Üçüncü Kişinin Taşınmaz Haczini Şikayeti
ÜÜ çuüncuü kişi borçluya ait taşınmazın tapu kaydına satış vaadi soüzleşmesi şerh ettirmiş ise bu şerhten itibaren Tapu Kanunu’nun 26.maddesine goüre tescil davası açarak adına tescil yaptırmış ise satış vaadi şerhi sonrası konulan hacizler huükuümsuüz kalacagğından soüz konusu şerhlerin kaldırılmasını suüresiz şikaâyet yolu ile icra mahkemesinden isteyebilir. İİstihkak davası menkuller için soüz konusudur. Dolayısıyla burada bir şikaâyet mevzu bahis oldugğundan istihkak davası usuluüne goüre incelenemez.
Borçlunun üçüncü kişilerdeki mal ve haklarının haczi ve iik’nın 89/4. Maddesine göre tazminat davası
Borçlunun uüçuüncuü kişilerdeki mal ve alacakların haczinden kaynaklanan tazminat davası İİİİK’nın 89/4. maddesine goüre, borçlunun uüçuüncuü kişideki alacagğı kıymetli evraka bagğlı degğil ise (kıymetli evrak İİİİK’nın 88. maddesine goüre fiilen el koymak sureti ile haczedilebilir) bu alacak haczi İİİİK’nın 89. maddesine goüre yapılır. Borçlunun uüçuüncuü kişilerdeki alacagğı İİİİK’nın 106/2. maddesi anlamında taşınır huükmuündedir. İİİİK’nın 89. maddesine goüre haciz ihbarnamesi çıkarılmadan da haciz muüzekkeresi ile borçlunun bankalardaki alacakları haczedilebilir. Haciz ihbarnamesi ile haciz muüzekkeresinin uüçuüncuü kişi ve alacaklı yoünuünden farklı huükuüm ve sonuçları vardır. Haciz ihbarnamesinde uüçuüncuü kişinin tuüzel kişiligğinin olması gerekmekte ise de haciz muüzekkeresi için buna gerek yoktur. Haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi halinde borcun uüçuüncuü kişi zimmetinde sayılması gibi agğır bir sonucu vardır.
Haciz ihbarnamesi ile muüstakbel alacaklar,( kira gibi hukuki ilişkiye dayalı duüzenli oüdemeler hariç) haczedilemez. ÜÜ çuüncuü kişi veya borçlu haciz ihbarnamesini şikaâyet yolu ile iptal ettirebilir. ÜÜ çuüncuü kişi kendisine goünderilen 89/1 haciz ihbarnamesine suüresinde icra dairesinde itiraz ederse 89/2 haciz ihbarnamesi çıkarılamaz. 89/2 haciz ihbarnamesi çıkmış ise bunu uüçuüncuü kişi şikaâyet yolu ile icra mahkemesinde iptal ettirebilir. Bu yoündeki şikaâyet suüresizdir. 89/1 itiraz suüresini kaçıran uüçuüncuü kişi 89/2 haciz ihbarnamesine karşı 7 guünluük suürede icra mahkemesinde itiraz edebilir. Alacaklı uüçuüncuü kişinin itirazının gerçegğe aykırı oldugğu goürduügğuünde ise İİİİK’nın 89/4.maddesine goüre cezalandırılmasını ve tazminata mahkuâm edilmesini takibin yapıldıgğı yer icra mahkemesinden ister. Sadece tazminat da talep edebilir.
Alacaklı tazminat olarak haciz ihbarnamesi ile istenen miktarı ve onun geç oüdenmesinden dogğan zararını talep eder. İİspat yuükuü alacaklıda olup icra mahkemesi tazminat davasını genel huükuümlere goüre inceler. Haciz ihbarnamesinin uüçuüncuü kişiye tebligğ tarihinde borçlunun uüçuüncuü kişide mevcut bir alacagğının olup olmadıgğını inceler. Alacaklı tazminat talebi yerine uüçuüncuü kişinin itirazının kaldırılması ve icra inkaâr tazminatı talep ederse boüyle bir usul, kanunda oüngoüruülmedigğinden icra mahkemesi inceleme yapmadan talebi reddeder. Bu arada uüçuüncuü kişinin 89/1 haciz ihbarına karşı itirazı haksız fiil niteligğinde oldugğundan alacaklının zararı ve faili oügğrendigği tarihten itibaren iki yılda ve herhalde zarara neden olan filden itibaren 10 sene içinde bu davayı açması gerekir.
