Fazla mesai alacağı – Yargıtay Kararları
“…Somut olayda davacının fazla çalışma ücretleri davacıya ait “Yurt Dışı Hizmet Akdi “ başlıklı iş sözleşmesinin ekindeki “ Çalışma Düzeni ve Tarifeleri” başlıklı belgeye göre hesaplanmış ise de bu belgede belirtilen “ Toplam çalışma hafta içi 6 gün, 48 saattir “, “ 8 saat normal mesaidir. 8 saat normal mesainin üstüne yapılacak olan 2 saatlik mesai normal ücretinin saat başına düşen miktarının % 25 artırılmak suretiyle, 10 saatin üzerindeki çalışmalar için % 50 artırmak suretiyle hesaplanır” şeklindeki düzenlemeler işçi aleyhine olup, 4857 sayılı yasanın 41 vd. Maddelerine aykırıdır. Ayrıca davalı taraf bu sözleşme hükümlerinin işin yapıldığı Katar Devletindeki yasal düzenlemelere uygun olduğunu iddia ve ispat etmemiştir.
Bu nedenle taraflar arasında çalışma düzenine ilişkin olarak 4857 sayılı İş Kanunu’ndaki düzenlemelerin uygulanması gerekliğinden fazla çalışma ücretinin yukarıdaki yasal düzenlemeler ve ilkeler doğrultusunda hesaplanması gerekirken sözleşme eki belgeye göre hesaplanması bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/29488 E. 2012/38204 K. 19.11.2012)
“…Somut olayda davacının talep ettiği hafta tatili ücret alacağı reddedilmiş olup, bu konuda davacının bir temyizi de yoktur. Fakat, mahkemece hafta tatili çalışması kabul edilmemesine rağmen, haftanın 7 günü çalışılmış gibi fazla mesai ücreti hesaplanarak hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının haftada 6 gün çalıştığı dikkate alınarak fazla mesai ücreti alacağının hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2010/5869 E. 2012/13510 K.. 18.04.2012)
“…Somut olayda, fazla çalışma hesabı yukarıdaki ilke kararına aykırı olarak yapılmış olup, hesaplamada da maddi hata yapılmıştır.
Şöyle ki: Fazla mesai ücreti hesaplanırken günlük 12 saatlik çalışmadan 1.5 saat ara dinlenmesi düşünce günlük çalışma 10,5 saat, haftalık çalışma 10.5 X 6 = 63 saat, haftalık fazla çalışma ise 63 – 45 = 18 saat olmasına karşın, haftalık çalışmanın 69 saat, haftalık fazla çalışmanın ise 24 saat olduğunun kabulü ile fazla çalışma hesabı hatalı olup, bu hesaba göre fazla çalışma ücretine hükmedilmesi isabetsizdir.”(9. HD. 2010/13970 E. 2012/23031 K. 14.06.2012)
“…Fazla mesai yaptığını iddia ederek fazla mesai alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Mahkemece fazla mesai alacağının reddine karar verilmiştir.
Davalı 23.5.2005 tarihli dilekçe ile fazla mesai ücretini almadığına dair davacıya yemin teklifinde bulunmuş davacı da 11.7.2005 tarihli oturumda fazla çalışma ücretinin ödenmediğine dair yemini eda etmiştir.
Yemin delili kesin mahiyette olup tarafları bağlar.
Bu durumda mahkemenin davacının ne kadar fazla mesai yaptığını tespit edip hüküm altına alması gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2006/27123 E. 2006/29663 K. 13.11.2006)
“…İşe iade davası tespit davası niteliğinde fazla mesai davası ise eda davası niteliğindedir. Eda ve tespit davaları birlikte görülemez. Mahkemece yapılacak olan işe iade davası ile fazla mesai alacağına ilişkin davanın tefrik edilerek yargılamaya ayrı ayrı devam edilmesi gerekirken işe iade ve fazla mesai taleplerinin aynı davada birlikte görülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/20060 E. 2013/8195 K. 18.04.2013 )
“…Somut olayda davalı ada yönetimine ait sitede teknik personel olarak çalışan davacının bir dönem 24 saat esasıyla, daha sonra ise 12 saat çalışma şeklinde çalıştığı davalıya ait çizelgelerden anlaşılmakla birlikte yargılama sırasında tanık dinletilmediğinden, davalı adada kaç daire bulunduğu, kaç teknik personelin birlikte veya ayrı çalıştığı da net olarak anlaşılamamaktadır.
Böyle olunca davacı tarafın keşif talebi kabul edilerek davacının işyerindeki çalışma koşul ve saatleri net olarak belirlenmelidir. Bundan sonra 24 saat çalıştığı dönemde Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2006 gün ve 2006/9-107 E. 2006/144 sayılı kararına göre fiili çalışması 14 saat olduğundan, günlük 7.5 saatin üstünde olan ve 14 saate kadar olan çalışmaları fazla çalışma olarak kabul edilmelidir. Daha sonra ihtirazi kayıt olmadan fazla çalışma ödenen aylar dışlanarak, haftada çalıştığı gün sayılarına göre fazla çalışması haftalık olarak hesaplanmalı, en sonra da hastalık, izin gibi nedenlerle her gün aynı şekilde fazla çalışma yapamayacağından takdiri bir indirim yapılarak sonuca gidilmelidir.
Yazılı şekilde eksik inceleme ile hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek anılan alacağın hüküm altına alınması bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/24039 E. 2011/41819 K. 31.10.2011)
“…Davacının fazla mesai talebi, davacı ile birlikte işten çıkartılmış olan davacı tanık beyanlarına dayanılarak kabul edilmiştir. Davacı tanıklarından birinin davalıya karşı davası bulunduğu anlaşılmakta olup, diğerinin davasının olup olmadığı tespit edilmemiş olmakla birlikte her iki davacı tanığının da dava sonucunda yararının olduğu açıktır. Davalı tanığından ise işyerindeki günlük çalışına süreleri ve yasal çalışma sürelerinin aşılıp aşılmadığı, sorulmayarak bu hususlardaki beyanı tespit edilmemiştir. Dosya kapsamında tanık beyanlarının doğruluğunu denetlemeye elverişli delil bulunmamaktadır. Hal böyle olunca salt davacı tanıklarının beyanlarıyla fazla mesai yaptığının kabulü isabetli olmamıştır.
