Sanığın Kendisine Görevi Gereği Verilen Kullanıcı Kodu Ve Şifre İle Sorgulama Yapması Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme Veya Ele Geçirme Suçunu Oluşturmaz

Ceza Yargılamasında Seri Yargılama Nedir? Nasıl Yapılır?

Ceza Yargılamasında Seri Yargılama Nedir? Nasıl Yapılır?

Ceza hukukumuza 7188 sayılı Kanun ile ya­pılan değişiklikle dahil olan seri muhakeme usu­lüne göre Kanun’da tahdidi olarak sayılan suçlar­da soruşturma evresi sonunda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmediği tak­dirde seri muhakeme usulü uygulanır.

Söz konusu suçlar şu şekildedir:

  1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra), 2. Genel güvenliğin kas­ten tehlikeye sokulması (madde 170), 3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra), 4. Gürültüye neden olma (mad­de 183), 5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra), 6. Mühür bozma (madde 203),
  2. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan be­yan (madde 206), 8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra), 9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kulla­nılması (madde 268), suçları, b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci mad­desinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında be­lirtilen suçlar, c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç. d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç. e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı ben­dinde belirtilen suç.

Seri Yargılama Şartları ve Uygulama Usulü

Seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için öncelikle şüphelinin bu hususta bilgilendir­mesi gerekir. Bilgilendirmeyi Cumhuriyet savcısı yapabileceği gibi kolluk görevlileri de yapabilir. Seri muhakeme usulünün uygulanması teklifini yapacak olan ise yalnızca Cumhuriyet savcısı olup, kolluğa bu hususta yetki verilmemiştir. Ay­rıca şüphelinin teklifi kabul etmesinin geçerlilik şartı olarak müdafi huzurunda kabulün yapılmış olmasının arandığına çok dikkat edilmelidir ki bu durum aslında bir zorunlu müdafilik hâli teşkil et­mektedir.

Teklifin müdafi huzurunda yapıl­mış olmasının değil, şüphelinin, kendisine yapılan teklifi kabulü­nün müdafi huzurunda olması ge­rektiğine dikkat edilmelidir. Açık­çası bu düzenleme ülkemiz ko­şulları da düşünüldüğünde Cum­huriyet savcılarının zan altında kalmaması adına bizce yerindedir. Bununla birlikte kanaatimizce teklifin müdafi huzurunda yapıl­masının zorunlu kılınması bizce daha uygun olurdu. Zira açıkçası mevcut düzenlemenin kötüye kul­lanılmaya müsait olduğu kanaati­ni taşımaktayız.

Söz konusu düzenlemede Cumhuriyet sav­cısına yaptırım belirleme yetkisi de verilmiştir ki bu durum bizlere Cumhuriyet savcısının yargı görevi yapan olarak kanun koyucu tarafından kabul edildiğini, savcının bağımsız olması gerek­tiğini, açıkça göstermekte olup, bu konuda dokt­rinde savcının bağımsızlığını savunan yazarlar için de güçlü bir dayanak teşkil edecektir.

Ancak uygulamamız gözönüne alındığında, yeri geldiğinde baş­savcıların savcılar üzerinde ta­hakküm kurdukları da bir gerçek olduğuna göre ve uygulamada var olan “görüldü” saçmalığı devam ettiği müddetçe bu düzenlemenin ileride Anayasaya aykırılığının tartışılacağını veya en azından tartışmaya açılması gerektiğini düşünüyoruz.

Anılan düzenleme uyarınca Cumhuriyet savcısı, Türk Ceza Kanununun 61 inci madde­sinin birinci fıkrasında belirtilen hususları göz önünde bulundurarak, suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında tes­pit edeceği temel cezadan yarı oranında indirim uygulamak suretiyle yaptırımı belirler. Akabinde bu ceza yine Cumhuriyet savcısı tarafından ko­şulları bulunması hâlinde Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesine göre seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya 51 inci maddesine göre ertelene­bilir. Ayrıca koşulları varsa hükmün açıklanması­nın geri bırakılması hükümlerini de savcı kıyasen uygulayabilir.

CMK 250. maddeye göre yaptırım uygulan­ması, güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlerin uy­gulanmasına engel teşkil etmez.

Düzenlemenin güvenlik tedbiri uygulanmasına engel teşkil etme­yeceği şeklinde olduğuna dolayı­sıyla güvenlik talep edilmesinin yasal zorunluluk olmadığına dik­kat edilmelidir.

Daha sonra Cumhuriyet savcısı şüpheli hak­kında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yazılı olarak görevli mahkemeden talep eder. Ta­lep yazısında;

  1. Şüphelinin kimliği ve müdafii, b) Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa ve­kili veya kanuni temsilcisi, c) İsnat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri, d) isnat olunan suçun iş­lendiği yer, tarih ve zaman dilimi, e) Şüphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri, f) İsnat olunan suçu oluşturan olayların özeti, g) Üçüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği, h) Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve gü­venlik tedbirleri, gösterilir.

Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda (DİKKAT! Yine bir zorunlu müdafilik durumu söz konusudur) dinledikten sonra Cumhuriyet savcı­sı tarafından seri muhakeme usulü uygulanma­sı teklifi ve bunun müdafi huzurunda şüphelice kabulü şeklindeki şekli şartın gerçekleştiği ve eylemin seri muhakeme usulü kapsamında oldu­ğu kanaatine varırsa talepte belirlenen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde tale­bi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cum­huriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz ola­rak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.

Seri muhakeme usulünün herhangi bir se­beple tamamlanamaması veya soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması ama­cıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi hâllerinde, şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine ilişkin beyanları ile bu usulün uy­gulanmasına dair diğer belgeler, takip eden so­ruşturma ve kovuşturma işlemlerinde delil olarak kullanılamaz.

Suçun iştirak hâlinde işlenmesi durumunda şüphelilerden birinin bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi hâlinde seri muhakeme usulü uygulanmaz.

Seri muhakeme usulü, yaş küçüklüğü ve akıl hastalığı ile sağır ve dilsizlik hâllerinde uy­gulanmaz.

Resmî mercilere beyan edilmiş olup da so­ruşturma dosyasında yer alan adreste bulun­mama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması hâlinde, seri muhakeme usulü uygulanmaz.

Mahkemenin Cumhuriyet savcısının talebi üzerine kuracağı hükme karşı başvurulacak ka­nun yolu itirazdır.

Seri muhakeme usulünün uygulanışı ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı tarafından Ceza Muha­kemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği çıkartıl­mıştır.