Cenaze nedeniyle mazeret iznine ilişkin Yargıtay kararları
“…Somut olayda, mahkemece davacının cenazeye gittiği ve aracının arızalanması nedeniyle işe gidemediği, bu durumu imalat formenine bildirdiği, ayrıca iş arkadaşı tanık M. E. vasıtasıyla da bu durumun imalat formenine ve müdürüne bildirildiği ve davalı işverenin bilgisi bulunduğu halde devamsızlık tutanakların tanzim edildiği, her ne kadar davalı taraf davacının mazeretsiz olarak işe gelmediğine ilişkin tutanak düzenlemiş ise de tutanakların tutulduğu tarihte tanık beyanlarıyla da sabit olduğu üzere cenaze dönüşü mazeretini bildiren davacıya izninin kabul edilmediğine ilişkin her hangi bir bildirim yapılmadığı gibi bu konuyla ilgili bilgi yada belge de sunulmadığı gerekçeleriyle feshin haksız olduğu kanaatine varılarak kıdem ve ihbar tazminatı talepleri hüküm altına alınmışsa da davacının gittiği iddia edilen cenazenin kime ait olduğu, kanunda ölümü halinde mazeret izni alınabilecek yakınlar dışında birine ait ise örf ve adetler gereği cenazeye katılmasının zorunlu olup olmadığı hususları araştırılmamıştır.
Mahkemece, tanıklar yeniden dinlenerek cenazenin kime ait olduğu sorulmalı ve taraflara 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi gereğince açıklama yapma ve delil sunmalarına izin verilmeli, davacının işe devamsızlığının haklı bir nedene dayanıp dayanmadığı belirlendikten sonra, oluşacak sonuca göre kıdem ve ihbar tazminatı istekleri hakkında bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2013/17309 E. 2013/30014 K. 23.12.2013)
“…Davacının iş sözleşmesi davalı işveren tarafından, hat sorumlusunun vermiş olduğu görevi yerine getirmemesi ve 31 Mayıs-1 Haziran arası mazeretsiz devamsızlığından dolayı 4857 sayılı Kanun’un 25/11. maddesi gereği feshedilmiştir. Fesih bildiriminde gösterilen amirinin verdiği görevi yerine getirmemesi hususunun, dosya içeriğinde yer alan tutanak, savunma ve tanık beyanlarına göre haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmaktadır. İkinci fesih nedeni olarak bildirilen mazeretsiz devamsızlık konusunda ise, işçinin 31.05.2010 ve 01.06.2010 vardiyalarına katılmadığına dair tutanak ve puantaj kayıtlarına göre, belirtilen günlerde devamsızlık yaptığı sabittir. Davacı, bu günlerde vefat eden dayısı için memleketi olan Trabzon’a gitmiş olduğunu, bu durumu da vardiya amirine sözlü olarak bildirdiğini ifade etmiştir.
Mahkemece davacının ve dayısının vukuatlı aile nüfus kayıtları getirtilmcli, davacının dayısının vefat ettiği tarih belirlenmeli, ayrıca davacıdan otobüs bileti gibi yolculuğunu kanıtlayabilecek belgeleri olup olmadığı sorularak araştırılmalı, sözkoııusu günlerde vaki devamsızlığının geçerli bir mazereti bulunup bulunmadığı, buna göre işveren feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(22. HD. 2012/19908 E. 2013/7265 K. 04.04.2013)
“…Somut olayda, davacının bacanağının 08.02.2010 günü gecesi 00.00’da vefat ettiği ve cenazenin İstanbul’dan götürülerek Tokat ili Zile ilçesinde bulunan köyde defnedildiği ve davacının 08-09-10.02.2010 tarihlerinde bu nedenle işe gidemediği, 11.02.2010 günü işe başlamak üzere gittiğinde, davalı işverenin davacının savunmasını istediği, davacının savunmasında ölüm olayını bildirip ölüm belgesinin fotokopisini sunduğu tartışmasızdır.
