Memurlarda Atama İptali Davası Nedir?

Dolandırıcılık Suçunda Daha Az Cezayı Gerektiren Haller Nelerdir?

Dolandırıcılık Suçunda Daha Az Cezayı Gerektiren Haller Nelerdir?

MADDE 159.- (1) Dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine, altı aydan bir yıla kadar hapis veya ad­li para cezasına hükmolunur. 

159.maddede, dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil ama cıyla işlenmesi halinde suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi tutulmuş ve bu suçun (dolandırıcılığın) temel şekline göre daha az ve seçimlik ceza öngörülmüştür. Bilindiği üzere, yeni TCK.da eski Kanunda 308.maddede yer alan “kendiliğinden hak alma” şeklinde bağımsız bir suç tipine yer verilmemiş, “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacı” hırsızlık (144/1-(b) ve yağma (150/11 suçlarında olduğu gibi dolandırıcılık suçlarında da daha az cezayı gerektiren hal olarak özel biçimde düzenlenmiştir.

KORUNAN HUKUKSAL DEĞER

Bu suçla korunan hukuksal değer, malvarlığıdır. Ancak bu suçta malvarlığının yanı sıra ayrıca hileli davranışlarla mağdurun aldatılmış olması nedeniyle “irade özgürlüğü”, diğer yandan kişinin yetkili adli makama başvurarak hakkını alması yerine iddia ettiği hakkı kendiliğinden ve hileli bir davranışla mağduru aldatarak elde etmesi, bu suretle adli makamları devre dışı bırakarak toplum düzenini bozuması, sosyal kargaşa yaratacağından yasa koyucu 159.madde hükmüyle hukuk devleti olmanın gereği olarak kanun hakimiyetini sağlamayı ve sosyal kargaşayı önlemeyi amaçlamıştır.

SUÇUN FAİLİ VE MAĞDURU

Bu suçun faili bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla dolandırıcılık fiilini işleyen herhangi bir kimse olabilir.

Suçun mağduru ise, zarara uğrayan malvarlığının sahibi olan gerçek veya tüzel kişilerdir.

SUÇUN MADDİ UNSURU

Kişinin bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla hileye başvurmuş olması halinde de dolandırıcılık suçunun oluşumu için aranan fiillerin gerçekleşmesi gerekmektedir.

Bilindiği üzere dolandırıcılık, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya bir başkasının zararına olarak kişinin kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır. Suçun oluşumu açısından gerçekleşmesi gereken hareketlerden birincisini hile oluşturmaktadır. Hile objektif olarak hataya düşürücü ve başkasının tasavvuru üzerine etki meydana getiren her türlü davranıştır. Dolandırıcılık suçunun oluşması için failin hileli davranışlarla muhattabını aldatmış olması ve nihayet hileli davranışlarla hataya düşürdüğü kimse veya bir başkasının zararına olarak kendisi vcva başkasına bir yarar elde etmesi gerekir. Ancak, bu genel unsurlara ilavelin 159.maddede öngörülen suç bakımından dolandırıcılığın “bir hukuki ilişkiye daya nan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” gerekmektedir.

SUÇUN MANEVİ UNSURU

Suçun manevi unsurunun oluşabilmesi için failde “bir hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacı” bulunması gerekmektedir.

