Güvenlik Tedbirleri Nedir? Nasıl Uygulanır?
BELLİ HAKLARI KULLANMAKTAN YOKSUN BIRAKILMA
5237 sayılı Kanunun 53. madde gerekçesinde şu hususlara işaret edilmiştir: İşlediği suç dolayısıyla toplumda kişiye karşı duyulan güven sarsılmaktadır. Bu nedenle, suçlu kişi özellikle güven ilişkisinin varlığını gerekli kılan belli hakların kullanmaktan yoksun bırakılmaktadır. Madde metninde, işlediği suç dolayısıyla kişinin hangi hakları kullanmaktan yoksun bırakılacağı belirlenmiştir.
Ancak, bu hak yoksunluğu süresiz değildir. Cezalandırılmakla güdülen asıl amaç, işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasını sağlayıp tekrar topluma kazandırılması olduğuna göre, suça bağlı hak yoksunluklarının da belli bir süreyle sınırlandırılması gerekmiştir. Bu nedenle, madde metninde söz konusu hak yoksunluklarının mahkûm olunan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar devam etmesi öngörülmüştür. Böylece, kişi mahkûm olduğu cezanın infazının gereklerine uygun davranarak bunun tamamlanmasıyla kendisinin tekrar güven duyulan bir kişi olduğu konusunda topluma da bir mesaj vermektedir. Bu bakımdan hak yoksunluklarının en geç cezanın infazının tamamlanması aşamasına kadar devam etmesi, suç ve ceza politikasıyla güdülen amaçlara daha uygun düşmektedir. Bu sistemde süresiz bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, yasaklanmış hakların geri verilmesinden artık söz edilemeyecektir.
Belli hakların kullanmaktan yoksun bırakılma hususu, kasten işlenen suçlar veya taksirli suçlar bakımından ayrı ayrı incelecektir.
- Kasten işlenen suçlar bakımından:
5237 sayılı Kanunun 53. maddesi ile kasten işlemiş olduğu bir suçlan dolayı hapis ceza ile cezalandırılan şahsın hangi hakları kullanmaktan yasaklanacağını hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madenini I. fıkrasına göre: kişi, kasten işlemiş olduğu bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak;
a- Sürekli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,
b- Seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasî hakları kullanmaktan,
c- Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,
d- Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasî parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,
e- Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten,
yoksun bırakılır.
Kasten işlenen bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyet halinde 53. maddenin 1. fıkrasında belirtilen tüm hakların kısıtlanmasına karar verilir. Başka bir ifade ile maddede belirtilen hakların bir kısıntının kullanılmasının yasaklanmasına, diğer bir kısmının hükümlü tarafından kullanılmasına karar verilemez.
Yukarıda açıklanan hususlar birlikte değerlendirildiğinde adli para cezasına mahkumiyet halinde bu madde gereğince hak yoksunluklarına karar verilemeyeceği sonucuna varılmaktadır.
Kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamaz, (m. 53/2 f.)
Kasten işlenen bir suçtan dolayı verilen hapis cezasının ertelenmesi halinde, hükümlü maddede belirtilen hakları kural olarak kullanamaz. Ancak mahkum olduğu hapis cezası ertelenen veya koşullu salıverilen hükümlünün kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkilerini kullanabilir. Hapis cezasının ertelenmesine karşın velayet, vesayet veya kayyımlık yetkisinin kullanılması kanunun hükmü olup; bu konuda hakimin bir karar verilmesine gerek yoktur (m. 53/3 f – 1. cümle).
Şu halde ise hak yoksunluğunun uygulanıp uygulanmamasına hakimin karar vermesi gerekir: Mahkum olduğu hapis cezası ertelenen hükümlü hakkında bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tâbi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten yoksun bırakılmamasına karar verilebilir (m. 53/ 3 f. – 2. cümle).
Bazı hallerde ise hak yoksunlukları uygulanamaz. Bu haller 5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin 4. fıkrasında hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında yukarıda açıklanan hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilemez.
Memuriyet ve hizmetlerden istihdam edilme, siyasi hakları kullanma, velayet, vesayet veya kayyımlık gibi hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla hapis cezasına mahkumiyet halinde, yukarda açıklanan yoksunluklardan ayrı olarak, hümolunan cezanın yarısından bir katma kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir (m. 53/ 5 f. – 1. cümle), örneğin zimmet suçundan sanık hakkında hapis cezası verilmesi halinde, sanık hakkında 53. maddesinin 1. fıkrasındaki hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına karar verilebileceği gibi, aynı maddenin 5. fıkrasının 1. cümlesi gereğince mahkumiyet süresinin yarısı veya bir katına kadar kötüye kullanılan hak olan “memuriyet edilmekten” yoksun bırakılmasına ayrıca karar verilmesi gerekir.
Bu hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suçlar dolayısıyla sadece adli para cezasına mahkumiyet halinde, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilir. Hükmün kesinleşmesiyle icraya konan yasaklama ile ilgili süre, adlî para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlar (m. 53/ 5 f. – 2. cümle).
2- Taksirle işlenen suçlar bakımından:
5237 sayılı Kanunun 53. maddesinin altıncı fıkrasında, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, yine güvenlik tedbiri olarak, belli bir süre için bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceği öngörülmüştür. Bu madde hükmüne göre; Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar.
Özet olarak kişi kasten işlediği suçtan dolayı bir hapis cezasına mahkum olmalıdır. Bu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar 53/1 de belirtilen hakları kullanmaktan yoksun olacaktır. Bunun istisnaları da bulunmaktadır.
Bu hak yoksunluğu hapis cezasına mahkum olmanın bir kanuni neticesidir. Dolayısıyla hüküm de TCK nun 53/1. maddesinde belirtilen hak yoksunluklarının açıkça belirtilmesine gerek yoktur. Bunu açıkça hüküm de belirtmenin ise hiç mahsuru yoktur. Ancak bir kısım uygulamacıların bunu belirtip bir kısmının belirtmemesi tereddütlere yol açacaktır. Bu nedenle yazılmaması gerekir. Ancak; bu maddede düzenlenen her hak yoksunluğu hapis cezasına mahkumiyetin kanuni neticesi değildir. Burada mahkeme belli bir hakkın belli bir yetkinin kötüye kullanılması suretiyle bir suç işlenmiş ise mahkeme bu hakkın, bu yetkinin kullanılmasını yasaklama yönünde bir hüküm verebilir. Hükmünde bu yasaklamayı açıkça göstermelidir (m53/5). 5. fıkradaki durum kişinin sadece kasten işlediği suçlar bakımında değil taksirli suçlar bakımından da söz konusudur. Örneğin bir trafik kazasında bir kişinin ölümüne neden olan kişiye mahkeme TCK 53/6 maddesi uyarınca sürücü belgesini geri alarak araç kullanmasını belli bir süre yasaklayabilir.
TCK nun 53. maddesinde belirtilen güvenlik tedbirlerinden bir kısmı hapis cezasının bir sonucu iken bir kısmının mahkeme tarafından ayrıca hüküm altına alınması gereklidir.