Nitelikli Dolandırıcılık Türleri Nelerdir?
158.MADDENİN 1.FIKRASINDA SAYILAN NİTELİKLİ HALLER:
Suçun inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi
Maddenin 1.fıkrasının (a) bendinde, dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi nitelikli bir hal olarak tanımlanmıştır. 765 sayılı eski TCK’da yer almayan bu nitelikli halin gerçekleşmesi için dini inanç duyguların aldatma aracı olarak kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yararın sağlanmış olması gerekir. Örneğin, muskacılık, üfürükçülük gibi faaliyetler sonucu karşı taraftan haksız bir yarar sağlanması halinde bu bent kapsamına giren nitelikli dolandırıcılık suçu oluşur.
Suçun kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle işlenmesi
Maddenin 1.fıkrasının (b) bendinde, dolandırıcılık suçunun kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle işlenmesi, nitelikli bir hal olarak tanımlanmıştır.
Yasa koyucu, kişilerin içinde bulundukları tehlikeli durum veya zor şartlarda, başkalarına en fazla güven duymaya ihtiyaç duyduğu gerçeğinden hareketle, mağdurun güven duygusunun ihlalini ve bu koşullarda gerçekleştirilen hileli davranışlarla dolandırıcılık suçunun işlenmesindeki kolaylığı gözeterek bu durumu nitelikli bir unsur olarak kabul etmiştir. Örneğin, kişinin doğal bir afete veya trafik kazasına maruz kalmasından ya da hastalığı yüzünden içine düştüğü çaresizlikten yararlanılarak aldatılması suretiyle gerçekleştirilen hile ile haksız yarar sağlanması halinde bu nitelikli hal oluşacaktır. Ancak, bu nitelikli halin gerçekleşebilmesi için, mağdıırun gerçekten tehlikeli durum veya zor şartlarda bulunması ve bu durumdan yararlanılmak suretiyle fiilin işlenmesi gerekir. Hile ile mağdurun bu durumda olduğuna inandırılması hali bu bent kapsamına girmez. Eski Ceza Kanunumuzun 504. maddesinin (5) numaralı bendinde kişiyi içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan “kurtarmak bahanesiyle” suçun işlenmesi aranırken, yeni Kanunun (158/1 -(b) bendinde bu durum ve koşullardan “yararlanmak suretiyle” eylemin gerçekleştirilmesi bu bent hükmünün uygulanabilmesi için yeterli sayılmıştır.
Suçun kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle işlenmesi
Maddenin 1.fıkrasının (c) bendinde, kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanılarak aldatılmasının daha kolay olduğu gözetilerek dolandırıcılık suçunun bu durumdan yararlanmak suretiyle işlenmesi, nitelikli bir hal sayılmıştır. Bu nitelikli halin gerçekleşmesi bakımından suçun mağdurun yaş küçüklüğü, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi nedenlerle algılama yeteneğinin zayıflamış olması gerekir.
Bu durumda mağdur da az da olsa algılama yeteneği mevcuttur. Yasa koyucu, algılama yeteneği zayıf olan kişilerin bu elverişli durumlarından ve konumlarından yararlanılarak aldatılarak irade özgürlüğünün ihlal edilmesini ve malvarlığına zarar verilmesini önlemeyi amaçlamıştır. Bu durumuyla suç mağdur açısıdan, mahsus (özgü) bir suçtur. Ancak, mağdurun algılama yeteneğinin zayıflığı değil de algılama ve anlayabilme yeteneğine sahip bulunmaması söz konusu ise, bu durumdaki bir kişinin aldatılmasından söz edilemeyeceğinden bu suç değil, eylemin somut olaydaki özelliklerine göre unsurları varsa hırsızlık suçu oluşabilir.
Bu nitelikli halin gerçekleşmesi bakımından mağdurun bizzat fail tarafından böyle bir duruma (örneğin, algılama yeteneğinin zayıflatacak derecede sarhoşluk haline) düşürülmüş olması gerekmediği gibi, bu durumun ortaya çıkmasında mağdurun bir kusurunun bulunup bulunmadığı da önem taşımaz. Somut olayda mağdurun algılama yeteneğinin zayıflığı olgusunun tıbben tespiti gerektiğinden, bu konuda uzman doktor veya sosyal gelişme uzmanı bilirkişilerden ve gerektiğinde Adlı Tıp Kurumunun İlgili İhtisas Dairesinden mütalaa alınması gerekir.