinilmiş mallara katılma rejiminin evlilik tarihinden itibaren geçerli olmasını da
kararlaştırabilirler.
Eşlerden birinin TMK’ nın yuüruürluügğe girmesinden oünce açtıgğı boşanma veya evliligğin
iptali davası reddedilirse, bu durumda eşler ret kararının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl
içinde soüzleşmeyle başka mal rejimi seçmezlerse yine 01.01.2002 tarihinden itibaren yasal
edinilmiş mallara katılma rejimini seçmiş sayılırlar. Yine bu halde isterlerse yasal edinilmiş
mallara katılma rejiminin evlilik tarihinden itibaren geçerli olmasını kararlaştırabilirler.
(4722 sayılı Kanunun 10/2) Tuürk Medenıâ Kanunu’nun yuüruürluügğe girmesinden oünce açılmış
olan boşanma veya iptal davaları sonuçlanıncaya kadar eşler arasında taâbi oldukları mal
rejimi devam eder. Dava boşanma veya iptal kararıyla sonuçlanırsa, bu mal rejiminin sona
ermesine ilişkin huükuümler uygulanır. Davanın ret ile sonuçlanması haâlinde eşler, kararın
kesinleşmesini izleyen bir yıl içinde başka bir mal rejimi seçmedikleri takdirde, kanunun
yuüruürluük tarihinden geçerli olmak uüzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. Ayrıca eşler,
TMK’ nın yuüruürluügğe girmesinden sonraki 1 yıllık suüreden sonra da yapabilecekleri “mal
rejimi” soüzleşmesiyle yeni mal rejimini seçebilirler veya degğiştirebilirler. Ancak bu
durumda seçilecek mal rejimi soüzleşme tarihinden itibaren geçerli olur. Başka anlatımla;
evlilik tarihinden geçerli olması kararlaştırılamaz. Soüzleşme ile ancak kanunda belirtilmiş
mal rejimlerinden birisi seçilebilir. Kanunda belirtilenlerin dışında başka mal rejimi
seçilemez.
TMK’ nın 204 ila 217. maddeleri arasında mal rejimi soüzleşmesi ile ilgili soüzleşme
ehliyeti, soüzleşmenin şekli, mal ayrılıgğına geçiş, eski rejime doünme, yetki ve envanter ile
ilgili hususlar duüzenlenmiştir. Mal rejimi soüzleşmesi noterde “duüzenleme” ya da “onaylama”
şeklinde yapılır. Bunlardan ayrı olarak eşler de evlenme başvurusu sırasında yazılı
seçtikleri mal rejimini bildirebilirler. (TMK 205)
Eşlerden birinin istemi uüzerine haklı sebep varsa haâkim mevcut mal rejiminin “mal
ayrılıgğı” rejimine doünuüştuüruülmesine karar verebilir. (TMK 206.m) Yasadaki nedenler
oürnekleme yoluyla sayılmıştır. Bu nedenler somut olayın oüzelligğine goüre çogğaltılabilir.
Yetkili mahkeme eşlerden herhangi birinin yerleşim yeri mahkemesidir. (TMK 207.m.)
Eşler her zaman yapacakları yeni bir mal rejimi soüzleşmesiyle oünceki ya da başka bir mal
rejimini kabul edebilirler.(TMK 208/1.m) Olagğanuüstuü mal rejimini geçişe neden olan sorun
ortadan kalkınca eşlerden birinin mahkemeden istemesi uüzerine haâkim tarafından tekrar
eski mal rejiminin doünuülmesine karar verilebilir.(TMK 208/2.m) Mal ortaklıgğını kabul
etmiş eşlerden birinin iflası halinde ortaklık kendiligğinden mal ayrılıgğına doünuüşuür.(TMK
209.m)
Mal ortaklıgğını kabul etmiş eşlerden birine karşı icra takibinde bulunan alacaklı
haciz uygulanmasından zarara ugğrarsa haâkimden mal ayrılıgğına geçilmesini isteyebilir.