Davacının, davalılardan kamu kurumu olan Sağlık Bakanlığından hizmet alım sözleşmesi ile iş alan alt işveren diğer davalının işçisi olarak Sağlık Bakanlığına bağlı devlet hastanesinde çalıştığı dosya kapsamıyla sabittir. Somut olayda doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle davalılar arasında hizmet alımına ilişkin sözleşme ile dayanağı şartname getirtilmeli, alt işveren davalının hizmet alım sözleşmesi ile asıl işveren olan davalıdan aldığı işin sözleşme bedeli ve bu işin kaç işçi ile yapıldığı tespit edilmeli, hakediş ödemelerine ilişkin bilgi ve belgeler getirtilerek hakediş ödemeleri kapsamında fazla mesai ücretlerinin yer alıp almadığı tespit edilmeli bundan sonra kamu kurumu olan davalı asıl işverene bağlı hastane işyerinin yönetimince alt işverenin yapacağı işin denetlenmesi amacıyla alt işveren işçilerinin günlük çalışma sürelerine yönelik düzenleme yapılıp yapılmadığı, hastanenin her bir bölümündeki yardımcı işlerde kaç alt işveren işçisinin çalıştırılmasının öngörüldüğü belirlenmeli, tüm bu hususlara ilişkin olarak alt işverenin düzenlediği kayıt ve belgeler getirilip dosya kapsamına alınmalı, bundan sonra uzman bilirkişi eşliğinde yerinde keşif yapılarak gerçekten alt işveren işçilerine fazla mesai yaptırılıp yaptırılmadığı tespit edilmeli, fazla mesai yaptırılmış ise talimatı kim tarafından verildiği açıklığa kavuşturulmalı, tüm bu yönlerde sözü edilen araştırma ve incelemeler yapılıp elde edilecek deliller tüm dosya kapsamıyla birlikte yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen yönlerde araştırma ve inceleme yapılmaksızın fazla mesai yapıldığının kabulü için yeterli olmayan tanık anlatımlarıyla karar verilmesi hatalı bulunmuş ve hükmün bozulması gerekmiştir.”(22. HD. 2012/11354 E. 2013/1279 K. 29.01.2013)
“…Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil çalışması konusunda hesap yapılırken davacı ile birlikte menfaat birlikteliği olan tanık anlatımları dikkate alınmıştır. Mahkemece fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil çalışması konusunda sadece tanık anlatımına dayanılarak hüküm kurulması hatalıdır. Oysa çalışmanın geçtiği yer resmi kuruma ait olup alt işverene verilen temizlik işini alan alt işverendeki çalışma süresine ait bordrolar ve eğer banka hesabına ücret ödemesi yapılıyorsa bunlara ilişkin ekstreler, ihale şartnameleri ile hakediş belgeleri, getirtilmelidir. Ayrıca iş yerinde yapılan çalışmalara ilişkin görev tanımları, işyerine giriş ve çıkışları gösteren kayıtlar ile puantaj belgelerin tümü dosya arasına alınarak ihale ile alınan işin kaç işçi tarafından gerçekleştirildiği, şartnamede kaç işçi öngörüldüğü, çalışma şartlarının hangi davalı tarafından belirlendiği veya değiştirildiği, diğer bir anlatımla asıl işverenin çalışma şartlarına müdahale edip etmediği, fazla çalışma talimatı verip vermediği, hizmet alım sözleşmesindeki ihale bedeli içinde fazla mesai ücretinin bulunup bulunmadığı, eylemli olarak çalışan ve ihale sözleşmesine göre çalıştırılması gereken işçi sayıları ile işin mahiyetine göre fazla mesainin gerekip gerekmediği konusunda keşifte yapılarak işçilerin işyerinde haftada kaç gün, kaç saat çalıştıkları, ulusal bayram ve genel tatilde çalışmasının ne şekilde gerçekleştirildiği, işçilerin tümü için aynı saatlerde mi yoksa vardiya usulüne göre mi çalışmalar yapıldığı belirlenip tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken inandırıcı yeterlilikte olmayan tanık anlatımları ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/416 E. 2013/2935 K. 14.02.2013)
“…Somut olayda, davacı şoför olup, hizmet akdinin belli bir dönemi için “Araç Sefer Çizelgesi” sunmuş; kalan dönem kayıtlarının da işyerinden getirtilmesini istemiştir.
Mahkemece davacının kayıtların getirtilmesi isteği reddedilerek, davacının sunduğu belgelerle sınırlı olarak hesaplama yapan bilirkişi raporuna göre istek kısmen kabul edilmiştir.
Davacı, bordroda görülenden daha fazla çalıştığı hususunda işyeri kayıtlarına dayandığına göre. HUMK 75/son maddesi gereğince delillerinin tümü toplandıktan sonra karar verilmelidir.
Buna göre, davacının ibraz ettikleri dışındaki çizelgelerin davalıdan istenmesi, gönderilmediği takdirde işyerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2007/18320 E. 2008/10166 K. 24.04.2008)
“…Davacının 17.30-08.30 saatleri arasında çalıştığı günlerde 2,5 saat fazla mesai yapmasına karşın, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 17.30-08.30 saatleri arasında çalıştığı günlerde nöbeti teslim almak için 17.00’da işyerine geldiğinden bahisle 3 saat fazla çalışma yaptığı belirtilerek 3 saat üzerinden fazla çalışma hesaplaması yapılarak fazla çalışma alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.”(9. HD. 2010/3192 E. 2012/15581 K. 03.05.2012)
“…Dosya içeriğine göre davacının güvenlik görevlisi olarak çalıştığı dönemde üç vardiya halinde ilk beş gün 07:00-15:00. takip eden beş gün için 15:00- 23:00 ve sonraki beş gün için 23:00-07:00 saatleri arasında çalıştığı, beş günde bir vardiye değişimi olduğu, bu değişim günlerinde onbeş saat çalışıldığı anlaşılmaktadır. Ancak Dairemizin yerleşik kararlarına göre bir kimsenin günde üç saatten fazla sürede fazla çalışma yapması olağan yaşam kurallarına aykırı olacağından, davacının sözkonusu günde üç saat fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde fazla mesai alacağının reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/769 E. 2013/29539 K. 17.12.2013)
“…Ayrıca hesaplama yapılan 06.04.2006-30.06.2008 tarihleri arasındaki yaz döneminde davacının, haftanın altı günü için 07.30-22.00 arasında iki saat ara dinlenmesi düşülmesi ile her gün için onikibuçuk saatten toplam yetmişbeş saat çalışıp haftalık otuz saat fazla mesai yaptığı sonucuna varılmıştır. Dairemizin yerleşik kararlarına göre, bir kimsenin günde üç saatten fazla sürede fazla çalışına yapması olağan yaşam kurallarına aykırı olacağından, davacının günde üç, haftada altı gün için toplam onsekiz saat şeklinde fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/34367 E. 2013/29552 K. 17.12.2013)
“…Hükme esas alman bilirkişi raporunda fazla mesai şahit beyanlarına dayalı olarak haftalık 36 saat üzerinden hesaplanmıştır. Yargıtay kararlarına ve işin niteliğine göre şahit beyanlarına dayalı olarak hesaplanan fazla mesaide günlük en fazla üç saat, haftada onsekiz saat fazla çalışma yapabileceği kabul edilerek hesaplama buna göre yapılmalı ve fazlaya ilişkin talep reddedilmelidir. Hatalı bilirkişi raporuna göre yazılı şekilde karar verilmiş olması, bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/2396 E. 2014/714 K. 22.01.2014)
“…Mahkemece fazla mesai alacağının kabulüne karar verilmiştir. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Davacının tanık anlatımlarına göre fazla mesai yaptığı sabit olmakla birlikte tanık delili dışında başkaca delil bulunmadığından davacının günde üç saat ve haftada onsekiz saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai alacağının hesaplanması ve miktardan hakkaniyet indirimi yapılarak fazla mesai alacağının hesaplanması gerekirken haftada yirmiiki buçuk saat fazla mesai alacağına hükmolunması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/28556 E. 2013/26328 K. 21.11.2013)
