Çocukların Cinsel İstismarı Suçu Nedir? Unsurları Nelerdir?
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Tipiklik Unsuru
Türk Ceza Kanunu 103. maddesinin 1. fıkrasında “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi” cezalandırılır hükmünü koyduktan sonra, aynı fıkrada iki bent hâlinde cinsel istismar deyiminden ne anlaşılması gerektiğini belirtmektedir.
Maddede Anayasa Mahkemesi tarafından “…tamamlamamış…” sözcüğü yönünden (1) numaralı fıkranın birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline karar verilmiş iken, henüz söz konusu iptal kararı yürürlüğe girmeden maddede 6763 sayılı Kanun ile yeniden düzenleme yapılmıştır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Korunan Hukuki Yarar, Fail ve Mağdur
Bu suçla cinsel özgürlük yanında, özellikle mağdurun erken cinsel deneyimden uzak tutulması ve bu yolla çocuğun engelsiz biçimde cinsel gelişiminin korunması amacı güdülmüştür. Kanun’un, erginlerden farklı olarak, “cinsel saldırı” yerine “cinsel istismar” deyimini tercih etmesi de bunu açıkça göstermektedir.
Suçun faili olabilecek kişiler bakımından Kanun herhangi bir özellik aramamıştır. Bu nedenle kadın veya erkek, evli veya bekar herkes bu suçun faili olabilir. Fail ve mağdurun aynı cinsten olmaları da mümkündür. Ayrıca failin de çocuk olması mümkündür.
Ancak fail durumunda olan çocuğun cinsel istismarı sarkıntılık düzeyinde kalmış ise soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
Suçun mağduru, erkek veya kadın ancak bir “çocuk” olabilir. Bir kimse evlenme veya mahkeme kararıyla ergin kılınmış olsa bile 18 yaşından küçük ise bu suçun mağduru olabilir.
Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesi mağdur bakımından cinsel saldırı suçunun oluşabilmesi noktasında yaş gruplarına göre ayrıma gitmiştir. Buna göre, 0-15 yaş grubu içerisinde yer alan veya 15 yaşını tamamlamış olmakla birlikte “fiilin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara yönelik her türlü davranış bu suçu oluşturur. Çocuğun 15 yaşını tamamlamış olması durumunda ise suçun oluşabilmesi için cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak cinsel davranış gerçekleştirilmiş olmalıdır. Bu nedenle, çocuk 15 yaşını tamamlamış, fiilin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılayabiliyor, iradesini etkileyen cebir, tehdit, hile veya başka bir neden de mevcut değilse artık “çocuğun cinsel istismarı” suçu oluşmaz. Ancak bu durumda birazdan inceleyeceğimiz ve Kanun’un 104. maddesinde düzenlenmiş olan “reşit olmayanla cinsel ilişki” suçu ortaya çıkar.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Konusu
Suçun konusu, cinsel davranışa maruz kalan, cinsel istismar niteliğindeki davranış üzerinde gerçekleştirilen çocuğun vücududur.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Maddi Unsuru
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Hareket
Tıpkı cinsel saldırı suçunda olduğu gibi mağdurun vücuduna temas edilmesini gerektiren bir suçtur. Bazı yazarlara göre çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış yeterliyken bizce bu yaklaşım doğru değildir. Zira TCK’nın 105/1. maddesinde cinsel taciz suçunun çocuğa karşı işlenmesi bunu doğrulamaktadır. Başka bir ifadeyle, temas olmadan da mağdura karşı cinsel istismar suçunun işlenebileceğini kabul edemeyiz. Eğer bu kabul edilecek olursa TCK’nın 105/1. maddesinde yer alan söz konusu düzenlemenin anlamı kalmazdı.