Dava her iki eşe yoüneltilir. Yetkili mahkeme borçlunun yerleşim yeri mahkemesidir. (TMK
210.m) Alacaklı tatmin edilirse haâkim mal ortaklıgğı rejiminin yeniden kurulmasına karar
verebilir. (TMK 211.m) Mal ayrılıgğına geçildigği takdirde, kanunda aksine huükuüm
bulunmadıkça, eşler arasında oünceki mal rejiminin tasfiyesi, bu rejime ilişkin huükuümlere
goüre yapılır.(TMK 212.m) Mal rejiminin kurulması, degğiştirilmesi veya oünceki rejimin
tasfiyesi, eşlerden birinin veya ortaklıgğın alacaklılarının, uüzerinden haklarını alabilecekleri
malları sorumluluk dışında bırakamaz. Kendisine boüyle mallar geçmiş olan eş, borçlardan
kişisel olarak sorumludur ancak soüz konusu malların borcu oüdemeye yetmedigğini ispat
ettigği takdirde, bu oülçuüde kendisini sorumluluktan kurtarabilir. (TMK 213.m)
Eşlerden birinin açık veya oürtuüluü olarak mallarının yoünetimini digğer eşe bırakması
halinde aksi kararlaştırılmadıkça vekaâlet huükuümleri uygulanır. Eşlerden her biri,
digğerinden her zaman mallarının envanterinin resmıâ senetle yapılmasını isteyebilir. Bu
envanter, malların getirilmesinden başlayarak bir yıl içinde yapılmışsa, aksi ispatlanmış
olmadıkça dogğru oldugğu kabul edilir. Madde gerekçesi ile birlikte degğerlendirildigğinde bu
goürevin noterlerde oldugğu (Noterlik Kanunu 60/2.m.) ve digğer eşin malların envanterinin
resmi senetle yapılmasına yanaşmaması halinde aile mahkemesinden TMK’ nın 195 ve
devamı maddeleri geregği haâkimin muüdahalesinin istenebilecegği uygulamada kabul
edilmektedir.
Mal rejimi eşler arasındaki borçların muaccel olmasını oünlemez. Borcun yerine
getirilmesi evlilik birligğini tehlikeye duüşuürecek derecede guüç ise borçlu eş oüdeme için suüre
isteyebilir. Bu durumda haâkim borçlu eşten guüvence goüstermesini isteyebilir.
TMK’ nın 218. maddesi ile 241. maddesi arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş
mallara katılma rejimi ile ilgili duüzenlemeler yer almaktadır. TMK’ nın 219. maddesinde
edinilmiş malların, 220. maddesinde kişisel malların neler oldugğu, 222. maddesinde ise
malın edinilmiş mal mı kişisel mal mı oldugğu konusundaki ispat yuükuü duüzenlenmiştir.
Kural, aksi ispat edilemedigği suürece evlilik içinde edinilen malın edinilmiş mal oldugğudur.
Malın kendisine ait oldugğunu iddia eden eş iddiasını ispatla yuükuümluüduür.
Eşlerden hangisine ait oldugğu ispat edilemeyen mallar onların paylı muülkiyetinde
sayılır. Kural olarak paylı muülkiyette birden çok malik olan kimse, maddi olarak boüluünmuüş
olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktirler. Başka tuürluü belirlenmedikçe payların
eşit oldugğu kabul edilir. Her bir paydaş, kural olarak kendi payı bakımından malik hak ve
yuükuümluüluüklerine sahiptir. Payını devredebilir, rehnedebilir ayrıca bu pay haczedilebilir.
(TMK 688 vd. maddeleri) Ancak edinilmiş mallara katılma rejiminde bu durum farklıdır.
Aksine anlaşma olmadıkça, eşlerden biri digğerinin rızası olmadan paylı muülkiyet konusu
maldaki payı uüzerinde tasarrufta bulunamayacaktır. Ancak digğer eş bu tasarrufa onay ve
izin verirse işlem geçerli olacaktır. Onay ve izin verilmemişse bu işlem onay vermeyen eşi
bagğlamayacak, uüçuüncuü kişi yoünuünden de tasarruf işlemi geçersiz olacaktır. (TMK’ nın 223/2
maddesi) Tasfiye sırasında, paylı muülkiyete konu bir mal varsa, eşlerden biri kanunda
oüngoüruülen digğer olanaklardan (TMK’ nın 688 vd maddeleri) yararlanabilecegği gibi daha
uüstuün bir yararı oldugğunu ispat etmek ve digğerinin payını oüdemek suretiyle o malın
boüluünmeden kendisine verilmesini (adına tescilini) isteyebilir.
Eşler, birbirlerinde bulunan kişisel mallarını her zaman isteyebilirler. Bunun için
mal rejiminin sona ermesine gerek yoktur. (TMK’ nın 223, 226. maddeleri) Ancak degğer
artış payı alacaklarını veya katılma alacaklarını istemeleri için mal rejiminin sona ermesi
gerekir.
Her eş uüçuüncuü kişilere olan borçlarından kişisel ve edinilmiş tuüm mal varlıgğı ile
sorumludur(TMK’ nın 224. maddesi).
Eşlerin birligği temsil yetkisi olmaksızın tek başlarına yaptıkları işlerden uüçuüncuü
kişilere karşı kişisel olarak sorumlu olacaktır. ÜÜçuüncuü kişilere karşı hem kişisel malları
hem de edinilmiş malları ile sorumludurlar. Bu durumda hem kişisel hem de edinilmiş
malları ile sorumlu olacaklardır (TMK’ nın 188, 189. maddeleri).
