Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Katkı Payı Alacağı Davası

KATKI PAYI ALACAĞI DAVASI

HESAPLANAN ALACAK MİKTARINDAN DAVACI SAĞ EŞİN MİRAS HİSSESİ ORANINDAKİ MİKTAR DÜŞÜLMEK SURETİYLE KALAN KISIMDAN DAVALILARIN MİRAS PAYLARI ORANINDA SORUMLU TUTULMALARI GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULMASI

T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2015 / 11423
Karar: 2017 / 2742
Karar Tarihi: 28.02.2017

ÖZET: Davacı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Mahkemece, hesaplanan alacak miktarından davacı sağ eşin miras hissesi oranındaki miktar düşülmek suretiyle kalan kısımdan davalıların miras payları oranında sorumlu tutulmaları, gerekir. Bu yön gözetilmeden alacağın tamamının birleşen dosya davalılarından tahsiline karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.

(4721 S. K. m. 511, 578, 599, 605, 641)
Dava: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı-birleşen dosya davalıları vekili ile davalı-birleşen dosya davacısı …mirasçıları …ve müşterekleri taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı-birleşen dava davalıları ……, … ve …vekili; dava dilekçesinde, davacıların murisi R. ile davalı …’nin 1975 yılında evlendiklerini, murisin kişisel mallarının katkısıyla davalı adına evlilik birliği içinde iki adet taşınmaz ve banka hesaplarında paralar edinildiğini. R.’nin 2010 yılında vefat ettiğini belirterek murisleri nedeniyle hakkettikleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla edinilmiş mallara katılma rejimi hükümlerince 1.000,00 TL katılma ve 1.000,00 TL değer artış payı alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. 22.10.2014 tarihli harcını yatırdıkları dilekçe ile talep miktarını 115.182,00 TL katkı payı alacağı, 51.247.85 TL katılma alacağı olarak arttırmışlardır.
Davalı-birleşen davada davacı …vekili; birleşen davadan, muris Rabia adına evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz, mevduat, hisse senedi yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1000,00 TL katkı payı alacağı ile edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile 1.000,00 TL katılma ve değer artış payı alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. 22.10.2014 tarihli harcını yatırdıkları dilekçe ile talep miktarını katılma alacağı yönünden 76.084.00 TL ve katkı payı alacağı yönünden 4.700,00 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulü ile 51.246,85 TL’nin kararın kesinleşmesinden itibaren faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin ise reddine; birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 76.084,00 TL katılma ve 4.700,00 TL katkı payı alacağının kararın kesinleşmesinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Karar verildikten sonra davalı-birleşen dosya davacısı Necati 22.12.2014 tarihinde vefat etmiş olup, hüküm, kendisine tebliğ edilen …’nun mirasçılarının vekilleri ile davacı-birleşen dosya davalıları vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı-birleşen dava davacısı mirasçıları vekillerinin tüm ve davacı-birleşen dava davalıları vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Birleşen dava yönünden birleşen dosya davalıları vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katkı payı alacağı ve katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kişisel olarak (4721 s.lı TMK 599/2 m) ve müteselsilen (TMK 641 m) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı sağ eş Necati temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan R.’nin mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK 511 vd, 578 vd, 605 vdm.leri) iddia edilip kanıtlanmamıştır.
Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı da dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Mahkemece, hesaplanan alacak miktarından davacı sağ eşin miras hissesi oranındaki miktar düşülmek suretiyle kalan kısımdan davalıların miras payları oranında sorumlu tutulmaları, gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde alacağın tamamının birleşen dosya davalılarından tahsiline karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle davacı-birleşen dava davalıları vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı-birleşen dava davacısı mirasçıları vekilinin tüm ve davacı-birleşen dosya davalıları vekillerinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde davacılar-birleşen dosya davalılarına iadesine ve 930,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2.570,28 TL’nin temyiz eden davalı-birleşen dosya davacısı …mirasçıları …ve müştereklerinden alınmasına, 28.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.