İtirazın İptali Davası Nedir?
Elinde İİK’nun 68-68a maddeleri anlamında belge olmayan alacaklı, borçlunun itirazını hükümden düşürmek istiyorsa, ancak itirazın iptali davası açabilir. Elinde İİK’nun 68-68a maddelerinde belirtilen belgeler bulunan alacaklı bir seçim hakkına sahiptir, isterse itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir isterse itirazın iptali davası açabilir.
İtirazın iptali davası, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açılır (İİK m. 67/I). Alacaklı bir yıllık süreyi geçirdikten sonra, alacağı için genel hükümlere göre bir alacak davası açabilir (İİK m. 67/IV); ancak bu itirazın iptali davası olmaz ve takip bakımından itirazın iptali davasının sonuçlarını doğurmaz.
İtirazın iptali davasında davacı alacaklı, davalı ise borçludur. Davacı, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu ödemeye ve inkâr tazminatına mahkûm edilmesini isteyecektir.
Bu davada yetkili ve görevli mahkeme, genel hükümlere göre tespit edilir. Görevin belirlenmesinde faiz, icra inkâr tazminatı ve giderleri dikkate alınmaz (HMK m.1). Bu dava, genel hükümlere göre harca tâbidir. Ancak, alacaklının takip talebinde bulunurken yatırdığı binde beş peşin harç kendisine geri verilir veya alacaklı isterse iptal davasının harcından mahsup edilir (HarçK m. 29).
İtirazın iptali davasında, yargılama usûlü bakımından genel hükümler uygulanır. Mahkeme davayı genel hükümlere göre inceleyeceğinden, genel ispat ve delil kuralları geçerli olur. Bu sebeple ispat ve delil bakımından alacaklının dayanacağı belgeler İİK’nun 68. maddesinde belirtilen belgelerle sınırlı değildir.
Mahkeme, borçlunun borcu olduğu kanaatine varırsa, borçluyu borcu ödemeye ve itirazının iptaline karar verir. Bunun dışında borçlu, yargılama giderlerine ve alacaklı kendini vekille temsil ettirmişse vekâlet ücretine mahkûm edilir (HMK m. 326). Davanın kabulü bir takım sonuçları doğurur. Borçlunun itirazı iptal edildiği için, alacaklı, bu kararı icra dairesine vererek, durmuş olan takibe devam edilmesini ve haciz yapılmasını isteyebilir (İİK m. 78). İtirazın iptali davası kabul edilirse, alacaklının dava dilekçesinde istemesi halinde, borçlu hükmolunan borç miktarının % 20›sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir (İİK m. 67/II). İtirazın iptali davasının kabulünün
diğer bir sonucu da, mahkeme kararının tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde borçlunun mal beyanında bulunması zorunluluğunun doğmasıdır (İİK m. 75).
Mahkeme yaptığı incelemede, takip konusu alacağın mevcut olmadığı kanaatine varırsa, itirazın iptali davasını reddeder. Bu kararın kesinleşmesi ile alacaklının başlattığı takip iptal edilir. Davanın reddi kararı ile takip konusu alacağın bulunmadığı tespit edilmiş olur, bu karar şekli anlamda kesinleşirse, maddi anlamda da kesin hüküm teşkil eder. Davanın reddine karar verilmesi halinde, borçlunun cevap layihasında istemesi şartıyla, alacaklı, reddolunan alacak miktarının % 20›dan aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilir (İİK m. 67/II). Ancak alacaklının tazminata mahkûm edilmesi için ayrıca takip yapmakta haksız ve kötüniyetli olduğunun da alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekir. Haksız ve kötüniyetli olduğu ispat edilmeyen alacaklı sırf iptal davası reddedildiği için tazminata mahkûm edilmez.