Alacaklı uüçuüncuü kişi, eşlerin birlikte edindikleri ancak borçlu eş adına kayıtlı mallar
uüzerine haciz koydurabilir. Bu durumda katılma alacagğı olan eş, borçlu eşe karşı ancak mal
rejiminin tasfiyesi anında degğer artış payı alacagğı davası açabilir. Mal elden çıktıgğı için de
oüdenecek miktar TMK’ nın 227/2. maddesine goüre hakkaniyete goüre belirlenir.
Eş, evlilik birligğini temsilen borçlanmışsa ya da uüçuüncuü kişi tarafından temsil yetkisi
anlaşılamayacak şekilde aşılmışsa eşler borçlardan dolayı uüçuüncuü kişilere karşı
muüteselsilen sorumludurlar.
Mal rejiminin kurulması, degğiştirilmesi ve oünceki mal rejiminin tasfiyesi eşlerden
birinin veya ortaklıgğın alacaklılarının uüzerinden haklarını alabilecekleri malları sorumluluk
dışında bırakmaz. Ancak eş, kendisine geçen malların degğeriyle sınırlı olarak sorumludur
(TMK’ nın 213. maddesi).
Mal rejimi:
OÜluümle sona erer. OÜluüm tarihi mal rejiminin sona erme tarihidir (TMK’ nın 225/1.
maddesi).
Başka mal rejiminin kabuluü ile sona erer. Soüzleşme tarihi mal rejiminin sona erme
tarihidir (TMK’ nın 225/1. maddesi).
Mahkemece evligğin iptaline karar verilmesi ile sona erer. Dava tarihi, mal rejiminin
sona erme tarihidir (TMK’ nın 225/2. maddesi).
Mahkemece boşanma kararının verilmesi ile sona erer. Dava tarihi mal rejiminin
sona erme tarihidir (TMK’ nın 225/2. maddesi).
Mahkemece mal ayrılıgğına geçilmesine karar verilmesi ile sona erer. Bu durumda da
dava tarihi mal rejiminin sona erme tarihidir (TMK’ nın 225/2. maddesi).
OÜluümle mal rejiminin sona ermesi durumunda, oünce sagğ kalan eşin katılma alacagğı
oüdenir, daha sonra miras payları dagğıtılır.
TMK’ nın 227. maddesine goüre; eşlerden biri digğerine ait bir malın edinilmesine,
iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda
bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan degğer artışı için katkısı oranında
alacak hakkına sahip olur. Bu alacak o malın tasfiye sırasındaki degğerine goüre hesaplanır;
bir degğer kaybı soüz konusu oldugğunda katkının başlangıçtaki degğeri esas alınır. Boüyle bir
malın daha oünce elden çıkarılmış olması haâlinde haâkim, digğer eşe oüdenecek alacagğı
hakkaniyete uygun olarak belirler.
Eşler, “yazılı” bir anlaşmayla degğer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi,
pay oranını da degğiştirebilirler. Tasfiye sırasındaki degğer ele alınır.
Mal rejiminin tasfiyesinde malların suüruüm degğerleri esas alınır (TMK’ nın 232.
maddesi).
Mal rejiminin sona erdigği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki
degğerleriyle hesaba katılırlar. (TMK’ nın 235/1. maddesi) Degğer kaybı olursa katkının
başlangıçtaki degğeri esas alınır.( TMK’ nın 227/1. maddesi) Mal elden çıkarılmışsa degğeri
“hakkaniyete” goüre belirlenir (TMK’ nın 227/2. maddesi).
Eşler “yazılı” anlaşma yaparlarsa degğer artış payı alacagğından vazgeçebilirler ya da
pay oranını degğiştirebilirler ( TMK’ nın 227/2. maddesi).
Eşlerin kişisel ve edinilmiş malları mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına
goüre ayrılır ( TMK’ nın 228/1.maddesi). Faiz karar tarihinden itibaren uygulanır.
Katkı hangi mal grubuna yapılmışsa borç, eşin o mal grubunun borcudur. Yine katkı
hangi mal grubundan yapılmışsa alacak o mal grubuna aittir.
Mal rejimi sona ermeden degğer artış payı alacagğı davası açılamaz.
Eşler, “yazılı” bir anlaşmayla degğer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi,
pay oranını da degğiştirebilirler (TMK’ nın 227/son maddesi). Katkı sadece alıma degğil,
iyileştirilmesine, korunmasına da yapılabilir (TMK’ nın 227/1. maddesi).
