Ceza Davalarında Bilirkişi Nasıl Atanır? Bilirkişinin Görevleri Nelerdir?
Çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde savcı, hâkim veya mahkeme tarafından atanan kişidir. Dolayısıyla bilirkişi, teknik bilgisi ve uzmanlığı ile hâkime yardımcı olur. İşte bu nedenle, bilirkişi raporunun bir delil olmayıp, delilleri değerlendirme aracı olduğu öğretide ağırlıklı olarak kabul edilmektedir. Kaldı ki hâkim, bilirkişi raporuyla bağlı da değildir. Ancak raporun aksi kanaatte ise hâkimin bunu iyi gerekçelendirmesi icap eder.
CMK m. 62 uyarınca tanıklara ilişkin hükümler, aksine düzenleme bulunmadıkça bilirkişiler hakkında da uygulama alanı bulur. Bilirkişilerin de tıpkı tanıklar gibi bağımsız ve tarafsız olmaları gerekir. Zira bilirkişilerin de esasen hizmet ettikleri olgu maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Dolayısıyla kolluk bilirkişiye başvuramayacağı gibi soruşturmanın tarafı olduğu için bilirkişi olarak da görevlendirilemez. Kolluğun belirteceği görüş olsa olsa uzman görüşü olarak nitelenebilir.
Bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunda, çelişkinin giderilmesi için bu konuda uzman bir bilirkişiden yeniden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bazen ise bu çelişkinin giderilmesi için önceki raporu hazırlayan bilirkişi tanık olarak dinlenebilir veya yeni deliller toplanabilir.
Bilirkişinin Atanması
CMK m. 63/1. hükmüne göre, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına resen veya Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiinin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine karar verilebilir.
Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.
Bilirkişi atanması ve gerekçe gösterilerek sayısının birden çok olarak saptanması, hâkim veya mahkemeye aittir. Birden çok bilirkişi atanmasına ilişkin istemler reddedildiğinde de aynı biçimde karar verilir (CMK m. 63/2). Öte yandan CMK m. 87/1’de otopsinin kural olarak iki hekim tarafından yapılacağı hükme bağlanarak, bilirkişi sayısı bizzat Kanun tarafından belirlenmiştir.
6754 sayılı Kanun ile yapılan düzenleme neticesinde, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvu- rulamayacağı ve ayrıca genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulmasının mümkün olmadığı hükme bağlanmıştır.”
Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı da 63. madde hükmüne göre bilirkişi görevlendirebilir. Zira Kanun’un mantığı, soruşturma evresinin tüm yönleriyle tamamlanarak dosyanın hâkimin önüne getirilmesini sağlamaktır. Kaldı ki Cumhuriyet savcının temel görevi, şüphelinin hem lehine hem aleyhine delilleri toplamaktır.
İstinabe yoluyla bilirkişi tayini hâlinde ise istinabe olunan mahkeme, talimatta gösterilen nitelik ve sayıda bilirkişi seçmek zorundadır. Ancak burada, özellikle seçilecek bilirkişiler için nokta adres göstermekten kaçınılmalı, istinabe olunan mahkemeye sınırlı bir hareket alanı tanınmamalıdır.
Bilirkişi Olarak Atanabilecekler
Bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler arasından seçilir. Ancak, kendi bölge listesinde ilgili uzmanlık alanında bilirkişi olmasına rağmen, diğer bir bölgedeki bilirkişinin, görevlendirme yapılan yere daha yakın bir mesafede bulunması durumunda, bu listeden de görevlendirme yapılabilir.
Yargıtay’a göre, bir davada tanık olarak bulunan kişinin aynı davada bilirkişilik yapabilmesi mümkün değildir. Ayrıca kamu görevlileri de bağlı bulundukları kurumla ilgili davalarda bilirkişilik yapamazlar.
Öte yandan, bilirkişi olarak görevlendirilen kimse, kamu görevlisi sayılır ve bu kimselerin yargılaması da kamu görevlilerinin tabi olduğu mevzuata göre yapılır.