Alacaklı 89/1 ve 2 haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen uüçuüncuü kişiye 89/3 bildiriminde bulunur. ÜÜ çuüncuü kişi burada menfi tespit davası açmazsa haciz ihbarnamesi ile kendinden istenen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine oüdemek zorundadır. OÜ dememe durumunda alacaklı uüçuüncuü kişinin mallarının haczini ve satışını talep edebilir. Bankanın haczi istenen banka mevduatı uüzerinde rehin takas, hapis hakkı oldugğu yoünuündeki 89/1.itirazı, itiraz degğil istihkak iddiası niteligğinde olup bu durumda İİİİK’nın 99.maddesine goüre alacaklıya istihkak davası açmak uüzere 7 guün suüre verilmelidir.
Yukarıda Anlatılan İtiraz, Şikâyet Ve Diğer Hususlarla İlgili Uygulamada Sıkça Hataya Düşülen Ve Bozma Nedeni Yapılan Konular
İİcra hukuku borçlunun mal veya haklarından bir veya birkaçının alacaklının alacagğına kavuşması için haczedilmesini, satılmasını ve elde edilen paradan alacaklının alacagğının oüdenmesini amaçlar. Maddi hukuka dayalı talepler devletin icra organları ve devlet guücuü ile birlikte gerçekleştirilir. Takibi yapan kişiye alacaklı, aleyhine takipte bulunulan kişiye i borçlu denir. Takip sırasında takibin ilerlemesini sagğlayan oüdeme emri tebligği, haciz, satış gibi icra takip işlemleri yapılır. Cebri icra da alacaklı, borçlu ve uüçuüncuü kişilerin menfaatleri dengelenir ve goüzetilir. Cebri icra hukukun da borçluya sonradan karşı koyma (itiraz şikaâyet) ya da hukuki dinlenme hakkı tanınır. Cebri icra hukuku ile medeni yargılama hukuku arasında belirgin nitelikler vardır. Cebri icra yolları sınırlı ve belirlidir.
İİcra mahkemelerinde basit yargılama usuluü uygulanır (İİİİK’nın 18, 97, 228, 251, HMK’nın 316 ve 332. maddeleri) 6352 Sayılı Kanun’la yapılan degğişiklikle İİİİK’nın 18/1. maddesine goüre icra mahkemesine arz edilen hususlar ivedi işlerden sayılır ve bu işlerde basit yargılama usuluü uygulanır. İİcra mahkemesi kararları kural olarak maddi anlamda kesin huükuüm teşkil etmez. (İİhalenin feshi talebin reddi ve istihkak davaları ile İİİİK’nın 89/4. maddesine goüre verilen kararlar hariç)
İİcra hukukunda takip yolları, haciz, satış ve paraların paylaştırılması gibi şekil kuralları ile duüzenlenmiştir. Takip talebi bir çeşit dava dilekçesi gibidir. İİcra mahkemesine yapılan şikaâyet ve itiraz, dava olmayıp icra takibini suürduürmeye yarayan işlemlerdir. Dolayısıyla HMK’nın icra hukukunda uygulanması konusu oünem kazanmakta olup bu konuda goüruüş aykırılıkları bulunmaktadır. Bu mevzuda İİcra ve İİflas Kanunu’nda bir duüzenleme var ise bu kuralların oüncelikle uygulanması, medeni yargılama hukuk kurallarına ise atıf yapıldıgğı veya niteligğine uygun duüştuügğuü oülçuüde başvurulması gerekir. İİcra mahkemesinde istisnalar haricinde genel mahkemede goüruülen davalar bekletici mesele yapılamaz. OÜ rnegğin İİİİK’nın 68/4.maddesinde borçlu murisine ait bir alacak takip edilmekte olup da terekenin borca batık oldugğunu ileri suürerse bu hususta ilam getirmesi için kendisine muünasip bir muühlet verilir. Bunun dışında itirazın kaldırılması talebinin kabul ve reddi için ileri suüruülen iddia ve savunmalar bekletici mesele yapılamaz. Ancak buna ragğmen uygulamada genel mahkemede aynı konuda açılacak menfi tespit, alacak davası gibi davalar bekletici mesele yapılmakta bu durum da işin uzamasına sebebiyet vermektedir. OÜ rnegğin kambiyo senetlerine dayalı genel haciz yolu ile takipte takip konusu senet altındaki imza itirazının incelenmesinde bu konu İİİİK’nın 170.maddesinde duüzenlendigği halde HMK’nın 209/1maddesine goüre imzanın sahteligği iddiası uüzerine ceza mahkemelerinde veya hukuk mahkemelerinde açılmış veya açılacak sahtecilik veya menfi tespit davaları bekletici mesele yapılmaktadır.
