İhtiyati Haciz Nedir?
İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukukî korumadır. İhtiyati haciz bir ihtiyati tedbir değildir; ihtiyati hacizle ihtiyati tedbirin konusu, şartları ve sonuçları birbirinden tamamen farklıdır. Sadece her ikisi de geçici hukukî koruma ana başlığı altında değerlendirilebilir. İhtiyati haciz para alacaklarına ilişkin bir geçici hukukî koruma olup kural olarak İcra ve İflâs Kanunu’nda (İİK m. 257 vd.) düzenlenmişken, ihtiyati tedbir para dışındaki mal, hak ve alacaklar için kabul edilmiş geçici hukukî korumadır ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir (HMK m. 389 vd.). Bu sebeple, zaman zaman uygulamada yapıldığı gibi, ihtiyati haciz yerine ihtiyati tedbir veya tersi bir kararın verilmesi tamamen yanlıştır, hukuka aykırıdır.
İhtiyati Haczin Şartları
İhtiyati Hacze Esas Olan Alacak
İhtiyati haciz talep edebilmek için alacağın para alacağı olması gerekir. İhtiyati haciz, para alacakları veya para olarak talep edilebilen alacaklar için düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep edebilmek için bu açıdan para alacağının kaynağının ve alacağın bağlı olduğu belgenin önemi yoktur.
İhtiyati haciz talep edebilmek için ayrıca alacağın rehinle teminat altına alınmamış olması gerekir. Alacak rehinle teminat altına alınmışsa, rehinli malın kıymetinin alacağı karşıladığı oranda ihtiyati haciz istenmesi mümkün değildir. Alacak, rehin dışında bir teminatla teminat altına alınmışsa (örneğin, kefalet), ihtiyati haciz istenebilir. Çünkü bu konuda kanunda sadece rehinden bahsedilmiştir (İİK m. 257/I). Takip hukuku bakımından rehinle temin edilen alacaklarda önce rehne başvurma zorunluluğu kuralına istisna getirilen durumlarda (İİK m. 45/III, 167/I) ihtiyati haciz de istenebilir.
İhtiyati Haciz Sebepleri
İhtiyati hacze karar verebilmek için ihtiyati hacze esas teşkil edecek bir alacağın bulunması yeterli değildir. Kanunda ayrıca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için bazı sebeplerin bulunması da aranmıştır. Bunlar, ihtiyati haczi genel olarak düzenleyen İcra ve İflâs Kanununun 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haciz sebepleri ve diğer özel hükümler arasında yer alan ihtiyati haciz sebepleri olarak ele alınabilir. İcra ve İflâs Kanununun 257. maddesinde, ihtiyati haciz sebepleri borcun vadesinin gelip gelmediği dikkate alınarak düzenlenmiştir.
Bir para borcu muaccel olmuş, vadesi gelmiş, buna rağmen borçlu borcunu ödememişse alacaklının ihtiyati haciz istemesi mümkündür (İİK m. 257/I). Bu konuda maddî hukukun aradığı şartlar dışında başkaca bir şarta ve ek bir takım sebeplere gerek yoktur. Muaccel olan alacaklar için ihtiyati haciz istenirken başka bir şarta gerek yokken, henüz muaccel olmamış, vadesi gelmemiş alacaklar için ihtiyati haciz istenebilmesi bir takım sebeplerin bulunmasına bağlanmıştır. Bunlar şöyle sıralanabilir (İİK m. 257/II):
• Borçlunun belirli bir yerleşim yerinin (gerçekte belirli bir oturduğu yer, mesken) olmaması (İİK m. 257/II, b. 1),
• Borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemesi, kaçırması veya kendisinin kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunması (İİK m. 257/II, b. 2).
Bu ihtiyati haciz sebepleri yanında, İcra ve İflâs Kanununda özel olarak konkordatonun tasdiki talebinin reddi halinde (İİK m. 301/II) (aynı şekilde mühletin kaldırılması, İİK m. 290/IV; konkordatonun tamamen feshi halinde de, İİK m. 308/II) ve iptale tâbi tasarrufların konusu olan mallar hakkında ihtiyati haciz istenebileceği (İİK m. 281) öngörülmüştür.
İhtiyati Haciz Yargılaması ve Kararı
İhtiyati haciz bir dava değildir. İhtiyati haciz yargılamasında taraflar, ihtiyati haciz talep eden alacaklı ve karşı taraf olarak borçludur. İhtiyati hacizde görevli ve yetkili mahkeme konusunda genel hükümler uygulanır (İİK m. 258/I). Esasen icra mahkemesi, ihtiyati hacze karar veremez. Dava açıldıktan sonra, ancak davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz talep edilir.
İhtiyati haciz bir dilekçe ile mahkemeden istenir. İhtiyati haciz yargılamasında karşı taraf dinlenmeden de, alacaklının talebi üzerine ihtiyati hacze karar verilmesi mümkündür.