Bilirkişiye Başvurma Zorunluluğu
Bilirkişiye başvurma zorunluluğu kural olarak bulunmamakla beraber, aşağıdaki hâllerde bu bir zorunluluktur.
Sahte para ve değerler üzerinde yapılacak incelemeler (CMK m. 73)
Şüpheli veya sanığın bilincinin incelenmesi (CMK m. 74)
Beden muayenesi ve vücuttan örnek alınması (CMK m. 75)
Çocuğun soy bağının araştırılması (CMK m. 76)
Moleküler genetik inceleme yapılması (CMK m. 79)
Ölünün adli muayenesi (CMK m. 86)
Otopsi (CMK m. 87)
Zehirleme şüphesi üzerine yapılacak işlem (CMK m. 89)
Bilirkişinin yükümlülükleri
Bilirkişiliği Kabul Yükümlülüğü
Belirli konularda uzmanlığı olan kimseler, bilirkişilik listesine kaydolmak için başvurmadıkları takdirde bilirkişilik yapmakla yükümlü değillerdir. Kural bu olmakla beraber, aşağıdaki kişi veya kurumlar bilirkişilik görevini kabul etmekle yükümlüdürler (CMK m. 65):
a) Resmî bilirkişilikle görevlendirilmiş olanlar ve 64 üncü Maddede belirtilen listelerde yer almış bulunanlar.
- İncelemenin yapılması için bilinmesi gerekli fen ve sanatları meslek edinenler
- İncelemenin yapılması için gerekli mesleği yapmaya resmen yetkili olanlar
Belirtilen kişiler için her ne kadar bilirkişilik yapmak zorunlu ise de Anayasa’da düzenlenen “angarya yasağının” bir sonucu olarak, “Bilirkişiye, inceleme ve seyahat gideri ile çalışmasıyla orantılı bir ücret ödenir. ”
Öte yandan, CMK m. 146/7’de bilirkişi hakkında da çağrıya rağmen gelmemesi durumunda zorla getirme kararı verilebileceği belirtilmiştir. Ayrıca usulüne uygun gelmeyen veya gelip de yeminden, oy ve görüş bildirmekten çekinen bilirkişiler hakkında, CMK m. 60 hükmü uyarınca, “dava hakkında hüküm verilinceye kadar ve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir.” Kişi, bilirkişiliğe ilişkin yükümlülüğüne uygun davrandığı takdirde ise tıpkı tanıklarda olduğu gibi derhal serbest bırakılır.
Yemin Etme Yükümlülüğü
Listelere kaydedilen bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonu huzurunda “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.” sözlerini tekrarlayarak yemin ederler. Bu bilirkişilere görevlendirildikleri her işte yeniden yemin verilmez. Listelerde yer almamış bilirkişiler ise görevlendirildiklerinde kendilerini atamış merci huzurunda yukarıdaki şekilde yemin ederler (CMK m. 64/5, 6).
İnceleme Yapma ve Sonuçlarını Bildirme Yükümlülüğü
Bilirkişi üç ayı geçmeyen bir süre içinde inceleme yaparak, sonuçlarını bildirmekle yükümlüdür. Bu süre özel sebepler zorunlu kıldığında en çok üç ay daha uzatılabilir (CMK m. 66/1 ).
Belirlenen süre içinde raporunu vermeyen bilirkişi hemen değiştirilebilir. Bu durumda bilirkişi, o ana kadar yaptığı işlemleri açıklayan bir rapor sunar ve görevi sebebiyle kendisine teslim edilmiş olan eşya ve belgeleri hemen geri verir. Ayrıca, bu bilirkişiye, hukukî ve cezaî sorumluluğuna ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, ücret ve masraf adı altında hiçbir ödeme yapılmamasına karar verilebilir ve bilirkişi hakkında gerekçesi gösterilerek gerekli yaptırımların uygulanması bilirkişilik bölge kurulundan istenir.