“…Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Mahkemece, dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak davacının haftalık 27 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
Dairemizin yerleşik kararlarına göre, fazla mesai alacağının tanık beyanıyla ispatlanması halinde bir kimsenin günde üç saatten fazla sürede fazla çalışma yapması olağan yaşam kurallarına aykırı olacağından, davacının günde üç, haftada altı gün için toplam onsekiz saat şeklinde fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(22.HD. 2013/3150 E. 2014/1602 K. 06.02.2014)
“…Somut olayda, davalı işyerinde aşçı olarak çalışan davacı işçinin fazla çalışma talebi mahkemece kabul edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, günde 11 saat çalışma ile günde 3.5 saat, haftada 24.5 saat fazla çalışma yaptığı hesaplanmıştır. Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre bir işçinin günde en fazla 3 saat fazla çalışabileceği kabul edildiğinden günde 3 saat fazla çalışma üzerinden hesaplama yapılmalıdır.”(9. HD. 2010/10656 E. 2012/17337 K. 16.05.2012)
“…Dairemizin kökleşmiş içtihatlarına göre bir işçinin her gün 3 saat fazla çalışma yapması hayatın olağan akışına aykırıdır. İşçinin mazeretli, hastalık vs. nedenlerle bazı günler fazla çalışma yapamayacağı gözönüne alındığında bir takdiri indirim gerekmektedir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.”(9. HD. 2007/7689 E. 2007/34372 K. 19.11.2007)
“…Somut olayda davacı fazla mesai alacağına ilişkin iddiasını tanık beyanları ile ispatlamaya çalışmış, tanık beyanları dikkate alınarak davacının haftada yirmi saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Fazla mesai alacağı tanık beyanları dikkate alınarak hesaplandığına göre günde üç saat haftada onsekiz saatten çok fazla mesaiye lıükmedilemez. Mahkemece bu yön gözetilmeden verilen karar hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/17400 E. 2013/16581 K. 04.07.2013)
“…Ayrıca kabule göre de. davacının bilinmeyen dönem ücreti hesaplanırken bilinen ücretinin asgari ücrete oranlaması hatalı tespit edilmiş olması ve bir kimsenin günde 3 saatten fazla sürede fazla çalışma yapması olağan yaşam kurallarına aykırı olacağından, davacının günde 3 saat şeklinde fazla çalışma yaptığı sonucuna varılarak fazla çalışma ücretinin hesaplanması gerekirken bu hususların dikkate alınmaması da hatalıdır.”(22. HD. 2013/4195 E. 2014/2707 K. 18.02.2014)
“…Davacı davalıya ait işyerinde vargelci olarak çalıştığını, ayda ortalama 2-3 defa diğer vardiyada çalışan işçinin yerine çalışarak 8 saat fazla çalışma yaptığını ileri sürerek fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı ise işyerinde 3 vardiya çalışıldığını fazla çalışmanın söz konusu olmadığım savunmuştur.
Mahkemece davacının kendi vardiya saatleri haricinde bir ayda iki kez gelmeyen işçi yerine 7,5 saatten toplam 15 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek istek hüküm altına alınmıştır.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasındadır.
Mahkemece dinlenen davacı tanıkları davalı işyerinde 8’er saatlik üçlü vardiya şeklinde çalıştıklarını, vardiyasına gelmeyen işçi olduğu zaman bir işçinin diğer işçinin yerine çalıştığını, bu şekilde ayda birkaç kez gelmeyen bir işçinin yerine çalıştıklarını ifade etmişler ve mahkemece de davalı işyerinde üçlü vardiya halinde çalışma yapıldığı kabul edilmiştir.
Tanıkların bu şekildeki ifadeleri soyut olup davacının diğer bir işçinin yerine çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise ayda kaç kez çalıştığı olguları afakidir. Somut delillerle davacının fazla çalışma yaptığı ispatlanamamıştır. Üçlü vardiya şeklinde yapılan çalışmalar da fazla çalışma gerçekleşmeyeceğine göre davacının anılan isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/4680 E. 2011/3688 K. 17/02/2011)
“…Somut olayda, işyerinde davacının sekiz saatlik üç vardiya halinde çalıştığı kural olarak üç vardiya halinde çalışılan işyerlerinde fazla mesai yapılmasının sözkonusu olmadığı, üç vardiya halinde çalışılan işyerlerinde fazla mesai yapıldığı iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği dosyada bu şekilde yazılı bir belge bulunmadığı anlaşıldığından fazla çalışma ücreti talebinin reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/482 E. 2012/10452 K. 28.03.2012)
“…Üç vardiya halinde çalışılan işyerlerinde fazla çalışma yapıldığının ispatı ancak yazılı delillerle mümkündür. Davacı fazla mesaiye yönelik olarak yazılı delil ileri sürememiştir. Bu nedenle, fazla çalışma talebinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/42648 E. 2012/4006 K. 14.02.2012)
“…Davacı işçi fazla çalışma ücreti isteğinde bulunmuş, mahkemece günde 1 saat fazla çalışma yapıldığı sonucuna varılarak istekle ilgili hüküm kurulmuştur.
Davacının davalıya ait işyerinde temizlik işlerinde günde üç vardiya sisteminde çalışıldığı taraflar arasında tartışmasız durumdadır.
Kural olarak güne 3 vardiya sisteminin uygulandığı işyerinde çalışma düzeninde fazla çalışma ücretine hak kazanılamaz. Davacı tanıkları vardiya bitimlerinde çalışmanın devam ettiği şeklinde soyut nitelikte anlatımları da yeterli görülmemiştir.
Böyle olunca davacının haftalık 45 saati aşan birçalışması bulunmamaktadır. Aynı işyerinde benzer işlerde vardiya sistemine tabi olarak çalışmakta olan bir kısım işçiler bakımından fazla çalışma ücreti istekleri reddedilmiş ve tarafların temyizi üzerine Dairemizce kararlar onanmak suretiyle kesinleşmiş, fazla çalışma isteğinin kabulüne dair kararlar ise bozulmuştur(Yargıtay 9.HD. 8.7.2008 Gün 2008/ 24940 Eİ 2008/ 19700 K).
Mahkemece davacının fazla çalışma ücreti isteğinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/7926 E. 2011/6691 K. 14.03.2011)
“…Somut olayda davacı tanıkları işyerinde bazı dönemlerde 3’lü vardiya ile çalışıldığım ve bu dönemlerde günde 3 saat fazla çalışma yapıldığını söylemişlerdir.
3’lü vardiya sisteminde fazla çalışma yapılması kural olarak mümkün değildir.
Mahkemece tanıklar yeniden dinlenerek gerekirse işyeri kayıtları üzerinde inceleme de yaptırılarak haftalık çalışma süresinin ve varsa yapılan fazla çalışmaların yukarıdaki ilkeler doğrultusunda denetime elverişli bilirkişi raporu alınmak sureti ile tespiti gerekirken fazla çalışma ücretinin yıllık olarak hesaplama yapılan hatalı bilirkişi raporu esas alınarak kabulü bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/25380 E. 2011/42483 K. 03.11.2011)
“…Somut olayda, davacı tanıkları kendileri gibi davacıların sekiz saatlik üç vardiya ile çalıştığını belirttikten sonra vardiyaya gelmeyen bir işçiyi yerine ya da mesaiden sonra iş beğenilmeyerek yeniden bir süre çalıştırıldıklarını belirtmişler, bilirkişi tarafından herhangi bir hesaplama yapılmayarak haftada ortalama dört saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, mahkemece de taktiri indirim yapılarak anılan alacak hüküm altına alınmıştır.