İİcra mahkemelerinde borçlu ve alacaklı iddialarını ancak İİcra ve İİflas Kanunu’nda belirtilen belgelerle ispat etmesi gerektigği halde icra mahkemeleri bunun dışına çıkarak genel mahkemelerde yargılama yapar gibi işi incelemekte meselaâ bu tuür uyuşmazlıklarda başvurulması muümkuün olmayan yemin gibi delillere başvurmaktadırlar. Tanık deliline çok sınırlı olarak ( oürnegğin ihalenin feshinde fesat iddiasının ispatı gibi) başvurulabildigği halde tanık dinleyerek işin uzamasına yol açılmaktadır. Genel haciz yolu ile takipte alacaklı itirazını sadece İİİİK’nın 68 ve 68/b maddesinde yazılı belgelerle ispatlayabilecekken, bazen bilirkişi incelemesi yapılarak tarafların tuttukları ticari defterler incelenmekte, kısaca abesle iştigal edilmektedir.
Kambiyo senetlerine dayalı takiplerde kambiyo senetlerinin Tuürk Ticaret Kanunu’nda yazılan unsurları haiz olup olmadıgğı kendiligğinden dikkate alınmadan gereksiz yere digğer şikaâyet ve imzaya itirazlar incelenmektedir. Oysa haâkim hiç digğer şikaâyet ve itirazlara bakmadan oüncelikle senedin kambiyo senedi vasfında olup olmadıgğını kendiligğinden incelemeli, şayet kambiyo vasfında degğilse hiç başka bir husus araştırmadan sırf bu nedenle takibin iptaline karar vermeli, yok egğer kambiyo senedi vasfında ise o zaman digğer şikaâyet ve itirazların incelemesine geçmelidir. Ayrıca ortada bir kısmen kabul soüz konusu ise bu durumda İİİİK’nın 170/a-son maddesi geregği senedin kambiyo vasfında olup olmadıgğı hususu incelenmeden digğer şikaâyet ve itirazlar incelenmelidir.
İİİİK’nın 18. maddesine goüre duruşma açılmasının icra mahkemesinin takdirine bırakıldıgğı şikaâyetlerde bu takdir hakkı koütuüye kullanılarak duruşma açılmadan evrak uüzerinde karar verilmekte Yargıtay’ca da bu yoünden kararın bozulması nedeniyle iş uzamaktadır. İİcra mahkemeleri temyize konu dosyaları Yargıtay’a goünderirken mutlaka şikaâyet veya itirazla bagğlantılı asil icra ve talimat icra dosyalarının aslı veya onaylı ve okunaklı oürnegğini goündermek zorundadır. Buna uyulmadıgğı için dosyalar geri çevrilmektedir. Tasdiksiz, karışık sadece icra dosyasının bir kısmını ihtiva eden icra dosyaları goünderilmemeli Yargıtay denetimine imkaân sagğlayacak şekilde dosyalar goünderilmelidir. Şikaâyet ve itirazlarda yargı yolu, goürev, yetki, taraf ehliyeti, takip ehliyeti, yasal temsilci, takip yetkisi, vekaâlet ehliyeti, gider avansı, teminat, hukuki yarar, kesin huükuüm (icra mahkemelerinin kendi aralarında sebep konu ve tarafları aynı olan işlerle ilgili verdikleri kararlar kesin huükuüm teşkil eder) takip şartı, oürnegğin idari yargıda, idare mahkemelerinin verdikleri ilamlar için oünceden idareye başvurulmadan, ilamlı icra takibi konusu yapılamaması gibi konular kendiligğinden goüzetilmelidir.
İİcra muüduürluüklerinin yetkisi kamu duüzenine ilişkin degğil ise de icra mahkemelerinin yetkisi kesin olup kendiligğinden goüzetilmelidir. Suüresiz şikaâyetlerle suüreye bagğlı şikaâyetler ayrımı yapılarak şikaâyet suüresi geçtigği durumlarda suüreden red kararı verilmeli, bu konuda tebligat usulsuüzluügğuü şikaâyeti yoksa kendiligğinden inceleme yapılmamalıdır, şikaâyet varsa tebligatın usule uygun olup olmadıgğı ve şikaâyetçinin başvuru tarihinden oünce şikaâyete muttali olup olmadıgğı incelenmelidir. Şikaâyet ve itfa konuları karar gerekçesinde tek tek ele alınıp degğerlendirilerek karar verilmelidir. OÜ zellikle ihalenin feshi sebepleri degğerlendirilmeden karar verilmekte bu husus da bozma sebebi oluşturmaktadır.
