Overbooking Hakkında Önemli Bilgiler

Evlatlığın Miras Hakkı Var mıdır?

Evlatlığın Miras Hakkı Var mıdır?

Evlatlık müessesesi; bir yönü ile; ana ve baba sevgi, şefkat ve ihtimamını fiilen göstermek gibi insancıl ve doğal şiddetli bir arzu içinde kıvranan insanların duydukları ihtiyacı tatmin etmek, onlara ana baba olmanın hazzını, saadetini tattırmak, diğer yönü ile; ana baba sevgisinden, şefkat ve ihtimamından yoksun, aile terbiyesinden uzak kalmış çocukları ana baba yuvası temin ederek inkişaflarını tehdid edici tehlikelerden kurtarmak gibi yüksek ve digergâm duyguların vucud verdiği sosyal bir müessesedir. Kısaca tanımlamak lazımgelirse, «Ahlâki ve serbest düşünce ile, ana-baba ve çocuk münasebetini suni olarak tesis etmektir.» diyebiliriz. “

Medeni Kanunumuz; haiz olduğu nitelik, doğurduğu hukuki sonuçlar, tarafları arasında tesis ettiği münasebet bakımlarından evlatlık akdinin tekemmülü için bazı şartların vücudunu ön görmekle kalmamış, hâkimin müsaadesi, resmi senet tanzimi gibi (resmi şekle) tabi tutmuştur. Resmi şekil, akdin isbat şartı değil sıhhat şartıdır.

Evlatlığın mirasçılık durumu

Her şeyden önce bir noktayı açıklamakta fayda ummaktayız. Evlatlık akdi, evlatlığın asıl ailesindeki mirasçılık haklarını bertaraf etmez. Bu hakları devam etmekle beraber ve yani sıra evlat edinene de mirasçı olabilmek olanağını kazandırır.

Evlatlık müessesesi, «Ana-baba ve evlat münasebetini suni şekilde tesis etmek» amacını güttüğü, evlâtlığın asıl mirascılık haklarına tesir etmediği için, akdin hukuki sonuçlarını tesbit bakımından taraflara bir dereceye kadar serbesti tanımak ihtiyacı duyulmuş, nesebi sahih çocukların miras haklarını, ana babanın çocukların malları üzerindeki haklarını tespit eden kanun maddelerine muhalif hükümler kabul etmeleri imkânı sağlanmıştır. (Mad. 257/2.). Örneğin; evlâtlığın veya fürunun miras dışI bırakılması, miras veya mahfuz hisselerinin sınırlandırılması, evlatlıkla içtimaı halinde mirasdan yoksun kalan mirascılara hak sağlanması ilâh… gibi halleri bu arada sayabiiriz.

Burada dikkat edilecek önemli bir husus; kanun hükümlerine muhalif bu gibi anlaşmaların evlat edinme akdinden evvel yapılmış resmi bir senetle tespit edilmiş olması gereğidir. Maddede. «resmi senet» den söz edilmekle yetinildiğine göre tespitin, Noterce resen düzenlenecek senette yer alması lazımdır. Fakat, miras mukavelesi şeklinde yapılması mecburiyeti yoktur. Anlaşmanın evlât edinme sırasında da mümkün olduğu il mi ve kazai içtihatlar cümlesindendir.

Aksi tespit edilmiş olmadıkça evlat edinme akdi, evlât edinilen kişiye, aynen nesebi sahihi çocuklar gibi birinci derecede kanuni mirascılık hakkı sağlar. Evlat edinenin sonraki derecelerdeki akrabalarını mirastan yoksun kılar.

Evlatlığın mirasçılık hakkının kapsamı

Evlatlık akdi, evlat edinenle edinilen arasında suni bir aile bağı yaratır. Evlatlık, evlatlığa alanın ÇOCUĞU sıfatını kazanır. Bunun sonucu, onun soy adını taşır. Ana-babaya ait hak ve vazifeler evlat edinene geçer. Bu “aile münasebet ve bağları yalnız evlatlıkla babalığı arasında teessüş eder.

Hukuki sonuçları bunlara münhasırdır. Diğer aile fertlerine sirayet etmez. Evlatlıkla evlat edinenin akraba ve taallukatı arasında bir hısımlık veya sıhriyet münasebeti doğmaz. Örneğin: evlat edinenin ana, baba ve kardeşleri evlatlığında ana, baba ve kardeşi sayılmaz.

İsviçre Medeni Kanunu şârihlerine göre; evlâtlığın evlât’ edinme zamanında henüz reşit olmayan veya sonradan doğan çocukları da babalarına tebaan evlât edinenle aynı münasebetler içine girmiş olur. Fakat; evlât edinenin, sonradan doğan çocukları ile evlâtlık arasında bir münasebet doğmaz, bunlar yekdiğerinin kardeşi sayılmaz.

Evlâtlığın mirascılığı

Evlâtlığın, evlat edinen ve bunun akrabaları ile mirasçılık münasebetinin sınırlarını, evlâtlık akdinin yarattığı aile çemberinin sınırları ile tespit etmek lazımdır. ,

  • Medeni Yasanın 447. inci maddesine göre; evlâtlık ve füruru, ancak kendisini evlât edinen kimseye karşı ve onun nesebi sahih çocuğu imişcesine mirasçı olurlar.

Evlâtlık akdinin, evlât edinenle evlâtlık arasında ve bunlara münhasır şahsi ve ailevi bağlar meydana getirdiği, tarafların diğer sıhri veya kan hısımlarını kapsamadığı (M: 257.) göz önünde tutulduğu takdirde, mirasçılık münasebetinin de bunu paralel olarak çözülmesi lüzumu kolayca anlaşılabilir. Konuyu örneklerle açıklamaya çalışalım.

Evlât edinen kişinin ölümü ve aksine bir anlaşma bulunmaması halinde evlâtlık, nesebi sahih çocuk gibi, birinci derecede mirasa hak kazanır. Sonraki derecedekilere miras gitmez. Ölenin karı veya kocası ve sonradan doğmuş çocuklarıyla içtima ettiği takdirde karı veya kocanın kanuni o miras paylarından artan kısmı nesebi sahih çocuklarla birlikte, eşit olarak paylaşır.

Mirasın açılması, evlatlık akdinden evvele veya sonraya taalluk etse dahi, evlat edinenin, kendinden önce ölen akrabalarından iktisab ettiği mirasta da durum yukarıda işaretlenenin aynıdır. Yani, evlât edinenin usul ve füru veya civar hısımlarından iktisap etmiş olduğu miras haklarından bunun ölümü ile evlâtlığı faydalanır. Zira, burada halefiyet söz konusu değildir.

Evlât edinenin ölümünden sonra, ailesi fertlerinden intikal edecek mirasda durum tamamen başkadır. Evlâtlık halefiyet suretiyle mirasçı olamaz. Örneğin; Evlât edinenin ana, baba veya çocukları veyahut sair akra- baları daha sonra öldükleri takdirde evlâtlık halefiyet yolu ile bunların mirasından faydalanamaz. Miras, ölenin kanuni mirasçılarına intikal eder. Daha kısa bir deyimle; evlatlığın halefiyet yolu ile mirasçılık iddiasında bulunmasına kanuni imkân yoktur.