Aynı şekilde dava açan tanıkların vardiyasına gelmeyen işçinin yerine arızi olarak yapıldığını beyan ettikleri fazla çalışma ile ilgili net ve uyumlu olmayan ifadeleri ile fazla çalışma yapıldığının kanıtlanması mümkün değildir. Anılan isteğin reddi yerine kabulüne karar verilmesi yerinde değildir.”(9. HD. 2009/19469 E. 2011/29222 K. 12.09.2011)
“…Tanık beyanlarından davalı işyerinde üçlü vardiya sistemine göre çalışıldığı anlaşılmaktadır. Ara dinlenmenin mahsubu ile üçlü vardiya sistemine göre çalışılan işyerlerinde kanuni kırkbeş saatten çok çalışma yapılmamaktadır. Davacı vardiya saatleri haricinde daha fazla çalıştığını ispatlayamadığı halde mahkemece bu yön gözden kaçırılarak fazla mesai alacağına hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/24487 E. 2013/16583 K. 04.07.2013)
“…Davalı işyerinde üçlü vardiya sistemi ile çalışıldığı davacı şahitlerinin beyanından anlaşılmaktadır. Davacı fazla mesai yaptığını ispatlayamamıştır. Dairemiz uygulamalarına göre üçlü vardiya sistemi ile çalışılan işyerlerinde fazla mesai yapılmadığı kabul edilmektedir. Buna rağmen davacının soyut iddiasının kabul edilerek fazla mesai çalışmasına ilişkin alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.”(22. HD. 2012/28552 E. 2013/26324 K. 21.11.2013)
“…Somut olayda, davacı davalıya ait işyerinde haftada ortalama 2-3 defa diğer vardiya da çalışan işçinin yerine çalışarak 8 saat fazla çalışma yaptığını ileri sürerek fazla çalışma ücretinin hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı ise işyerinde 3 vardiya çalışıldığını fazla çalışmanın söz konusu olmadığını savunmuştur.
Mahkemece dinlenen davacı tanıkları davalı işyerinde 8’er saatlik üçlü vardiya şeklinde çalıştıklarını, vardiyasına gelmeyen işçi olduğu zaman bir işçinin diğer işçinin yerine çalıştığını, bu şekilde ayda birkaç kez gelmeyen bir işçinin yerine çalıştıklarını ifade etmişlerdir.
Mahkemece işyerinde üçlü vardiya sisteminin uygulandığı, davacının ayda iki hafta tatilinde çift vardiya usulü çalıştığı davacının kendi vardiya saatleri haricinde bir ayda iki kez gelmeyen işçi yerine yedibuçuk saatten toplam 15 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek istek hüküm altına alınmıştır.
Tanıkların bu şekildeki ifadeleri soyut olup davacının diğer bir işçinin yerine çalışıp çalışmadığı, çalışmış ise ayda kaç kez çalıştığı olguları afakidir. Somut delillerle davacının hafta içi fazla çalışma yaptığı ispatlanamamıştır. Üçlü vardiya şeklinde yapılan çalışmalar da fazla çalışma gerçekleşmeyeceğine göre davacının başka vardiyada çalıştığı iddiasına dayalı isteğinin reddi gerekir.
Ancak hafta tatilinde yapılan çalışmalarda günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayıldığından, davacının ayda 2 hafta tatilinde çift vardiya usulüne göre çalıştığı kabul edildiğinden sadece bu haftalara denk gelen günler yönünden fazla çalışma alacağı hesaplanmalıdır.”(7. HD. 2013/1856 E. 2013/2022 K. 04.03.2013)
“…Davacı vekili dava dilekçesinde davacının cumartesi dahil 6 gün 10.30- 20.0 saatleri arasında çalıştığını iddia etmesine ve bu çalışma saatlerine göre fazla çalışma ücreti talep etmesine karşın bilirkişi raporunda tanık anlatımlarına göre hafta içi 10.30-22.00 arası ve cumartesi günleri ise 10.30- 19.0 arası çalışma yapıldığı kabul edilerek fazla çalışma hesabı yapılmıştır.
Mahkemece talebin aşılması suretiyle yapılan hesaba itibar ederek fazla çalışma ücretine hükmedilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2009/31788 E. 2011/48989 K. 21.12.2011)
“…Davacı, dava dilekçesinde haftalık çalışmanın 6 gün olduğunu ve her gün 8 saat çalıştığını iddia ederek fazla mesai isteğinde bulunmuştur.
Davacı isteğine göre haftada 3 saat fazla mesai yaptığının kabulü gerekir.
Mahkemece tanık beyanlarına değer verilerek günde 1.5 saat fazla mesai yapıldığı kabul edilerek hüküm kurulması HUMK.nun istekle bağlılık kuralına aykırıdır.
Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.”(9. HD. 2006/1786 E. 2006/22508 K. 14.09.2006)
“…Somut olayda davacı, davalı işyerinde haftanın 6 günü 8-17 saatleri arasında çalıştığını belirtmiştir.
Davacı tanıkları ise davacının 7-17.30 saatleri arasında çalıştığını beyan etmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftanın 6 günü 7-17.30 saatleri arasında haftada 57 saat çalışıp 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davacı tarafın 8-17 saatleri arasında çalıştığı yönündeki beyanı bağlayıcıdır. Bu durumda mahkemece gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davacının işyerinde haftanın 6 günü 8-17 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır.”(9. HD. 2009/29816 E. 2011/47471 K. 07.12.2011)
“…Bilirkişi raporunda davacının günlük 3 saat çalışma yaptığı kabul edilerek fazla mesai ücret alacağı hesaplanmış mahkemece de bu miktar üzerinden %30 indirim yapılarak fazla çalışma ücret alacağı hüküm altına alınmış ise de;
Davacı, dava dilekçesinde haftanın 6 günü 7-17 saatleri arasında çalıştığını belirterek fazla çalışma ücreti talep etmiş yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları günlük bir saat yemek molası ile davacının iddia ettiği saatler arasında çalıştığını ifade etmişlerdir. Davacının günlük 2 saat fazla çalışma yaptığı dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Bu durumda davacının günlük 1.5 saatlik fazla çalışma süresi üzerinden izinli raporlu ve geçerli mazereti olduğu günlerde fazla çalışma yapamayacağı kabul edilerek makul bir oranda indirim yapılması gerekir iken yazılı şekilde günlük 3 saat üzerinden yapılan %30 oranındaki indirim hatalıdır.”(9. HD. 2006/2599 E. 2006/5727 K. 07.03.2006)
“…Davalı vekilinin dilekçesinde belirttiği Eylül 2009 ayına kadar ikinci bekçi olarak çalıştığı bildirilen S.P. ‘nin Bursa 3.İş Mahkemesindeki 2005/384 Esas sayılı dosyası getirilerek usulüne uygun incelenmesi ve adı geçen dosyanın dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek davacının hizmet süresinin ve çalışma şeklinin tereddüde yer vermeyecek şekilde tespitinden sonra davacının hak ve alacaklarının belirlenip hesaplanması gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/22846 E. 2011/38345 K. 19.10.2011)
“…Somut olayda, davalı işyerinde 3 vardiya halinde çalışıldığı sabittir. Ayrıca davacının fazla çalışma yaptığını iddia ettiği yaz aylarında fazla çalışma yapıldığı hususu kesin olarak ispat edilememiştir.
