Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Yargıtay kararları ışığında işçinin ara dinlenmesi ve fazla çalışma hesabına etkisi

Yargıtay kararları ışığında işçinin ara dinlenmesi ve fazla çalışma hesabına etkisi

İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.

Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir.

Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışına sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.

İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi ve bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.

Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.

Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun şekilde kullandırılması gerekir (Yargıtay 9.HD. 17.11.2008 gün 2007/35281 E, 2008/30985 K.).

İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.

9 saatlik çalışma süresinde işçinin yemek ve diğer insani ihtiyaçları için ara vermeden çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır.
“…Hükme esas bilirkişi raporunda günlük 3 vardiya üzerinden 9 saat çalıştığı belirtilen davacının ara dinlenme yapmaksızın çalıştığı kabul edilmiştir.
İşçinin bu süre içinde yemek ve diğer insani ihtiyaçları için ara vermeden çalışması hayatın olağan akışına aykırıdır.
Bu nedenle haftalık çalışma süresi belirlenmeden davacının günlük çalışma süresinden ara dinlenme süresi mahsup edilmeli, daha sonra haftalık çalışma süresi belirlenmeli ve buna göre varsa davacının fazla mesai ücret alacağı hesaplanmalıdır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2011/42773 E. 2012/20219 K. 11.06.2012)

“…Somut olayda fazla çalışma ücreti, tanık beyanları doğrultusunda, davacının haftanın 6 günü 8:00-18:00 saatleri arasında, haftada 60 saat çalıştığı ve haftalık 15 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek belirlenmiştir. Hesaplama yapılırken ara dinlenme süresinin mahsup edilmediği anlaşılmış olup günlük çalışma süresinden ara dinlenme süresi düşülerek fazla mesai alacağının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hatalı bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi bozma nedeni yapılmıştır.”(22. HD. 2012/11806 E. 2013/1258 K. 29/01/2013)

“…Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının haftalık 48 saat çalıştığı kabul edilerek 3 saatlik fazla çalışmasına göre hesaplama yapılmıştır.
Davacı güvenlik görevlisi olarak sekiz saat çalışmış ise de; günlük çalışma saatlerinden ara dinlenme süresi olarak yarım saat indirim yapılması sonucu davacının normal çalışma süresinde çalışmış olduğu görülmektedir.
Bu nedenle davanın reddi gerekirken fazla mesai ücreti alacağının kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/15552 E. 2006/34955 K. 27.12.2006)

“…Taraflar arasındaki “alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 11.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 05.05.2005 gün ve 2004/630-2005/214 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 16.06.2005 gün ve 2005/17527-21563 sayılı ilamı ile; (…Davacı işçi, davalıya ait işyerinde vardiyalı olarak çalıştığını, işyerinin konumu nedeniyle iş mahallinden ayrılmasının mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinin 61.maddesinde vardiyalı işlerde çalıştırılan işçilerin yarım saatlik ara dinlenmelerini iş mahallinde geçirdiklerini, iş mahallinde geçirilen yarım saatlik ara dinlenme süreleri için bir saatlik normal çalışma ücretinin %50 arttırılmak suretiyle ödenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen ödenmediğini belirterek ara dinlenme alacağının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, bu konuda öncelikle toplu iş sözleşmesinin tarafı sendikaca yorum davası açılması gerektiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, toplu iş sözleşmesinin anılan hükmünün 2822 sayılı Kanunun 5 ve Borçlar Kanunun 19.maddesi uyarınca geçersiz olduğunu, vardiyalı çalışan işçilerden ara dinlenmesi sırasında zorunlu olarak işbaşında işe amade bulunması gereken işçilere ara dinlenmesi ücretinin verildiğini, ara dinlenmelerini işyeri mahallinde veya dışında serbestçe kullanabilme imkanına sahip işçilerin ise salt toplu iş sözleşmesindeki düzenlemeden hareketle zamlı ara dinlenme ücretine hak kazanamayacağım, davacının haftalık çalışma süresinin 45 saati geçmediğini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık toplu iş sözleşmelerindeki düzenlemeler uyarınca vardiyalı çalıştırılan davacı işçiye işyerindeki vardiyalı ve fi il i çalışma şekline göre zamlı ara dinlenme ücretinin ödenip ödenmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Davalı işveren vardiyalı çalışan işçilerden ara dinlenmesi sırasında zorunlu olarak işbaşında bulunması gereken işçilere ara dinlenmesi ücretinin verildiğini, ara dinlenmelerini işyeri mahallinde veya dışında serbestçe kullanabilme imkanına sahip işçilerin ise salt toplu iş sözleşmesindeki düzenlemeden hareketle zamlı ara dinlenme ücretine hak kazanamayacağını savunmaktadır. Davacı tanıkları davacının ara dinlenme sırasında işyerinde bulunduğunu belirtmişlerdir.
Toplu iş sözleşmesinin anılan hükmü, vardiyalı işçi çalıştırılan işyerlerinde ve işçinin ara dinlenmesini işin niteliği gereği fiilen çalışarak geçinilesi halinde uygulanma olanağına sahiptir. İşçinin salt ara dinleme sırasında işyerinde bulunması önemli olmayıp, bu süre içinde ara dinlenme yokmuş gibi çalışıyor olması da gerekir. İşçinin ara dinlenme sırasında kendi isteği ile veya başka bir yere gitme imkanının o sıratla fıziken mümkün olmaması nedeniyle işyerinde bulunması halinde söz konusu alacağa hak kazanması mümkün değildir. Bu nedenle öncelikle işçinin vardiyalı çalışıp çalışmadığı, ara dinlenmesini işyerinde işin niteliği gereği fiilen çalışarak geçirip geçirmediği belirlenmelidir. Davacı tanıkları davacının ara dinlenme sırasında işyerinde bulunduğunu belirtmiş ise de işyerinde bulunmanın nedenini ve işyerinde bulunmanın gerekli olup olmadığı konusunda her hangi bir açıklamada bulunmamışlardır. Mevcut delillerle bir sonuca varma olanağı görülmemektedir. Bu nedenle, gerekirse işyerinde keşif yapılmak ve tanık anlatımları ile birlikte değerlendirme yapılmak suretiyle davacının yaptığı işin niteliği gereği ara dinlenme sırasında fiilen çalışarak işyerinde bulunmasının gerekip gerekmediği belirlenmeli sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalıdır…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre. Hukuk Gene! Kurulu’nea da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”(HGK. 2006/9-191 E. 2006/193 K. 12.04.2006)

“…Taraflar arasındaki uyuşmazlık toplu iş sözleşmelerindeki düzenlemeler uyarınca vardiyalı çalıştırılan davacı işçiye işyerindeki vardiyalı ve fiili çalışma şekline göre zamlı ara dinlenme ücretinin ödenip ödenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Toplu iş sözleşmesinin anılan hükmü, vardiyalı işçi çalıştırılan işyerlerinde ve işçinin ara dinlenmesini işin niteliği gereği fiilen çalışarak geçirmesi halinde uygulanma olanağına sahiptir. İşçinin salt ara dinleme sırasında işyerinde bulunması önemli olmayıp, bu süre içinde ara dinlenme yokmuş gibi çalışıyor olması da gerekir.
İşçinin ara dinlenme sırasında kendi isteği ile veya başka bir yere gitme imkanının o sırada fıziken mümkün olmaması nedeniyle işyerinde bulunması halinde söz konusu alacağa hak kazanması mümkün değildir. (T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E:2006/9-191 K:2006/193 T: 12.04.2006; T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E:2006/9-l88 K:2006/190 T: 12.04.2006)Davacının yaptığı işin niteliği gereği ara dinlenme sırasında çalıştığına dair delil yoktur. Bu nedenle fazla çalışma talebinin reddine karar vermek gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. HD. 2008/5227 E. 2010/13941 K. 18.05.2010)

