Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Hacizde İsthihkak Prosedürü Nasıldır?

Hacizde İsthihkak Prosedürü Nasıldır?

İcra takibinin amacı, alacaklının alacağının borçlunun haczi kabil malvarlığının haczedilerek  paraya çevrilmesi sonucu elde edilmesidir. Borçlunun borcu için, borçluyla yakınlığı ne olursa olsun üçüncü bir kişinin malvarlığına dahil unsurlar, bu durum açıkça bilinmesine rağmen haczedilemez. Bununla birlikte üçüncü kişilere ait bazı malların borçlunun olduğu kabul edilerek haczedilmesi de mümkündür. Böyle bir durumda bazen borçlu bazen de bizzat mal üzerinde hak sahibi olan üçüncü kişi, mal üzerindeki bu haklarını ileri sürerek tutanağa geçirilmesini isteyebilirler. Haczi yapan memur da borçluyu ya da üçüncü kişiyi bu beyana davet etmelidir (İİK m. 85/II, c. 1; m. 102/I, c. 2). Bu tür mallar, haciz bakımından çekişmeli mallar olarak kabul edilir.

Çekişmeli malların da haczi mümkündür. Ancak bu mallar, hacizde tertip gereği en son haczedilir (İİK m. 85/II, c. 2). Ayrıca mal borçlunun elinde haczedilirse haczedilip muhafaza altına alınabilir; taşınır bir mal üçüncü kişinin elinde haczedilir ve üzerinde istihkak iddia edilirse, yediemin sıfatıyla üçüncü kişinin elinde bırakılması için üçüncü kişinin kabulü gereklidir (İİK m. 88/II, c. 3).

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilirse, istihkak prosedürü lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar. Eğer bu prosedür sonunda malın borçluya ait olduğu anlaşılırsa, borçlunun diğer malları gibi o mal satılıp, satış bedelinden alacak karşılanır.

İstihkak prosedürü bakımından malın kimin elinde bulunduğu önemlidir. Bu konuda üçlü bir ayrım yapılabilir: Malın borçlu elinde olması (İİK m. 96 vd.), malın borçlu ile birlikte üçüncü kişinin elinde bulunması (İİK m. 97a/I, c. 2; m. 96 vd.) veya malın üçüncü kişinin elinde bulunması (İİK m. 99). Burada ilk iki durum için aynı prosedür izlenirken (İİK m. 96 vd.); malın borçlu dışında üçüncü bir kişinin elinde haczedilmesinde ise daha farklı bir yol izlenmektedir (İİK m. 99).

Hacizli Malın Borçlunun (veya Borçluyla Birlikte Üçüncü Kişinin) Elinde Olması

Malın borçlunun veya borçluyla birlikte üçüncü bir kişinin elinde olması durumunda istihkak iddiası söz konusu olursa, aşağıda açıklanan prosedürün izlenmesi gerekir. Borçlunun elinde bulunan bir mal haczedilirken, borçlu o malın başkasının mülkü veya rehni olarak gösterirse ya da üçüncü kişi tarafından doğrudan bu iddia ileri sürülürse, icra müdürü bu iddiayı tutanağa geçirir (İİK m. 96/I). Bir malın haczedildiğini öğrenen borçlu veya üçüncü kişi, haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmalıdır. Aksi halde, aynı takipte bu iddiasını ileri sürme hakkını kaybeder (İİK m. 96/III).

İcra müdürü, üçüncü kişinin istihkak iddiasını iki tarafa bildirir (İİK m. 96/I). İstihkak iddiası üzerine ikili bir ayrım yapmak gerekir:
Alacaklı veya borçlu, üç gün içinde bu istihkak iddiasına karşı itiraz etmezlerse istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar (İİK m. 96/II). Bu durumda mal, üçüncü kişinin iddia ettiği hak ile birlikte işlem görür; bu iddia mülkiyet iddiası ise haciz kalkar, mal üçüncü kişiye verilir, rehin hakkı ise mal rehinli olarak haczedilmiş sayılır. Alacaklı veya borçlu, kendilerine tanınan üç gün içinde üçüncü kişinin istihkak iddiasına itiraz ederse, icra müdürü, bu konuda bir karar veremez ve dosyayı icra mahkemesine gönderir (İİK m. 97/I, c. 1). Dosyayı alan icra mahkemesi ilk önce takibin devamı veya ertelenmesi hakkında bir karar verir (İİK m. 97/I, c. 2). İcra mahkemesi, kural olarak takibin ertelenmesine karar verir ve bu halde üçüncü kişiden teminat alınır (İİK m. 97/ III, IV). Ancak, icra mahkemesi istihkak iddiasının kötüniyetle, sırf satışı geri bırakmak için yapıldığı kanaatine varırsa takibin ertelenmesi talebini reddetmelidir (İİK m. 97/II).

Üçüncü kişi, takibin ertelenmesi veya devamına ilişkin icra mahkemesi kararının kendisine tefhim veya tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde aynı icra mahkemesinde istihkak davası açabilir. Bu süre içinde dava açılmadığı takdirde üçüncü kişi, haciz koyduran alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır ve alacaklı o malın satılmasını isteyebilir (İİK m. 97/VI). Bununla üçüncü kişi, borçluya karşı da istihkak iddiasından vazgeçmiş sayılmayıp borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir.