Kaldı ki davacı ile aynı işyerinde çalışan ve aynı işi yapan davacının eşi tarafından açılan İzmir 6.İş Mahkemesi’ nde görülen 2008/418 esas numaralı davada yapılan yargılama sonrasında fazla çalışma ücreti talebi reddedilmiş ve bu karar Dairemizin 09/05/2012 tarih,2010/7839 esas ve 2012/16284 karar sayılı ilamı ile onanmış olup işyerindeki çalışma koşulları bu şekilde kesinleşmiştir.
Davacı ile aynı işyerinde ve aynı koşullarda çalışan, davacının eşine ait yukarıda bahsi geçen dava dikkate alındığında davacının fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/7948 E. 2012/26955 K. 10/07/2012)
“…Somut olayda davacı fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yaptığını iddia etmiş, davalı ise davacının fazla çalışma ve hafta tatili çalışmasının bulunmadığını savunmuştur.
Dinlenen davacı tanıkları haftanın 6 günü çalışıp 1 günü hafta tatili kullandıklarını ancak işlerin yoğun olduğu dönemlerde hafta tatili izni kullanmadıklarını, ortalama olarak ayda 3 gün hafta tatili izni kullandıklarını, mesainin sabah 08.00 de başladığım akşam 23.00 a kadar devam ettiğini beyan etmişlerdir.
Mahkemece davacının haftanın 6 günü çalıştığından bahisle hafta tatili alacağının reddine karar verilmiş fazla çalışma alacağı ise hüküm altına alınmıştır.
Aynı gün temyiz incelemesi yapılan Ankara 6. İş Mahkemesinin 29.12.2010 tarih ve 2008/849 E., 2010/1006 K. Sayılı ve aynı mahkemenin aynı tarih ve 2008/850 F.., 2010/1007 K. sayılı dosyalarında yapılan işin niteliği dikkate alınarak Nisan-Kasım ayları arası fazla çalışma ve hafta tatili alacağının hesaplandığı ve bu hesaplama şeklinin hükme esas alındığı görülmüştür.
Yine aynı gün temyiz incelemesi yapılan Ankara 9.İş Mahkemesinin 05.10.2010 tarih ve 2008/684 E. 2010/733 K. sayılı dosyada da benzer şekilde hesaplama yapıldığı da anlaşılmıştır.
Dolayısıyla aynı gün temyiz incelemesi yapılan yukarıda belirtilen emsal dosyalarda aynı işi yapan davacıların açtıkları davalarda tanıkların yaz ve kış ayları ayrımı yaparak beyanda bulundukları ya da bilirkişilerce yapılan işin niteliği gereği kış aylarında fazla çalışma ve hafta tatili çalışması yapılamayacağı tespitiyle söz konusu alacakların hesaplandığı anlaşılmakla mahkemece öncelikle yapılan işin niteliği de dikkate alınarak mevsimsel çalışma koşullarının ilgili yerlerden sorulmak suretiyle yaz ve kış ayları çalışma koşulları belirlenerek ve tanıklar yeniden dinlenilerek iş yerinde davacının yaz-kış aylarında aynı koşullarda çalışıp çalışmadığı açıkça tespit edilerek ve yukarıda belirtilen emsal dosyalar da gözetilerek fazla çalışma ve hafta tatili alacaklarının yeniden belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile sonuca gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/18902 E. 2012/24457 K. 26.06.2012)
“….Somut olayda; davacı tanıkları davacının fazla çalışma yaptığına ve genel tatillerde çalıştığına ilişkin beyanlarda bulunmamışlardır. Bundan sonra davacının aynı işyerinde başka bir alt işveren nezdindc 31.05.2006 tarihine kadar fazla çalışma yaptığına ve genel tatillerde çalıştığına ilişkin kesinleşmiş dava dosyasına göre 01.06.2006 ile fesih tarihi olan 29.02.2008 tarihleri arasında da aynı şekilde çalıştığı kabul edilerek anılan alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Fazla çalışma yapıldığını, yapılmışsa ne şekilde yapıldığını ve genel tatillerde çalışma yapılıp yapılmadığını kanıtlamak davacıya aittir. Kesinleşmiş de olsa başka bir döneme ait dosya hüküm kurulan dönemde de aynı şekilde çalışıldığının delili olamaz. Çünkü davacı tanıklarının bu dönemde de aynı şekilde çalışma yapıldığına ilişkin beyanı yoktur. Böyle olunca davacı tarafından ispatlanamayan her iki alacağın da hüküm altına alınması yerinde değildir.”(9. HD. 2011/49520 E. 2012/29841 K. 17.09.2012)
“…Somut olayda, davacının Irakta ABD silahlı kuvvetlerinin K. firmasına ihale ettiği havaalanı inşaatının taşeronu olan davalı şirkette çalıştığının anlaşılması karşısında, ABD yetkililerinden işyerine giriş çıkış kayıtlarının. Dışişleri Bakanlığı ve Irak Büyükelçiliği vasıtasıyla istenerek dosya kapsamındaki deliller ile birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir.
Mahkemece aynı işyeri ile ilgili başka işçiler tarafından açılarak kesinleşen dava dosyalan emsal alınarak sonuca gidilmiş ise de, her dosya kendi delilleriyle değerlendirilmelidir. Emsal alınan dosyaların delillerinin ve taraf beyanlarının farklı olması ve kısmi dava olarak açılan bir dava da bulunmaması karşısında bu dosya için emsal olamayacağı gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.”(7. HD. 2013/16656 E. 2013/9410 K. 22.05.2013)
“…Somut olayda davacı 7.5 saatin üstünde çalışarak fazla çalışma yaptığını iddia etmiştir.
Davacı tanık dinletmemiş, emsal dosyalarda dinlenen tanık ifadelerini ibraz etmiştir. Bu tanık ifadelerinde davacının çalışma saat şekline ve ilişkin bir açıklama bulunmamaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda Ömekköy şantiyesinde iki vardiyalı olarak çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmıştır.
Davacı vekili, rapordan sonra davacının bu şantiyede çalışmadığım katlı pazar yerinde çalıştığını beyan etmiştir.
Puantajlardan 6 gün esasıyla çalıştığı belli olmasına rağmen saat yer almamaktadır.
Böyle olunca davacı fazla çalışma yaptığını kanıtlayamadığından bu talebinin reddi gerekirken başka bir şantiyedeki çalışma şekline göre düzenlenen rapor esas alınarak anılan isteğin kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2009/28998 E. 2011/47156 K. 05.12.2011)
“…Dosya içeriğine göre davacı davalının işverenin İzmir işyerinde mühendis olarak çalışmaktadır.
Davalının merkez işyeri Ereğli işyerinde çalışma şekli puantaj kayıtlarına dayanmaktadır.
İzmir işyerinde puantaj kayıtlarına dayanan bir çalışma şekli kanıtlanmadığından, Ereğli işyerindeki çalışma şeklinin ve çalışanlara ait fazla mesai ücreti ile ilgili davaların, davacı açısından emsal alınması olanağı yoktur. Bu yöndeki gerekçe hatalıdır.”(9. HD. 2011/46347 E. 2011/45602 K. 28.11.2011)
“…Davacı işçi 2000 yılı sonrasında fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek bu yönde isteklerde bulunmuştur. Davalı işveren ise, 2001-2004 yılları arasında söz konusu alacaklara hak kazanılmadığını savunmuştur.
