Elkoyma Tedbiri Nasıl Uygulanır?
El koyma
Bir eşya üzerinde rızası olmamasına rağmen zilyedin tasarruf yetkisi kaldırılabilir. Suçun veya tehlikelerin önlenmesi amacı ile bir eşya bir kimsenin elinden alınabileceği gibi, suçun delili olabileceği veya eşya veya kazanç müsaderesine tabi olduğu için de geçici olarak Devletin muhafazası altına alınabilir (CMK 123/1).
Birinci halde «önleme elkoyması», ikinci halde ise «adli elkoyma» söz konusu olur.
Kanun delil olabilen eşyayı zorla almaya “elkoyma”, rıza ile teslim etmeye ise, “muhafaza altına alma” adını vermiştir (CMK 123).
Kanunda üç grup eşyaya el konulabileceği kabul edilmiştir: (i) ispat aracı olarak yararlı görülen, emare niteliğindeki eşya, (ii) eşya müsaderesine tabi bulunan mal varlığı değerleri (TCK 54) ve (iii) kazanç müsaderesinin konusunu oluşturan mal varlığı değerleri (TCK 55).
Başlangıç şüphesi: delil olacak eşyaya el koyma
Elkoyma, hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının. Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri tarafından gerçekleştirilir (CMK 127/1).
Adli amaçlı bir elkoyma kararı verilebilmesi için, en azından başlangıç şüphesi derecesinde şüphe bulunması gerekir. Örneğin kaçağın duruşmaya gelmesi için yapılan elkoyma da böyledir.
El koyma tedbirinin uygulanabildiği diğer haller
Müsadere edilecek eşyaya ve para cezasının ödenmesini sağlamak için belli eşyaya elkoyma, önleyici mahiyette bir tedbirdir.
Elkoymaya diğer hukuk dallarında da rastlanır. Örneğin Medenî Muhakeme Hukukunda ihtiyatî tedbir kavramı içine (HMK 101) elkoyma da girer. İcra ve İflâs Kanununda “ihtiyatî haciz” adı altında düzenlenen kurum da (ĠĠK 257) elkoymadır.
Muhtelif Hukuk dallarındaki elkoymanın niteliğinin aynı olması, bunların gerekiyorsa farklı şekillerde düzenlenmesine engel değildir.
Elkoyma eşya üzerinde tasarruf yetkisinin kaldırılması olduğuna göre, çeşitli şekiller alabilir. Gayrimenkullerde tapuya şerh vermekle mesele halledilirken, menkullerde eşya zilyedin elinden alınır.
Arama Yönetmeliği‟nde (m. 4) “koruma altına alma” adı altında yeni bir kurum yaratılması ilginçtir. Maddedeki tanıma göre “koruma altına alma”; suçun veya tehlikelerin önlenmesi ya da delil olabilecek veya müsadereye tabi olan yahut güvenliğin sağlanması amacıyla, eşyayı zilyedinin kendiliğinden vermesini veya el konulana kadar geçici olarak alıkoymayı ifade eder.
El konulan eşyanın saklanması
Ceza Muhakemesi Kanunu muhafaza ve emniyet altına almanın şeklini göstermemiştir. Hangi şeklin uygun olacağım hâkim tâyin edecektir.
Bu şekillerin başında elkonulan eşyada uygulanan muhafaza tarzı gelir, yani zorla alınan eşya nasıl muhafaza ediliyorsa, rıza ile alınan eşya da öyle muhafaza edilecektir. Rıza ile tevdi edilen eşya delil ise bu şekil özellikle tercih edilmelidir.
Bunun dışında eşyayı bir odaya koyup kapısını mühürlemek veya emniyetli bir kimseye (yed-i emin‟e veya yed-i adli) teslim etmek gibi başvurulacak diğer yöntemler de vardır.
Alınan bu tedbirlere uymama suç sayılmıştır (TCK 203, 289, 290).
Zor kullanma
Arama sonunda şüphe sebebi oluşturan bir eşya bulunursa bunlara el konulacaklar. Burada da önce ilgilinin rızası alınmaya çalışılmalı ve kendi isteği ile verirse eşya muhafaza altına alınmalıdır. Rıza olmayan hallerde kolluğun PVSK 16 kapsamında kullanabildiği zor kullanma yetkisi doğar.
Muhafaza altına alma
Bazen eşyanın zilyedin tasarruf yetkisi kaldırılarak muhafaza ve emniyet altına alınması gerekebilir. Bunun için kanunlar zilyedin rızasına bakarlar. Delil olacak eşya rıza ile verilirse Kanun buna “muhafaza altına alma” demiştir (CMK 123/1). Razı olmazsa, gerekiyorsa zor kullanılarak yine zilyedin tasarruf yetkisi kaldırılır, buna elkoyma denmektedir.
“Elkoyma” ve “muhafaza altına alma” kabahatlere özgü idari yaptırımlar arasında yer alan “mülkiyetin kamuya geçirilmesine” ilişkin kararın kesinleşmesine kadar da uygulanabilir (KK 18).
Mevcut olduğu bilinen eşyayı vermeme
İlgili kişi delil olabilecek (veya müsadereye tabi olan) eşyayı istek üzerine, kendiliğinden verirse “şüphe sebebi” olacak eşya muhafaza altında tutulur. Elkoyma işleminin konusunu teşkil eden eşyayı elinde bulunduran kişi istendiği takdirde, bunu göstermek ve teslim etmek mecburiyetindedir (CMK 123/l). İlgili eşyayı kendi rızası ile vermezse zor kullanarak elinden alınabilir. Vermemeden doğan masraflar kendisine yüklenebilir.
