Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Hacizden Kaynaklanan İstihkak Davası

Hacizden Kaynaklanan İstihkak Davası

Araştırılması Gereken Hususlar ve Deliller

Hacizden kaynaklanan istihkak iddiası “istihkak davası açılmadan oünce, haczedilen bir mal, hak veya alacak uüzerinde; icra takibinin tarafı dışındaki bir uüçuüncuü kişinin kendi adına, takip borçlusunun veya borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran kişinin başka bir uüçuüncuü kişi yararına muülkiyet ya da rehin gibi bir hakkı bulundugğunu ileri suürmesi” olarak tanımlanabilir.

İİstihkak iddiası, icra takibinin tarafları dışında uüçuüncuü kişi tarafından kendi adına veya uüçuüncuü kişi yararına takip borçlusu veya borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran uüçuüncuü kişi tarafından ileri suüruülebilir. (İİİİK’nın 85/2 – 96/1. md.) İİstihkak davası ise hacizli mal borçlu veya borçlu ile birlikte uüçuüncuü kişinin birlikte zilyedligğinde bulundugğu durumda kural olarak uüçuüncuü kişi tarafından, (İİİİK’nın 97/6-9 md.) mal uüçuüncuü kişi elinde ise alacaklı tarafça açılır.(İİİİK’nın 99.md.)

Malın, borçlu elinde haczi uüzerine suüresinde yapılan istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu itiraz ederse icra muüduürluügğuünce dosya takibin devamı ya da ertelenmesi hakkında bir karar verilmek uüzere icra mahkemesine goünderilir. (İİİİK’nın 97/1. md.) İİstihkak davasında boüyle bir proseduür yoktur.

İİİİK’nın 97/1.maddesinde oüngoüruülen proseduür uüzerine istihkak iddiası hakkında mahkemece, dosya uüzerinden inceleme yapabilecegği gibi ilgilileri davet ederek duruşma da açılabilir. İİstihkak davasına, genel huükuümler çerçevesinde basit yargılama usuluüne goüre bakılır. Bu nedenle de dava mutlaka duruşmalı incelenir. (İİİİK’nın 97/11; HÜMK’ nın 512/2. md.)

İİstihkak iddiası ile dava açma suüresi kesilir; ancak icra mahkemesince takibin ya da satışın durdurulmasına karar verilmedikçe alacaklının kesinleşen takipte satış istemesine engel olmaz.

İİİİK’nın 96/1, 99. maddelerine goüre, istihkak iddiasının ileri suüruülebilmesi için uüçuüncuü kişinin haczedilen mal ya da hak uüzerinde sadece muülkiyet veya rehin hakkının bulunması gerekir. Ancak hacizli mala istihkak davasının yasaya konuluş amacı goüz oünuünde tutuldugğunda muülkiyet ve rehin soüzcuüklerinin sınırlandırıcı olmadıgğı, başka mal ya da haklara (irtifak, soüzleşmeden dogğan oün alım, uüst, oturma, kira, muülkiyetin saklı tutulması hakları, muütemmim cuüz, dogğal uüruünler, eklentiler) dayanılarak da istihkak davasında bulunulabilecegği kabul edilmektedir.

İİstihkak iddiasında bulunma suüresi 7 guünduür. Borçlu veya uüçuüncuü kişi (tuüzel kişilerde temsil yetkisine sahip organın) haczi oügğrendigği tarihten itibaren 7 guün içinde istihkak iddiasında bulunması gerekir. Borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran kişinin de 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunma suüresi de haczi oügğrenme tarihinden itibaren 7 guünduür. Tuüzel kişiler açısından haciz sırasında temsile yetkili olmayan kişi, oürnegğin şirket işçisi bulunuyorsa 7 guünluük suüre oügğrenme tarihinden itibaren başlar.

Tuüzel kişilerde yetkili organ mutlaka idari ya da karar organı olmak zorunda olmayıp, genel olarak dış ilişkilerde bazı kişilerin tuüzel kişilerin hukuki işlemlerine katılması oüngoüruülmuüşse, bu kişiler de tuüzel kişinin organı sayılırlar. OÜ rnegğin, kamu kurum ve kuruluşlarında hukuk muüşavirliklerine haciz bilgisinin yazılı olarak bildirildigği guün oügğrenme guünuü olarak kabul edilmelidir.