İhtiyati haciz yargılamasını, geçici hukukî koruma olarak, bir davadaki yargılamadan ayıran temel iki özellik bulunmaktadır. Hâkim, karşı tarafın dinlenmesinin ihtiyati haczin amacını bertaraf edeceğini düşünüyorsa, karşı taraf-borçluyu dinlemeden de ihtiyati hacze karar verebilir (İİK m. 258/II). İhtiyati haciz yargılamasının bir diğer özelliği, ispatta karşımıza çıkar. İhtiyati haciz talep eden alacaklı, alacağını ve ihtiyati haciz sebeplerini ispat etmelidir. Ancak burada tam ispat aranmayıp yaklaşık ispatla yetinilecektir (İİK m. 258/I). Yani, ispatı gereken hususların tam olarak değil; kuvvetle muhtemel gösterilmesi yeterlidir.
Mahkeme, yaptığı inceleme sonunda ihtiyati haciz talebinin kabulü veya reddi yönünde karar verir.
İhtiyati haciz kararının içeriği İİK’nun 260. maddesinde belirtilmiştir. İhtiyati hacze karar veren mahkeme, borçlunun mal ve haklarının ihtiyaten haczine karar verir; ayrıca bu kararla birlikte kural olarak alacaklıdan teminat alınmasına da karar verilmelidir. Teminatın alınması bakımından üçlü bir ayrım yapılmıştır:
• Alacak ilâma dayanıyorsa, teminat alınmaz;
• Alacak, ilâm niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa, mahkeme teminat alınıp alınmayacağı konusunda karar verebilir;
• Bu iki durum dışında belgenin niteliği ne olursa olsun (özel bir hüküm bulunmadıkça) mutlaka teminat alınması gerekir.
İhtiyati Haczin İcrası
İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde alacaklının ihtiyati haciz kararının icrasını istemesi gerekir. Alacaklı, on gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasını istemezse, ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar ve daha sonra uygulanmaz (İİK m. 261/I).
İhtiyati haciz kararının icrası, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden istenmesi gerekir (İİK m. 261/I). Malların başka yerde bulunması durumunda, icra dairesi o yer icra dairesine istinabe edebilir.
İcra dairesi, ihtiyati haciz kararına uygun olarak, genel haciz hükümlerine göre ihtiyati haczi uygular (İİK m. 261/II). İhtiyati haczin icrasına ilişkin şikâyetler, icra işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır (İİK m. 261/III). Haczi uygulayan memur, bir ihtiyati haciz tutanağı düzenler. İcra dairesi, tutanağın bir suretini üç gün içinde haciz sırasında bulunmayan alacaklı, borçlu ve icabında üçüncü kişilere tebliğ eder (İİK m. 262).
İhtiyati haciz sırasında, borçlu ve üçüncü kişinin İİK’nun 263. maddesi çerçevesinde, icra müdüründen ihtiyaten haczedilen şeylerin teminat karşılığı kendilerine bırakılmasını talep etmeleri mümkündür. İhtiyati haciz koyduran alacaklı, satış isteyemez. Ancak burada İİK’nun 113. maddesinde belirtilen durumlar söz konusu olduğunda ihtiyaten haczedilen mallar satılabilir (İİK m. 108, 113).
İhtiyati haciz konduktan sonra, ancak henüz kesin hacze dönüşmeden önce, ihtiyaten haczedilen mallar üzerine, kesin haciz sahibi başka bir alacaklı, kesin haciz koydurursa, bu durumda daha önce ihtiyati haciz koyduran alacaklı, İİK’nun 100. maddesindeki şartlar çerçevesinde ikinci alacaklının koydurduğu kesin hacze kendiliğinden ve geçici olarak iştirak edebilir. Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması halinde kamu alacakları dâhil hiçbir haciz rehinden önceki hacze iştirak edemez (İİK m. 268/I). İhtiyati haciz bunun dışında bir rüçhan hakkı vermez; ancak ihtiyati haciz masrafları satış tutarından öncelikle alınır (İİK m. 268/II, III).
İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması
İhtiyati haczin kaldırılması için kanunda iki yol düzenlenmiştir. Bunlardan birisi itiraz, diğeri ise teminattır. Ancak ihtiyati haciz kararının gerçek anlamda kaldırılması itiraz üzerine mümkündür. Teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı tam olarak kalkmamakta,
teminat üzerinde devam etmektedir.
İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
İhtiyati hacizde, ihtiyati hacze karar verilirken borçlu dinlenmemişse, bu karara karşı ona itiraz imkânı tanınmıştır; borçlu dinlenerek ihtiyati haciz kararı verilmişse, daha sonra İİK’nun 265. maddesine dayanarak ihtiyati hacze itiraz edemez. Borçlu dışında, üçüncü kişiler de, ancak ihtiyati hacizle menfaatleri ihlâl edilmişse ihtiyati hacze itiraz edebilirler (m. 265/II).
Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir (İİK m. 265/I). İtiraz süresi hak düşürücü niteliktedir.
Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir (İİK m. 265/II).