Mahkemece tanık beyanlarına göre davacının ayda 60 saat fazla çalışma yaptığı yine bir kısım ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığı, söz konusu çalışmaların karşılığının ödenmediği gerekçesiyle isteklerin kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı tanıkları, işyerinde çalışıldığı sırada fazla çalışma yapılmadığını, sadece dış görevdeyken yasal sürelerin aşıldığım ve ulusal bayram ile genel tatillerle çalışıldığını açıklamışlardır. Davalı işveren resmi kurum olup istek konusu dönemde şoför olarak çalıştığına göre davacının dış göreve gönderilmesiyle ilgili tüm kayıtların dosyaya sunulması gerekir.
Yine davacı işçiye 2000 yılına kadar fazla çalışma ile bayram ve genel tatil ücreti ödendiği tartışma dışıdır. Davacı tanıkları istek konusu dönemde de 2000 yılı ve öncesinde olduğu gibi çalışıldığını açıklamışlardır. Bu noktada 2000 yılı ve öncesine ait bordrolar ile diğer tahakkuk ve ödeme belgeleri sunulmalı ve bu dönemde çalışma şekli konusunda gerçek durumun tespitine çalışılmalıdır. Çalışma şeklinin değişmediği davacı tanıkları tarafından açıklanmış olmakla, 2000 yılı ve öncesinde kalan uygulamaların tespiti ile uyuşmazlığın çözümünde bu verilerin de değerlendirilmesi gerekir.
Davacı tanıkları davaya konu istekler yönünden hesaplamaya elverişli olmayan soyut nitelikte açıklamalarda bulunmuşlardır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, anılan tanık beyanları ile işverenin bir başka işyerinde çalışan işçiler yönünden yapılmış olan bir hesaplama tarzı dikkate alınarak istekler yönünden hesaplamaya gidilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, farklı bir işyerindeki başkaca işçilerin çalışma şekline göre hesaplama yapılması doğru değildir. Yine aynı raporda işverence zaman zaman yapılan ödemelerin çalışılan saatlere bakılmaksızın yapıldığı ve gerçek durumu yansıtmadığı belirtilmiştir ki, dosyada bu sonuca ulaşılmasını gerektirecek bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır.
Yapılan bu açıklamalara göre, işverence davacı işçiye verilen dış görev ile ilgili belgeler ile 2000 yılı ve öncesine ait ödeme kayıtları getirtilmeli ve tüm dosya kapsamı yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/1964 E. 2006/5137 K. 28.2.2006)
“….Davacının 06/10/2005-11/12/2007 tarihleri arasında davalı şirketin Uşak’ta bulunan iş yerinde, 11 /12/2007-04/04/2008 tarihleri arasında ise davalı şirketin Balıkesir’de ki iş yerinde çalıştığı anlaşılmaktadır.
Davacı tanıkları A.K.ve Y.S. 06/10/2005-11/12/2007 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden davacının fazla çalışma yaptığını ve milli bayramlarda çalıştığım doğrulanmışlardır. Ancak, bu tanıklar davalının Uşak’taki iş yerinde çalıştıklarından, Balıkesir’deki iş yerindeki çalışma saatleri ve çalışma günlerine ilişkin beyanları bulunmamaktadır.
Diğer davacı tanığı Balıkesir’de ki iş yerinde çalışmış olmakla birlikte, bu tanık çalışma saatlerine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmamış ve ulusal bayram genel tatil günlerinde davacının çalışmadığını bildirmiştir.
Mahkemece, 11.12.2007-04.04.2008 tarihleri arasında Balıkesir’deki işyerindeki çalışma dönemi için davacının fazla çalışma iddiasını ve ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığı dikkate alınmaksızın, tüm çalışma süresi için fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacağına hükmedilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2009/28216 F.. 2011/45319 K. 23.11.2011)
“…Taraflar arasında diğer bir uyuşmazlık konusu da davacının fazla çalışma ve genel tatil günlerinde çalışma yapıp yapmadığı noktasındadır.
Mahkemece söz konusu alacaklar hüküm altına alınmıştır.
Ancak, emsal dosyalarda mevcut Bayındırlık Bakanlığı Yapı İşleri Müdürlüğünün 07.07.1982 tarihli yazısı ve ekleri uyarınca Şanlıurfa ve ilçelerinde 1 Ocak-1 Mart arası 60 gün çalışılmadığı belirtilmiş, diğer il ve ilçelerdeki çalışılmayan günler da açıklanmıştır.
Mahkemece, söz konusu çalışılmayan günleri bildiren yazının tarihi de dikkate alınarak dava konusu dönem ile ilgili olarak davacının Türkiye’de çalıştığı yerler de dikkate alınarak yeniden bu hususun araştırılıp davacının çalıştığı il ve ilçelerde çalışılmayan günlerin tespiti ile söz konusu günlerde mevsim koşulları nedeniyle mi yoksa inşaat yasağı nedeniyle mi çalışılıp, çalışılmadığı araştırılıp neticesine göre karar verilmesi gerekirken davacının yıllık izinde geçirdiği süreler hesap dışı bırakılmadan yanılgılı değerlendirme ile tüm çalışma süresi üzerinden kesintisiz bir şekilde fazla çalışma ve genel tatil alacağı hesaplanması hatalıdır.”(9. HD. 2010/17818 E. 2012/25792 K. 03.07.2012)
“…Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı işçinin fiilen çalıştığı hafta sayılarına göre fazla çalışma ücreti hesaplandığı açıklanmıştır. Davalı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde izinli olunan günler için de fazla çalışma ücreti hesaplandığını belirtmiş, izinli olunan günleri dilekçede açıklamıştır.
Mahkemece davalının sözü edilen itirazları üzerinde durulmaksızm davanın kabulüne karar verilmiştir. Bilirkişi raporunda yıllık izin sürelerinin hesaplamada dikkate alınmadığı belirtilmiş olsa da yıllık izin süreleri hesaplamada gösterilmemiştir.
Bu nedenle davalının sözü edilen itirazlarının karşılanması için ek rapor tanzimi ile sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/14665 E. 2011/14668 K. 23/05/2011)
“…Öte yandan davacının fazla çalışma alacağı konusunda da ihtilaf bulunmaktadır Bilirkişi tarafından davacının 10.12.2005-20.06.2006 tarihleri arasında haftalık 18 saat fazla çalışma yaptığının kabulü sureli ile hesaplama yapılmış, hesaplama yapılırken işyerinin kapalı olduğu süreler dışlanmış iken davacının dosya içerisinde mevcut 06.01.2006 tarih ve 1471 sayılı Ankara Numune Hastanesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinin raporuna göre
19.01.2006 tarihinden itibaren 30 gün süre ile istirahatli olmasına rağmen bu sürelerin hesaplamada çalışılmış gibi hesaba katılması hatalıdır.”(9. HD. 2008/44333 E. 2010/33567 K. 08.11.2010)
“…Davacının bir süre başka bir işverene ait araçta şoförlük yaptığı davalı işverence ileri sürülmüş, bazı tanıklar da bu iddiayı doğrulayan anlatımda bulunmuşlardır.
Davacının bahsi geçen çalışmaları ile bu süre içinde davalıya ait işyerinde çalışmasına devam edip etmediği hususları da tespit olunmuş değildir.