Çocuk 15 yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş ise çocuğun rızası olup olmadığına bakılmayacak, böyle bir çocuğa karşı her türlü cinsel davranış, bu suçun hareket unsurunu oluşturacaktır. Ancak çocuk 15 yaşını tamamlamış olduğunda, çocuğun cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için çocuk üzerindeki cinsel davranışların çocuğun rızası olmaksızın, yani cebir, tehdit veya hileye başvurularak ya da iradeyi etkileyen bir başka nedenden yararlanılarak gerçekleştirilmiş olması aranır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Netice
Suç, çocuklara karşı cinsel davranış olarak nitelendirilebilecek herhangi bir davranışın yapıldığı anda tamamlanmış olur. Bundan herhangi bir sonucun doğmuş olması gerekmez.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Manevi Unsuru
Suçun oluşumu için genel kast gerekli ve yeterlidir. Ayrıca özel kast aranmaz. Kastın varlığı için ise mağdurun çocuk olduğunun bilinmesi ve ona karşı cinsel davranışlarda bulunma iradesinin varlığı mevcut olmalıdır. Ayrıca suç olası kastla da işlenebilir.
Faildeki kastın, suç tipinin objektif nitelikteki tüm unsurlarına (cinsel davranışa, mağdurun yaşına ve algılama yeteneğinin gelişmediğine veya iradeyi etkileyen bir nedenin etkisi altında bulunduğuna) yönelik olması aranır. Bu konulardaki hukuken kabul edilebilir hata ise kastı ortadan kaldırır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Hukuka Aykırılık Unsuru
Çocukların cinsel istismar niteliğindeki eyleme gösterdiği rızanın geçerli olup olmadığı konusunda ikili bir ayrıma gitmek gerekir. 15 yaşına kadar olan çocukların davranışa gösterdiği rıza hiçbir durumda geçerli değildir. Buna karşılık, 15 yaşından büyük olan çocukların, ister basit, isterse bu suçun nitelikli hâli söz konusu olsun, eyleme gösterdiği rıza geçerli sayılmıştır. Ancak durum cinsel ilişki seviyesine vardığında ise artık TCK m. 104’ün uygulanma ihtimaline de dikkat edilmelidir. Nitekim örneğin fail hakkında 15 yaşından küçük bir çocukla çocuğun rızası dahilinde cinsel ilişkiye girdiği için Türk Ceza Kanunu’nun 103/2. maddesine göre açılan bir davada mağdurun kemik yaşının 17 olduğu, başka bir ifadeyle mağdurun dış görünüşünün 17 yaşında şeklinde olduğunun ortaya çıktığı bir durumda kanaatimizce fail TCK m. 103/2 kapsamında Türk Ceza Kanunu’nun 30. maddesinde öngörülen hata hükümlerinden yararlanacak ve çocuğun cinsel istismarı suçundan ceza almayacaktır. Ancak burada failin yanılgısı TCK m. 30/4’te düzenlenen “işlediği fiilin haksızlık oluşturduğu hususundaki hata” şeklinde olacağından, mağdurun şikâyet durumuna göre fail ayrıca TCK m. 104’te düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan cezalandırabilecektir.
Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 103/6. maddesi uyarınca suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâli söz konusu olur.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Nitelikli Hâlleri
- Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi,
- Suçun; Birden fazla kişi tarafından birlikte, insanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından, kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi,
- Cinsel istismarın, On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da diğer çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi,
- Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü,
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Suçun Özel Görünüş Şekilleri
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda Teşebbüs
Suç, suçun temel biçimi açısından cinsel davranışın gerçekleştirilmesi ile nitelikli hâli açısından ise vücuda organ veya başkaca bir cismin sokulmasıyla tamamlanır. Failin bu kastla gerçekleştirdiği hareketler elinde olmayan nedenlerle tamamlanamamış ise fail bu suça teşebbüsten cezalandırılır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda İçtima
Aynı kişiye yönelik olarak faklı zamanlarda aynı suç işleme kararıyla gerçekleştirilecek birden fazla cinsel istismar suçu zincirleme suça vücut verebilir.
TCK’nın 103/5. maddesi gereğince, cinsel istismar için cebir ve şiddete başvurulmuş ve bunun neticesinde kasten yaralama suçunun ağır neticeleri ortaya çıkmış ise fail ayrıca kasten yaralama suçundan da cezalandırılır.
Çocukların Cinsel İstismarı Suçunda İştirak
Suç tipinde öngörülen cinsel davranışı gerçekleştiren kişi bu suçun faili olarak sorumlu tutulur. Cinsel davranışı gerçekleştiren birden fazla kişi söz konusu olduğunda ise bunların her biri fiil üzerinde kurdukları hâkimiyete göre müşterek fail sayılır. Ayrıca suça azmettirme ve yardım etme biçiminde de iştirak mümkündür.