“…Dosyada mevcut belgelere göre, davacıların işyerinde bekçi, kaloriferci ve aşçı ünvanı ile üçlü vardiyada çalıştığı, anlaşılmaktadır. Yapılan işin niteliği dikkate alındığında ara dinlenmesi yapılması mümkün görevlerdendir.
TİS’nin ara dinlenmeye ilişkin hükmünün uygulanabilmesi için devamlılık arz eden ve çalışanların fiilen devamlı çalışmalarını gerektiren, işçinin devamlı müdahalesine ihtiyaç duyulan bir iş olması gerekir.
Salt işçinin ara dinlenmesi sırasında işyerinde bulunması önemli değildir. Gerçekten, bu süre içinde işçinin ara dinlenme yokmuş gibi çalışıyor olması da gerekir. İşçinin ara dinlenme sırasında başka bir yere gitme imkânının o sırada fıziken mümkün olmaması, anılan alacağa hak kazanılması için yeterli değildir.
Davacının mesai saatleri içerisinde işyerinde yemek yediği, diğer doğal ihtiyaçlarım karşılamak için yarım saat fiilen ara dinlenmesi yaptığının kabulü gerekir. Dairemizin son uygulamaları bu yönde olmakla ( Dairenin
07.02.2007 T. ve 2006/17806-E, 2007/2421-K, 05.12.2007. T 2007/31490- E, 2007/3685 l-K sayılı ilamları ) yerel mahkemece emsal olarak gösterilen kararlar somut uyuşmazlık için gerekçe teşkil etmemektedir.
Bu nedenlerle dava konusu isteğin reddi yerine yazılı gerekçelerle hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/10559 E. 2009/22185 K. 21.07.2009)

“…Dava konusu uyuşmazlık Toplu İş Sözleşmesinin 61.maddesinden kaynaklanmaktadır. Toplu İş Sözleşmesinin anılan hükmü vardiyalı işçi çalıştırılan işyerlerinde, işçinin ara dinlenmesini işin niteliği gereği fiilen çalışarak geçirmesi halinde uygulanabilir. Salt işçinin ara dinlenmesi sırasında işyerinde bulunması önemli değildir. Gerçekten, bu süre içinde işçinin ara dinlenme yokmuş gibi çalışıyor olması da gerekir. İşçinin ara dinlenme sırasında başka bir yere gitme imkanının o sırada fiziken mümkün olmaması, anılan alacağa hak kazanılması için yeterli değildir. İşyerinde yapılan keşif, davacının ara dinlenme sırasında fiilen çalıştığını göstermemektedir.
Davacının mesai saatleri içerisinde işyerinde yemek yediği, diğer doğal ihtiyaçlarını karşılamak için yarım saat fiilen ara dinlenmesi yaptığının kabulü gerekir. Bu nedenle Toplu İş Sözleşmesinin 61 .maddesi hükmü uyarınca yarım saatlik ara dinlenmesi için 1 saatlik normal çalışma ücretinin % 150 oranında arttırılmak suretiyle hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2008/15219 E. 2009/6509 K. 10/03/2009)

“…Dosya içeriğine göre davacının 29.03.1998 tarihinde davalı şirkete ait işyerinde ulaştırma biriminde şoför olarak çalışmaya başladığı, 15.12.2006 tarihinden itibaren den sonra sosyal tesisler işletme sorumlusu olarak çalıştığı,
28.01.2008 tarihinde ise 4. eşdeğer derecede sosyal tesisler işletme sorumlusu olarak ünvanımn değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Davacı işyerinde yürürlükte bulunan 13. dönem toplu iş sözleşmesinin 49. maddesindeki vardiyalı çalışan işçilerin ara dinlenme süresinde görev yerlerini terk edemeyecekleri, bu suretle işyerinde geçirdikleri yarım saatlik ara dinlenmeleri karşılığı ücretlerinin %50 zamlı ödenmesi gerekliği yönündeki düzenleme gereğince ara dinlenme ücreti isteğinde bulunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de dosya içerisindeki belgelerden davacının çalışma süresince işyerinde değişik Unvanlarda çalıştığı anlaşılmaktadır. İşyerinde yürürlükte bulunan Kamu İş (Kamu işletmeleri işverenleri) sendikası ile Tes-İş Sendikası arasında 25.11.2009 tarihinde imzalanan ve 01.03.2009- 28.02.2011 tarihleri arasında geçerli 13. dönem Toplu İş Sözleşmesinin Günlük ve Haftalık İş Süreleri ile Vardiyalı Çalışma Esasları başlıklı 49. maddesinin 3. bendinde “ …. ara dinlenmeleri iş süresinden sayılmaz. Ancak, vardiyalı hizmetlerde çalıştırılan işçiler ara dinlenmesi süresince görev yerlerini terk edemezler. Bu suretle vardiyalı işçilerin görev yerinde geçirdikleri yarım saatlik ara dinlenmesi süresine karşılık yarım saatlik normal ücretleri %50 zamlı olarak ödenir…”, 56. maddesinde ise, vardiyalı çalışmanın “işin gereği veya hizmetin niteliği dolayısıyla çalışma günü içindeki faaliyet normal çalışma süresi dışında da sürekli tutmak durumunda ve zorunda ise ve fazla çalışma ile de bu ihtiyaç karşılanamıyorsa, işçilerin postalar halinde birbiri ardına çalışmasına karar verilerek yapılan işler” olarak düzenlenmiştir.
Karara esas alınan hesap raporunda 13. dönem toplu iş sözleşmesinin yürürlüğe girdiği 01.03.2009 tarihinden dava tarihi olan 18.05.2010 tarihine kadar süre için hesaplama yapılmış ancak davacının işyerinde sosyal tesisler işletme sorumlusu ünvanı ile çalıştığı halde davacının işyerindeki çalışma saatleri ve vardiya saatlerine ilişkin işyeri düzenlemeleri dosyada bulunmamaktadır. Yine davacının TİS in 49. ve 56. maddesindeki düzenlemelere göre işin gereği veya hizmetin niteliği dolayısıyla vardiyalı çalışmayı gerektirip gerektirmediği belirlenmeden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş davacının dava konusu döneme ait işyerinde fiilen çalıştığı işlere ait görev tanımları getirtilmeli, işyeri düzenlemeleri gereğince vardiyalı çalışma yapılıp yapılmadığı, ara dinlenme süresinde davacının fiilen çalışıp çalışmadığı belirlenmeli, işyerinde yürürlükte bulunan TİS hükümlerine göre ara dinlenme süresi içinde çalışması olduğunun belirlenmesi halinde hak kazanılan ara dinlenme ücretinin hesaplanması için hesap bilirkişisinden gerekirse ek rapor alınmalı ve dosyadaki tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/13010 E. 2013/3336 K. 19.02.2013)

“…Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerine ait D.Müdürlüğünde torna kaynak bölümünde kaynakçı olarak çalıştığını, işyerinde 19.01.1987- 31.12.2009 tarihine kadar günde 8,5 saat haftada beş gün çalıştığını, haftada
42.5 saat çalıştığını, 01.01.2010 tarihinden emekli olduğu tarihe kadar günde 7.5 saatten haftada beş gün çalışarak haftada 37,5 saat çalıştığını, TİS 27. maddede yemekten önce ve sonra 15 dakikalık toplam 30 dakikalık sürelerin çalışmadan sayılacağının belirtildiğini ileri sürerek fazla mesai alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının haftada 42,5 saat çalıştığını ve 45 saat üzerinden ücret aldığını, haftalık 45 saati aşan çalışmasının bulunmadığını, sendika ile yapılan protokol kapsamında 8,5 saat çalıştırıldığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, eğer fazla mesai alacağına hükmedilecekse bu süreler için ödenen VTP’lerin tamamının mahsup edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan düzeltme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının günde 8,5 saat çalıştığı belirtilen günlerde bir saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek %25 zamlı olarak fazla mesai alacağı hesaplanmıştır. Dairemizin incelemesinden geçen emsal dosyalarda olduğu gibi davacının günlük 8,5 saat çalıştığı kabul edilen günlerde işyerinde geçerli olan TİS’e göre bir saatlik ara dinlenmenin 30 dakikası çalışma süresinden sayılarak günlük 30 dakika fazla sürelerle çalışma ücretinin hesaplanması yerine bir saatlik süre üzerinden hesaplama yapılması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/23474 E. 2013/12310 K. 27.05.2013)