Davacı işçi bu süre içinde davalıya ait işyerinde çalışmış olsa dahi, hesaplamaya konu olan dönem içinde kalması halinde en azından bu süre için fazla çalışma ile bayram ve genel tatil ücretlerine hak kazanılmasına olanak yoktur. Anlatılan bu neden ile eksik incelemeyle hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD 2006/2399 E. 2006/7884 K. 31.01.2006)
“…Davacı işçi cevaba cevap dilekçesinde 1989-1990 yılları arasında askerlik yaptığını açıklamıştır. Bilirkişi hesap raporunda kıdem tazminatı, izin ücreti, fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ile bayram ve genel tatil ücretleri yönünden askerlik süresi için de hesaplama yapılmış, davalı vekili rapora bu yönden itiraz etmiştir.
Mahkemece söz konusu itiraz üzerinde durulmaksızın isteklerle ilgili hüküm kurulmuştur.
Davacı işçinin askerlik görevini yaptığı sürenin kıdem tazminatı ile izin ücreti, fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri yönünden hesaplama dışı bırakılması gerekirken bu dönemin işçilik alacakları hesabında dikkate alınması hatalı olmuştur. Gerekirse bu yönde bilirkişiden ek rapor alınarak sonuca gidilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.”(9. HD. 2006/7750 E. 2006/15779 K. 30.05.2006)
“…Davalı vekilinin rapora ve ıslaha karşı sunduğu 18.2.2010 tarihli dilekçede yıllık ücretli izne yönelik yemin teklifinde bulunduğu ancak mahkemece yemin teklifi konusunda herhangi bir değerlendirme ve usuli işlem yapılmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece delil listesinde her türlü yasal delile dayanan davalının yemin teklifine ilişkin usuli işlemlerin yerine getirilerek yıllık ücretli izin talebinin değerlendirilmesi gerekirken bu hususun yerine getirilmemesi bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/15207 F.. 2012/23474 K. 18.06.2012)
“…Somut olayda, davacı 8:00-19:30 arası çalıştığını belirtmiş, davacı tanıkları yaz aylarında 08:00-19:00 kış aylarında ise 08:00-17:00 arası çalışma bulunduğunu belirtmiştir.
Buna göre dönemsel olarak fazla çalışmanın hesaplanması gerekirken tüm yıl için 08:00-19:00 arası çalışıldığı şeklinde hesaplama yapan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2011/7680 E. 2012/17531 K. 17.05.2012)
“…Davacının görevi asfaltlama işinde şoförlük olup, asfaltlama işinin kış aylarında yapılamadığı anlaşılmakla emsal olduğu tespit edilen Dairemizin 2011/43940 E. 2012/ 27532 K. sayılı ilamı ile onanan Ankara 9. İş Mahkemesinin 2001/112 E. 2011/911 K.. sayılı dosyasında da saptandığı üzere fazla çalışmanın Nisan-Kasım aylarına özgü olarak haftada 15 saat üzerinden hesaplanması gerekirken bu ayrıma gidilmemesi de hatalıdır.”(9. HD. 2012/6321 E. 2014/10736 K. 31/03/2014)
“…Somut olayda davacı vekili davalı işyerinde şoför olarak çalışan davacının her gün 08.00-20.00 saatleri arasında 12 saat çalıştığını, ancak fazla mesai ücretinin ödenmediğini iddia etmiştir.
Davalı vekili davacının fazla çalışma yapmadığını savunmuştur.
Mahkemece bilirkişi raporu benimsenmek sureti ile davacının yaz kış ortalaması dikkate alındığında günde 10 saat çalıştığı, günde 2,5 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek fazla çalışma ücretine hükmcdilmiştir. Ancak dosya içinde mevcut, dinlenen davacı tanık beyanlarına göre çalışma saatlerinin yaz ve kış aylarında farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda yaz ve kış ayrıntı yapılarak fazla çalışma süresi ve ücretinin tespiti gerekirken yazılı okluğu şekilde her iki dönemin ortalaması alınarak sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/92 E. 2010/36375 K. 06.12.2010)
“…Somut olayda, davacının, turistlik otel olarak işletilmekte olan davalıya ait iş yerinde tek şoför olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Davacı tanıkları, davacının, haftada yedi gün 06.00-23.00 saatleri arasında çalıştığını beyan etmişlerdir. Davalı tanıklarını ise, kışın çalışmadığı yönünde beyanları bulunmaktadır. Mahkemece iş yerinin niteliği dikkate alınmaksızın yaz ve kış aylarında davacı tanıklarının bildirdiği saatler arasında çalışmanın gerçekleştiği kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Davacı tanıklarının yaz ayları ile kış aylarında aynı saatler arasında çalışıldığı yönünde bir beyanları bulunmamaktadır. Mahkemece, tanıklar yeniden dinlenmeli ve davacının yaz ve kış dönemlerinde hangi saatlerde çalıştığı ayrıntılı olarak belirlenmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Eksik incelemeye dayalı karar verilmesi hatalıdır.
Ayrıca, kabulüne karar verilen fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil günleri çalışma karşılığı ücret alacaklarının tanık beyanları esas alınarak belirlendiği dikkate alındığında, bu alacaklar yönünden hakkaniyet indirimi yapılmaması da hatalı olup, bu husus ayır bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.”(22. HD. 2012/10502 E. 2013/249 K. 22.01.2013)
“…Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait işyerinde 2009-2010 yılları arasında çalışan davacı ve davalı tanıkların beyanına itibar edilerek davacının tüm çalışma süresinde, haftanın 6 günü 08:00-19:00 saatleri arasında 1.5 saat ara dinlenme ile günde 9.5 saat çalışarak fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Beyanları hükme esas alman davacı tanıkların 2008 yılında gerçekleşen çalışma dönemine ve bu dönemde işyerindeki çalışma düzenine ilişkin bilgi sahibi olmadıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının 2008 yılı çalışma dönemine ilişkin fazla çalışma iddiasını ispatladığı kabul edilmeyeceğinden tüm çalışma süresi için hesaplama yapılmış olması hatalıdır.
Öte yandan, davalı işveren yaz- kış dönemlerinde çalışına saatlerinin farklılık arz ettiğini ileri sürmektedir: Davacı ve davalı tanıklarının bu husustaki beyanları alınmadan karar verilmiş olması da ayrı bir bozma sebebi olarak kabul edilmiştir.”(22. HD. 2012/30217 E. 2013/28647 K. 10.12.2013)
“…Somut olayda; davacı vekili davacının fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını iddia ederek fazla mesai ve hafta tatili çalışma ücretlerinin ödetilmesini istemiş ve iddiasını ispatlamak için tanık dinletmiştir. Davalı ise davacının taleplerinde haklı olmadığını savunmuştur. Hükme esas alman bilirkişi raporunda ise davacının kış aylarında haftanın 7 günü 08:30- 16:30 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek 1 saat ara dinlenme tenzili ile haftalık 4 saat üzerinden, yaz aylarında haftanın 7 günü 08:00-19:00 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek 1,5 saat ara dinlenme tenzili ile haftalık 21,5 saat üzerinden fazla mesai ve ayrıca hafta tatili ücreti hesap edilmiş, mahkemece hakkaniyet indirimi yapılarak alacaklar hüküm altına alınmıştır. Davacı yararına hafta tatili ücreti hesap edilip hüküm altına alındığına göre 7. günün ayrıca fazla mesai hesabında dikkate alınması mükerrerliğe neden olmuştur. 7. günden fazla mesai hesabında dikkate alınacak süre kış aylarında olmamakla birlikte yaz aylarında sadece 11-1,5=9,5-7,5=2 saat olabilir. Başka bir anlatımla davacının yaz aylarında fazla mesaisi sadece 11 1,5=9,5×6=57+2 (7.günden) 59-45=14 saat olabilir. Davacının kış aylarında fazla mesaisi ise bulunmamaktadır.”(7. HD. 2013/15380 E. 2013/23332 K. 25.12.2013)
“…Dosya kapsamına göre dava konusu işyeri otel olup davacı tanıkları beyanlarında davacının kış aylarında yaz aylarından daha az mesai yaptığını bildirmişlerdir. Nitekim hükme dayanak yapılan bilirkişi raporundaki açıklanan kısmında, davacının (Kasım-Nisan) arasındaki kış sezonuna ilişkin dönem için fazla çalışma yaptığını davacının kanıtlamadığından söz edilerek bu dönem için fazla çalışma ücreti hesaplanmadığı belirtilmiştir. Buna karşın bilirkişi tarafından hesaplama yapılırken kış dönemini de kapsar şekilde (yıllık 52 hafta üzerinden) fazla mesai ücreti hesaplanmış ve bulunan miktar mahkemece hakkaniyet gereği (1/3) oranında indirim yapılmak suretiyle hüküm altına alınmıştır.