Degğer artış payı alacagğının, davaya konu olması için katkı; bizzat para koyarak
yapılabilecegği gibi, ev işleri dışında yapılan çalışma (evin inşaatında çalışma, kitabın
çevirisini yapmak vs) şeklinde de olabilir.
Bu tuür davalarda, oüncelikle dava konusu mal varlıgğının alınma tarihi belirlenmelidir.
Mal varlıgğı 01.01.2002 tarihinden sonra alınmışsa dava degğer artış payı alacagğı veya
duruma goüre katılma alacagğı olarak degğerlendirilir ve buna goüre delil toplanır. HMK’ nın 26,
27, 30, 31 ve 32. maddeleri goüz oünuünde bulundurulmalıdır. Degğer artış payı alacagğı
davasının katılma alacagğının kapsamında kaldıgğı hatırlanmalıdır. Katılma alacagğı, degğer
artış payı alacagğından daha geniş kapsamlıdır.
Eşlerin edinilmiş malları, tasfiyeye konu olur. Kişisel mallarına ise TMK 227.
maddesi uyarınca katkı varsa hesaplamaya alınır.
Eşlerden birine sosyal guüvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan
toptan oüdemeler veya iş guücuünuün kaybı dolayısıyla oüdenmiş olan tazminat veya toptan
oüdeme yerine ilgili sosyal guüvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule goüre
oümuür boyunca irat bagğlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdigği tarihte bundan sonraki
doüneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş degğeri ne olacak idiyse tasfiyede o miktarda
kişisel mal olarak hesaba katılır. (TMK 228/2.m )
Aşagğıda sayılanlar, edinilmiş mallara degğer olarak eklenir:
Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden oünceki bir yıl içinde digğer eşin
rızası olmadan, olagğan hediyeler dışında yaptıgğı karşılıksız kazandırmalar
(edinilmiş mallarından).
Bir eşin mal rejiminin devamı suüresince digğer eşin katılma alacagğını azaltmak
kastıyla edinilmiş mallarından yaptıgğı devirler (TMK 229/1.m).
Bu tuür kazandırma veya devirlere ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın
kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan uüçuüncuü
kişilere karşı da ileri suüruülebilir. (TMK 229/son)
Bu durumda alacaklı eş, işlemin iptalini isteyemeyecektir. İİşlem geçerli olacaktır.
Ancak, devredildigği tarihteki gerçek suüruüm degğerini borçlu eşten isteyecektir.
Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların degğeri, malın devredildigği tarihteki
gerçek suüruüm degğerleri esas alınarak hesaplanır. (TMK 235/2.m)
Tasfiye sırasında borçlu eşin mal varlıgğı veya terekesi, katılma alacagğını
karşılamadıgğı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması
gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan uüçuüncuü kişilerden eksik kalan
miktarla sınırlı olarak isteyebilir.(TMK 241/1.m)
Dava hakkı alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendigğini oügğrendikleri
tarihten başlayarak bir yıl ve her halde mal rejiminin sona ermesinin uüzerinden beş yıl
geçmekle duüşer.(TMK 241/2.m)
Bir eşin kişisel mallara ilişkin borçları edinilmiş mallardan veya edinilmiş mallara
ilişkin borçları kişisel mallarından oüdenmiş ise, tasfiye sırasında denkleştirme istenebilir.
Her borç, ilişkin bulundugğu mal kesimini yuükuümluüluük altına sokar. Hangi kesime ait
oldugğu anlaşılamayan borç, edinilmiş mallara ilişkin sayılır.
Bir mal kesiminden digğer kesimdeki malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya
korunmasına katkıda bulunulmuşsa, degğer artması veya azalması durumunda
denkleştirme, katkı oranına ve malın tasfiye zamanındaki degğerine veya mal daha oünce
elden çıkarılmışsa hakkaniyete goüre yapılır (TMK 230.m).
Denkleştirmede degğer azalması varsa goüz oünuünde bulundurulur. TMK’ nın 227.
maddesinde degğer azalması goüz oünuünde bulundurulmayacaktır.
Artık Değer: Eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da daâhil olmak
uüzere her eşin edinilmiş mallarının toplam degğerinden bu mallara ilişkin borçlar
çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Degğer eksilmesi goüz oünuüne alınmaz ( TMK 231.m).
Mal rejiminin tasfiyesinde malların suüruüm degğerleri esas alınır (TMK 232.m).
Bir eşin malik olarak bizzat işletmeye devam ettigği veya sagğ kalan eş ya da
altsoyundan birinin kendisine bir buütuün olarak oüzguülenmesini istemeye haklı oldugğu bir
tarımsal işletme için degğer artışından alacagğı pay ve katılma alacagğı, bunların gelir degğeri
goüz oünuünde tutularak hesaplanır.