Yedi guünluük dava açma suüresi hak duüşuüruücuü niteliktedir. Malın haczini oügğrenen borçlu veya uüçuüncuü kişi ya da borçlu ile birlikte hacizli malı elinde bulunduran kişi yedi guün içinde istihkak iddiasında bulunmazsa alacaklıya karşı aynı takipte bu iddiayı ileri suürmek hakkını kaybeder. Çuünkuü İİİİK’nın 96/3. maddesinde oüngoüruülen yedi guünluük istihkak iddiasında bulunma suüresi hak duüşuüruücuü suüre niteligğindedir. Kamu duüzeni ile ilgili oldugğundan, icra muüduüruü ve icra mahkemesi haâkimi tarafından kendiligğinden goüz oünuünde bulundurulması gerekir. İİstihkak iddiasında bulunulmadan dava açılabilir. Bunu engelleyen yasal bir duüzenleme yoktur. Şikaâyet yoluna başvurulması 7 guünluük suüreyi kesmez. Suüresinde istihkak davası açılmazsa aynı takiple ilgili muülkiyetin tespiti davası açılamaz. Haczin daha oünce oügğrenildigği konusunda dosyada delil yoksa uüçuüncuü kişinin ya da borçlunun bildirdigği tarihte haczi oügğrendigği kabul edilir. Aksini iddia eden alacaklı bunu ispatlamalıdır. Ayrıca haczi oügğrenme tarihi konusunda yasal ve fiili karineler goüz oünuünde bulundurulmalıdır. OÜ rnegğin fiili karineye goüre, haciz uygulanan evde borçlu ile birlikte oturan kişiler, yoklugğunda yapılan haczi aynı guün oügğrenmiş sayılırlar. Elbirligği halinde bulunan bir mal ya da miras payı haczedilirse, paydaşlardan en sonuncusunun oügğrenme tarihi, haczi oügğrenme tarihi olarak kabul edilir.

Belli bir olaydan belli olmayan bir olay hakkında, yasanın çıkardıgğı sonuca yasal karine denir. Buna goüre; istihkak iddiasının yapıldıgğı veya istihkak davasının açıldıgğı tarihte istihkak iddiacısı ile birlikte oturan kimseler ya da bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldıgğı tarihte veya istihkak davası İİİİK’nın 97/9. maddesi geregğince açılmışsa davanın açıldıgğı tarihte malın haczini oügğrenmiş sayılır. (İİİİK’nın 96/3-2) .Yasal karinenin varlıgğından soüz edebilmek için geçerli bir haciz nedeniyle uüçuüncuü kişinin istihkak iddiasında bulunması, sonradan istihkak iddia eden kişinin de ilk istihkak iddiasını bildiren kişiyle birlikte oturması veya onun iş ortagğı olması gerekir. Bu karine yasal nitelikte oldugğundan aksi ispat olunamaz.

Belli bir olaydan belli olmayan bir olay için haâkim tarafından çıkarılan sonuca ise fiili karine denir. Yargı kararlarına goüre fiili karine, haciz uygulanan borçlu adresinde, borçlu ile birlikte oturan eş, çocuk, kardeş, gelin, buüyuükanne ve buüyuükbaba gibi kişilerle borçlunun iş ortaklarının haczi aynı guün oügğrenmiş sayılmalarıdır. Bu karinenin guüçluü kanıtlarla aksi ispatlanabilir.(Pasaport, uçak bileti vb.)

İİstihkak iddiasında bulunma hakkı olan kişileri aşagğıdaki gibi sıralayabiliriz.

  1. kişi haczedilen malın muülkiyetinin kendisine ait oldugğunu veya uüzerinde rehin hakkına sahip bulundugğunu ile suürerek kendi adına istihkak iddiasında bulunabilir.(İİİİK’nın 96/1. md.si) Başka haklara dayalı istihkak iddiası da yargı kararları ve oügğretide kabul goürmektedir.