Davacının kış sezonundan fazla mesai yapmadığı sabit olduğu halde kış dönemini kapsar şekilde fazla mesai ücretinin hesaplanıp hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”(7. HD. 2013/25450 E. 2014/7416 K. 03.04.2014)
“…Davacı tüm çalışma süresi boyunca fazla mesai ile ve hafta tatilleri dahil çalıştığı iddiasıyla bu çalışmalarına ait ücretlerini talep etmiştir.
Davacı tanıkları davacının soba yakmak üzere sabahları 07.30’da geldiğini ve hafta tatillerinde de çalıştığım söylemiştir.
Bulunulan yerin iklim koşulları ve işyerinin niteliği dikkate alınarak soba yakılan dönemlerle sınırlı olarak fazla mesai ücreti ve dershane konumuna göre yılın çalışılan bölümleri için hafta tatili ücreti alacağına hükmetmek gerekirken, yazılı şekilde yılın tümü için fazla mesai ve hafta tatili ücretlerine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/15009 E. 2006/33529 K. 20.12.2006)
“…davalı işyerinde oto yıkayıcısı olarak çalışmaktadır.
Davacı tanığı A.A. 17.7.2008 günlü celsedeki beyanına göre Edirne’de kış aylarının yoğun ve karlı geçtiği ve araba yıkama işinin ender olduğu belirtilmesine rağmen davacının kış aylarında da fazla mesai yapıp, hafta ve genel tatil günlerinde de çalıştığının kabul edilmesi hatalıdır.
Mahkemece fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışma ücretlerinin kış ayları dışlanarak hesaplanması gerekirken bu alacakların yazılı şekilde hesabı bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/3187 E. 2011/20 K. 24.01.2011)
“…Davacı, açık inşaatlarda çalışan kalıp ve demir bağlama işlerinde çalışmıştır.
Kış aylarında havanın erken kararması ve kış şartları sebebiyle mahkemenin kabul ettiği gibi fazla mesai yapması mümkün değildir.
Bu nedenle davacının kış ayları dışında fazla mesai yaptığı kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Bilirkişiden ek rapor alınmalı ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.”(9. HD. 2006/6397 E. 2006/27667 K. 19.10.2006)
“…Somut olayda davacı tanıklarından T.E. kış döneminde davacının haftanın iki günü akşam 17’den sonra saat 22-24 kadar çalıştığını, yine tanıklardan Y.B. da işyerinde 24 saat çalışıldığını belirtmiştir.
Dosya içindeki Bölge Çalışma Müdürlüğü inceleme raporuna göre işyerinde beton pompacılarının işlerin yoğun olduğu Eylül-Nisan döneminde haftada 5,6,8,10 saat üzerinden fazla çalışma yapıldığı belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınmak suretiyle dosya içindeki fazla çalışma tahakkuku bulunan imzalı bordrolara ilişkin aylar dışlanmak suretiyle davacı tanıkları ile BÇM raporu birlikte değerlendirmeye tabi tutularak işlerin yoğun olduğu Eylül-Nisan dönemi yönünden davacının fazla çalışma alacağı hesaplanarak yeniden bir karar verilmelidir.”(9. HD. 2009/20941 E. 2011/34899 K. 05.10.2011)
“…Somut olayda; davacının tüm çalışma süresi açısından yaz – kış mevsimi ayrımı yapılmaksızın, haftalık aynı sürelerle çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama doğrultusunda fazla çalışma ücretine hükmedilmiş ise de, soğuk meşrubat tüketiminin kış mevsiminde yaz mevsimindeki kadar yoğun olmayacağı dikkate alınarak delillerin değerlendirilmesi gerekirken mevsimlere göre ayrım yapılmaksızın sonuca gidilmesi isabetli bulunmamıştır.”(9. HD. 2008/41115 E. 2010/30136 K. 21/10/2010)
“…Davacı işçi plasiyer yardımcısı olarak çalıştığı işyerinde fazla çalışma yaptığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Mahkemece davacı işçi günde 3 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış % 30 oranında indirime gidilerek fazla çalışma ücretleri yönünden karar verilmiştir.
Davacı işçi turistik yerlerden olan Antalya’ da soğuk meşrubat satma işinde çalışmıştır. Bu görevini şirketin tahsis ettiği araçla yerine getirmiştir. İşyerinde prim uygulaması da mevcuttur. İşyerinin özelliği ve davacının çalışma şekli dikkate alındığında turizm sezonu dışında davacının haftalık 45 saati aşan çalışmalarından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır. Davacının turizm sezonu dışında kalan dönemler için fazla çalışma ücreti isteğinin reddine karar verilmelidir.
Turizm sezonunda ise dosyadaki bilgi ve belgelerle kanıtlandığı ve mahkemenin kabulü gibi fazla çalışma süresinin günde üç saati geçmeyecek şekilde belirlenmesi ve buna göre fazla çalışma ücreti hesaplanarak indirim hususu da düşünülmek suretiyle bir karar verilmelidir.”(9. HD. 2007/8636 E. 2008/1256 K. 20.02.2008)
“…Davacı işçi meşrubat dağıtıcısı olarak çalıştığı işyerinde fazla çalışma yaptığını ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. Mahkemece, davacı işçinin kış aylarında günde 9 saat ve yaz aylarında günde 15 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış, % 25 oranında indirime gidilerek fazla çalışma ücretleri yönünden karar verilmiştir.
Davacı işçi turistik bir yerde soğuk meşrubat satışı işinde çalışmıştır. Bu görevini şirketin tahsis ettiği araçla yerine getirmiştir. İşyerinin özelliği ve davacının çalışma şekli dikkate alındığında, turizm sezonu dışında davacının haftalık 45 saati aşan çalışmalarından söz edilmesine olanak bulunmamaktadır. Davacının turizm sezonu dışında kalan dönemler için fazla çalışma ücreti isteğinin reddine karar verilmelidir.
Turizm sezonunda ise, dosyadaki bilgi ve belgelerle davacının dava dilekçesindeki anlatımına göre günlük fazla çalışma süresi günde 3 saati geçmeyecek şekilde belirlenmeli ve buna göre fazla çalışma ücreti hesaplanarak indirim hususu da düşünülmek suretiyle bir karar verilmelidir.”(9. HD. 2006/31966 E. 2007/18090 K. 06.06.2007)