Bilirkişi, görevini, kendisini atamış olan merci ile ilişki içinde yerine getirir, gerektiğinde bu mercie incelemelerindeki gelişmeler hakkında bilgi verir, yararlı görülecek tedbirlerin alınmasını isteyebilir (CMK. 66/3).
Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hâkim tarafından yapılması gereken hukukî nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz (CMK m. 67/3).
Bilirkişi tarafından hazırlanan raporun birer örneği taraflara (Cumhuriyet savcısına, katılana, vekiline, şüpheliye veya sanığa, müdafiine veya kanuni temsilciye) duruşma sırasında verilir ya da iadeli taahhütlü olarak postayla gönderilir. Daha sonra taraflara, görüşlerini bildirmeleri için süre tanınır. Taraflar, verilen bu süre içinde görüşlerini bildirirler veya yeni bilirkişi incelemesi yapılmasını isterler. Tarafların talepleri reddedilirse, 3 gün içerisinde redde dair kararın gerekçesi yazılmalıdır.
Bilirkişinin Yetkileri
CMK m. 70 hükmüne istinaden, çekinmeyi gerektirecek sebepler bilirkişiler hakkında da geçerlidir. Bilirkişi, geçerli diğer sebeplerle de görüş bildirmekten çekinebilir.
Bilirkişi, gerekli görürse ve kabul edilirse, şüpheli ve sanık dışındaki kişilerin bilgisine başvurabilir, mağdur, şüpheli veya sanığa hakim ya da savcı aracılığıyla soru sorabilir; bu mercilerin uygun görmesi hâlinde doğrudan soru da yöneltebilir.
Muayene ile görevlendirilen hekim bilirkişi, görevini yerine getirirken sormak zorunda olduğu soruları, hâkim, savcı ve müdafi bulunmadan da mağdura, şüpheliye veya sanığa sorabilir (CMK m. 66/6).
Bilirkişi, yararlı gördüğün tedbirlerin alınmasını kendisini bu göreve atamış olan mercie önerebilir (CMK m. 66/3).
Bilirkişinin Reddi
CMK m. 69/1 hükmü uyarınca, “Hâkimin reddini gerektiren sebepler, bilirkişi hakkında da geçerlidir. ”
Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, ret hakkını kullanabilirler. Hâkim veya mahkeme tarafından atanan bilirkişinin adı ve soyadı, engel sebepler olmadıkça ret hakkına sahip olanlara bildirilir (CMK m. 69/2).
Ret istemini davayı görmekte olan hâkim veya mahkeme inceler. Soruşturma evresinde, Cumhuriyet savcısınca kabul edilmeyen ret istemi sulh ceza hâkimince incelenir. Reddi isteyen kişi, bunun nedenini, dayandığı olguları göstererek açıklamakla yükümlüdür (CMK m. 69/3).
Bilirkişilikten Çekinme
Tanıklıktan çekinmeyi gerektirecek sebepler bilirkişiler hakkında da geçerlidir. Bilirkişi, geçerli diğer sebeplerle de görüş bildirmekten çekinebilir.
Uzmanın Bilimsel Mütalaası (Tarafların Seçtiği Bilirkişi)
Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanunî temsilci, yargılama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler. Ancak tarafların sadece bu nedenle ayrıca süre isteyebilmeleri mümkün değildir (CMK m. 67/6).
CMUK döneminde açıkça düzenlenmeyen bu müesseseye göre, mütalaa teknik konularda uzmanından bir rapor alınması şeklinde olabileceği gibi olayın hukuksal yönünün uzman hukukçulara incelettirilmesi şeklinde de olabilir.
CMK m. 68/3’e göre, Cumhuriyet savcısının, katılanın, vekilinin, şüphelinin veya sanığın, müdafiin veya kanunî temsilcinin istemi üzerine bilimsel mütalaa hazırlayan uzmanın duruşmada dinlenmesi mümkündür.