Tuüzel kişiligği bulunmayan ve elbirligği muülkiyeti kurallarına tabi adi ortaklık (BK’nın 520. md. vd.), miras ortaklıgğı gibi ortaklıklarda da (TMK’nın 640. md.) ortaklardan birisinin haczedilen malın ortaklıgğa ait oldugğunu bildirerek suüresinde yaptıgğı istihkak iddiası geçerlidir. Tuüm ortakların birlikte istihkak iddiasında bulunmaları zorunlulugğu yoktur.

Borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran 3. kişi de digğer 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunabilir. Kanunun açık huükmuü karşısında haczedilen malı borçlu ile birlikte elinde bulundurmayan kişilerin digğer bir uüçuüncuü kişi yararına istihkak iddiasında bulunma hakkı yoktur.

Borçlunun bizzat kendisi de haczedilen malın kendisine ait olmadıgğını, uüzerinde 3. kişinin muülkiyet veya rehin gibi sınırlı bir ayni hakkının bulundugğunu ileri suürerek istihkak iddiasında bulunabilir.(İİİİK’nın 85/2, 96/1. maddeleri) OÜ rnegğin, borçlunun haczedilen ev eşyasının eşine ait oldugğunu haciz yapan icra memuruna bildirmesi, uüçuüncuü kişi yararına istihkak iddiasıdır.

İİstihkak iddiasını ileri suürme yoüntemini ise şu şekilde açıklayabiliriz.

Malın borçlu elinde haczedilmesi durumunda o mal uüzerinde uüstuün bir hakkı bulundugğu kanısında olan uüçuüncuü kişi veya onun yararına borçlu ya da borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran kişi istihkak iddiasını icra muüduürluügğuüne yazılı ya da soüzluü olarak bildirir. (İİİİK’nın 96/1, 85/2. maddeleri). Haciz sırasında suskun kalma istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılmayı gerektirmez. İİstihkak iddiası icra mahkemesine bildirilmez.

İİstihkak iddiası uüzerine İİİİK’nın 96/2 ve 97/1. maddelerinde oüngoüruülen işlemler icra muüduürluügğuü tarafından yapılmazsa şikaâyet yoluna başvurulabilir. İİcra muüduürluügğuünuün istihkak davası açmak uüzere suüre verme yetkisi olmadıgğı gibi vermiş olması bu suüreye uymayı gerektirmez.

Malın borçlu elinde haczi uüzerine, uüçuüncuü kişi veya onun yararına borçlu tarafından bildirilecek ve icra tutanaklarına geçirilecek istihkak iddiası iki tarafa (takip alacaklısı ve borçlusu) yazılı ya da soüzluü (haciz tutanagğına yazılmak koşulu ile ) olarak bildirilir. (İİİİK’nın 96/1. md.) OÜ gğreti ve yargı kararlarına goüre borçlunun 3. kişi yararına istihkak iddiası yalnızca alacaklıya bildirilir.

Yapılacak bildirimde yalnızca bildirim degğil istihkak iddiasına karşı itirazlarını ileri suürmesi için uüç guünluük suüre de verilir. Bu amir huükme uyulmaması durumunda icra muüduürluügğuünuün yasaya aykırı işlemi nedeni ile suüreye bagğlı olmaksızın şikaâyet yoluna gidilebilir.

İİstihkak iddiası sırasında alacaklı ya da vekilinin suskun kalması uüç guünluük suürenin kendilerine verilmeyecegği anlamına gelmez. Haciz talimat yolu ile yapılmışsa da uüç guünluük suüreyi verme yetkisi asıl takip icra muüduürluügğuünuünduür.

ÜÜ çuüncuü kişinin istihkak iddiasını borçlunun kabul etmesi alacaklının hacizden dogğan haklarını etkilemez. Yani icra muüduürluügğuü bu durumda haczi kendiligğinden kaldıramaz.

ÜÜç guünluük suüre hak duüşuüruücuü mahiyettedir.

İİstihkak iddiasına uüç guün içinde itiraz edilmemesi halinde İİİİK’nın 92/2-2.cuümlesine goüre alacaklı ve borçlu yoüntemine uygun uyarılı (meşruhatlı) tebligğe ragğmen uüç guün içinde istihkak iddiasına karşı itiraz etmezlerse istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.

