Boşanma Sebepleri Nelerdir?
ZİNA
MADDE 129 – Karı kocadan herbiri, diğerinin zina etmesi sebebiyle boşanma davasında bulunabilir.
Davaya hakkı olan karı veya kocanın, boşanma sebebine muttali olduğu günden itibaren altı ay ve her halde zinanın vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmesiyle boşanma davası sakıt olur.
Af halinde dava mesmu olmaz.
CANA KAST, PEK FENA MUAMELELER
MADDE 130- Karı kocadan herbiri, diğeri tarafından hayatına kasdedilmesi veya kendisine pek fena muamelede bulunulması sebebiyle boşanma, davası ikame edebilir.
Davaya hakkı olan karı veya kocanın boşanma sebebine muttali olduğu günden itibaren altı ay ve herhalde mezkur sebebin vukuundan beş sene geçmesiyle boşanma davası sakıt olur.
Af halinde dava mesmu olmaz.
CÜRÜM VE HAYSİYETSİZLİK
MADDE 131 – Karı kocadan herbiri, tenzil edici bir cürüm işleyen yahut kendisiyle birlikte yaşamayı çekilmez bir hale koyacak derecede haysiyetsiz bir hayat süren diğeri aleyhine her zaman boşanma davası ikame edebilir.
TERK
MADDE 132 – Karı kocadan biri, evlenmenin kendisine tahmil ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadıyla diğerini terkettiği veya muhik bir sebep olmaksızın evine dönmediği takdirde, ayrılık en az üç ay sürmüş ve devam etmekte bulunmuş ise diğeri boşanma davasında bulunabilir. Davaya hakkı olan tarafın talebiyle hakim diğer tarafa bir ay zarfında evine avdet etmesini ihtar eder. Bu ihtar icabında ilan tarikiyle yapılır. Şu kadar ki boşanma davasını ikame için muayyen müddetin ikinci ayı hitam bulmadıkça ihtar talebinde bulunulamaz ve ihtar vukuunda bir ay bitmeden dava ikame olunamaz.
DİMAĞ HASTALIĞI
MADDE 133- Karı kocadan biri üç seneden beri devam eden bir akıl hastalığına duçar olup da bu hastalık müşterek hayatın devamını diğer taraf için çekilmez bir hale koymuş ve şifası kabil olmadığı dahi ehli hibre tarafından tasdik edilmiş bulunursa o taraf her zaman boşanma davasında bulunabilir.
EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI VEYA MÜŞTEREK HAYATIN YENİDEN KURULAMAMASI
MADDE 134 – Evlilik birliği, müşterek hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.
Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini nazara alarak, bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde 150.nci maddenin (3) numaralı bendi hükmü uygulanmaz.
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren aç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun müşterek hayat yeniden kurulamamışsa eşlerden birinin talebi üzerine boşanmaya karar verilir.
DAVA
Mevzuu
MADDE 135 – Boşanma Davasını ikameye hakkı olan taraf; dilerse boşanma, dilerse ayrılık isteyebilir.
Selahiyet
MADDE 136 – Selahiyettar hakim, davacının ikametgah hakimidir.
Geçici Tedbirler
MADDE 137 – (3444 Sayılı Yasayla değişik) Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına; infakma, karı koca mallarının yönetimine ve çocukların bakımına dair geçici tedbirleri kendiliğinden alır.
HÜKÜM
Boşanma veya Ayrılık
MADDE 138 – Boşanma sebeplerinden biri sabit olunca hakim, ya boşanmaya veya ayrılığa hüküm ile mükelleftir.
Dava yalnız ayrılığa dair ise, boşanmaya hükmolunamaz.
Dava boşanmaya dair olup, karı kocanın barışmaları ihtimali bulunduğu takdirde, ayrılığa hükmedilebilir.
Ayrılık Müddeti
MADDE 139 – Ayrılığa, bir seneden üç seneye kadar bir müddet için hakmedilir. Tayin olunan müddetin hitamında tefrik kendiliğinden nihayet bulur. Fakat karı koca bu maddet içinde barışmamışlarsa, iki taraftan herbiri boşanma talebinde bulunabilir.
Ayrılığın Hitamında Verilecek Hüküm.
MADDE 140 – Ayrılık hükmünde, muayyen müddetin hitamında bu hükme esas olan hadiseler münhasıran talibin aleyhine bulunmadıkça karı kocadan yalnız birisi tarafından talep edilmiş olsa bile, yine boşanmaya hükmedilir.
Bununla beraber diğer taraf müşterek hayata avdetten imtina ederse, ayrılık hakmüne esas olan hadiseler münhasıran talip aleyhine olsa bile, yine boşanmaya hükmolunur.
Hüküm, ayrılık davasının muhakemesi esnasında tahakkuk eden ve ayrıldıktan sonra hadis olan ahval nazara alınmak suretiyle verilir.
Boşanan Kadının kişisel Durumu
MADDE 141 – (3678.5ayılı Yasa ile değişik) Boşanan kadın evlenme ile kazandığı kişisel durumu korur. Ancak; bekarlık soyadını yeniden alır. Şayet boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği sabit olursa, talebi azerine hakim, kocasının soyadını taşımasına izin verir:
Koca, şartların değişmesi halinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.
Boşanma halinde tazminat
Maddi ve Manevi
MADDE 143 – Mevcut hatta muntazar bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kabahatsiz karı veya kocanın, kabahatli olan taraftan münasip maddi bir tazminat talebine hakkı vardır.
