İnfazın Temel Amacı Nedir?
İlk ceza infaz sisteminde cezaevleri, suç işlemiş kişileri dört duvar arasında saklamaya yarayan yerler olarak kabul edilmiş, suçlu toplumdan soyutlanarak yalnız cezaya değil aynı zamanda unutulmaya da mahkum edilmişti. Modern infaz anlayışına göre ise cezaevleri, suç işlemiş kişilerin topluma yeniden kazandırılması amacıyla eğitim ve iyileştirme faaliyetlerinin yapıldığı yerler olarak düşülmektedir. Bu anlayışa göre cezaevinin sadece fiziki şartlarının uygun olması yeterli olmamakta ayrıca hükümlünün sosyal, psikolojik, kültürel, maddi ve manevi varlığını geliştirilmesine olanak tanıyan koşulların da sağlanması gerekmektedir.
Modern infaz anlayışını kabul eden yasa koyucu, 5275 sayılı Kanunun 3. maddesinde infazda temel amacın ne olduğunu hükme bağlamıştır. Söz konusu hükme göre; ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç, öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün; yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak olduğu vurgulanmıştır.
Kısaca infazda temel amaç, suçluyu infaz yoluyla ayrıca cezalandırmak veya ondan öç almak değildir. Temel amaç, suç ve suça yönelmenin önlenmesi, etkin yasa uygulaması, kamu güvenliği ve bunun korunması, ceza tedbirlerin bireyselleştirilmesi ve mahkumların yeniden topluma kazandırılmasıdır.
Yukarıda işaret edilen madde metnine göre; ceza veya güvenlik tedbirlerinin infazından beklenen amaç, hem toplumsal ve şahsi niteliğe sahiptir.
Toplumsal bakımdan infazdan beklenen amaç, hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek ve toplumu suça karşı korumaktır.
Şahsi bakımından infazdan beklenen amaç ise; hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır. Bu anlamda hükümlü, cezasını çekmeye başlama tarihinden itibaren bihakkın tahliye tarihine kadar geçen zaman içinde ıslahına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Hükümlü infaz süresi içinde cezasını çekmiş ancak ıslah olmamış olabilir. İnfazdan beklenen en önemli amaç, hükümlüyü ıslah edip topluma kazandırmaktır. Islah olmayan hükümlü cezasını çekmiş ancak infazdan beklenen amaç gerçekleşmemiştir.
Bu amacın gerçekleştirilmesine yardımcı olabilecek şekilde, ceza infaz kurulularında hükümlüler hakkında iyileştirme programları uygulanmakta ve bireyleştirme faaliyetlerine katılması teşvik edilmektedir.
Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğü’n 101. maddesinde “iyileştirmenin amacı ve iyileştirme programlarının nasıl belirleneceği” hususu hükme bağlanmıştır.
Söz konusu hükme göre; iyileştirme; hükümlülerin, kuruma girişinden salıverilmesine kadar geçen süre içerisinde, bedensel ve zihinsel sağlıklarını sürdürmeleri veya bunlara yeniden kavuşmaları için gerekli önlemlerin alınması, suçluluk duygusundan arınması, kişisel ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacıyla uygulanacak, eğitim-öğretim, sağlık, psiko sosyal hizmetler ile meslek edindirme, bireyselleştirilme, toplum yaşamıyla uyumlaşmasını ve geliştirilmesini sağlayacak programların tümüdür. Bu programlar, hükümlüde, kanunlara saygılı olarak yaşama düşünce ve duygusunun yerleşmesi, ailesine ve topluma karşı sorumluluk duygusunun gelişmesi, toplum yaşamına uyması, geçimini sağlayabilmesi konularında uygulanacak rejim, önlem ve yöntemleri kapsar.
Hükümlü hakkında toplumun, hukuka uygun hareket eden ve üretken bir üyesi olarak yaşamını sürdürmesini sağlayacak ve bireysel ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde “iyileştirme programları’’ hazırlanır. Bu programların hazırlanmasında, hükümlünün geçmişi, suçluluk nedenleri, suç sicili, fiziki ve meslekî yeteneği ve ruhsal yapısı, kişisel doğası, sebep olabileceği tehlike hâlleri, hapis cezasının süresi, salıverildikten sonraki beklentisi dikkate alınır. İyileştirme programlarının hazırlanması ve uygulanması amacı ile kurumlarda, eğitim ve psiko-sosyal hizmet servisleri oluşturulur. Hükümlü, amaca uygun iyileştirme programlarının gerçekleştirilebileceği kurumlara veya bölümlere yerleştirilir. Hükümlülerin iyileştirilme çabalarında başarıya ulaşılması için kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan vakıf ve dernekler, gönüllü gerçek ve tüzel kişilerle işbirliği yapılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları bu maksatla olanakları ölçüsünde, gerekli yardımları yapmakla yükümlüdür.
Bireyleştirmeden amaç ise; hükümlünün kendisini tanıması, anlaması, bireysel özelliklerinin, ilgi ve yeteneklerinin farkına varması, kendine ilişkin kararlar ve sorumluluklar alması, beklentiler oluşturması sürecini kapsayan çalışmaların bütünü ifade eder (Tüzüğün m. 102).
Bireyselleştirmenin amacı, hükümlünün suça yönelme eğilimlerini sona erdirmektir.
Hükümlülerin yerleştirildikleri kurum veya bölümlerde bireyselleştirmeyi mümkün kılacak sayıda bulundurulmalarına özen gösterilir. İyileştirme programları uygulanan grupların özelliklerine göre, kurumda değişik güvenlik tedbirleri alınır. Tehlikeli oldukları saptanan hükümlüler, bireyselleştirilmeleri için yapılacak çalışmalarda on kişiyi aşacak biçimde gruplandırılmaz (Tüzüğün m. 103).