ÜÜ ç guün geçirildikten sonra yapılan itiraz uüzerine dosya icra mahkemesine goünderilmez. Goünderilmişse suüreden sonra yapılan itirazın geçersizligği nedeni ile dosyanın geri çevrilmesine karar verilmelidir. Bu durum goüzden kaçırılıp takibin devamı ya da ertelenmesine karar verilmesi ve bu kararın tebligğ edilmesi uüçuüncuü kişiye dava açma hakkı vermez.

Haciz sırasında yoüneltilen istihkak iddiasını kabul etmeyen alacaklının uüç guünluük suüre içinde ayrıca beyanda bulunma zorunlulugğu yoktur.

Alacaklı uüç guün içinde istihkak iddiasına itiraz etmezse:

İİstihkak iddiası muülkiyet hakkına dayanıyorsa mal uüzerindeki haciz kalkar,

Sınırlı bir ayni hakka dayanıyorsa mal, sınırlı ayni hakla yuükuümluü olarak haczedilmiş sayılır.

Bu durumda uüçuüncuü kişinin istihkak davası açmada hukuki yararı yoktur. Buna ragğmen dava açılmışsa dava “hukuksal yarar yoklugğu” nedeni ile reddedilmelidir.

ÜÜ ç guün içinde alacaklı itiraz edip, borçlu itiraz etmezse, borçlunun kabuluü alacaklının haklarını etkilemez. Borçlunun kabuluü kendi aleyhine delil oluşturur ve ileride bu ikrara aykırı iddiada bulunamaz (İİİİK’nın 97/12. maddesi).

İİstihkak iddiasına uüç guün içinde itiraz soüz konusu oldugğunda takibi yapan icra memuru dosyayı İİİİK’nın 97/1 ilk cuümlesi uyarınca takibin devamı ya da ertelenmesi konusunda bir karar verilmesi için bagğlı bulundugğu icra mahkemesine verir. İİcra muüduürluügğuü bu proseduüruü işletmezse buna karşı suüresiz şikaâyet yoluna gidilebilir. Ayrıca İİİİK’nın 5 ve 7. maddeleri uyarınca Adalet Bakanlıgğı aleyhine tazminat davası açılabilir. Dosyayı goündermek yerine istihkak davası açmak uüzere suüre verilemez. Talimat yolu ile haczin yapılması durumunda dosya varsa istihkak iddiası ve buna yoünelik itiraz dilekçesi ile birlikte asıl yer icra muüduürluügğuüne goünderilir.

Mahkeme icra muüduürluügğuünuün dosyayı goündermesinin ardından dosya uüzerinden yapacagğı inceleme sonucunda veya gerekli goüruürse ilgilileri (alacaklı, borçlu ve uüçuüncuü kişi) davet ederek duruşmalı yapacagğı inceleme sonucunda takibin devamına ya da ertelenmesine karar verir. (İİİİK’nın 97/1. maddesi) Bunun dışında açılmış bir istihkak davası var gibi kabul edilip haczedilen malın muülkiyetinin istihkak iddia eden uüçuüncuü kişiye ait oldugğuna ve haczin kaldırılmasına karar veremez.

İİstihkak iddiası 7 guünluük hak duüşuüruücuü suüreden sonra yapılmışsa, mahkeme dosyayı icra muüduürluügğuüne geri goünderir. Çuünkuü İİİİK’nın 97/1. maddesi uyarınca takibin devamı ya da ertelenmesi kararı verilebilmesi için ortada suüresinde yapılmış geçerli bir istihkak iddiasının bulunması gerekir. Yine istihkak iddiasına karşı 3 guünluük suüre içinde itiraz etmeyen alacaklı ve borçlu istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacagğından İİİİK’nın 97/1. maddesinde oüngoüruülen proseduüruün işletilmesi soüz konusu olamaz.

İİİİK’nın 97/1. maddesi uyarınca, takibin devamı veya ertelenmesi kararını verme yetkisi-haciz talimat icra muüduürluügğuünce yapılmış olsa bile- asıl takibin yapıldıgğı icra muüduürluügğuünuün bagğlı oldugğu icra mahkemesine aittir. Bu kural kesin yetki kuralıdır. İİcra mahkemesince kendiligğinden goüzetilmesi gerekir.