“…Dava konusu uyuşmazlık Toplu İş Sözleşmesinin 61. Maddesinden kaynaklanmaktadır. Toplu İş Sözleşmesinin anılan hükmü vardiyalı işçi çalıştırılan işyerlerinde, işçinin ara dinlenmesini işin niteliği gereği fiilen çalışarak geçirmesi halinde uygulanabilir. Salt işçinin ara dinlenmesi sırasında işyerinde bulunması önemli değildir, gerçekten bu süre içinde işçinin ara dinlenme yokmuş gibi çalışıyor olması da gerekir. İşçinin ara dinlenme sırasında başka bir yere gitme imkanının o sırada fiziken mümkün olmaması, anılan alacağı hak kazanılması içir yeterli değildir.
Tanık beyanları ve dosyadaki belgelere göre, davacının işyerinde kaloriferci olarak ve üçlü vardiyada çalıştığı, her vardiyada bir işçinin görev yaptığı anlaşılmaktadır. Kalorifercilik işinin özelliği gereği ara dinlenmesi yapılması mümkün görevlerdendir. Davacının sekiz saatlik vardiya içerisinde yemek vs. doğal ihtiyaçlar için yarım saat ara dinlenmesi yaptığının ve bu sürede fiilen çalışmadığının kabulü gerekir.
TİS’ nin bu hükmünün uygulanabilmesi için sondaj gibi devamlılık arz eden ve çalışanların fiilen devamlı çalışmalarını gerektiren, başka bir anlatımla çalışan sondaj makinasının işçinin devamlı müdahalesine ihtiyaç duyulan bir iş olması gerekir.
Davacının yukarıda açıklanan kalorifercilik işi aralıksız gözetimi ve çalışmayı gerektiren bir durum değildir.
Açıklanan bu nedenle Toplu İş Sözleşmesinin 61. maddesi hükmü uyarınca yarını saatlik ara dinlenmesi için bir saatlik normal çalışma ücretinin % 150 oranında arttırılmak suretiyle hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2007/34704 E. 2009/711 K. 22/11/2009)

“…Temyize konu kararda davacının ara dinlenme süresi içinde işverenin emir ve talimatlarına karşı hazır konumda beklediği gerekçesi ile fazla mesai ücreti hüküm altına alınmıştır.
Ancak Hukuk Genel Kurulunun 14.11.2007 tarih ve 2007/9-815 Esas 2007/842 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere davacının ara dinlenmesi nedeni ile fazla mesai ücretine hak kazanabilmesi için ara dinlenmelerde fiilen çalıştığını ispat etmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı ara dinlenmesi süresi içinde fiilen çalıştığını ispat edememiştir. Esasında hesap edilen fazla mesai ücretinden %80 oranında hakkaniyet indiriminin gerekçelerine bakıldığında bu hususun mahkemenin de kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. O halde davacının fazla mesai ücret talebinin de reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalıdır.”(9. HD. 2009/23298 E. 2011/41792 K. 31.10.2011)

“…Davacı işçi, davalıya ait işyerinde vardiyalı olarak çalıştığını, işyerinin konumu nedeniyle iş mahallinden ayrılmasının mümkün olmadığını, toplu iş sözleşmesinin 61 .maddesinde vardiyalı işlerde çalıştırılan işçilerin yarım saatlik ara dinlenmelerini iş mahallinde geçirdiklerini, iş mahallinde geçirilen yarım saatlik ara dinlenme süreleri için bir saatlik normal çalışma ücretinin %50 arttırılmak suretiyle ödenmesi gerektiği belirtilmesine rağmen ödenmediğini ifade ederek ara dinlenme alacağının hüküm altına alınması isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, davacının işverenin resmi isteği ve yasal zorunluluk olmamasına rağmen kendi isteği ile ara dinlenmelerini işyerinde geçirdiğini, haftalık çalışma süresinin yasal süreyi aşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davacının vardiyalı olarak çalıştığı, tanık anlatımlarına göre yarım saatlik ara dinlenmesini iş mahallinde geçirmesi nedeniyle TİS in 61/2. maddesi uyarınca ara dinlenmesi ücretine hak kazandığı sonucuna varılarak isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyada mevcut belgelere göre, davacının işyerinde konut kaloriferci olarak ve üçlü vardiyada çalıştığı, her vardiyada iki işçinin görev yaptığı anlaşılmaktadır.
TİS’nin 61. maddesinde düzenlenen ve vardiyalı işlerde çalışan, daha önceden ilave ödeme düzenleme amacı yapılan işin niteliği gereği çalışanın fiilen, hiç ara dinlenmesi yapmadan mümkün olmadığı hallere münhasırdır.
Kalorifercilik işinin özelliği gereği ara dinlenmesi yapılması mümkün görevlerdendir. Davacının sekiz saatlik vardiya içerisinde yemek vs. doğal ihtiyaçlar için yarını saat ara dinlenmesi yaptığının ve bu sürede fiilen çalışmadığının kabulü gerekir.
TİS’nin bu hükmünün uygulanabilmesi için sondaj gibi devamlılık arz eden ve çalışanların fiilen devamlı çalışmalarını gerektiren, başka bir anlatımla çalışan sondaj makinesinin işçinin devamlı müdahalesine ihtiyaç duyulan bir iş olması gerekir.
Davacının yukarıda açıklanan kalorifercilik işi aralıksız gözetimi ve çalışmayı gerektiren bir durum değildir.”(9. HD. 2006/9093 E. 2006/30751 K. 21.11.2006)

“…Fazla çalışma süreleriyle ilgili olarak davalı tanığı A. L). ve davacı tanığı M. S. işyerinde 1 saatlik yemek molası dışında 15’er dakikalık toplam 30 dakika çay ve ihtiyaç molası olduğunu beyan etmeleri karşısında ara dinlenmesinin
1,5 saat yerine 1 saat olarak düşülmesi sonucu fazla mesai ücretinin fazla hesaplanması hatalıdır.”(9. HD. 2010/13273 E. 2012/23461 K. 18.06.2012)

“…Somut olayda; dosyaya ibraz edilen mesai çizelgesinde davalı işyerinde 1 saat öğle tatili, günde iki defa 15’er dakikalık çay molası olduğu yazılıdır. Dinlenen taraf tanıkları da bu hususu doğrulamışlardır. Bilirkişi tarafından düzenlenen raporda fazla mesai ücreti hesaplanırken, ara dinlenme bir saat kabul edilerek fazla mesai ücreti hesaplanmıştır. Dosyaya ibraz edilen mesai çizelgesi ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde 1,5 saat ara dinleme süresi düşülmesi gerekirken 1 saat ara dinlenme süresi düşülmesi hatalıdır.”(9. HD. 2009/9003 E. 2011/7961 K. 21.03.2011)

“…Somut olayda davacı tanığı Fatih ile davalı tanıkları işyerinde öğleden önce ve öğleden sonra iki defa 30 dakika çay molası verildiğini, yemek arasının 1,5 saat olduğunu beyan etmelerine rağmen anılan tanık beyanları doğrultusunda günlük ara dinlenme süresi 2,5 saat olduğu halde Mahkemece dosya kapsamı dikkate alınmadan itirazlara rağmen ara dinlenme süresinin 1 saat kabul edilmesi hatalı olup bozma nedenidir.”(7. HD. 2013/24775 E. 2014/7181 K. 01/04/2014)

“…Kabule göre de, davacı tanığı İ.T.iin, Ankara 17.İş Mahkemesi’ııiıı 2007/1062 E., 2009/589 K. sayılı dosyasında görülmüş, neticelenmiş ve Yargıtay denetiminden geçmeden kesinleşen kararında işbu davanın davacısı
tanık olarak dinlenmiş ve ifadesinde “bir saat yemek molası, 15’er dakikadan 2 kere çay molası olduğunu” beyan etmiş olmakla ara dinlenmenin 1,5 saat olduğunun anlaşılmasına rağmen işbu dosyadaki hesaplamada ara dinlenmesinin 1 saat olarak kabulü de hatalıdır.”(9. HD. 2010/7268 E. 2012/14505 K. 26.04.2012)

“…Davalı işyerinde çalışan hem davacı hem de davalı tanıkları davacının çalışma sürelerinden ayrıntılı şekilde bahsetmişler ve çay molalarından söz etmişlerdir.
Bu sürelerin de çalışma süresinden düşülmesi gerekirken dikkate alınmaması da ayrı bir bozma nedenidir.”(9. HD. 2007/34207 E. 2008/32515 K. 28.11.2008)

Somut olayda, çay molası için verilen araların çalışma saatinden sayılması mümkün olmadığı halde, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu çalışma süresine dahil edilerek fazla çalışma alacağı hesaplanması hatalıdır.”(9. HD. 2008/32284 E. 2010/8810 K. 30.03.2010)