Üçüncü kişiler bakımından sürenin başlangıcı, ihtiyati haczin öğrenildiği tarihtir (İİK m. 265/II). Üçüncü kişilerin mahkemenin yetkisine itiraz etme imkânı yoktur (İİK m. 265/II).
İhtiyati haciz kararına karşı, kararı veren mahkemede itiraz edilebilir. Ancak, ihtiyati hacze karar verildikten sonra alacaklı, borçluya karşı dava açmışsa, itiraz da davanın açıldığı mahkemede yapılmalıdır. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder (İİK m. 265/III). Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir (İİK m. 265/IV).
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir (İİK m. 265/IV).
İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir, bu karara karşı temyize başvurulamaz.
İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz (İİK m. 265/V).
Teminat Karşılığı İhtiyati Haczin Kaldırılması
Borçlu, göstereceği teminat karşılığında da ihtiyati haczin kaldırılmasını sağlayabilir (İİK m.2669. Dava açılmadan önce veya sonra ve takipten önce bu talep, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye yöneltilir; ancak, takipten sonra icra mahkemesinden istenir. Bu hükmü, daha önce açıklanan İİK’nun 263. maddesi ile karıştırmamak gerekir. İİK’nun 263. maddesinden üçüncü kişiler de yaralanabilir; oysa İİK’nun 266. maddesi sadece borçluya tanınmış bir imkândır. İhtiyati haciz kararında farklı olarak İİK’nun 266. maddesinde ihtiyati haciz gerçekte kalkmamakta, teminat üzerinde devam etmektedir.
İhtiyati Haczi Tamamlayıcı Merasim
Borçluya karşı dava açmadan veya takip yapmadan önce ihtiyati haciz kararı almış ve bu karara göre borçlunun mallarına haciz koydurmuş olan alacaklı, yedi gün içerisinde borçluya karşı takip talebinde bulunmalı veya dava açmalıdır. Yedi günlük süre, alacaklı ihtiyati haczin icrası sırasında hazır bulunuyor ise haczin icrasından, hazır bulunmuyor ise, ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren işlemeye başlar (İİK m. 264/I).
Alacaklının kanunda belirtilen sürelere uymaması, yani süresinde dava açıp takip yapmaması durumunda ihtiyati haciz, kendiliğinden hükümsüz hâle gelir ve ilgililer isterse gerekli yerlere bildirilir (İİK m. 264/IV). Hak düşürücü nitelikte sayılan bu sürelere uyulmaması durumunda ihtiyati haczin hükümsüz hâle gelmesi kendiliğinden olur, ayrıca herhangi bir karara ihtiyaç duyulmaz.
İhtiyati haciz kararından sonra, süresinde dava açılması veya takip yapılması da yeterli değildir. Ayrıca İcra ve İflâs Kanununun 264. maddesinde belirtilen işlemlerin de süresinde yapılması gerekir. İcra takibi yapıldıktan sonra, ödeme emrine itiraz edilirse, alacaklının, itirazın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde, icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvurması veya mahkemede iptal davası açması gerekir. Ayrıca icra mahkemesine başvurulur ve icra mahkemesi talebi reddederse, bu kararın tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açılmalıdır (İİK m. 264/II). Şayet ihtiyati haczi tamamlayıcı merasim çerçevesinde dava açılmış ya da dava sırasında ihtiyati haciz talep edilmişse, bu durumda da, mahkemenin dava sonunda verdiği esas hakkındaki kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, alacaklı takip talebinde bulunmalıdır (İİK m. 264/III).
Alacaklı, kanunda belirtilen sürede dava açar veya takip yapar ya da yukarıda belirtilen sürelerde gerekli yollara başvurursa, dava veya takip sonuna kadar ihtiyati haciz devam eder. Borçlu yapılan takipte ödeme emrine itiraz etmez ya da dava veya takipler sonunda alacaklı haklı çıkarsa, ihtiyati haciz kesinleşir ve hacizli malların satışı istenebilir (İİK m.264/V).
İhtiyati Hacizden Kaynaklanan Tazminat Davası
İhtiyati haciz koyduran alacaklı, haksız çıkarsa, borçlunun ve üçüncü kişilerin haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan zararlarını tazmin etmek zorundadır. Bunun için teminat gösterilmesi gerektiğini yukarıda açıklamıştık (İİK m. 259; m. 260, b. 5). Haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklı, bu sebeple borçlunun ve üçüncü kişinin tüm zararlarından sorumludur (İİK m. 259/I).
Zararlarını tazmin ettirmek isteyen borçlu veya üçüncü kişi, alacaklıya karşı bir tazminat davası açmalıdır. Bu tazminat davası genel mahkemelerde, genel hükümlere göre açılır ve genel olarak bir tazminat davasına ilişkin yargılama özelliklerini gösterir. Ancak, bu davanın ihtiyati haciz kararını veren mahkemede de görülmesi mümkündür (İİK m. 259/IV).
İhtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davası bir yıllık zamanaşımına tâbidir. Davacı borçlu veya üçüncü kişi davayı kazanırsa, lehlerine olan tazminatı öncelikle alacaklının yatırdığı teminattan alırlar.