Takibin Devamı Kararı

İİİİK’nın 97. maddesinin 2. fıkrası huükmuüne goüre “istihkak davasının sırf satışı geri bırakmak gayesiyle koütuüye kullanıldıgğını kabul etmek için ciddi sebepler bulundugğu takdirde mahkeme takibin taliki talebini reddeder” Buradaki “takibin taliki talebini reddetme” “takibin devamına karar verme” ve “istihkak davası” deyimi de “istihkak iddiası” nı anlatmaktadır. Takibin devamı kararı kesin olup temyiz edilemez. (İİİİK’nın 97/5. maddesi)

Takibin Ertelenmesi Kararı

İİstihkak iddiasının suüresinde ve ciddi oldugğu kanısına varan mahkeme takibin ertelenmesine karar verir. Buradaki erteleme haczedilen şeye ilişkin takip işlemlerinin ertelenmesi kararıdır. Erteleme kararı verilirken haksız çıktıgğı takdirde alacaklının olası zararını (İİİİK’nın 97/13. maddesi) karşılamak uüzere, istihkak iddia eden kişiden İİİİK’nın 36. maddesinde goüsterilen teminatlardan birisinin alınması zorunludur. (İİİİK’nın 97/3. maddesi). Teminatın cins ve miktarı mevcut delillerin durumuna goüre belirlenir (İİİİK’nın 97/4. maddesi). Teminat alınmasına karar verilmemiş ya da yatırılmamışsa ortada hukuken geçerli bir erteleme kararı bulunmadıgğından icra muüduürluügğuünce takibe devam edilir. Teminat alınmamış ve istihkak davası reddedilmişse, davacı uüçuüncuü kişi alacaklıya tazminat oüdemekle yuükuümluü tutulamaz. Ancak teminat goüsterme koşulu takibin ertelenmesi için geçerli olup istihkak davasının goüruülmesine engel degğildir. İİcra mahkemesince verilen takibin ertelenmesi kararı tefhim ya da tebligğden itibaren 10 guün içinde temyiz edilebilir. ÜÜ çuüncuü kişi muülkiyet hakkına dayalı istihkak iddiasında bulunmuşsa, takibin ertelenmesi kararı satışı oünler. ÜÜçuüncuü kişi rehin hakkına dayanarak istihkak iddiasında bulunmuş ve haczedilen şeyin kıymeti uüçuüncuü kişinin alacagğından daha az oldugğu saptanmış ise takibin ertelenmesi kararı satışı oünler. Haczedilen şeyin kıymeti uüçuüncuü kişinin alacagğından fazla ise takibin ertelenmesi kararına karşın, haczedilen şey satılarak paraya çevrilir ve uüçuüncuü kişinin alacagğını karşılayacak miktarda para, satış bedelinden ayrılır. Digğer ayni hakka dayanılarak açılan istihkak davalarında, haczedilen şey erteleme kararına karşın bu haklara zarar vermeyecek şekilde bu haklarla kısıtlı olarak satılır.

Borçlu elinde haczedilen mal hakkında istihkak iddiasında bulunmak uüçuüncuü kişiye ve borçluya kanunun tanıdıgğı bir haktır (İİİİK’nın 96/1. maddesi). ÜÜçuüncuü kişi ya da borçlu haczi oügğrendigği tarihten itibaren yedi guün içinde bu hakkını kullanmayabilecegği gibi istihkak iddiasında bulunmuş olsa bile bu iddiasından takibin her aşamasında vazgeçebilir de. Vazgeçme haciz işlemi tamamlanmadan icra memuruna bildirilebilir. Vazgeçme beyanı tutanagğa yazılıp altı vazgeçene imzalatılır. Vazgeçme hacizden sonra vazgeçme iradesini ortaya koyan dilekçe ile ya da soüzluü olarak da yapılabilir. Soüzluü beyan da tutanagğa bagğlanıp altı vazgeçene imzalatılır, aksi halde geçerli olmaz (HÜMK’ un 151/son; HMK 154/1-ç,d; İİİİK’nın 8. maddesi). İİcra tutanagğına yazılan vazgeçme iradesinin hata, hile, korkutma gibi nedenlerle geçersiz oldugğu ileri suüruülerek hukuk mahkemesinde dava açılabilir. İİcra haâkimi boüyle bir davanın açıldıgğını oügğrenirse sonucunu bekletici mesele yapması gerekir. İİİİK’nın 97/6. maddesi uyarınca takibin ertelenmesi veya devamı kararının tefhim veya tebligğinden itibaren -uüçuüncuü kişi- 7 guün içinde istihkak davası açılmazsa istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılır. ÜÜçuüncuü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan digğer uüçuüncuü kişinin veya borçlunun istihkak iddiasından vazgeçmesi uüçuüncuü kişinin hakkını etkilemez. Ancak, yararına istihkak iddiasında bulunulanın vazgeçmesi istihkak iddiasında bulunanın iddiasını sonuçsuz kılar. İİstihkak iddiasından vazgeçme hallerinde alacaklı haczedilen mala ilişkin takip işlemlerine devam ederek satışını isteyebilir.

Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen ve Bozma Nedeni Yapılan Konular

  1. Tensip Tutanağı Oluşturulurken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

İİİİK’nın 97/11. maddesi uyarınca genel huükuümler daâhilinde basit yargılama usuluüne tabi olan istihkak davaları dava degğeri uüzerinden hesaplanacak nispi harca tabidir. Üygulamada istihkak davalarında başlangıçta ve karar aşamasında, şikaâyet başvurusunda oldugğu gibi maktu harç alınması en çok karşılaşılan hatalardandır. Başka bozma nedenleri yoksa bu hata duüzeltilerek onama kararları ile giderilmektedir. Digğer yandan icra dosyasında kimi zaman hacizli malların degğerinin belirlenmemiş olması halinde mahkemece dava degğerinin belirlenmesine yoünelik işlem yapılmadan (oürnegğin icra dosyası içinde bu eksikligğin giderilmesini sagğlama vb.) tarafların bildirdigği degğer ile yetinildigği goüruülmektedir ki bu bozma nedeni sayılabilmekte ve yargılamanın uzamasına neden olabilmektedir.

Yargıtay’ın uzun suüredir yerleşmiş içtihatlarına goüre dava degğeri alacak miktarı

(takip çıkış miktarı) ile hacizli malın degğerinden hangisi az ise ona goüre belirlenir. Ne var ki mahkemelerce dava degğerinin oüncelikle belirlenip varsa noksan harcın tamamlanması, daha sonra yargılamaya devam edilmesi geregği birçok kez goüz ardı edilmekte ve kimi zaman bu hatalar duüzeltilerek onama, kimi zaman da bozma kararlarına konu olabilmektedir.

Dava açılırken taraflar tuüm delillerini bildirmişse 6100 sayılı HMK’ nın 320/1 maddesi geregğince duruşma açmadan dosya uüzerinden yapılacak inceleme ile de karar verme imkanı getirilmiştir. Bu duüzenlemeden yararlanılarak (oüzellikle araç hacizleri ile ilgili istihkak davalarında) yargılama suürecinin kısalması ve iş yuükuünuün azaltılması sagğlanabilir. 17. Hukuk Dairesi de oüzellikle araç hacizlerinde anılan duüzenlemenin uygulanmasının muümkuün oldugğu sonucuna varmıştır.

İİstihkak davalarında icra dosyası, ticaret sicil kayıtları, nuüfus kayıtları vb. deliller duruşma guünuünden oünce getirtilebilir ve boüylece yargılama suürecinin kısaltılması hedeflenebilir. Zaten HMK’ nın sistemi de bunu hedeflemektedir.

Taraf teşkili dogğru biçimde gerçekleştirilmelidir. İİcra dosyası numarası dogğru bildirilmişse dava dilekçesinde alacaklı ve borçlu adlarının farklı yazılmasına ragğmen dogğru kişiler adına duruşma guünuü bildirilmelidir. İİstihkak iddiası oüncelikle icra dosyasına yapılmışsa, borçlunun istihkak iddiasına karşı tutumuna bakmak gerekecektir. İİtiraz etmiyorsa davada taraf olarak goüsterilmesine gerek yoktur ancak itiraz ediyor ya da tutumu belirlenemiyorsa dava dilekçesinde goüsterilmese de duruşmalara katılma olanagğının sagğlanması ve delillerinin toplanması gerekecektir.