Alacağın hukuki ilişkide mutlaka para olarak belirlenmiş olması, alacağın ko­nusuyla dolandırıcılık fiilinin konusunun aynı olması şart değildir. Bu alacağın hu­kuken korunabilen bir alacak olması gerekir. Bu alacağın yargı organları önünde dava konusu yapılabilmesi aranmaz. Kanuna ve ahlaka aykırı bir işlemden kaynak­lanan nedenlerle, örneğin kumar borcunun alınması için fiilin işlenmesi, zaman aşımına uğramış bir alacağı elde etmek için hileli davranışlara başvurulması halin­de 159.maddenin değil, failin eylemine uyan dolandırıcılık suçunun temel şeklini oluşturan hükmün (157., 158.md.) uygulanması gerekir. Hukuken korunmayan bir alacağın tahsil amacı 159.maddenin uygulanmasını gerektirmez. Kanaatimizce, fai­lin iddia ettiği alacağın varlığına inanmış olması yeterli olmayıp, en azından sanı­ğın bu konudaki iradesini haklı gösterecek objektif kanıtların varlığı gerekir. Suçun hu amaçla işlenip işlenmediği her olayın mahiyetine ve dosyadaki maddi olgulara göre hakim tarafından tespit ve takdir edilecektir. Alacağın mutlaka faile ait olması gerekip gerekmediği hususu madde metninde ve gerekçesinde açıklanmıştır. “Ala­cağı tahsil amacı” sözcüklerinin yorumundan alacağın mutlaka faile ait olması gc- ı ektiği sonucu çıkmamaktadır. Kanaatimizce bu durumda, varlığı iddia edilen ala­cakla dolaylı olarak ilgili bulunan, örneğin aralarında miras ilişkisi sağlayacak de- t ecede akrabalık bağı bulunan yakınlarının alacaklarını tahsil etmek amacıyla hareket eden failinde 159.madde hükmünden yararlandırılması, bunların dışında alacak­la doğrudan veya dolaylı bir ilişkisi bulunmayan kimselerin bu madde hükmünden yararlandırılmaması gerekir.

SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ BİÇİMLERİ

Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla hileli davranışlara başvurulmuş olmasına karşın, engel bir neden yüzünden yarar sağlanamamış ise teşebbüs hükümlerinin (TCK. 35.md.) uygulanması gerekir.

Suça iştirak (faillik, azmettirme, yardım etme) mümkündür. Bu durumda, TCK nun 37-41 .maddeleri hükümleri çerçevesinde uygulama yapılacaktır.

Suçların içtimai durumunda da genel hükümler (TCK. 42-44.md.) uygulanır. Sahte bir belge ile mağdurun dolandırılması halinde gerçek içtima kurallarına göre fail hem 159.madde ve hem de sahtecilik suçunu tanımlayan Kanun maddesi uya­rınca cezalandırılacaktır. 

KOVUŞTURMA, GÖREVLİ MAHKEME, SUÇUN YAPTIRIMI VE DAVA ZAMANAŞIMI

Kovuşturma

TCK nun 159.maddesinde öngörülen suçun soruşturulması ve kovuşturulması suçun mağduru veya suçtan zarar gören kişinin şikayetine bağlı tutulmuştur. Suç CMK’nun 253/3.fıkrası uyarınca uzlaşma kapsamında değildir. Şikayetten vazgeçilmesi, yasal altı aylık süre içerisinde şikayet koşulunun gerçek­leşmemesi durumlarında kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davasının düşü­rülmesine karar verilir.

Görevli Mahkeme

Görevli mahkeme; 5235 sayılı Kanunun 12.maddesi hükmüne göre, asliye ceza mahkemesidir. Suç tarihinde 18 yaşını doldurmayan fai­lin davası, 5395 sayılı ÇKK.nun 26.maddesi gereğince çocuk mahkemesinde görü­lür.

Suçun Yaptırımı

Suçun yaptırımı, altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıdır. Hakim somut olayın özelliklerine göre TCK.nun 61 .maddesinde ön­görülen hususları da gözeterek bu seçimlik cezalardan birini tercih ederek iki sınır arasında tayin edecektir. Adli para cezası tercih edilmişse TCK.nun 52.maddesi uyarınca uygulama yapılacaktır.

Dava Zamanaşımı

159. maddede öngörülen suçun asli dava zamanaşımı 8 yıldır (66/1-(e) bendi). Durma veya kesme nedenleri bulunduğu takdirde TCK.nun 67.maddesi hükmü gözetilecektir.