“…Somut olayda davacı tanıkları davacının 07: 00- 23: 00 saatleri arasında çalıştığını söylemişler, davalı tanıkları ise işyerinde antre uygulaması olduğunu, dolayısıyla davacının 07: 00- 23:00 saatleri arasında aralıksız çalışmadığını, ayrıca işyerinde vardiya sistemi olduğunu beyan etmişlerdir.
Bilirkişinin hükme esas alınan raporunda ise davacı tanık beyanlarına itibarla haftalık 36 saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiştir.
Dosya içeriği ve tanık beyanlarından davacının davalı işyerinin lokantasında kaptan(garson) olarak çalıştığı, iş yerinin de otelin lokantası olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekten oteller ve restoranlarında günün her saatinde yemek servisi olamayacağından antre uygulamasının olduğu herkesçe malum bir husustur. Böyle olunca davacının çalışma saatlerinin davalı tanık beyanlarıyla da doğrulanan antre uygulaması çıkarıldıktan sonra hesaplanması gerekirken hatalı bilirkişi raporuna itibarla fazla çalışma ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(7. HD. 2013/25284 E. 2014/3900 K. 13.02.2014)

“…Somut olayda, mahkemece davalının otelde antre uygulaması olduğunu ispat edememesi nedeniyle, davacının günde 11.5 saat çalışarak haftada 28 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir. Ancak işyerinde antre uygulamasının olmadığını belirten davacı tanıkları davalı işverenle davalı olup husumetli durumdadırlar. Davalı tanıkları ise işyerinde antre uygulamasının olduğunu belirtmişlerdir. Davacı otelin mutfak bölümünde sıcak şef olması, otelin bulundu yer, davacının yaptığı işin niteliği ve çalışma saatleri göz önüne alındığında antre uygulaması olmadan bu şekilde bir çalışmanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunun kabul edilip, fazla mesai alacağı hesaplanırken davacının antre kullandığının kabul edilmesi gerekirken aksi gerekçe ile kabul hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(7. HD. 2014/475 E. 2014/8579 K. 17.04.2014)

“…Somut olayda davalı tarafından davacıya ait personel dosyası dosyaya sunulmuş ve bilirkişi tarafından fazla çalışma ücretine ilişkin yapılan hesaplamada her ne kadar giriş çıkış kayıtlarına göre göre fazla mesai yapılmadığı anlaşılıyor ise de dosyada bulunan bazı bordrolarda fazla mesai ücreti tahakkuku olduğu tespit edilerek bu kayıtlara itibar edilmemiş ve tanık beyanlarına göre fazla mesai ücreti hesaplanmıştır. Fakat mahkemece davalının tutmuş olduğu giriş çıkış kayıtlarına göre davacının fazla mesai yapmadığı gerekçesi ile fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Oysa dosyaya ibraz edilmiş olan davacıya ait Haziran 2012 ve Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim 2011 dönemlerine ait bordrolarda fazla mesai tahakkuku yapıldığı görülmektedir. Diğer yandan yine dosyada bulunan imzalı çalışına çizelgelerinde ve vardiya programında davacının R koduyla çalıştığı, bunun 8.0- 12.00-antre-17.30-23.00 saatlerine tekabül etliği, bu çalışma şeklinin tanık beyanlarında belirtilen çalışma şekli ile örtüştüğü anlaşılmaktadır.
Mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilmeden sadece davalının sunmuş olduğu giriş çıkış kayıtlarına dayalı olarak davacının fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.”(7. HD. 2014/8476 E. 2014/16076 K. 10.07.2014)

“…Somut olayda, davacının, mesai saatlerinin süresi düşünüldüğünde iki vakit namazını mesai saatleri içinde kıldığı anlaşıldığından, bilirkişinin, ara dinlenmesinin günde 1 saat olarak eksik hesapladığı, yarım saat daha fazla ara dinlenmesi kullandığının kabulü gerektiği, ayrıca davacının ücretsiz izinli olduğu 15.8.2010-26.9.2010 tarihleri arasını da kapsayacak şekilde fazla mesai hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda olaya uymayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.”(7. HD. 2013/2617 E. 2013/9880 K. 27.05.2013)

4 SAATE KADAR ÇALIŞMALARDAN 15 DAKİKA
Genellikle hafta tatili yarım gün çalışmalarında veya part time çalışmalarda karşımıza çıkan kısa süreli çalışmalarda 15 dakika ara dinlenme yapıldığı kabul edilmelidir.
4-7,5 SAATE KADAR ÇALIŞMALARDAN YARIM SAAT
Genellikle hafta tatili yarım gün çalışmalarında veya günlük çalışma süresi 7,5 saati aşmayan kısa süreli çalışmalarda 30 dakika ara dinlenme yapıldığı kabul edilmelidir.

7,5 SAATİ AŞAN-11 SAATE KADAR ÇALIŞMALARDAN (11 SAAT DAHİL) 1 SAAT ara dinlenme yapıldığı kabul edilmelidir.

11 SAAT ÜZERİ ÇALIŞMALARDAN EN AZ 1,5 SAAT  ARA DİNLENME DÜŞÜLMELİDİR.

“…Somut olayda davacının hafta içi 08:00-17:00 saatleri arasında bir saat ara dinlenme ile 40 saat, cumartesi günleri 08:00-14:00 saatleri arasında 6 saat toplamda ise haftalık 46 saat çalıştığı kabul edilmiştir. Bilirkişinin cumartesi günü 6 saatlik çalışmadan İş Kanununun 68 inci maddesi ve yukarıdaki ilke uyarınca yarım saat ara dinlenme süresi düşmeden hesaplama yapması hatalı olup bozma nedenidir.”(7. HD. 2013/23431 E. 2014/6239 K. 18.03.2014)

“…Davacının pazar günleri 07:00-12:00 saatleri arasındaki beş saatlik çalışma süresinden 4857 sayılı Kanun’nun 68. maddesi gereğince işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ara dinlenmesi süresi düşülmeden fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmıştır. Hatalı hesap raporuna itibarla yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/6963 E. 2014/6367 K. 18.03.2014)

“…Davacının günde 9 saat süren çalışmasından yarını saat ara dinlenme indirilmesi yerinde değildir.
İş Yasasının 68. maddesi gereğince bir saat ara dinlenme indirilerek, haftada üç saat fazla çalışma hesaplanması gerekirken, davacının haftada allı saat fazla çalıştığının kabul edilmesi isabetsizdir.”(9. HD. 2009/28460 E. 2011/47141 K. 05.12.2011)

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık anlatımlarına göre davacının haftanın 3 günü 8 saat çalıştığı, yarım saat ara dinlenmesi kullandığı, diğer 3 gün 12 saat çalışıp 1,5 saat ara dinlenmesi kullandığı, sonuçta haftalık 9 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla mesai tahakkuku bulunan aylar dışlanmak sureti ile ücreti hesap edilmiş, mahkemece hakkaniyet indirimi yapılarak alacak hüküm altına alınmış ise de, 4857 sayılı Yasamın 68.maddesi hükmü dikkate alındığında 8 saatlik çalışmada ara dinlenme süresinin 1 saat yerine yarım saat alınması hatalı olmuştur.”(7. HD. 2014/57 E. 2014/10569 K. 13/05/2014)

“…Somut olayda aksine bir delil bulunmadığı halde 8 saatlik çalışma süresinde yukardaki ilkeler doğrultusunda bir saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken yarım saat ara dinlenmesi düşülerek hesaplama yapılması hatalıdır.”(9. HD. 2014/12441 E. 2014/15844 K. 15.05.2014)

“…Somut olayda 8 saatlik çalışmada 1 saat ara dinlenmesinin düşülmesi gerekirken, fazla mesai hesabında 08.00-16.00 saatleri arasındaki çalışmada 1 saat yerine 30 dakika ara dinlenmesi düşülerek yapılan hesaplamaya itibarla fazla mesai alacağına hükmedilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2012/4456 E. 2014/9320 K. 20.03.2014)

Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının 2005 yılına kadar haftanın beş günü 07:00-16:00 saatleri arasında bir saat ara dinlenmeyle, Cumartesi günü ise 08:00-16:00 saatleri arasında yarım saat ara dinlenmeyle çalıştığı kabul edilerek, haftalık ikibuçuk saat üzerinden fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmıştır.
Davacının fazla çalışma sürelerinin belirlenmesinde, Cumartesi günleri 08:00-16:00 saatleri arasında süren çalışmasında bir saat ara dinlenme süresinin nazara alınması gerekirken, yarım saat ara dinlenme süresinin kabul edilmesi hatalı olmuştur.”(22. HD. 2013/36899 E. 2014/14727 K. 27.05.2014)

“…Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 09.00-18.00 saatleri arası çalıştığı kabul edildiğine göre ara dinlenmesinin 1 saat olarak kabul edilmesi gerekirken yarım saat olarak kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/8727 E. 2012/26529 K. 05.07.2012)

“…Somut olayda davacı inşaat kalfasının yazın 08-18, kışın ise 08-17 saatleri arasında gerçekleşen ve yazın 10 saat, kışın 9 saat süren çalışmasından, I saat yerine iki saat ara dinlenme indirilmesi hatalıdır. Ara dinlenme süresi bir saat düşülerek davacının fazla çalışma alacağı konusunda yeniden bir karar verilmelidir.”(9. HD. 2009/42506 E. 2012/6394 K. 29.02.2012)

“…Somut olayda davacının 08:00- 19:00 saatleri arasında günde 11 saat çalıştığı kabul edilerek fazla çalışma hesaplanmış ise de bu çalışma süresinden ara dinlenmenin düşülmediği anlaşılmıştır.
Bu nedenle günlük 11 saatlik çalışmada 1 saat ara dinlenme düşülerek fazla çalışma süresi ve ücretinin hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2009/42650 E. 2012/6635 K. 01.03.2012)

“…Bilirkişi tarafından davacının 7 gün, günde 10 saat olmak üzere haftada 74 saat çalıştığı kabul edilerek toplam çalışma süresinden haftalık 5 saat ara dinlenme süresi düşülmüştür. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilke kararı gereğince davacının günlük 11 saatte kadar olan çalışmalarında bir, 11 saatten fazla süre olan çalışmalarında ise birbuçuk saat ara dinlenme süresi düşülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.”(9. HD. 2010/379 E. 2012/8886 K. 19.03.2012)

“…Somut olayda, fazla mesai hesabında davacı işçinin günde 11 saat çalıştığı kabul edildiği halde ara dinlenmenin yukarıdaki ilkelere aykırı olarak 1 saat yerine 1,5 saat alınması hatalıdır.”(9. HD. 2011/29429 E. 2013/24451 K. 30.09.2013)

“…Bilirkişi tarafından davacının 7 gün, günde 10 saat olmak üzere haftada 74 saat çalıştığı kabul edilerek toplam çalışma süresinden haftalık 5 saat ara dinlenme süresi düşülmüştür. Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilke kararı gereğince davacının günlük 11 saatte kadar olan çalışmalarında bir, 11 saatten fazla süre olan çalışmalarında ise birbuçuk saat ara dinlenme süresi düşülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.”(9. HD. 2010/379 E. 2012/8886 K. 19.03.2012)

“…Somut olayda, davacının 21.08.2006 ile 21.02.2007 tarihleri arasında davalı işyerinde çalıştığı, bilirkişi raporu ve tanık beyanlarına göre çalışma saatlerinin ilk 2,5 aylık dönemde 08.00-21.00 arası, geri kalan dönemde ise 08-19.00 arası olduğu, davacı işçinin günlük 11 saatten fazla çalıştığı anlaşılmıştır.
Davalı vekilince her ne kadar fazla mesai ücreti hesabının puantaj kayıtlarına uygun olmadığı ileri sürülmüşse de davacı işçinin çalışma dönemini kapsayan hiçbir puantajda davacının imzasının bulunmadığı açıktır.
Sonuç olarak yukarıdaki ilkeler doğrultusunda günlük 11 saat ve üzeri çalışması bulunan davacı işçinin fazla mesai ücretinin hesabında ara dinlenmesinin 1.5 saat olarak indirilmesi gerektiği gözetilmeden 1 saat olarak kabulü hatalıdır.”(9. HD. 2009/22427 E. 2011/37063 K. 12.10.2011)

“…Somut olayda, tanık beyanlarına göre davacının, haftanın 5 günü 08.00- 19.30 saatleri arasında, Cumartesi günleri ise 08.00-13.00 saatleri arasında çalıştığı, davacı hafta içi günlük 11,5. saat süreyle çalışmakta olup yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda bu çalışma süresinden 1,5 saat ara dinlenme düşüldükten sonra günlük çalışma süresinin 10 saat olacağı gözetilmeden yarım saat ara dinlenme süresi düşülerek karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2011/9784 E. 2013/13003 K. 30.04.2013)

“…Somut olayda, fazla çalışma süresinin belirlenmesinde, davacının günlük 11,5 saat çalıştığı kabul edilmesine rağmen, ara dinlenmesinin 1,5 saat yerine 1 saat düşülmesi hatalıdır.
Ayrıca, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarına karşı davalının yaptığı zamanaşamı itirazının neye göre değerlendirildiği ve zamanaşımına göre hesabın nasıl yapıldığı anlaşılamamış olup, zamanaşımı itirazı dikkate alınarak, denetime elverişli şekilde dava konusu alacakların hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.”(22. HD. 2012/29491 E. 2013/31010 K. 30.12.2013)

“…Somut olayda davacının onikişer saatlik vardiyalar halinde haftada altı gün çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı ve oniki saat çalışmadan bir saat ara dinlenmesi düşüldüğü anlaşılmıştır.
Yukarıdaki ilke kararı ve yasal düzenlemeye göre oniki saatlik çalışmada ara dinlenmenin 1,5 saat olarak mahsubu gerekirken 1 saat ara dinlenme düşülerek fazla çalışına hesabı bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/4884 E. 2012/11429 K. 04.04.2012)

“…Somut olayda, davacının haftada iki gün 07.00-19.00 saatleri arasında çalıştığından söz edilerek çalışma süreleriyle ilgili hesaplamaya gidilmiş olup, belirtilen günlük çalışma süresinden ara dinlenmesi bir saat olarak düşülmüştür. Yukarıda yazılı Yasa hükmü ile açıklanan ilkelere göre 12 saat çalışmalarda ara dinlenmesi 1,5 saat olarak düşülmelidir.
Davalı vekilinin rapora karşı yaptığı itiraz değerlendirilmeden karar verilmesi isabetsizdir.”(9. HD. 2011/36300 E. 2011/42146 K. 01.11.2011)

“…Somut olayda ; davacının haftada 6 gün 10.00-22.00 saatleri arasında 12 saat çalıştığı kabul edilerek hesaplama yapıldığı ve 12 saat çalışmadan 1 saat ara dinlenmesi düşüldüğü anlaşılmıştır.
Yukarıdaki ilke kararı ve yasal düzenlemeye göre 12 saatlik çalışmada ara dinlenmenin 1,5 saat olarak mahsubu gerekirken 1 saat ara dinlenme düşülerek yapılan fazla çalışma alacağı hesabı hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(7. HD. 2013/12423 E. 2013/18262 K. 04.11.2013)

“…Ara dinlenme 4857 sayılı İş Kanununun 687’inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az. bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan (onbir saat dahil) çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat, 12 saatten fazla çalışmalarda ise 2 saat olarak verilmelidir.
Somut olayda; davacı işçinin haftanın 6 günü sabah 7.00- akşam 20.00 arası günde bir buçuk saat ara dinlenme ile çalıştığı kabul edilmiştir. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre günde 12 saati aşan çalışmalarda 2 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken bir buçuk saat ara dinlenmesi düşülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir”(7. HD. 2013/18291 E. 2014/6111 K. 17.03.2014)

“…Davacının 13 saat süren çalışmasından sadece bir saat ara dinlenme indirilmiştir.
İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre, günlük çalışma süresi onbir saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok onbir saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir.
Başka bir anlatımla günde onbir saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saatten daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
Böyle olunca davacının 09.00-22.00 saatleri arasındaki çalışmalarında birbuçuk saat ara dinlenme kullandığı kabul edilerek hesaplama yapılmalıdır.”(9. HD. 2010/310 E. 2012/14654 K. 27.04.2012)

