Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlamlı Takip Nasıl Yapılır?

İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla İlamlı Takip Nasıl Yapılır?

İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip iki şekilde olabilir. Bunlardan birincisi, genel olarak ilâmlı icra prosedürü ile benzerlik gösterir; diğeri ise, sadece ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna özgüdür. Bunların dışında ayrıca kanun koyucu, kredi kurumları için İİK’nun150/ı maddesinde özel bir düzenleme getirmiştir. Bu takip usûlü de ilâmlı takip içerisinde düşünülmektedir.

Alacak veya İpotek Hakkı ya da Her İkisinin Bir İlâm veya İlâm Niteliğinde Belgede Tespit Edilmiş Olması

Alacak veya ipotek ya da her ikisi, bir ilâma veya ilâm niteliğinde belgeye bağlanmışsa, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip yapılabilir. Bu durumda ilâmların icrasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanır (İİK m. 150/h).

Takip talebi İİK’nun 58. maddesine göre doldurulur. Ayrıca ilâm ve ilâm niteliğindeki belge, takip talebi ile birlikte icra dairesine verilir. İcra emrinin düzenlenmesi (örnek no: 6) ve tebliği, buna ilişkin sonuçlar ilâmlı icradaki gibidir. Borçlu, icra emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde borcu ödemez ve icranın geri bırakılmasına ilişkin bir karar getirmezse, ipotekli taşınmazın satılacağı ihtar edilir. Borçlu, bunun gereğini yerine getirmezse, ipotekli taşınmaz satılır (İİK m. 150/e).

İpotek Akit Tablosunun Kayıtsız Şartsız Bir Para Borcu İkrarını İçermesi

İpotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi, ipoteğin paraya çevrilmesinde özel olarak düzenlenmiş bir durumdur. Böyle bir durumda ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip yapılabilir.

Burada da takip talebi genel hükümlere göre doldurulur (İİK m. 58). Ayrıca takip talebi ile birlikte ipotek akit tablosunun resmî örneği de icra dairesine verilir. İcra müdürü, takip talebiyle birlikte aldığı ipotek akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içerdiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve varsa taşınmaz sahibi üçüncü kişiye bir icra emri gönderir (İİK m. 149/I). Bu icra emrinde, takip talebindeki kayıtlar yanında, borcun otuz gün içinde ödenmesi gerektiği ve borç otuz gün içinde ödenmez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılması hakkında bir karar getirilmezse, alacaklının taşınmazın satışını isteyebileceği ihtar edilir (İİK m. 149/II) (örnek no:6).

İcranın geri bırakılmasına ilişkin hükümler (İİK’nun 33. maddesinin 3. fıkrası dışındaki) burada da uygulanır. Ancak, icra mahkemesinin icranın geri bırakılması talebinin reddine ilişkin kararına karşı istinaf yoluna başvuran borçlu veya rehinli malın maliki üçüncü kişi, takip konusu alacağın yüzde on beşi oranında teminat yatırmadığı takdirde, satış dahil diğer hiçbir işlemin durdurulmasını sağlayamaz. İstinaf talebinin reddi halinde bu teminat, ayrıca mahkeme kararına gerek kalmadan, alacaklıya tazminat olarak ödenir (İİK m. 149a/II).

Borçlu, otuz gün içinde borcu ödemez ve icra mahkemesinden icranın geri bırakılması kararı getirmezse, alacaklı taşınmazın satılmasını isteyebilir (İİK m. 150/e).

Kredi Kurumları ile İlgili Özel Düzenleme

İcra İflâs Kanununun 150/ı maddesinde kredi kurumları ile ilgili olarak ayrıca düzenleme yapılmıştır. Bu çerçevede kredi kurumlarına ilişkin özel düzenlemenin de ayrıca dikkate alınması gerekir. Bu düzenlemeye göre:

Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen nakdi veya gayri nakdi bir krediyi kullandıran kredi kurumu, krediyi kullanan borçluya ait cari hesabın kesilmesine ilişkin hesap özetinin veya gayri nakdi kredinin ödenmiş olması nedeniyle tazmin talebinin veya borcun ödenmesine ilişkin ihtarın, noter aracılığıyla borçluya kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adrese gönderilmek suretiyle tebliğ edildiğini veya İİK’nun 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığını gösteren noterden tasdikli bir örneğini icra dairesine ibraz edebilirse, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı takip yapabilir.

Bu durumda icra müdürü İİK’nun 149. maddesi uyarınca işlem yapar; yani borçluya 149. madde çerçevesinde bir icra emri gönderir.