Fakat dış koşullardan el konulması gereken eşyanın ilgilinin nezdinde olduğu anlaşılıyor, fakat kişi istenmesine rağmen bunu ortaya çıkartmıyorsa, öncelikle yeni bir arama kararı alınarak arama yapılabileceği gibi, eşyayı teslim etmeye zorlamak üzere aşağıda belirtilen işlemler yapılır.
Eşyayı vermeyenler hakkında yapılan işlem
İspat konusu olan veya müsaderesi gereken eşya ve diğer malvarlığı değerlerini yanında bulunduran şahıslar talep üzerine, bu eşyayı göstermek ve teslim etmekle yükümlüdür.
Kaçınanların, göstermeye veya teslime zorlanmak için, özgürlükleri kısıtlanabilir. Bu halde CMK‟nun 60. maddesi uyarınca tanıklıktan çekinmeye ilişkin disiplin hapsi hükümleri uygulanabilir, herhalde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Disiplin hapsinin uygulanabilmesi için söz konusu eşyanın o kişinin elinde bulunduğu hususunun sabit olması gerekir.
Disiplin hapsi tanıklıktan çekinebilenlere uygulanamaz. Sanık da beyana zorlanamadığı gibi, eşyayı göstermesi için hakkında disiplin hapsi uygulanamaz.
Disiplin hapsi soruşturma evresinde sulh ceza hakimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilir (CMK 60). Bu karara itiraz edilebilir.
El koyma kararı
Elkoyma hakim kararı ile yapılır. Kanun sadece kararı hakimin vereceğini söylemiş, fakat CMK 127 elkoyma kararının içereceği hususları açıklamamıştır. Oysa arama kararında (CMK 119/2) ayrıntı verildiği görülmektedir. Bizce bu madde kıyas yolu ile elkoymada da uygulanmalıdır.
Hâkim kararı ile gerçekleştirilen bir arama sırasında yapılan elkoyma hukuken muteber bir işlemdir. Bu nedenle, hakim kararı ile arama yapıldıktan sonra ele geçirilen eşya için, ayrı ve yeni bir elkoyma kararına ihtiyaç yoktur. (Hakim kararı üzerine yapılan elkoymayı da tekrar hakim kararına bağlayan ilk düzenleme 2005-5353 numaralı kanun ile kaldırılmıştır.)
Cumhuriyet savcısının el koyma emri
Hakim kararı kuralının istisnası olarak, Kanunla yetkili kılınan merci de, gecikmede tehlike bulunan hallerde “elkoyma emri” verebilir (Any. 20/2, Any. 21).
Anayasa‟daki bu kural Kanuna yansımıştır: Ceza Muhakemesi Kanunu (m. 127/1) “gecikmesinde sakınca” bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı elkoyma emri vermesini kabul etmiştir.
Cumhuriyet savcısına “ulaşılamadığı hallerde” ise, kolluk amirinin yazılı emri ile (“adli kolluk” denilmediğine dikkat edilmelidir), kolluk görevlileri elkoyma işlemini yapabilirler (CMK “2005-5353” 127/1).
Anayasa emirden bahsetmekte ise de, elkoymayı emreden kişi, bizzat kendisi de elkoyma işlemini yapabilir. Anayasa‟da bu yetkinin kolluk memuruna verilmesini yasaklayan bir hüküm bulunmadığı için, kolluk memurunun âmirinden emir almadan elkoyma işlemini yapmasını kabul etmek Anayasaya aykırı değildir.
Postada el koyma kararı
Postadaki gönderilerin suçun delillerini oluşturduğundan şüphe edildiği hallerde, posta hizmeti veren resmi veya özel kuruluşların nezdinde bulunan gönderilere elkonulabilir (CMK 129/1).
Postada elkoyma yetkisi hâkimin veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının kararına bağlanmıştır (CMK 129/1). Cumhuriyet savcısı veya kolluk amiri taralından verilen elkoyma emrinin 24 saat içinde hakim tarafından onaylanması gerekir (CMK 127/3).
CMK delil yasağı şeklinde düzenleme yaparak, hakim kararı alınmaksızın yapılan el koyma işleminin ilgilinin “itirazını” beklemeksizin, 24 saat içinde hakim onayına sunulması mecburiyetini getirmiştir; hakim kararını elkoymadan itibaren 48 saat içinde açıklanmazsa, elkoyma kendiliğinden kalkar.
Zilyetliğinde bulunan eşya veya diğer malvarlığı değerlerine elkonulan kimse ise, her zaman hakimin bu konuda karar vermesini isteyebilir (CMK 127/4).
Elkoyma ile ilgili içtihat
Yargıtay bu konudaki denetlemesini hassasiyetle yapmaktadır.
Somut olayda, hırsızlık suçunda kolluk görevlileri tarafından şüpheliye ait araç içinde bulunan pense ve tellere elkonulmuş, Cumhuriyet savcısı ile telefon görüşmesi yapılarak sözlü olarak onaylattırılmış ve 24 saat içinde Cumhuriyet savcısının yazılı onayı alınmıştır. Ancak, tutanakta sehven yanlış tarih atılmış olması nedeni ile, 24 saat içinde onaylama kuralı ihlal edildiğinden, elkoyma işlemi yok sayılmıştır (6. CD 17.11.2009, K. 15089).