İİmza itirazlarında bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmektedir. Boüyle bir durumda uüçuüncuü bir bilirkişi raporu temin edilerek veya bilirkişiden ek rapor alınarak çelişkinin giderilip karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca verilen raporların Yargıtay emsal içtihatlarında belirtilen nitelikleri haiz (imzanın buüyuültuülmuüş fotogğrafı, teknik cihazların hangilerinin kullanıldıgğı, imzalar arasındaki farklılık ve benzerlik sebepleri) olması gerekmektedir.
İİmzanın borçluya ait oldugğu iddiasının ispat kuülfetinin alacaklıya ait oldugğu unutulmamalıdır. Kararda tazminat ve para cezalarına kanuna aykırı şekilde huükmedilmesi sıklıkla bozma sebebi olmaktadır. İİmza itirazında menfi tespit davası gibi genel mahkemelerde açılan davaların bekletici mesele yapılmaması gerekmektedir. Aynı şekilde imzanın sahte oldugğu iddiası ile ceza mahkemelerinde açılan davaların 12.Hukuk Dairesi’nin yeniden oluşan içtihatlarına goüre (HMK’nın 209/1. maddesi) beklenmesine de gerek yoktur. Sadece kambiyo senedinde imza dışındaki sahtelik iddialarında bu davaların bekletici mesele yapılmasına gerek kalmadan HMK 209/1 maddesi uyarınca sahtelik davasının sonuna kadar takibin durdurulmasına karar verilmelidir.
Bu şekildeki bir sahtelik iddiasına dayanılarak icra dairesinden takibin durdurulması istenebilir. Bu konuda icra dairesinin verdigği karara karşı icra mahkemesinde suüresiz şikaâyet yoluna gidilebilir ve takibin durdurulması istenebilir. Senette tahrifat iddialarında HMK’nın 207. maddesi uyarınca inceleme yapılmalıdır. Tahrifat oldugğu tespit edilirse tuüm takibin iptaline degğil tahrifat oüncesi senedin durumuna goüre karar verilmelidir. OÜ rnegğin senet miktarı 10.000 TL iken tahrifatla 100.000 TL ye doünuüştuüruülmuüş ise 90.000 TL ve ferilerinin borca itirazı için kabul ve takibin iptaline karar verilmeli talep varsa iptal edilen asıl alacak kısmı uüzerinden borçlu lehine tazminata huükmedilmelidir.
Kambiyo senetlerine karşı borca itiraz genelde teminat bonosu oldugğuna yoüneliktir. Bu konuda ibraz edilen soüzleşmede veya belgede senedin teminat bonosu olarak verildigğine ilişkin bir atıf yapılıp yapılmadıgğı araştırılmalıdır. Şayet atıf varsa borçlunun iddiasını bu şekilde yazılı delille ispat ettigği ve senedin teminat bonosu olarak verildigği kabul edilmelidir. Şayet soüzleşmede veya belgede senedin teminat olarak verildigğine ilişkin atıf yoksa ve alacaklı soüzleşmeyi kabul etmekle birlikte senedin oüdeme aracı olarak verildigğini soüyluüyorsa bu durumda borçlu senedin teminat olarak verildigğini İİİİK’nın 169. maddesi geregği yazılı delille ispatlamak zorundadır. OÜ rnegğin uygulamada taksitli satışlarda her taksit için bir senet yapılmışsa bu senetlerin oüdeme aracı oldugğu kabul edilmektedir. Ancak bu konularla ilgili yapılan açıklamalar tadadi ve bagğlayıcı olmayıp uygulamada çok çeşitli uyuşmazlıklar ortaya çıktıgğından haâkim her olayın oüzelligğine goüre İİİİK’nın 169/a maddesindeki ilkeler çerçevesinde bir degğerlendirme yapıp karar vermelidir.
İİmzaya ve borca itirazlarda takibe konu kambiyo senedinin bu niteligği haiz ve alacaklının yetkili hamil olup olmadıgğı Ticaret Kanunu huükuümleri Yargıtay içtihatları goüz oünuüne alınarak kendiligğinden araştırılmalı kambiyo niteligğinde degğil ise başkaca bir inceleme yapmadan takip iptal edilmeli (İİİİK’nın 170/a maddesi) ve bu maddede oüngoüruülmedigğinden borçlu lehine tazminata huükmedilmemelidir.
