Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Tipiklik Unsuru

Türk Ceza Kanunu’nun 116/1. maddesine göre, “Bir kimsenin konutuna, konutunun eklen­tilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi” cezalan­dırılır.

Bu suç tipinde rızanın varlığının bir hukuka uygunluk nedeni ol­madığına, tipikliği kaldıran bir hâl olduğuna özellikle dikkat edilmelidir. Zira usulüne uygun rızanın varlığı hâlinde fiil tipe uygun bir fiil olmayacak, böylece zaten herhangi bir suç da ortaya çıkmış olmayacaktır.

Ayrıca bu noktada hemen şunu da belirtelim ki 116/3. madde hükmü uyarınca konutun birden fazla kişi tarafından ortak kullanılıyor olması du­rumunda konutu kullananlardan herhangi birinin rızası yeterlidir. Ancak bu rızanın meşru bir ama­ca hizmet ediyor olması gerekir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Korunan Hukuki Yarar, Fail ve Mağdur

Suçla ihlal edilen ceza ile korunan hukuki yarar, Anayasa’nın 21. maddesinde de düzen­lenmiş olan, kişinin kişisel-ailevi huzuru, güven­liğidir. Başka bir ifadeyle insanın evinde (ko­nutunda) özgürce huzur ve güven içinde yaşa­masıdır.

BU ANLAMDA KORUNAN HUKU­Kİ YARARIN MÜLKİYET VE DİĞER BİR AYNİ HAK OLMADIĞINA DİK­KAT EDİLMELİDİR.

Herkes suçun faili olabilir. Örneğin kiralayan dahi kiracısına karşı bu suçu işleyebilir. Ancak ayrılık kararı verilmiş ve ayrı bir ikametgâh tesis edilmiş olmadıkça eşlerin birbirlerine karşı bu su­çun faili olamayacakları açıktır.

Mağdur, konutta yaşayan hak sahibi kişiler­dir.

Birden dairenin müstakil odalarında yaşa­yan birden fazla kişi (Örn., öğrenci evinde ka­lan öğrenci arkadaşlarımız), birbirlerinin odala­rına rıza hilafına girmeleri durumunda bu suçun faili olabilirler.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Konusu

Konut kavramından anlaşılması gereken, Yargıtay’a göre, “devamlı veya geçici olarak ki­şilerin yerleşmek veya barınmak amacıyla otur­malarına elverişli ye/’dir. Bu yerin taşınmaz ma­hiyetinde olmasının gerekmediğine de ayrıca dikkat edilmelidir. Bu anlamda konut kavramını geniş yorumlamak gerekir. Başkalarının girmesi­ni engelleyen sınırlar bulundukça ve bu yönde bir irade de bulundukça açık bir yer de konut olarak değerlendirilir.

Ayrıca konutun eklentileri de yasa hükmü gereğince, bu suç bakımından konut gibi değer­lendirilecektir. Bunun gibi açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışın­da kalan işyerleri ve eklentilerinin de m. 116/2 gereğince konut gibi değerlendirileceğine dikkat edilmelidir. Bu bağlamda örneğin, askerlik şube­sinin hükümet konağının içinde yer alması, şube başkanının ikamet ettiği oda olarak da şubeden bir yer ayrılmış olması durumunda, söz konusu odanın konut olarak kabul edilmesi gerektiği mu­hakkaktır. Nitekim resmi dairelerin konut kapsa­mına dahil edilmeyeceklerini belirten Yargıtay, ki­şilerin yattıkları resmi daireleri konut olarak kabul etmektedir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Maddi Unsuru

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Hareket

Bir kimsenin konutuna ve eklentilerine, rıza­sına aykırı olarak, girmek veya rıza ile girdik­ten sonra rıza sona erdiği hâlde konuttan veya eklentiden çıkmamaktan ibarettir. Dolayısıyla fiil hem icrai hem ihmali bir hareketle gerçekleş­tirilebilir.

Girmek, insanın fizik şahsının içeri girme­si demektir. Girişin normal yoldan veya pence­re, baca gibi normal olmayan yollardan olması arasında bir fark yoktur. Ancak kapı aralığından veya pencereden sadece kafanın, bacağın, ko­lun, yani vücudun herhangi bir uzvunun girişi kafi değildir. Suçun oluşması için fizik şahsın tamamen girmesi gerekir.143 Böylece örneğin bir kimsenin konutuna dışarıdan bakmak, duvarına kulağını dayayarak içeriyi dinlemeye çalışmak, cama taş atmak gibi davranışlar bu suça vücut vermez.