İcra emrini alan borçlu, hesap özetine ve borcun ödenmesine ilişkin ihtara veya gayri nakdi kredi nedeniyle tazmin talebine, kendisine tebliğ edildiği veya 68/b maddesi gereğince tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde noter aracılığıyla itiraz etmiş olduğunu ispat ederek icra mahkemesine şikâyette bulunabilir. Bu durumda krediyi kullandıran taraf, İİK’nun 68/b maddesine dayanarak alacağını diğer belgelerle ispatlarsa bu şikâyet reddedilir ve takibe devam edilerek ipotekli mal satılır. İcra mahkemesinde yapılan inceleme sırasında, borçlu, borcun sona erdiğine veya ertelendiğine ilişkin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge sunmadıkça takibin durdurulmasına karar verilemez.

Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesine göre, ipotekli taşınmazın sahibi borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı sonuç doğurması için, bu istemin hem borçluya hem de kendisine karşı yapılmış olması gerekir. İcra ve İflâs  Kanunu’nun 150/ı maddesi çerçevesinde, hesap özetinin, tazmin talebinin veya ihtarın ipotekli taşınmaz sahibi üçüncü kişiye tebliğ edilmesi veya tebliğ edilmiş sayılması Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesinde belirtilen ödeme istemi yerine geçer.

İpotek Alacaklısının Gaip Olması veya Borcu Almaktan Kaçınması

İpotekle güvence altına alınmış ve vadesi gelmiş bir alacağın alacaklısı kendisi gaip ya da yerleşim yeri meçhul olur veya böyle bir hal olmamakla birlikte alacaklı alacağını almaktan ve ipoteği çözmekten kaçınırsa, borçlu icra dairesine başvurarak belirli şartlar altında ipoteğin kaldırılmasını sağlayabilir.

İpotekle temin edilmiş ve vadesi gelmiş bir alacağın borçlusu, icra dairesine müracaatla alacaklısının gaip ve ikametgâhının meçhul bulunduğunu veya borcu almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiğini beyan ederse, icra dairesi on beş gün içinde daireye gelerek parayı almasını ve ipoteği çözmesini alacaklıya usûlüne göre tebliğ eder. Alacaklı bu süre içinde gelmediği veya gelip de kanunen makbul bir sebep belirtmeden parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiği takdirde, borçlu borcunu icra dairesine tamamı ile yatırırsa, icra mahkemesi verilen paranın alacaklı namına muhafazasına ve ipotek kaydının terkinine karar verir (İİK m. 153/I). Bu karar tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli taşınmazın siciline geçirilir.

Vadesi gelmeyen borcun ipotek senedi gereğince işlemiş ve işleyecek bütün faizleri ile birlikte tediyesini deruhte eden borçlu hakkında da yukarıdaki yapılan açıklamalar çerçevesinde işlem yapılır.

Rehnin Paraya Çevrilmesi ve Paraların Paylaştırılması

Kendisine satış isteme yetkisi gelen rehinli alacaklı, taşınır rehninin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren altı ay içinde, taşınmaz rehninin şatışını da aynı tarihten itibaren bir yıl içinde isteyebilir (İİK m. 150e/I). Bu süre içinde satış istenmezse, yapılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip düşer. Burada genel hacizden farklı olarak takip düşer; ancak rehin baki kalır. Bu sebeple yeniden rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak mümkündür. Satış isteme süresine ilişkin genel haciz yolunda öngörülen durumlar burada da geçerlidir (İİK m. 150e/III). Rehinli malın satılmasında da genel haciz yoluyla takipteki satış prosedürü izlenir (İİK m. 150/g atfıyla m. 112-137).

Satış yapılırken burada da rüçhanlı alacakların öncelikle karşılanması gözetilecektir.

Ancak burada, satış isteyen rehinli alacaklıya göre rüçhanı olan alacaklıları dikkate almak gerekir. Satış isteyen rehinli alacaklı, bu satış bakımından rüçhanlı alacaklı değildir. Satıştan sonra paraların paylaştırılması da genel haciz yolundaki gibidir (İİK m. 151, 138, 141, 142, 144). Rehnin satış tutarı aynı derecedeki tüm rehinli alacakları ödemeye yetmezse, icra dairesi bir sıra ve pay cetveli düzenler (İİK m. 151/II, 206/II-III). Aynı malla temin edilmiş birden fazla rehin alacaklısı arasındaki sıra Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenecektir (taşınır rehni için TMK m. 948; taşınmaz rehni için TMK m. 870, m. 874).