Ceza Davalarında Resen Görevin Belirlenmesi
CMK’nın 4. maddesine göre, davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6’ncı madde hükmü saklıdır.
CMK’nın 06/12/2006 – 5560 sayılı Kanunun 16. maddesi ile değişik 6. maddesi uyarınca ise duruşmada suçun hukukî niteliğinin değiştiğinden bahisle görevsizlik kararı verilerek dosya alt dereceli mahkemeye gönderilemez.
Görev, kamu düzeniyle doğrudan ilgilidir ve şüpheli ve sanık yönünden de tabiî hâkim ilkesine göre güvence oluşturur. Bu nedenle görev (madde bakımından yetki) sorununun, Cumhuriyet savcısı, katılan ve sanık ileri sürmese de mahkemece kovuşturmanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulması gerekir. Ancak, iddianamenin kabulünden sonra, suçun yargılamasının alt dereceli bir mahkemeye ait olduğundan söz edilerek görevsizlik karan verilemeyeceğine ilişkin 6. madde hükmü saklıdır. 4. maddenin 1. fıkrası bu kuralı açıklamaktadır.
İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreye kovuşturma denir. Kovuşturma aşamasında ve dolayısıyla hükmün (istinaf ya da) temyiz aşamasındaki kanun yolu incelemesi sırasında dahi, yargılamayı yapan mahkemenin görevsiz olduğundan söz edilerek görevli mahkemeye gönderilmesi sağlanabilir. Bu durumun tek istisnası, CMK’nın 6. maddesinde öngörülen, bir mahkemenin iddianameyi kabulünden sonra, yargılamanın alt dereceli bir mahkemeye ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik karan veremeyeceğine ilişkin kuraldır. Dolayısıyla, iddianamenin kabulünden sonra bir mahkeme, ancak davayla ilgili yargılama görevinin üst dereceli bir mahkemeye ait olduğuna ilişkin karar verebilir.
Üst dereceli mahkemenin, bir başka mahkemenin verdiği görevsizlik kararı ile yargılamaya başladığı durumlarda, davanın alt dereceli mahkemeye ait olduğu düşünülebilir ise de, üst dereceli mahkemenin yapması gereken davayı tekrar alt dereceli mahkemeye göndermek değil, görevsizlik kararı vererek uyuşmazlığın çözümü için ortak yüksek görevli mahkemeye sorunu iletmek olmalıdır.