İİhalenin feshi şikaâyetlerinde feshi isteyenin ilgili olup olmadıgğı ve şikaâyetin suüresinde yapılıp yapılmadıgğı oüncelikle incelenmeli, şikaâyet eden ilgili degğilse ve şikaâyet de suüresinde yapılmamışsa şikaâyetin usulden reddine karar verilmeli ancak şikaâyette bulunan aleyhine para cezası verilmemelidir. İİşin esasına girilmesi halinde ihalenin feshi sebepleri duruşma açılarak tek tek incelenmeli karar yerinde tartışılmalı, kamu duüzenine ilişkin fesih sebepleri kendiligğinden goüzetilmelidir. İİhalenin feshinin fesat sebebine dayandıgğı durumlarda tarafların goüsterecekleri tanıklar ve ihale tutanak muümzileri dinlenmelidir. Aksi halde verilen kararlar eksik incelemeden bozulmaktadır.
İİİİK’nın 71. maddesine dayanan takibin itfa veya imhal (erteleme) nedeniyle iptal ve taliki itirazlarında ibraz edilen belgenin maddede yazılı niteliklere haiz olmasına ayrıca oüdeme veya imhal iddialarının takibin kesinleşmesinden sonraki doüneme ait olup olmadıgğı hususlarına dikkat edilmelidir. Aksi halde yani takibin kesinleşmesinden oünceki doüneme ait oüdeme ve imhal iddiaları hakkında ise suüreden ret kararı verilmelidir. İİİİK’nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı itirazlarında çekin ibraz suüresinin bitim tarihine (3.2.2012 tarihli degğişiklikle çek zamanaşımı 3 yıla çıktı) goüre zamanaşımı incelenmeli kambiyo senetlerindeki zamanaşımı suüreleri ve zamanaşımını kesen ve durduran sebepler TTK ve BK’nın huükuümleri ışıgğında ele alınarak incelenmelidir. Alacaklının sadece icra takip işlemlerinin zamanaşımını kesecegği unutulmamalıdır. Üsulsuüz tebligat şikaâyetlerinde Tebligat Kanunu’nun degğişen huükuümleri dikkate alınmalıdır. Üsulsuüz oüdeme emri tebligği şikaâyeti mi yoksa gecikmiş itiraz mı oldugğu nitelendirmesi, tarafların beyanlarına bakılmaksızın yapılmalı sonucuna goüre karar verilmelidir.
Haczedilmezlik şikaâyetlerinde, mahsus konularda, haczedilmezlikle ilgili huükuüm olup olmadıgğı incelenmeli maaş ve uücret hacizlerinin devam eden niteligği dikkate alınarak ilgili yasal mevzuat çerçevesinde karar verilmelidir. Bu konu yukarıda ayrıntı olarak ele alınmıştır. Meskeniyet şikaâyetinde, İİİİK’nın 82.maddesine eklenen fıkra geregğince, borçlunun haline muünasip olup olmadıgğı yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmeli sonucuna goüre karar verilmelidir. İİİİK’nın 89.maddesi ile ilgili hacizlerde 89/1, 2 ve
3.tebligatlarının usule uygun olup olmadıgğı, 3.kişinin suüresinde itiraz edip etmedigği incelenmeli, suüresinde itiraz var ise icra muüduüruünuün uüçuüncuü kişiden haciz ihbarnamesine konu paranın istemi ile ilgili muüzekkerelerin iptaline karar verilmelidir. İİİİK’nın 89/4. maddesinde duüzenlenen tazminatla ilgili davaların genel huükuümlere goüre incelenmeli, ispat yuükuünuün alacaklıda oldugğu unutulmamalıdır. Haciz ihbarnamesinin tebligği tarihi itibari ile uüçuüncuü kişide borçlunun bir alacagğı olup olmadıgğı tespit edilmeli, 89. maddeye goüre yapılan haciz ihbarı ile muüstakbel alacakların (kira gibi duüzenli bir hukuki ilişkiye dayalı alacaklar hariç) haczedilemeyecegği unutulmamalıdır. Bankaların mevduat uüzerindeki rehin hapis itirazlarının itiraz degğil istihkak iddiası oldugğu bilinmeli bundan dolayı da İİİİK’nın 99.maddesine goüre hareket edilmesi gerektigği duüşuünuülmelidir.