Tarımsal işletmenin maliki veya mirasçıları, digğer eşe karşı ileri suürebilecekleri
degğer artışı payının veya katılma alacagğının, işletmenin sadece suüruüm degğeri uüzerinden
hesaplanmasını isteyebilir.
Degğerlendirmeye ve işletmenin kazancından mirasçılara pay oüdenmesine ilişkin
miras hukuku huükuümleri kıyas yoluyla uygulanır (TMK 233.m).
OÜzel haâller gerektirdigği takdirde hesaplanan degğer, uygun bir miktarda artırılabilir.
OÜzellikle sagğ kalan eşin geçim koşulları, tarımsal işletmenin alım degğeri ayrıca
tarımsal işletme kendisine ait olan eşin yaptıgğı yatırımlar veya malıâ durumu oüzel haâllerden
sayılır (TMK 234.m).
Mal rejiminin sona erdigği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki
degğerleriyle hesaba katılır.
Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların degğeri, malın devredildigği tarih esas
alınarak hesaplanır (TMK 235.m).
Eşlerden biri veya onun mirasçıları, digğer eşe ait artık degğerin yarısı uüzerinde hak
sahibi olur. Alacaklar takas edilir. Takas istegği karşı dava ya da def’i yolu ile ileri
suüruülmelidir.
Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma haâlinde haâkim, kusurlu eşin artık
degğerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar
verebilir (TMK 236.m).
Artık degğere katılmada “mal rejimi soüzleşmesiyle” başka bir esas kabul edilebilir. Bu
tuür anlaşmalar, eşlerin ortak olmayan çocuklarının ve onların altsoylarının saklı paylarını
zedeleyemez (TMK 237.m).
Katılma alacagğı ve degğer artış payı ayın veya para olarak oüdenebilir. (TMK 239/1)
Ancak ayın olarak istenmesi 07.10.1953 tarih 953/8 E. 1953/7 K. Sayılı YİİBK geregği
muümkuün degğildir. Eş sadece alacak olarak isteyebilir. Ancak oüdemeyi yapacak olan digğer
eşe ayın olarak da oüdeme yapabilir. Ayın olarak oüdemek istemezse bu şekilde oüdeme
yapmaya zorlanamaz.
Katılma alacagğının ve degğer artış payının derhaâl oüdenmesi kendisi için ciddi
guüçluükler dogğuracaksa, borçlu eş oüdemelerinin uygun bir suüre ertelenmesini isteyebilir
(TMK 239/2.m).
Aksine anlaşma yoksa tasfiyenin sona ermesinden başlayarak katılma alacagğına ve
degğer artış payına karar tarihinden itibaren faiz yuüruütuüluür. Durum ve koşullar
gerektiriyorsa ayrıca borçludan teminat istenebilir (TMK 239/son).
Katılma alacagğı davasında, oülen eşin mirası reddetmemiş mirasçıları sagğ eşe olan
borcu oüdemek zorundadır.
Eşlerin fiilen ayrı yaşadıkları doüneme ilişkin 01.01.2002 oüncesi katkı payı alacagğı ile
ilgili ayrı yaşamaya başladıkları tarih oünemli ise de 01.01.2002 sonrası doünem bakımından
ayrı yaşamalarının bir oünemi bulunmamaktadır. Çuünkuü bu doünemde eşlerden birinin
çalışmamasının katılma alacagğı bakımından oünemi yoktur.
TMK’ nın 178. maddesine goüre evliligğin boşanma sebebiyle sona ermesinden dogğan
dava hakları, boşanma huükmuünuün kesinleşmesinin uüzerinden bir yıl geçmekle
zamanaşımına ugğrar. Borçlar Kanunu’nun 125.maddesine ( 6098 s. Borçlar Kanunu 146.m.)
goüre kanunda aksine bir huükuüm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.
01.01.2002 oüncesi edinilen mallarla ilgili açılan katkı payı alacagğına ilişkin davalarda
teredduütsuüz Borçlar Kanunu genel huükuümlerine goüre inceleme yapılacagğından zamanaşımı
10 yıldır. 01.01.2002 sonrası edinilen mallara ilişkin degğer artış payı ve katılma alacagğı
davalarında ise ikili ayrım vardır. Mal rejiminin boşanma veya evliligğin iptali ile sona
ermesi halinde TMK’ nın 178.maddesi geregği zamanaşımının 1 yıl oldugğu 8.HD tarafından
kabul edilmekte ve bu yoünde uygulama yapılmaktadır.
Ancak mal rejiminin digğer sebeplerle sona ermesi durumunda degğer artış payı ve
katılma alacagğı davalarında da zamanaşımı 10 yıl olarak kabul edilmektedir (burada
oünemli olan davaya konu malın edinilme tarihi ile mal rejiminin sona erme sebebidir).