Suçun oluşumunda yaptırıma bağlanan ha­reketlerden İkincisi, hak sahibinin rızası ile girilen konuttan çıkmamaktır. “Çıkmamak” fiilinin mey­dana gelmesi, hak sahibinin söz, hareket ve ta­vırlarıyla kendisini çıkmaya davet etmesine rağ­men, failin rıza ile girilen yerden ayrılmamasına bağlıdır.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Netice

Suç failin, mağdurun evine veya özel olarak bulunduğu yere ya da işyerine rızası hilafına, giz­lice veya hile ile tamamen girmesi ile tamamla­nır; failin rıza hilafına girdiği yerden ayrılmasıyla da sona erer. Bu nedenle konut dokunulmazlığı­nın ihlali suçu kesintisiz suçtur.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Manevi Unsuru

Suç ancak kasten işlenebilecek bir suçtur. Kastın varlığı için failde başkasının meskenine veya işyerine girme ve orada bulunma ve kalma niyeti olmalıdır. Fail bu yerin başkasının olduğu­nu, buraya girişin başkasının izin ve hakimiyetine bağlı olduğunu bilmeli, buna rağmen izinsiz gir­melidir.

Bir kimse hak sahibinin rızasının olmadığını düşünmesine rağmen konuta girer ya da rıza ile girdikten sonra buradan çıkmazsa suçun manevi unsuru yine gerçekleşmiş olur. Bu bakımdan söz konusu suç olası kastla da işlenebilen bir suç­tur.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru

Meşru savunma veya kanun hükmünün ic­rası hukuka uygunluk nedeni bu suçta söz ko­nusu olabilir. Örneğin konut veya eklentisinde hâkim kararına dayanarak arama yapan polis memurunun fiili ve başkasının saldırısından kur­tulmak veya yangın sebebiyle tehlike içinde bu­lunan kişiyi kurtarmak için başkasının konutuna veya eklentisine giren kişinin fiili hukuka aykırı olmayacaktır.

Ayrıca suç tipi bakımından zorunluluk hâli de gerçekleşmiş olabilir.

Örneğin kendisine saldıran köpekten kurtul­mak için hiç tanımadığı birinin bahçesine sığınan kişinin durumu buna örnek olarak verilebilir. Ya da yakın bir zamanda haberlerde izlediğimiz is­kelede asılı kalan işçilerin iskelenin hizasındaki evin camının açık olmasını fırsat bilerek eve gir­miş olmaları cezalandırılmayacaktır.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Nitelikli Hâlleri

  1. Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak sure­tiyle işlenmesi
  2. Fiilin, gece vakti işlenmesi
  3. Suçun; silahla, kişinin kendisini tanın­mayacak bir hale koyması suretiyle, im­zasız mektupla veya özel işaretlerle, bir­den fazla kişi tarafından birlikte, var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluştur­dukları korkutucu güçten yararlanılarak, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Suçun Özel Görünüş Şekilleri

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Teşebbüs

Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere, suç, failin hak sahibinin rızası dışında konuta (veya eklen­tisine) girmesi ile tamamlanır ve failin konuttan (veya eklentiden) çıkması ile birlikte sona erer. Suça teşebbüsün mümkün olmadığını belirten yazarlar olsa da bizce bu doğru değildir.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda İçtima

Tıpkı yukarıda açıkladığımız diğer “Hürri­yete Karşı Suçlar”da olduğu gibi konut dokunul­mazlığının ihlali suçunda da Kanun’un 119/2. maddesi gereğince, “Kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçek­leşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.” Burada neti­cesi sebebiyle ağırlaşmış suç değil gerçek içti­ma kuralının uygulama alanı bulacağına dikkat çekilmelidir. O hâlde böyle bir durumda fail hem TCK m. 116’dan hem de m. 87’den dolayı ayrı ayrı cezalandırılacaktır.

Öte yandan, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun bir başka suçun unsuru veya ağırlaştı­rıcısı olduğu durumlarda bileşik suç söz konusu olur ve bu durumda da faile konut dokunulmaz­lığını ihlalden dolayı ayrıca ceza verilmez. Hır­sızlık suçu bakımından ise TCK m. 142/4’te yer alan “Hırsızlık suçunun işlenmesi amacıyla konut dokunulmazlığının ihlâli veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, bu suçlardan dola­yı soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için şikâyet aranmaz.” hükmü nedeniyle failin hem hırsızlık hem de konut dokunulmazlığını ihlal su­çundan cezalandırılması gerekir.

Konut içerisinde birden fazla kişinin bulun­ması ise suçun birden fazla kez işlendiği ya da zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerek­tiği anlamına gelmez. Zira suçun konusu yukarı­da da izah ettiğimiz gibi “konut ve eklentileredir. Ancak aynı kişiye ait olan birden fazla konuta farklı zamanlarda aynı suç işleme kararı çerçe­vesinde birden fazla girilmiş olması zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasını gerekli kılar.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda İştirak

Konut dokunulmazlığının ihlali suçuna her türlü iştirak mümkündür.

Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçunda Muhakemeye İlişkin Kurallar

Suçun basit hâlleri (TCK m. 116/1,2) şikâyet üzerine takip edilirken suçun nitelikli hâllerinin gerçekleşmesi durumunda (TCK m. 116/4, m. 119/1) takibat resen yapılır. Şikâyet hakkı, rıza verme yetkisine sahip olan kişi ya da kişilere ait­tir.