  1. Yargılama Aşamasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

İİstihkak davalarında muülkiyet karinesinin aksini her tuürluü delile kanıtlama olanagğı vardır. Ne var ki kimi zaman dava degğeri dikkate alınarak tanık dinletilmesinin muümkuün olmadıgğı yoünuünde ara kararlar verilmekte ve bu da savunma hakkını kısıtlayan sonuçlar yarattıgğı için çogğu zaman bozma kararlarına konu olabilmektedir.

Taraflar çogğu kez fatura, kira soüzleşmesi gibi delillere dayanmaktadır, bunların her zaman temini muümkuün belgelerden olması karşısında gerçekligği ve mahcuzlara uygunlugğu tarafların bu konuda bir talebi olmasa da oüzenle araştırılmalıdır. Ne var ki çogğu kez bu konuda hiç inceleme yapılmadan ya da oüzellikle eksik incelemeler ile yetinilerek huükuüm kurulmaktadır ki istihkak davalarında kararların buüyuük bir kısmı bu yuüzden bozulmakta, bozma kararlarından oünce verilen iade kararları ile giderilmesi muümkuün eksiklikler Yargıtay tarafından tamamlanmaya çalışılmakta bu da yargılama suürecinin uzamasına neden olmaktadır. Faturaların gerçekligği satıcı ve alıcı firmaların ticari kayıtları uüzerinde uzman bilirkişi eli ile saptanmalı, bu sırada dip koçanlar ve oüdeme hususları da irdelenmelidir. Digğer yandan faturalar gerçekse bu kez mahcuzlara uygunlugğu konusu yine irdelenmelidir. Mahcuzların ayırt edici tuüm oüzellikleri keşif incelemesi ile saptanmalı ardından faturalardaki eşyalarla karşılaştırması yapılmalı, bu sırada da alanında uzman bilirkişiden faydalanılmalıdır. İİstihkak davalarında çogğu kez mali muüşavirler bilirkişi olarak seçilmekte bu da eksik incelemelere neden olabilmektedir. Yargıtay bu gibi eksiklikleri yargılamanın uzamaması için goüz ardı edebilmektedir. Digğer yandan kira soüzleşmeleri ile ilgili vergilerin kimin tarafından yatırıldıgğı, kira soüzleşmelerinin vergi dairesine bildirilip bildirilmedigği, yine faturaların vergi için vergi dairelerine bildirilip bildirilmedigği konuları da bunların gerçekligği yoünuünde dikkate alınması gereken hususlardır.

İİstihkak davalarında muvazaa iddiası sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Boüyle bir iddia yoksa ancak mahkemece gerekli goüruüluüyorsa bu durumda re’sen araştırma yapılmalıdır. Mahkemeler bu iddiayı re’sen araştırmakla yuükuümluüduür. Ne var ki zaman zaman bu konuda muvazaa iddiasında bulunan taraf iddiasını ispatla yuükuümluüduür, denilerek eksik araştırmalar yapılmaktadır. Bu durumdan kaynaklanan eksik incelemeler ise Yargıtay tarafından giderilmeye çalışılmakta ve çogğu kez bozma nedeni yapılmasa da yargılamanın uzamasına neden olmaktadır. OÜ zellikle ticari kayıtlar getirtilirken şirketlerin ilk kuruluşundan itibaren tuüm ortakları ile faaliyet adreslerini ve hisse devirlerini goüsterir şekilde istenmesi ve mahallinde kolluk araştırması da yaptırılarak tarafların fiilen birlikte tek kişi gibi çalışıp çalışmadıkları belirlenirse muvazaa iddiası daha sagğlıklı olarak degğerlendirilecektir. Bozma nedenleri arasında eksik araştırma ve incelemeye dayalı karar verilmesi oüzellikle de muvazaanın yeterince ve yoüntemince araştırılmaması ilk başlarda yer almaktadır.

Taraflarca delil olarak bildirilmese de, aralarındaki ilişkinin irdelenmesi açısından mahkemece re’sen nuüfus kayıtları getirtilmelidir. Üygulamada mahkemeler bu konuda da eksik incelemeler yapmakta nuüfus kayıtları birçok kez temyiz incelemesi aşamasında temin edilmektedir. Bu husus çogğu kez tek başına bozma nedeni olmasa da yargılamanın uzamasına neden olmaktadır.