Üçüncü kişiye bu aşamaya kadar, yukarıda açıklanan şekilde istihkak talebinde bulunma imkânı verilmemişse, üçüncü kişi haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde, haczedilmiş olan şey hakkında hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödeninceye kadar yukarıdaki prosedürü izlemeden doğrudan istihkak davası açabilir. Ancak mal satılmışsa, dava malın bedeli üzerinden yürütülecektir. Bu durumda icra mahkemesi acele olarak, yukarıda belirtilen şekilde takibin ertelenmesi hakkında bir karar vermelidir (İİK m. 97/ IX, X). Mal satılıp bedeli alacaklıya ödenmişse, artık istihkak davası değil; borçluya karşı sebepsiz zenginleşme davası açılabilir.

İstihkak davası icra mahkemesinde görülür. Bu davanın davacısı istihkak iddiasına bulunan üçüncü kişi, davalısı ise haciz koyduran alacaklı ve şayet borçlu da üçüncü kişinin istihkak iddiasında itiraz etmişse, borçludur. İstihkak davası devam ettikçe İİK’nun 106. maddesindeki satış isteme süreleri işlemez (İİK m. 97/VIII). İstihkak davası genel hükümlere göre görülür ve basit yargılama usulü uygulanır (İİK m. 97/XI). İcra mahkemesinde görülmesine rağmen, bu bir dava olarak incelenir. İşin özelliği gereği ve birtakım kötüniyetli davranışların önüne geçmek için kanun özel ispat kuralları koymuştur. Öncelikle istihkak davacısı (üçüncü kişi), malı ne suretle iktisap ettiğini ve malın borçlunun elinde bulunmasını gerektiren hukukî ve fiilî sebep ve olayları göstermek ve bunları ispat etmekle yükümlüdür (İİK m. 97a/II). Bunun dışında taşınır malı elinde bulunduran kimse (borçlu) onun maliki sayılır (İİK m. 97a/I, c. 1). Davacı üçüncü kişi bunun aksini ayrıca ispat etmek zorundadır (İİK m. 97a/I, c. 4). Borçlu ile üçüncü kişinin malı birlikte ellerinde bulundurmaları durumunda da mal borçlunun elinde sayılır. Birlikte oturulan yerlerdeki mallardan mahiyetleri itibariyle kadın, erkek ve çocuklara aidiyeti açıkça anlaşılanlar veya örf ve adet, sanat, meslek veya meşgale icabı olanlarda bu kişilerin farzolunur (İİK m. 97a/I, c. 2, 3). Bunun aksini de iddia eden ispat etmelidir.

İstihkak davası sonuçlanmadan önce, takibin ertelenmesi kararı verilmediğinden, hacizli mal satılıp, paraya çevrilirse, icra mahkemesi satış bedelinin yargılama sonuna kadar ödenmemesi veya teminat karşılığında ya da duruma göre teminatsız derhal alacaklıya verilmesi konusunda ayrıca karar verir (İİK m. 97/X). Bu durumda istihkak davası bedele dönüşür. Satış bedelinin alacaklıya ödenmesinden sonra istihkak davası, üçüncü kişi lehine sonuçlanırsa, icra mahkemesi satış bedelinin alacaklıdan alınıp üçüncü kişiye ödenmesine karar verir.

İcra mahkemesi üçüncü kişinin istihkak davasını haksız bulursa, istihkak davasının reddine karar verir. Bu kararla mal üzerindeki haciz kesinleşir ve daha önce takibin ertelenmesine karar verilmişse, bu dava dolayısıyla alınması geciken miktarın % 20’sinden az olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilir (İİK m. 97/XIII). İcra mahkemesi, davacı üçüncü kişiyi haklı görürse, davayı kabul eder, mal üçüncü kişinin iddia ettiği hakka zarar gelmemek üzere haczolunur, mülkiyet hakkı söz konusu ise haciz kalkar, mal üçüncü kişiye verilir. Bu durumda, itiraz eden alacaklı veya borçlunun kötüniyetli olduğu tespit edilirse, bunların aleyhine, haczolunan malın değerinin % 15’inden az olmamak üzere tazminata hükmedilir (İİK m. 97/XV).

Hacizli Malın Üçüncü Kişinin Elinde Olması

Üçüncü kişinin elinde bulunan bir malın borçluya ait olduğu iddia edilirse, mal haczedilir, ancak yediemin olarak üçüncü kişinin elinde bırakılır.

Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncü kişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra mahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar, haczedilen malın satışı yapılamaz.

Haczin, üçüncü kişinin yokluğunda yapılması ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulması halinde de durum aynıdır (İİK m. 99).
Dava reddedilirse, yani davacı alacaklı davayı kaybederse, mal üzerindeki haciz kalkar. Dava kabul edilir, yani alacaklı lehine sonuçlanırsa, hacizli mal üçüncü kişinin elinden alınır ve alacaklının talebi ile satılarak bedelinden alacak ödenir.