Degğer artış payı ve katılma alacagğı davalarının açılması için, mal rejiminin sona
ermesi “davanın goüruülebilirlik” şartıdır. Mal rejimi sona ermemişse bu davalar goüruülemez.
Bu sebeple davanın reddi halinde Avukatlık Asgari ÜÜcret Tarifesi 7/2.maddesi geregği
maktu vekaâlet uücreti takdir edilmesi zorunludur.
Egğer hiç boşanma davası açılmamışsa dava koşulu yoklugğundan davanın reddine
karar verilir. Egğer boşanma davası açılmış ancak reddedilmiş ve bu ret kararı kesinleşmişse
mal rejimine ilişkin dava yine dava koşulundan reddedilir.
Egğer, boşanma davası açılmış ancak sonuçlanıp kesinleşmemişse dava hemen
reddedilmemeli, boşanma davasının sonuçlanması ve kesinleşmesi beklenmelidir.
Sagğ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, oülen eşine ait olup birlikte
yaşadıkları konut uüzerinde kendisine katılma alacagğına mahsup edilmek, yetmez ise bedel
eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi
soüzleşmesiyle kabul edilen başka duüzenlemeler saklıdır.
Sagğ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası uüzerinde kendisine muülkiyet hakkı
tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlıgğı haâlinde, sagğ kalan eşin veya oülen eşin yasal
mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut uüzerinde muülkiyet hakkı
tanınabilir (8. HD tarafından son kararlarda, katılma alacagğı yanında degğer artış payına
mahsup edilmek sureti ile de bu hakkın kullanılabilecegği kabul edilmektedir).
Sagğ kalan eş, miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettigği ve altsoyundan birinin
aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan boüluümlerde bu hakları kullanamaz.
Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku huükuümleri saklıdır (TMK 240.m).
Tasfiye sırasında, borçlu eşin malvarlıgğı veya terekesi, katılma alacagğını
karşılamadıgğı takdirde, alacaklı eş veya mirasçıları, edinilmiş mallarda hesaba katılması
gereken karşılıksız kazandırmaları bunlardan yararlanan uüçuüncuü kişilerden eksik kalan
miktarla sınırlı olarak isteyebilir.
Dava hakkı, alacaklı eş veya mirasçılarının haklarının zedelendigğini oügğrendikleri
tarihten başlayarak bir yıl ve her haâlde mal rejiminin sona ermesinin uüzerinden beş yıl
geçmekle duüşer.
Yukarıdaki fıkra huükuümleri ve yetki kuralları dışında mirastaki tenkis davasına
ilişkin huükuümler kıyas yoluyla uygulanır (TMK 241.m).
Mal varlıgğı 743 sayılı Tuürk Kanun-i Medenisi (TKM) zamanında edinilmişse açılan
davaya Yargıtay uygulamalarında “katkı payı alacagğı” davası denilmektedir.
Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Bozma Nedeni Yapılan Konular
Mahkemece oüncelikle açılan davanın nitelendirmesi yapılmalı, gerekirse davacı
taraftan bu konuda açıklama istenmeli ve dava somutlaştırılarak uyuşmazlık konusu net
şekilde belirlenmelidir.
Dikkate alınması gereken bir digğer husus mal rejimi sona ermeden bu davalarla ilgili
karar verilemeyecegğidir. Her ne kadar mal rejiminin sona ermesine neden olacak dava
devam ederken mal rejiminin tasfiyesine yoünelik dava açılabilir ve mal rejiminin sona erip
ermeyecegği beklenebilir ise de mal rejimi sonuçlanmadan ve o karar kesinleşmeden tasfiye
ile ilgili davada huükuüm kurulamaz.
Mal rejiminin sadece boşanma ile sona ermedigği dikkate alınmalıdır. Sona erme
sebepleri yasada yazılı olup gerek toplanacak deliller, gerekse uygulanacak huükuümler
(zamanaşımı gibi) farklılık goüsterebilir.
Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan davalar eşler yararına alacak hakkı
dogğurur. YİİBK da dikkate alınarak bu davalarda ayın isteme imkaânı bulunmamaktadır(Eşin
katılma alacagğına karşılık intifa, muülkiyet hakkı tanınması isteme, genel kurallara goüre
kabul vb. ile davalı borçlunun oüdeme bakımından tercihini ayın olarak kullanabilme imkaânı
olması istisnalar arasında sayılabilir).
01.01.2002 tarihi bizim için en oünemli ve dikkat edilecek tarihtir. Bu tarihten oünce
alınan malvarlıgğı bakımından açılacak katkıya dayalı davanın adı “katkı payı alacagğı”
davasıdır. Bu davalarda yapılacak araştırma TMK’ nın 227.maddesine benzemektedir.