“…Bu itibarla, davacının haftanın 4 günü 08:00-18:00 saatleri arasında günde 10 saat çalıştığı dönem için ara dinlenmenin en az I saat, haftanın 2 günü 08:00-21:00 saatleri arasında 13 saat çalıştığı dönem için ara dinlenmenin en az 1,5 saat olarak tenzil edilmesi sureti ile fazla mesai süresinin ve ücretinin hesaplanması gerekirken ara dinlenme süresi gözetilmeksizin karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.”(7. HD. 2013/17188 E. 2014/366 K. 15.01.2014)

“…Dairemizin yerleşik uygulamasına göre fazla çalışma haftalık hesaplanmalıdır.
Davacının her hafta yaptığı çalışma, özellikle fuar döneminde günlük çalışma 14 saat esas alındığından 1,5 saat ara dinlenme düşülerek haftalık toplam çalışma saatleri bulunmalı, bundan normal çalışma süresi çıkarılarak fazla mesaisinin tespit edilmesi gerekirken bilirkişinin yıllık bazda yaptığı hesaplamaya değer verilerek hüküm kurulması hatalıdır.”(9. HD. 2012/868 E. 2012/24906 K. 28.06.2012)

“…Somut olayda, hükme esas kabul edilen bilirkişi raporunda günlük çalışına 14 saat kabul edilip, 1 saat ara dinlenmesi düşülmüştür. Yukarıdaki ilke kararı uyarınca hesaplanan çalışma süresinden 1,5 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekirken yazılı şekilde yapılan 1 saatlik indirime dayalı olarak hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/9401 E. 2012/16402 K. 09.05.2012)

“…Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tanık beyanlarına istinaden davacının haftanın 6 günü 07.30-18.30 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile bir gün ise 18.30’dan sonra 22.30’a kadar çalıştığı bu hali ile haftada 29 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiştir.
Davacının 07.30-18.30 saatleri arasındaki çalışması için ara dinlenmenin 1 saat alınması yerinde ise de 07.30-22.30 saatleri arasında çalıştığı gün için ara dinlenmenin 4857 sayılı Yasanın 68.maddesine aykırı olarak 1 saat olarak alınması hatalıdır. Ara dinlenmenin yasa hükmüne göre 1,5 saat belirlenmesi gerekir.”(9. HD. 2010/29459 E. 2012/44063 K. 25.12.2012)

“…Somut olayda kalorifer yakan davacının 15 saatlik çalışmasından bir saat ara dinlenme indirilmesi yerinde değildir. 1.5 saat ara dinlenme indirilerek fazla çalışma alacağı hesaplanmalıdır.”(9. HD. 2009/34039 E. 2012/145 K. 16.01.2012)

“…Somut olayda bilirkişinin 15 saatlik çalışmadan 2 saat yerine 1,5 saat, 16 saatlik çalışmadan ise 2,5 saat yerine 1,5 saat indirmek suretiyle ara dinlenme sürelerini düşük mahsup etmesi hatalı olup bozma sebebidir.”(7. HD. 2013/17240 E. 2014/701 K. 21.01.2014)

Somut olayda; hükme esas alman bilirkişi raporunda davacının gece çalıştığı dönemde 17.00-08.00 saatleri arasında çalıştığı, davacının 15 saatlik çalışmasından Yargıtay uygulamalarına göre 4 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerektiği belirtilmiş ise de Dairemizce de benimsenen ilke kararlarına göre 11 saati aşan çalışmalardan en az 1,5 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerekliği kabul edilmektedir. Davacının gece bekçisi olarak çalıştığı da dikkate alındığında 4 saat ara dinlenmesi takdiri fazla olup davacının çalışmalarından 2 saat ara dinlenmesi düşülmesi hakkaniyete daha uygun olacaktır. Fazla ara dinlenmesi düşülmesi suretiyle hesaplama yapılması hatalıdır.”(7. HD. 2013/20150 E. 2014/8896 K. 24/04/2014)

“…Dairemizin uygulamasına göre de günde onbir saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saat ve daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak kabul edilmelidir.
Davacının 16 saatlik çalışma süresinden 1 saatlik ara dinlenme süresinin düşülmesi de hatalıdır.”(9. HD. 2011/48666 E. 2011/42818 K. 14.11.2011)

“…Somııt olayda, bilirkişi tarafından davacının çalıştığı 12,5 saat için 1 saat ara dinlenme, 16,5 saat çalıştığı dönem için 2 saat ara dinlenme düşülerek günlük 14,5 saat üzerinden fazla mesai hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, Hukuk Genel Kurulunca, 24 saat çalışan işçinin fiilen 14 saat çalıştığı kabul edildiğinden, davacının fazla çalışına alacağının üst sınırı 14 saat olabileceğinden günlük 14,5 saat üzerinden fazla çalışmanın kabulüne karar verilmesi de isabetsizdir.”(9. HD. 2012/219 E. 2012/8688 K. 15.03.2012)

“…Somut olayda; davacının 16 saat süren hafta içi fazla çalışmasından sadece bir saat ara dinlenme indirilmiştir. Davacının yaptığı işin niteliğine göre üç saat ara dinlenme indirilerek kalanının fazla çalışma olarak hesaplanması gerekmektedir. Böyle olunca davacının hafta içi fazla çalışmasının 13 saat yerine 15 saat olarak kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2010/10724 E. 2012/23375 K. 18.06.2012)

“…Somut olayda davacının hafta içi 16 saatlik nöbetinden bir saat ara dinlenme süresi indirilmiştir. Davacının yaptığı görevin niteliğine. Dairemizin bu tip çalışmalardaki uygulamasına göre 3 saat ara dinlenme kullandığı kabul edilmesi gerekir. Dairemizin kökleşmiş uygulaması ve 2007/40843 Esas, 2009/7568 sayılı kararı da bu doğrultudadır.”(9. HD. 2007/42500 E. 2009/10490 K. 13.04.2009)

“…Somut olayda davacı dava dilekçesinde ilk zamanlar 04.00-14.30 saatleri arasında çalıştığını belirtmektedir. Davacı tanık anlatımlarından da 2002 yılında 05.00-14.30 saatleri arasında altı gün çalışıldığı anlaşılmaktadır. Böyle olunca 2002 yılındaki çalışmalar bu saatler arasında ve günde bir saat ara dinlenme indirilerek hesaplanmalıdır.
Davacı daha sonra 05.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, ardından bir gün dinlendiğini iddia etmektedir. Tanıklarda bunu doğrulamaktadır. Böyle olunca bir hafta üç, diğer hafta ise dört gün çalışmaktadır. Bu dönem çalışmasından sadece bir saat ara dinlenme indirilmesi hatalıdır.
Davacı askerlere yemek verilen işyerinde çalıştığından öncelikle davacının ne iş yaptığı, kaç kişiye yemek verildiği, yemek saatleri tespit edilerek yaptığı işin niteliğine, yemek saatlerine göre 17 saatlik çalışmasından en az 1,5 saat ara dinlenme gerektiği, yaptığı işe göre daha fazla sürede indirilebileceği düşünülerek fiili çalışması hesaplanmalı, 1475 Sayılı Yasa döneminde haftalık 45 saat aşan çalışmalar, 4857 Sayılı Yasa döneminde ise günlük 11 saati aşan çalışmaları fazla çalışma kabul edilmelidir.
Bilirkişinin tüm çalışma süresinde 05.00-22.00 şeklinde, sadece bir saat ara dinlenme indirerek ve 4857 Sayılı Yasa döneminde 11 saati aşan çalışmalarında fazla çalışma oluşturacağını gözetmeden yaptığı hatalı hesaplamaya itibar edilerek anılan alacağın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2009/34494 E. 2012/148 K. 16.01.2011)