  1. Hüküm Verilirken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Huükmuün icra kabiliyeti olmalıdır. OÜ zellikle haczedilen eşyaların tamamı degğil de bir kısmı uüzerinde istihkak iddia edilmiş ve dava kabul ile sonuçlanmışsa neyin uüzerindeki haczin kaldırıldıgğı en azından eşyanın haciz tutanagğındaki sırası belirtilerek goüsterilmelidir.

İİstihkak davalarında muülkiyetin tespitine yoünelik huükuüm kurulamaz ve verilen kararlar maddi anlamda kesin huükuüm olarak degğerlendirilemez. Mahkemeler bu kuralları dikkate almadan çogğu kez davanın kabuluü ile birlikte mahcuzların uüçuüncuü kişiye ya da borçluya ait oldugğunun tespitine yoünelik huükuüm vermektedir. Bu hatalar bozma nedeni yapılmamakta ancak Yargıtay karar metni içinde eleştirilmektedir.

Dava kabul edilirse nispi tarife uüzerinden karar ve ilam harcı alınmalı vekaâlet uücreti de nispi olarak hesaplanmalıdır. Ne var ki kabul ile sonuçlanan davalarda dahi maktu karar ve ilam harcı ile yetinilmekte ve maktu vekaâlet uücretine huükmedilmektedir. Bu tek başına bozma nedeni yapılmayan sıklıkla duüzeltilerek onama kararlarına konu edilen hatalardandır.

Davanın konusuz kaldıgğı hallerde davanın reddi yerine konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadıgğına karar verilmeli, yargılama giderleri ve vekaâlet uücreti davanın açılmasına neden olan tarafa yuükletilmeli, maktu karar ve ilam harcı alınmalı ancak vekaâlet uücreti dava degğeri uüzerinden nispi olarak hesaplanmalıdır. Üygulamada mahkemelerin en çok hata yaptıgğı kararların başında bunlar gelmektedir. Davanın konusuz kaldıgğı durumlarda davanın açılmasına neden olan tarafın belirlenmesinde sıklıkla eksik incelemeler yapılmakta buna ilişkin deliller temyiz aşamasında getirtilmektedir. Bu durum yargılama suürecini uzatmaktadır. Digğer yandan harç ve vekaâlet uücreti ile ilgili hatalar duüzeltilerek onama kararlarına kimi kez de bozma kararlarına konu olabilmektedir. Çok sık olmamakla birlikte davanın konusuz kaldıgğı kimi hallerde mahkemeler bu hususu hiç degğerlendirmeden işin esasına yoünelik karar vermektedir ki bu genellikle bozma nedeni olarak kabul edilmektedir.

Son olarak davanın kabuluü halinde yapılan temyizlerde temyiz harcının nispi olarak alınması gerekmekte ve gerekçeli karar, oüzellikle kısa kararda degğinilmeyen hususları içeriyorsa, kısa karar yuüzuüne tefhim edilse de aleyhine olan tarafa yoüntemince tebligğ edilmelidir. Üygulamada dava kabul edildigğinde temyiz edenden maktu harç alınması çok sık karşılaşılan bir durumdur ve Yargıtay’ca iade nedeni olarak kabul edilmektedir. Digğer yandan kısa kararda sadece davanın kabuluü ya da reddi denmekle yetinilmekte ve vekaâlet uücreti ile ya da harç ile ilgili gerekçeli kararda huükuüm kurulmaktadır ki bu da ilgilisi açısından temyiz nedeni dogğurabilmektedir. Bu durumlarda Yargıtay hak kaybı olmaması için dosyaları karar tebligği için iade etmekte ve bu da suüreci uzatmaktadır.

İİflastan dogğan istihkak davaları ile 6183 sayılı Kanun’dan kaynaklanan istihkak davalarında da genel olarak yukarıda sayılan hatalar yapılmaktadır. OÜ zellikle 6183 sayılı Yasa’dan dogğan istihkak davalarında en çok hata yapılan konunun maktu yerine nispi vekaâlet uücreti tayini oldugğunu ve bunun da ancak duüzeltilerek onama yolu ile giderildigğini soüylemek muümkuünduür.