Bundan başka boşanmaya sebebiyet vermiş olan hadiseler kabahatsiz karı veya kocanın şahsi münasebetlerini ağır bir surette haleldar etmiş ise, hakim manevi tazminat namiyle muayyen bir meblağ dahi hükmedebilir.
Yoksulluk Nafakası
MADDE 144 – (3444 Sayılı Yasa ile değişik) Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Ancak, erkeğin kadından yoksulluk nafakası isteyebilmesi için, kadının hali refahta bulunması gerekir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz:
Tazminat ve Nafakanın ödenme şekli
MADDE 145 – (3444 Sayılı Yasa ile değişik) Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irad şeklinde ödenmesine karar verilebilir.
Manevî tazminata irad şeklinde hükmedilemez.
Sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irad tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akdi olmadan fiilen kankoca gibi yaşaması, yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irad kesilir.
trad şeklinde maddi tazminat veya nafakayı gerektiren sebep ortadan kalkar ya da önemli ölçüde azalır veya borçlunun mali gücü önemli ölçüde ekşitirse, iradın indirilmesine veya kaldırılmasına karar verilebileceği gibi değişen durumlara göre ve hakkaniyet gerektiriyorsa iradın artırılmasıda istenebilir.
MALLARIN TASFİYESİ
Boşanma Halinde
MADDE 146 – Kan, koca mallarının idaresi hakkında hangi usulü kabul etmiş olursa olsun boşanma vukuunda herbiri kendi şahsi emvalini geri alır. Husule gelmiş olan ziyade, kabul ettikleri usulan hakümlerine tevfikan aralarında taksim olunur. Zuhur eden noksan, karısı tarafından sebebiyet verildiğini ispat etmedikçe kocaya aittir.
Boşanan karı koca, birbirinin kanuni mirasçısı olamaz ve evlenme mukavelesi ile veya boşanmadan evvel yapılmış ölüme bağlı bir tasarruf ile temin olunan menfaatleri zayi eder.
Ayrılık Halinde
MADDE 147 – Ayrılık vukuunda hakim, ayrılığın maddetine, kan ve kocanın vaziyetlerine göre mallarının idaresi hakkında kabul ettikleri usulün feshini veya ipkasını emreder. Fakat karı ve kocadan biri tarafından talep vukuunda hakim mallarını ayırmakla mükelleftir.
ANA VE BABANIN HUKUKU
Hakimin Takdir Hakkı
MADDE 148 – Boşanma veya ayrılık vukuunda, hakim; ana ve babayı dinledikten sonra hakkı velayetin kullanılmasına ve ana baba ile çocuklar arasındaki şahsi münasebetlere dair iktiza eden tedbirleri ittihaz eyler.
Çocuk kendisine tevdi edilmemiş olan taraf, kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak ile makelleftir. Çocuk ile icabı hale muvafık surette şahsi münasebette bulunmak hakkını da haizdir.
Yeni Hadiseler
MADDE 149 – Ana veya babanın başkasıyle evlenmesi, başka bir yere gitmesi, ölümü gibi bir halin tahaddüsünde, hakim; re’sen veya ana ve babadan birinin talebi azerine hadisenin iktiza ettirdiği tedbirleri ittihaz eyler.
BOŞANMA VE USULÜ MUHAKEMESİ.
MADDE 150 – Boşanma ve ayrılık davalarında, hakim; aşağıdaki kaidelere riayetle mükelleftir.
Hakim, boşanma veya ayrılık için sebep gösterilen hadiseleri mevcudiyetlerine vicdanen kani olmadıkça sabit addedemez.
Bu hadiseler hakkında gerek resen, gerek iki tarafın talebi ile yemin teklif olunamayacağı gibi yemin makamına kaim beyanatta bulunulması dahi istenilemez.
İki tarafın bu bapta sevkedecek her türlü ikrarları dahi hakimi takyit etmez.
Hakim, beyyinatı serbestçe takdir eder.
Boşanma veya ayrılığın fer’i hükümlerine dair iki taraf arasında akdedilen mukavelat, hakimin tasdikine iktiran etmedikçe muteber olmaz.
Açıklama
Boşanma; resmen evli bulunan karı kocanın yasada yazılı sebeplerden birinin varlığı halinde; mahkemeye başvurularında hakim tarafından evlilik ilişkilerinin sona ermesini sağlayan hukuki bir müessesedir. Medeni Yasamızın 129-150.nci maddelerinde hüküm altına alınmıştır. Boşanma nedenleri:
- Zina
- Cana kast ve pek fena muameleler
- Cürüm ve haysiyetsizlik
- Terk
- Akıl Hastalığı
- Evlilik Birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması (Şiddetli geçimsizlik)
Açıklanan bu sebeplerden birinin mevcudiyeti halinde eşlerden biri diğeri hakkında boşanma davası açabilir. Boşanma davalarının hepsinde yargılama usulü aynıdır. Ancak aranacak koşullar değişiktir. Medeni Yasamız boşanma sebeplerinden zinayı 129, cana kast ve pek fena muameleleri 130, cürüm ve haysiyetsizliği 131, terk’i 132, akıl hastalığını 133, geçimsizliği yani evlilik birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması halinini de 134.ncü maddesinde açıklamaktadır. Her sebep bir boşanma davası açılmasına yol açacağından, nedenlerine göre boşanma davalarının ayrı ayrı incelenmesinde fayda görülmüştür. Güncel hayatımızda en çok rastlanan boşanma türü (evlilik birliğinin sarsılması veya müşterek hayatın yeniden kurulamaması yani şiddetli geçimsizlik) nedeniyle açılan boşanma davalarıdır.