Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Hangi kararlara karşı istinaf, hangi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulacaktır? Zaman bakımından uygulama nasıl olacaktır?

Hangi kararlara karşı istinaf, hangi kararlara karşı temyiz yoluna başvurulacaktır? Zaman bakımından uygulama nasıl olacaktır?

Hemen belirtmek gerekir ki başlangıçta kanun koyucu, kanun yoluna başvurmada, kural olarak, karar tarihini değil de kanun yoluna başvuru tarihini esas almış iken; 6723 sayı­lı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılma­sına Dair Kanun ile karar tarihi nazara alınmıştır.

5235 sayılı Kanun’un geçici 2/1 maddesinde, “Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluşları, yargı çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmi Gazetede ilân edilir.” düzenlemesine yer verilmiş ve Resmi Gazete’de ilan yapılarak Bölge adliye Mahkemeleri fiili olarak göreve başlamıştır.

Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanu­nunn geçici 3/2 maddesinde “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurul­muş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Ka­nunun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişik­likten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanması­na devam olunur.” düzenlemesine yer verilmiş iken;

01.07.2016 tarihinde kabul edilen 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34.maddesi ile ” 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hu­kuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘‘aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan” ibaresi “verilen” şeklinde değiştirilmiş ve fıkraya aşağıdaki cümle eklenmiştir.”Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemele­rine gönderilemez.” düzenlemesi yapılmış ve kanun yoluna başvuru tarihi değil, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan kanun yoluna başvuru usulünü getirmiştir.

Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, istinaf ka­nun yolunun yürürlüğe girdiği 20.07.2016 tarihine kadar temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün bir karar hak­kında bu kararın kesinleşmesine kadar geçecek süreçte 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun istinafa iliş­kin düzenlemeleri eklenmeden önceki hâli uygulanmaya devam edilecektir. 20.07.2016 tarihinden önce bir dosyada verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuşsa, o karar Yargıtayca bozulmuş olsa dahi bundan sonra verilecek kararlarla ilgili olarak da başvurulması gereken kanun yolu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun istinaf­la ilgili değişikliklerinin yapılmadan önceki hâline ilişkin düzenlemeler gereği temyiz ve imkânı varsa karar düzeltme yoludur.

20.07.2016 tarihinden sonra kanun yoluna başvurulacak­sa, burada ikili ayrım yapmak gerekir.

İlk olarak, 20.07.2016 tarihinden sonra kanun yoluna baş­vurulan dosyayla ilgili olarak daha önce temyiz kanun yolu­na başvurulmuşsa, artık o dosyaya karşı istinaf kanun yolu­na başvurulması mümkün değildir. Zira,bu dava ile ilgili kanun yolu başlamıştır. Bozma sonrasında verilecek karara karşı başvurulacak kanun yolu yine temyiz olup, bu incele­me sonucunda verilecek karara karşı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 440 vd maddelerinde gösteri­len şartların oluşması halinde karar düzeltme yoluna başvurulması da mümkündür.

İkinci olarak, 20.07.2016 tarihinden sonra kanun yoluna başvurulan dosyayla ilgili olarak öncesinde bir temyiz ince­lemesi tabi bir karar verilmiş ise bu karara karşı HUMK hükümlerine göre temyiz yoluna başvurulacaktır. Ancak dosyada temyize tabi bir karar daha önceden verilmemiş ise bu tarihten sonra öncelikli olarak başvurulması gereken kanun yolu istinaf kanun yolu olacaktır. Elbette doğrudan temyiz kanun yoluna başvurulması mümkün olan hakem kararları­nın iptali davalarında verilen kararlar müstesnadır. Bununla birlikte, o türden kararlar bakımından da uygulanması gere­ken 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun temyize ilişkin hükümleri olup, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin bu kısımda uygulanması değildir.