Davacının ölüm olayını haber almasının ardından iş yeri ustalarından II.A.’u arayıp izin islediği ve H.A.’nun izin veremeyeceğini belirtip imalat müdürünü araması gerektiğini söylediği, bu tanığın beyanına göre imalat müdürünün izin vermediği anlaşılmakla birlikte, tartışmasız olan ölüm olayı ve cenazenin İstanbul ilinden Tokat ili Zile ilçesinde bulunan köye götürülmesi dikkate alındığında davacının bu devamsızlığının insani ve geçerli bir mazerete dayandığının kabulü ile feshin haksız olduğu anlaşıldığından, davacının kıdem ve ihbar tazminat taleplerinin kabulü yerine reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2012/22299 E. 2014/21005 K. 23.06.2014)
“… Davacı.29/08/2007 tarihinde halasının öldüğünü, telefon ile işyerini aradığını, işyerindeki yetkililerin kendisine 3 gün izin verdiğini, izin bitimi işe gittiğinde işe alınmadığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve fazla çalışma ücreti alacaklarını istemiştir.
Davalı, davacının devamsızlık yaptığını ve iş akdinin bu nedenle feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda, davacının devamsızlık yaptığı bildirilen tarihlerde halasının öldüğü dosyaya sunulan belgelerle sabittir.
Halası düzeyinde yakın bir akrabasının vefatı nedeniyle cenazeye katılan davacının devamsızlığının meşru bir mazerete dayanmadığı söylenemez. İnsani bir davranış olan cenazeye katılmak ve taziye ziyaretinde bulunmak meşru olup, feshe neden olacak bir devamsızlık hali olarak kabul edilemez.
Bu nedenle işverenin iş akdini feshetmesi lıaklı bir nedene dayanmadığından, davacının kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının kabulü gerekirken yazılı şekilde reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(9.HD. 2010/13837 E. 2012/26215 K. 04.07.2012)
“…Davacının dayısının vefatı nedeni ile 2 gün ardı ardına devamsızlık yaptığı, bu arada rahatsızlanıp hastanede kendisine reçete verildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davacı devamsızlık yapmış ise de; devamsızlığın haklı bir sebebe dayandığı 12 yıllık kıdemi bulunan işçinin davalı belediye ve çevre şartları gözönünde bulundurulduğunda feshin ağır bir yaptırım olduğu görülmektedir.
Bu durumda ihbar ve kıdem tazminatı istekleri konusunda hesap bilirkişisinden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece davanın reddi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.”(9. HD. 2006/2002 E. 2006/24201 K. 20.09.2006)
“….Somut olayda; davacı işçinin kız kardeşinin eşinin cenazesine katılmak üzere izin talebinde bulunduğu, işveren vekilince davacıya 27.07.2009-29.07.2009 tarihleri arasında izin verilerek izin bitiminde iş başı yapması gerektiği bilgisinin kendisine ulaştırıldığı, davacının izin süresinin bitimini takip eden 30.07.2009-31.07.2009 ve 01.08.2009 tarihlerinde iş başı yapmadığı gibi tüm aramalara rağmen kendisine ulaşılamadığı ve bu durumun tutanağa bağlanarak iş akdinin davalı işverence feshedildiği tüm dosya kapsamı ile sabittir.
Davacının akrabasının yakınlık derecesi dikkate alındığında davalı işverence davacıya verilen 3 günlük izin süresi makul bir süredir. Davacının izin süresinin bitimini takip eden ardı ardına üç gün devamsızlık yapması nedeniyle iş akdi davalı işverence haklı nedenle feshedilmiştir.
Mahkemece, kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken bu yön gözet ilmeyerek işveren feshinin haksız olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatına hükmedilıuesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”(7. HD. 2013/21856 E. 2014/4456 K. 24.02.2014)