Katkı payı alacagğı davalarında dava konusu malvarlıgğının dava tarihindeki (açılan
davanın dava tarihi) suüruüm degğeri dikkate alınır. Faiz yuüruütuülecekse dava tarihinden veya
ıslah var ise ıslah tarihinden geçerli olarak faiz yuüruütuüluür.
01.01.2002 oüncesi alınan malvarlıgğına ilişkin uyuşmazlık Borçlar Kanunu genel
huükuümlerine goüre çoüzuüme kavuşturulacagğından yapılacak hesaplamada iki tarafın evlilik
tarihinden malın edinme tarihine kadar elde ettikleri tuüm gelirler belirlenir, iki taraftan da
kişisel ve sosyal durumlarına goüre yapabilecekleri harcamalar için bir miktar(oran)
duüşuüluür. Bu oran genelde (2/6 veya % 25-35 arası olabilir). Daha sonra erkekten TMK’ nun
152. maddesi geregği evin infak ve iaşesinden sorumlu olması sebebiyle ayrıca bir miktar
duüşuüluür (bu oran da genelde 2/6 veya % 25-35 arasıdır). Egğer erkek tarafından talepte
bulunulmuşsa kadının evin geçimine yardım yuükuümluüluügğuü sebebiyle kadının gelirinden
TMK’nun 190. maddesi geregği bir miktar duüşuülebilir. Talep yoksa mahkemece
kendiligğinden duüşuülemez. Bu şekilde her iki tarafın gelirlerinden tasarruf edebilecekleri
miktarlar bulunduktan sonra bu miktarlar birbirine oranlanır ve iki tarafın katkı oranları
bulunmuş olur. Daha sonra dava konusu malvarlıgğının uzman bilirkişi marifeti ile dava
tarihi itibarıyla belirlenen suüruüm degğeri bu katkı oranları ile çarpılarak katkı payı
alacagğının ne kadar oldugğu belirlenir (Genel hesaplama yoüntemi).
Egğer taraflardan birinin toplu olarak alımda katkıda bulundugğu iddia edilmiş ve
belirlenmiş, bunun dışında çalışarak elde edilen gelirle katkı iddia edilmemişse (oürnegğin;
40.000 TL’ye alınan malın alımı sırasında 15.000 TL. degğerde ziynet eşyalarının
bozdurularak, ele geçen paranın alımda kullanılması veya babadan kalan evin satılarak ele
geçen 30.000 TL’nin alımda kullanılması gibi) bu durumda yukarıdaki hesaplama yapılmaz.
Katkı miktarı, dava konusu malın alım degğerine boüluünerek katkı oranı bulunur ve dava
konusu malvarlıgğının uzman bilirkişi marifeti ile dava tarihi itibarıyla belirlenen suüruüm
degğeri bu katkı oranı ile çarpılarak katkı payı alacagğının ne kadar oldugğu belirlenir.
Egğer hem toplu bir miktarın kullanımı hem de çalışarak duüzenli elde edilen gelirle
katkı iddia edilmiş ise hesaplamada oünce toplu miktar alım degğerine boüluünerek katkı oranı
bulunur. Bu oran duüşuülduükten sonra kalan oran bakımından iki tarafın gelirlerinin
yukarıdaki genel usule goüre belirlenecek katkı oranları hesaplanarak, katkı miktarları
belirlenir. Dava tarihindeki degğer ile bu iki ayrı şekilde belirlenen oranlar çarpılarak katkı
payı alacagğı hesaplanır.
Katkı payı alacagğı doüneminde çalışmayan, herhangi bir geliri de olmayan eşin sabit
bir katkı oranı oldugğu kabul edilmemektedir. OÜrnegğin ev hanımının ayrıca bir katkısını
ispat edememesi halinde sadece evde çalışarak katkısı oldugğu kabul edilmemektedir.
Katkının maddi ve somut olarak ispatlanması gerekir. Katkı her tuürluü delil ile ispatlanabilir,
ancak soyut tanık beyanlarının somut ve maddi digğer delillerle desteklenmesi
gerekmektedir.
01.01.2002 sonrası edinilen malvarlıgğı bakımından ise ikili bir ayrım gerekmektedir.
Katkı payı alacagğının karşılıgğı bu doünemde “degğer artış payı alacagğı” ismini almaktadır.
TMK’ nın 227. maddesinde bu husus duüzenlenmiştir. Degğer artış payının dogğabilmesi için
eşin, digğer eşin malvarlıgğına kişisel mal veya degğer ile katkıda bulunması gerekmektedir.