“…Hukuk Genel Kurulunca verilen 05.04.2006 gün 2006/9-107 E 2006/144 K ve 14.06.2006 gün ve 2006/9-374 E, 2006/382 K.sayılı ilamlarda uyku ve sair ihtiyaçlar için geçen zaman çıkarıldığında bu tür işyerlerindeki çalışmaların günde 14 saat olabileceği kabul edilmiş Hukuk Genel Kurulu’nun bu kararı dairemizce de benimsenmiştir.
Somut olayda, hükme esas alman bilirkişi raporunda davacının haftanın 6 günü 07.30-15.30 saatleri arasında çalıştığı, bu çalışmanın 4 gününde 18.30 a kadar devam ettiği, ayda bir kez sayım nedeniyle 02.30 a kadar çalıştığı kabul edilmiştir. Bilirkişi raporuna göre davacının sayım günlerinde 20 saat çalıştığı, 20 saatin 4,5 saatinin ara dinlenmesi olduğu, davacının bu günlerdeki çalışmasının 19,5 saat olduğu, 7,5 saati aşan 12 saatlik çalışması bulunduğu kabul edilmiş ise dc bu hesaplama hatalıdır.
Bilirkişi raporundaki kabule göre davacının 07.30-02.30 saatleri arasındaki çalışması 19 saat olup bu süreden 4,5 saatlik ara dinlenmesi düşüldüğünde davacının çalışmasının 14,5 saat olduğu, 7,5 saati aşan çalışmasının da 7 saat olması gerektiği anlaşılmıştır.
Ancak bu kabul yukarıda açıklanan ve Dairemizce de benimsenen Hukuk Genel Kurulu kararma aykırıdır. Hukuk Genel Kurulu kararına göre 24 saatlik çalışmalarda ara dinlenmeler düşüldüğünde çalışmanın günde en fazla 14 saat olabileceği kabul edildiğinden davacının sayım yaptığı günlerdeki çalışmasının 14 saat olduğu kabul edilerek sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Yazılı şekilde hatalı hesaplamaya itibarla hüküm kurulması hatalıdır. Mahkemece yapılacak iş yukarıdaki ilkeler ve bahsi geçen Hukuk Genel Kurulu Kararındaki hesaplama yöntemi doğrultusunda ek rapor alarak davacının fazla çalışma ücreti alacaklarını hüküm altına almaktan ibarettir.”(9. HD. 2010/17955 E. 2012/24332 K. 25.06.2012)

“…Somut olayda, davacı güvenlik görevlisi olup, 24 saat çalışıp 48 saat dinlenmektedir. Anılan çalışanlar, haftalık normal mesailerinde fazla çalışma yapmadıklarından sadece tuttukları nöbetler olduğunda fazla çalışma yapmış olmaktadırlar. Bunun belirlenmesi için, normal mesai devam çizelgeleri mutlaka getirtilmelidir. Nöbet çizelgelerinin dosyaya sunulmaması durumunda ise tanık beyanlarına itibarla hesaplama yapılmalıdır. Davacının haftalık çalışması, 45 saati doldurmasa da, nöbetleri 24 saat sürmektedir. Yapılan işin niteliğine göre sadece zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle 4 saat ara dinlenmesi verdiğinin kabulü gerekmekledir. Her ne kadar, emsal alınan yargı kararlarında 24 saatlik çalışmada 14 saat çalışmanın kabulü gerekir denilmekte ise de, bu kararlar radyolink işçileri için verilmiş kararlar olup güvenlik görevlilerine uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle, davacı, her 24 saatlik nöbetle, 4 saat ara dinlenmesi kullanmakta ve fiilen 20 saat çalışma yapmış olmaktadır. 24 saat çalışıp 48 saat dinlenme şeklindeki nöbet sistemine göre davacı, bir hafta 2, diğer hafta 3 gün çalışmaktadır. Bu sebeple, bir hafta, (20-11=9X3=27 saat), diğer hafta (20-11=9X2=18 saat) fazla mesai yapmıştır. Bu durumda, yapılan belirlemelere göre, davacının fazla mesai ücreti alacağının, dönem ücretlerine göre denetlemeye elverişli hesap bilirkişi raporu ile belirlenmesi ve çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup bozma nedenidir.”(7. HD. 2014/9562 E. 2014/17799 K. 22.09.2014)

“…İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında, ara dinlenmelerinin iklim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Değinilen maddenin birinci fıkrasında ise, ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır. 180 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmesi ile 1999/63/ EC sayılı Avrupa Birliği Direktifi hükümlerinde işçinin sağlığının ve güvenliğinin korunması amacıyla çalışma sürelerinde sınırlamaya gidilmiş ve asgari dinlenme süreleri belirlenmiştir. Buna göre “azami çalışma süresi 24 saatlik sürede 14 saati, 7 günlük sürede 72 saati geçemez. Dinlenme süresi ise 24 saatte 10 saatten, 7 günlük sürede 77 saatten az olamaz.
Dosya içeriğine göre davacı Belediye’ye ait işyerinde güvenlik görevlisi olarak 24 saat çalışma, 24 saat dinlenme esasına göre çalışmıştır. Davacının işin niteliğine göre 24 saatlik çalışmada yemek, içme ve benzeri ihtiyaçları nedeni ile 10 saat ara dinlenme yaptığı ve 11 saati aşan 3 saatlik günlük çalışmanın fazla mesai olduğu, buna göre davacının bir hafta 9, diğer hafta 12 saat fazla mesai yaptığı anlaşılmaktadır. Nitekim davacı ile aynı şekilde çalışan işçinin açtığı davada bu çalışma ve dinlenme esası kabul edilmiştir. (Dairemizin 2011/38877 Esasta incelemiştir). Ayıtı işyerinde, aynı görevde aynı koşullarla çalışan işçilerin aynı şekilde çalıştıklarının kabul edilmesi gerekir.
Bu nedenle davacı açısından da 24 saat esasına göre 10 saat ara dinlendiği kabul edilerek fazla mesai ücret alacağı belirlenmeli ve hüküm altına alınmalıdır. Yazılı gerekçe ile fazla mesai ücret alacağının ortalama haftalık 21 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hüküm altına alınması hatalıdır.”(9. HD. 2012/3841 E. 2012/39346 K. 26.11.2012)

“…Somut olayda, davacı, tanık beyanlarına göre 24 saat çalışma ve 24 saat dinlenme esasına göre mesai yapmıştır. Mahkemenin kabulü de bu yöndedir.
Hükme esas alman bilirkişi raporunda, 24 saatlik mesai için günlük çalışma süresi 18 saat hesaplanarak fazla mesai alacağı çıkartılmış ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 3.6.2009 tarih, 2009/9-190 F.sas, 2009/233 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme şeklinde çalışmalarda işçinin mesai süresi 14 saat kabul edilip buna göre hesaplama yapılması gerekirken, bu hususun göz ardı edilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2010/15356 F. 2012/23357 K. 18.06.2012)

“…Davacı işçinin işyerinde pompacı olduğu ve 24 saat çalışıp 24 saat dinlendiği, mesaisinin bu şekilde olduğu sabittir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla çalışma alacağı bu çalışma sistemine göre hesaplanmışsa da dairemizin Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen uygulamasına göre 24 saat çalışma hallerinde günlük 14 saatin mesaide geçtiği kabul edilmelidir (Yargıtay HGK. 05.04.2006 gün 2006/9-107 E., 2006/144 K ). 4857 sayılı İş Kanunu’nun 63. maddesinde günlük mesai 11 saatle sınırlandırılmış olmakla 11 saati aşan çalışmanın karşılığı fazla çalışına olarak ödenmelidir. Şu hale göre davacı işçinin 24 saat çalıştığı günler için günde 3 saat fazla çalışma ücreti hesaplanmalıdır.
Mahkemece gerekirse bilirkişiden bu yönde ek hesap raporu alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Yukarıda açıklanan ilke kararı gereğince davacının fazla mesai ücretinin hesaplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda haftalık 25 saat fazla çalışma yaptığının kabulü bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2010/15426 E. 2012/22808 K. 13.06.2012)

“…Somut olayda davacı 24 saat çalışma, 48 saat dinlenme sistemine göre çalışmakta olup fazla çalışma ücreti talebinde bulunmuştur.
Bilirkişi, davacının günde 4 saat ara dinlenme süresinin mahsubuyla 20 saat çalıştığım, yasal çalışma süresinin aşan günlük 9 saat fazla çalışma yaptığım belirterek, davacının talebini de nazara alarak aylık 70 saatten fazla çalışma ücretini hesaplamış, mahkemece rapor doğrultusunda karar verilmiştir.
Dairemizin Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen uygulamasına göre 24 saat çalışma hallerinde günlük 14 saatin mesaide geçtiği kabul edilmelidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.04.2006 gün 2006/9-107 Esas, 2006/144 Karar). 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 63. Maddesinde günlük çalışına süresi 11 saatle sınırlandırılmış olmakla 11 saati aşan çalışmanın karşılığı fazla çalışma olarak ödenmelidir.
Bu ilke kararı uyarınca davacının fazla çalışma ücretinin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2010/13907 E. 2012/19997 K. 07.06.2012)