Edinilmiş mal ile edinilmiş mala yapılan katkı bakımından degğer artış payı alacagğı
hesaplanmasının, katılma alacagğı içinde kalacagğından, pratikte bir yararı yoktur. Yine degğer
artış payı bakımından da çalışmayan, geliri olmayan (ev hanımı gibi) eşin sabit bir katkı
oranı kabul edilmemektedir.
Ancak bu doünemde eşlerin ayrıca bir de yasadan kaynaklanan “katılma alacagğı”
hakları vardır. Katılma alacagğı yasadan kaynaklandıgğı için tarafların çalışmalarına, bir
gelirleri olup olmadıgğına bakılmaksızın digğer eşin edinilmiş malı uüzerinde artık degğerin
yarısı oranında katılma alacagğı hakkı vardır. (Yukarıda artık degğer, denkleştirme vs.
açıklandıgğı için burada yeniden açıklanmamıştır). Katılma alacagğı bulunabilmesi için
oüncelikle o malın edinilmiş mal olup olmadıgğı tespit edilmeli, akabinde de artık degğer
belirlenmelidir.
Eşlerden birinin kişisel malı uüzerinde kural olarak digğer eşin katılma alacagğı olmaz.
Ancak digğer eşin kişisel malına davacı eş edinilmiş mal ile bir katkı sagğlamış ise, edinilmiş
maldan yapılan katkının artık degğer olarak belirlenecek miktarının yarısı oranında katılma
alacagğı olması muümkuün olabilir.
Bir malın edinilmiş mal mı, kişisel mal mı oldugğu yasaya goüre belirlenir. Kural
01.01.2002 sonrası evlilik içinde edinilen mal, edinilmiş maldır. Kişisel mal oldugğunu iddia
eden bunu ispatla muükelleftir.
Degğer artış payı ve katılma alacagğı davalarında hesaplamada dikkate alınacak degğer
açılan davanın karar tarihindeki (uygulamada karar tarihine en yakın) suüruüm degğeridir.
Egğer mal boşanma dava tarihinden oünce elden çıkmış ise devir tarihindeki suüruüm degğeridir.
Boşanma davası açıldıktan sonra mal elden çıkmış ise yine karar tarihine en yakın degğer
dikkate alınacaktır.
Degğer artış payı ve katılma alacagğı davalarında faize eldeki davanın karar tarihinden
geçerli olarak huükmedilir.
Davanın açıklanan kurallara goüre niteligğinin belirlenmesi yani ne davası oldugğunun
tespit edilmesi hata yapma oranını en aza indirecektir.
Degğer hesabında uzman bilirkişinin oünemi fazla ise de belirlenecek degğerin piyasa
rayiç degğeri (suüruüm degğeri) olmasına dikkat edilmelidir. Maliyet hesabı, bayındırlık birim
fiyatlarına goüre belirlenen degğer vs. degğildir.
Hesaplama bakımından yine bilirkişiden yararlanılabilir ise de (oüzellikle bankacı
bilirkişi, mali muüşavir gibi) bu raporların sıkı şekilde denetlenmesi, kavram ve hesap
hataları olup olmadıgğının kontrol edilmesi gerekir. Bilirkişi raporu ile sıkı sıkıya bagğlı
kalınmamalıdır. Yine katılma alacagğı gibi hesaplamanın bizzat haâkim tarafından
yapılabilecegği durumlarda bilirkişi raporu alınmadan karar verilebilecegği de goüz oünuünde
bulundurulmalıdır.
TMK’ nın 228.maddesine goüre yapılan hesaplamalarda mal rejiminin sona erdigği
tarihte bundan sonraki doüneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş degğeri hesaplanırken
sosyal guüvenlik uygulamasındaki peşin degğer tablosunun dikkate alınmasına oüzen
goüsterilmelidir (bilirkişi raporu bu şekilde denetlenmelidir).
01.01.2002 oüncesi edinilen mallarla ilgili açılan mal rejiminin tasfiyesine dayalı katkı
payı alacagğı davalarında zamanaşımı her haluükaârda 10 yıl olarak uygulanmaktadır.
01.01.2002 sonrasına ait degğer artış payı ve katılma alacagğı davalarında ise mal rejimi
boşanma dışında bir sebeple sona ermiş ise yine 10 yıldır. Ama mal rejimi boşanma ile sona
ermiş ise zamanaşımı boşanma kararının kesinleştigği tarihten itibaren 1 yıl olarak
uygulanmaktadır (İİçtihatlar bundan sonra sıkı şekilde takip edilmelidir).
Bunun dışında yukarıda sayılan ilkeler goüzetilerek mal rejimi sona ermeden bu
davaların goüruülemeyecegği, bunun goüruülebilirlik koşulunun, oün koşul oldugğu
unutulmamalıdır.