“…Öte yandan davacı işçi 23.03.2008- 21.07.2008 tarihleri arasında 24 saat çalışmış ve 48 saat dinlenmiştir.
Bu çalışma şeklinde bilirkişi raporunda 4 saat ara dinlenme düşülmüş, günlük çalışma süresinin 11 saati de aşamayacağı belirtilerek çalışılan her gün için 9 saat fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz uygulamasına göre günde 24 saat çalışma düzeninde işçinin, fiili mesaisi 14 saat olarak kabul cdilmeklcdir( Yargıtay 9.HD. 26.10.2009 gün, 2008/10882 E, 2009/ 29398 K.). Böyle olunca davacı işçinin 24 saat çalıştığı ve 48 saat dinlendiği çalışma döneminde fiilen çalışılan günlerde 14 saati mesaide geçmiş sayılmalı ve 11 saatin üzeri 3’er saatler için fazla çalışma hesabı yapılmalıdır. Karar bu yönüyle de hatalıdır.”(9. HD. 2010/5900 E. 2012/16116 K. 08.05.2012)

“…Somut olayda Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda 12.06.2001 -14.04.2005 arasındaki dönem için 24 saat çalışıp 24 saat dinlendiği, bu durumda 1 hafta 3 gün, 1 hafta 4 gün çalıştığı, 24 saatlik çalışma diliminde 5 saat ara dinlenme tenzili ile günlük 19 saat çalıştığı kabul edilerek bu dönem için fazla mesai ücreti hesaplanmış ise de, bu kabul dairemizin yerleşik uygulamasına aykırıdır. Zira Dairemizce de benimsenen HGK kararlarına göre 24 saatlik bir çalışma diliminde en fazla 14 saat çalışılabilir.
Mahkemece bu ilkeler çerçevesinde fazla mesai alacağının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken hatalı rapora itibarla fazla mesai alacağının kabulü bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2012/17497 E. 2012/19207 K. 04.06.2012)

“…Davalı S.Bakanlığı nezdinde Türkiye’deki hastanelerde 2001 -2002 ve 2003 yıllarında hemşire, ebe, doktor, eczacı, anestezi uzmanı vs. olarak çalışan ve 2003 yılı sonunda memur olarak ataması yapılan Sağlık çalışanlarının Hukuk Genel Kurulunca hizmet sözleşmesi ile çalıştıklarının kabul edilmesi üzerine memuriyet öncesi dönemlerine ait fazla çalışma istekleri dairemizce kabul edilmektedir.
Anılan çalışanlar haftalık normal mesailerinde fazla çalışma yapmadıklarından sadece tuttukları nöbetler olduğunda fazla çalışma yapmış olmaktadırlar. Davalı nöbet çizelgeler ile kısıtlanan bu fazla çalışmalar hafta içi ve hafta sonu olarak gerçekleşmektedir.
Hafta içi nöbetler 17-08 saatleri arasında 15 saat olarak gerçekleşmekte, davacının yaptığı işin niteliğine ve zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle 3 saat ara dinlenme kullandığı kabul edilerek hafta içi nöbette 12 saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmektedir. Hafta sonu nöbetler 24 saat sürmekte, yapılan işin
niteliğine ve zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle 4 saat ara dinlenme indirildiğinde 20 saat fazla çalışma yapılmış olmaktadır.
Bu belirlemeden sonra tutulan hafta içi ve sonu nöbet sayısına göre fazla çalışma saat olarak dönem ücretlerine göre denetlemeye elverişli bilirkişi raporu ile belirlenmelidir.
Burada önemli bir hususta nöbet tutan çalışanın çoğunlukla ertesi gün nöbet izni kullanarak çalışma yapmamasıdır. Bunun belirlenmesi için de normal mesai devam çizelgeleri de mutlaka celp edilmelidir. Davacı nöbetinin ertesi günü nöbet izni kullandığında böylece ertesi gün 8 saat çalışmadığında hafta içi nöbette 4, hafta sonu nöbette ise 12 saat fazla çalışma yapmış olacağından fazla çalışma açıklandığı şekilde hesaplanmalıdır. Ancak burada belirtilmesi gerekir ki Cumartesi ve Pazar günü davalı işyerinde zaten tatil olduğundan Cuma ve Cumartesi gecesi tutulan nöbetlerden ertesi gün çalışmadığı gerekçesi ile indirim yapılma olanağı yoktur. Öte yandan genel tatile denk gelen nöbet günlerinde ayrıca genel tatil ücreti verildiğinden yukarıda anlatılan şekilde indirim yapılmalıdır. Dairemizin kökleşmiş uygulaması 2007/40834 E, 2009/7566 sayılı, 2007/40843 E, 2009/7568 sayılı kararları da bu doğrultudadır.Somut olayda davacının hafta içi nöbetinde 3 saat ara dinlenme yerine sadece bir saat ara dinlenme kullandığının kabulü hatalıdır.”(9. HD. 2008/14769 E. 2010/988 K. 25/01/2010)

“…Somut olayda bilirkişi raporunda nöbetlerin 16-24 saat sürdüğünü belirttikten sonra aylık fazla çalışma süresini hazırlamış ve mahkemece bilirkişi raporu gibi karar verilmiştir. Davacının yaptığı işin niteliğine ve benzer davalardaki Dairemiz uygulamasına göre hafta içi nöbetlerde 3 hafta sonu nöbetlerde 4 saat ara dinlenme kullanıldığının kabulü gerekir. Bilirkişi raporunda ara dinlenmenin indirilip indirilmediği açıklanmadığı gibi fazla çalışma süresinin nasıl hesaplandığı, kaç nöbetin esas alındığı, bunların hafta içi ya da hafta sonu nöbetlerimi olduğu da anlaşılamamaktadır. Denetlemeye elverişli olmayan bilirkişi raporu ile fazla mesai alacağının kabulüne karar verilmesi hatalıdır.”(9. HD. 2007/40843 E. 2009/7568K. 23/03/2009)

“…Somut olayda; Davacı temizlik işçisi, dava dilekçesinde normal mesaisi sona erdikten sonra haftada bir veya iki kez ertesi sabaha kadar 24 saat çalıştığını sonrasında 24 saat dinlendiğini iddia etmiştir.
Bilirkişi raporunda 24 saatlik her nöbetin 4 saati ara dinlenme 9 saati dc fazla çalışma olarak kabul edilmiştir. Dairemizce hastane çalışanlarının iş yerinin ve yaptıkları işin niteliğine göre oluşturduğu 2008/10527 Esas, 2009/30941 sayılı kararına göre, hastanede temizlik işçisi ve hasta bakıcı olarak çalışan davacı hafta içi nöbetlerinde, normal mesaisinin sonrasında 15 saat fazla çalışmakta ve ertesi gün çalışmamaktadır. Bu çalışmasında yine Dairemizin aynı kararma göre üç saat ara dinlenme kullanmakta ertesi gün mesaiye gelmediğinden 8 saat daha indirildiğinde hafta içi nöbetlerinde fazla çalışması sadece 4 saat olmaktadır.
Hafta sonu nöbetlerinde ise 4 saat ara dinlenme, ertesi gün yine işe gitmeyerek izin kullandığından 8 saat indirildiğinde 12 saat fazla çalışma yapmış olmaktadır.
Davacının ibraz ettiği 3 aya ilişkin çizelgelerde ortalama ayda 5 kez böyle nöbet tuttuğu görülmektedir. Anılan çizelgeler dönemine ait fazla çalışması buradaki nöbet günlerine göre ve davacı temyizi bulunmadığından usuli kazanılmış hak ilkesi de dikkate alınarak belirlenmeli, bu dönem fazla çalışma yazılı kayıtlarla kanıtlandığından taktiri indirim yapılmamalıdır.
Kalan dönemlere ilişkin fazla çalışması da bu çizelgelerdeki çalışma günlerine benzer şekilde belirlenmeli ancak bu dönemler tanık anlatımları ile kanıtlandığından makul bir indirim yapılarak sonuca gidilmelidir. Hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD 2010/2193 E. 2012/32313 K. 01.10.2012)